tanrı seninle olsun manasına da gelmektedir. bir de ölenin ardından denmesine şahit oldum ama orada ne manada söylendiğini bilmiyorum. ölene çok yaşa anlamını kaktırmak olmasa gerek...
efendim çağın şartlarına göre konuşulduğunda doğru bir önermedir, ama bütün zamanlar kısmı biraz fazladır çok lider vardır atatürk kadar iş yapmış güç yapmış belki de daha iyisini yapmış. bu kadar da kendimizi süperiksleştirmeyelim.
romanın imgeler içinde yüzen ve sonsuzluğun aşikar bir dalıdır. yalnız o kadar derine dalabiliyor ki insan her okuduğunda başka bir hikayeyi okumuş gibi olabiliyor. deneyin derim.
açıldığından beri inaktif olarak takip ettiğim bir oluşumdu yazar olmak istediğim her dakka nedense o zaman alıma mı denk gelmedim ne olduysa olamadım. bu gün yine denemek istedim ve bingo. yazdıkça okudukça ve okundukça beni de diğer yazarlar gibi mutlu etmesini istediğim bir yer. he okumazsanız üzülür müyüm tabi ki de üzülmem. yazarken eğleniyorum netekim...
insan hakları açısından hakikaten ütkiyenin hiçte ipe sapa alıncak bir yer olmadığını gözümüze sokmuştur. farmwille lan bu hakında ilk entrymi girdim şu sözlüğe, yemin ederim engel fena battı.
hayatın binlerce alogratimadan ibaret olduğunu düşünüp çözüm yolunun da aynı şekilde binlerce olduğunu bilen benliğimi sarmış nickimdir. bir hayatın ne kadar güzel yaşanabilceğini hatırlatır carpe diem felsefesini de içine aldığında çözülmesi zor bir kimliği ve içimde sakladığım imgelerimi de içinde ihtiva eder. istemeyen tarafından çözülmeye çalışıldıkça karışır, isteyene 8 hamlade karışıp 6 hamlede çözülmüş haline döner...
oyuncakların en güzeli olup her yaş için uygundur...
kendi entrysine hayran kalmakla aynı şeydir. bakıp bakıp okumak ekrana öpücük atmak dahilinde seyreder. ilginç bir hareket olmasına rağmen çoğunluk tarafından yapıldığından pek garip karşılanmaz.
bu vahim doğa olayını bizlere* sevdiren yorumlardır. bildiğiniz aslan ceylanın böğrünü parçalıyor ve arkadan biri "wooaaw o yea thats great" çekiyor kardeşim bu adamların tepkileri yüzünden vegan oldu, ben ise çiğ et yiyorum...
ortalama klasik sözlükçülerinden olduğunu düşündüğüm kızdır. sınıflandırma mevzusunu iyiden iyiya hayatına yerlşetirmekte kalmamış genellemeleriyle gönüllere taht kurmuştur. bu görüşrü için de aforizma deyip geçiniz...
benim için önemi büyük bir marillion parçası, bu kadar değer verdiğim bir eserin sözlerini de paylaşmak isterim. vocalin 6. dakikadan itibaren ekolu söyleyişi insanda yaşama isteği bile bırakmıyor...
when the darkness takes me over
face down, emptier than zero
Invisible you come to me quietly
stay beside me
whisper to me "Here I am"
and the loneliness fades
some people think I'm somethin'
well you gave me that, I know
but I always feel like nothing
when I'm in the dark alone
you provide the soul, the spark that drives me on
makes me something more than flesh and bone
at times like these
any fool can see
any fool can see
your love inside me
all these years
truth In front of my eyes
while I denied
what my heart knows was right
at times like these
any fool can see
any fool can see
your love inside me
I want to be someone X 3
who someone would want to be
someone would want to be
Wendy Darling
In the kitchen
With your dreams
will you fly / again
take to the sky / again
undo the hooks
once and for all
banish the tic tic tic tok tok tok
again
will you be, Yourself for me
cause I can take it
I can stand
anything
bu rutin aktivite, o gün yarım gün ders yapılmasıne neden olur. o günler insanın daha bir okula gidesi geliyor. öğrencilik yanında bir kere de öğretmen olarak katıldım, pek bir nanesi yokmuş. çocukluğumuzda "acebaa napçaklar kii?" sorularını boşa sormuşuz anlayacağınız.
genelde halay başı da olurlar. o viktlerde tedirgin olmayan tek insandır herhalde, kenarda köşede oynamak, üzerine düğün fotoğrafı oh. değmeyin keyfine.
facebook üzerinde mybrute çılgınlığından sonra bizleri saran saçma sapan oyunlardan biri daha. korkutucudur ki giren çıkamıyor, içlerimizdeki aç gözlüğü temsil etmekte.