arkadaşlar bir konuda fikrinize ihtiyacım var.
kulak burun boğaz hastalıkları için doktora gitmem gerek. yakınımda (istanbul) özel hastane var, devlet hastanesinden daha az kalabalık olduğunu düşündüğüm için oraya gitmek istiyorum. şikayetim yutkunurken boğazda takılma hissi.
geniz akıntım ve farenjitim var.
sizce böyle riskli bir zamanda gitmemeli miyim yoksa bir şey olmaz deyip dikkat ederek gideyim mi?
dün sosyal medyada rastladığım video. ve çok doğru, bize çok benziyorlar. bir an çeviriyi okumadan anlamaya başladığımı fark ettim hatta. (bkz: barbekü)
söz edilmesi gereken esas konudur.
yarım saat önce üşüdüğüm için uyandım, üşümeyle ateş yükselmesini ayırt edemediğim için. titreye titreye ateş ölçeri buldum ve ateşimi ölçtüm: 36.0
bana kalırsa ateşim vardı. uykudan öyle bir uyandım ki kalbim deli gibi çarpıyordu.
böyle bir psikoloji.
iyi olmak mümkün müdür?
güzel bir his.
hatırladım denemez. kullanıcı adımı da unutmuştum fakat yazdığımı hatırladığım bir başlıkta kullandığım kelimeyi arayarak kullanıcı adımı buldum, sonrasında şifrem de aklıma geldi.
Ben bu eşikten geçmiştim ama sevgili değildik. Hatta dost da sayılmazdık. Hiçbir şeydik bir anlam ifade etmiyorduk, bir olamazdık.
Ben çok seviyordum ama :d doğruya doğru.
O bunu bilir ve iyi kullanırdı.
Bu ay hayatımda birçok şey değişecek ve ben hazır değilim.
Hayat hiçbir şey yapmıyorken daha güzelmiş. Ben aslında birkaç yıl önce bu günlerin hayalini kurarken mutluymuşum. O zamanlar da bugünlerde mutlu olacağımı düşünürdüm.
Evet, öyle ya da böyle, hayallerimi gerçekleştirdim. Ama daha farklı hayal ediyordum işte bugünleri. Fakat mutsuzum. Sorumluluklarım arttı. Stres altında hissediyorum da diyebilirim.
Çok ısrar ederek, isteyerek yaptığım/yaptırdığım şeylerden bir anda ‘acaba akışına mı bıraksaydım, müdahale etmese miydim, karışmasaydım daha mı iyi olurdu’ diyerek pişman olmak ve kötü bir şey olacak korkusu.