her şarkısının her kelimesinde ayrı ayrı anlam bulunan, Türkiye'nin her zaman gelişmesini istemiş ve bunun için uğraşmış olan insandır. 100 sene geçse de unutulmayacaktır, unutulmamalıdır.
bir de bunun duraktan yanlış otobüse binmek olanı vardır ki o da pek vahim bir haldir. Okuldan yorgun çıktığınızda gelen otobüsün numarasını yanlış görürsünüz ve binersiniz. Gerçeği fark ettiğinizde ise artık çok geçtir.
Öncelikli hedefleri maddi durumu yetersiz kişilerdir. Bu evler veya cemaat ve hatta kendi aralarında hizmet denilen kurum dış görünüşte maddiyatı ve maneviyatı aynı anda sunan kurumdur. Sundukları bu iki vazgeçilmezle halkı kandırmayı çok iyi başarırlar. Orhun Abidelerinde geçen Çinlilere de benzerler. Onların tatlı sözüne inananlar ruhen ölmüş demektir. "Evlerimiz iyi, baskı yok" derlerse de psikolojik olarak ciddi rahatsızlıklarla çıkanlar, dinden soğuyanlar ve namazlarını bırakanlar da görülmüştür. Bu evlerde BTM denilen ev abisinin de üstünde abiler de vardır. Bunlar da kendi üstündeki BBTMlere bağlıdırlar. BTM eve geldiğinde "Zaman", "Sızın" vb. cemaate destek olan kurumlara evlerde kalan öğrencileri abone yapmaya çalışırlar. Verdikleri az miktar burs veya parayı da bu yolla tekrar kendilerine döndürmüş olurlar. Aynı zamanda KPSS sonrası ve Polislik Sınavı öncesinde aile, akraba isimleri istenir. Onlara iş bulmada yardımcı olacağı söylenir. Sohbetlerde genel olarak Fethullah Gülen kitapları okunur. Öğrenciye de bu kitaplar zorla okutulur ve yeni çıkan kitaplar zorla aldırılır. Genellikle eve alacakları öğrencilerin ailelerine, "Namazı yerinde olur, mezun olunca iş sorunu da olmaz" gibi o tatlı sözler söylenir. Ailenin tek istediği ise şimdi ve gelecekte evladının iyi yetişmesidir. Bu sözleri duyan aile hemen evladını cemaat evlerine veya yurduna verir. Ve işte o andan sonra o çocuğun sonu gelmeye başlamıştır.