üçünü de severim üçünü de dinlerim üçünün de yeri değeri kıymeti ayrıdır. onca müzikalitesine rağmen arabesk sadece bir müzik değildir. o müziğin üzerinde o dönemin ve hayatının ruhu var. evet..
üstelik rahmetli kaddefinin libyasi refah içindeydi. herşey bedava. buna rağmen Kaddafi sokakta öldürüldü. ama dediğinde haklı: " sıranın size gelmesini mi bekliyorsunuz" o bunu Arap liderlere söyledi. ben bir tık arttırarak bunun tüm müslümanların başına geleceğini iddia ediyor ve söylüyorum. delilim de var;
--spoiler--
Ey Habibim) De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz ve arkadaşlarınız, hanımlarınız, kavmü kabileniz-hısım akrabanız, kazanıp yığdığınız mallarınız, bozulmasından ve azalmasından korktuğunuz ticaret ve tezgâhınız (memuriyet ve meslek sahanız), pek hoşlandığınız evleriniz (ve konaklarınız)... Şayet (bu saydıklarımız) size Allah’tan ve Resulünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ve kıymetli ise (bütün bunları kaybetmeyeyim korkusuyla cihadı ve Hakk davayı terk ediyorsanız veya nemelâzımcılık ve duyarsızlıkla milli savunmaya katkı sunmuyorsanız;) o halde Allah (zillet ve esaret) emrini getirinceye kadar bekleyip gözleyin bakalım... Çünkü Allah (cihadı ve milli savunma hazırlığını ihmal eden) fasıklar topluluğunu asla hidayete (ve selamete) ulaştırmayacaktır." Tevbe suresi 24. ayet
o halde sırada kim var? yada Türkiye'ye sıra ne zaman gelecek? esas soru bu. sıra bize gelmeyecek sanıyorsanız iyi bilin ki yakın zamana kadar Arap liderler de öyle zannediyordu. amerikayla israil'le ingiltere'yle savaşmak yerine göstermelik anlaşma zemini hazırlayanlar, heyy başımızdakiler, barış için uğraşanlar size söylüyorum, havanda su dövüyorsunuz. beyhude uğraşıyorsunuz. bak yukarıda aktardım kitap ne diyor: Allah için cihattan vaz geçenlerin vay haline. emir açık ve net. siz sadece kendi kendinizi kandırıyorsunuz deve kuşları gibi başınızı kuma gömerek bunu yaşamayacağınızı sanıyorsunuz. hayır, aldanıyorsunuz. siz bir gece ansızın gelebilirim deyip beklerken onlar bir gece ansızın gelecekler. diğer müslümanların başına gelen elbet bizim de başımıza gelecek. zira her kim cihadı terkederse muhakkak zillete mahkum olur..
buzlu çay radyatöre iyi geliyor olabilir diyen süper egzantirik dayı, erector / vampirov namı değer emekli dostu, muşlettin amcanın kankası juvzeer. iyi yaşasın. evet..
insan aldanmaya hazırsa aldanır. birileri de bunu kullanır. heleki halkı cahilse bu daha kolaydır. fakat esas mesele halkın ne ölçüde dine temayül ettiğinde gizli. eğer halkın tüm derdi dünyalık elde etmekse eğer ki öyle, o halde siyasette aynı mecrada ilerleyecek demektir. akp dediğimiz olgu eski anapın ve DYP nin bekası, artıkları, yiyicileri ve ilaveten bunlara benzeyen kesim. fakat iş bunlarla bitmiyorki. her partinin içinde aynı kafada adamlar var. MHP nin iyi Parti'nin CHP nin de içinde var bunlar. diğerlerinde de. düzen özellikle bunları işbaşına getirecek mekanizmalar üretiyor. bu adamları parlatıp önümüze koyuyorlar. biz de demokratik özgür seçim yaptığımızı filan zannediyoruz. halbuki kapitalist sistemin adamlarını seçiyoruz. neden? sistem yiyici üretmeden nasıl sömürebilsinki ülkeyi. herkes akp nin yediğine takılıyor. arka planda bunun yüzbin katı malın götürüldüğünü görmüyor. bunu görmediği için bunların ardından gelecek olanların da aynı şekilde kullanılacağını düşünmüyor. sistem kapitale ve sermayeye hizmet ediyor ve onlar da ülkeyi soyuyorlar. çark böyle işliyor ve bunun esas sorumlusu bu halk..
halk bu şekilde hareket ettikçe bu düzen değişmez. bizim milleti dünyaya alıştırdılar. dünya nimetlerini tattırdılar. üstelik bunu helal haram ayrımı yapmadan sağladılar. harama alışmış bir milletin hale yola gelmesi çok zordur.
çok basit bir misal: kıza yada erkeğe gel yatalım diyorsun, yatalım diyor, hayır demiyor. gel evlenelim diyorsun, bir ananın nikahını istemediği kalıyor. o yüzden böyle bir milletten hiçbir bok olmaz. siz siyasete ümit bağlayarak vakit kaybedip boşuna hayal kuruyorsunuz..
kuranı kerimin bakara suresi 158. ayetinin son kısmıdır bu başlığa konu olan ayeti kerime, meallere baktım " iyilik edenlere ise daha da fazlasını vereceğiz” demiştik." şeklinde anlam verilen diyanet işlerinin yeni tercümesi hoşuma gitti, diğerlerinden ziyade, neden? bunda bir teşvik var. zira cenabı hakkın el-berr (iyiliklerin hakiki sahibi) ismi şerifine en uygun anlam bu olabilirdi benim için. hakiki iyilik sahibi olan yüce Allah dilemeden kimse kimseye istese de iyilik edemez. iyiliği Allah'tan istemek lazım.
bu girizgahtan sonra konuya şöyle bir açılım getirelim: esas iyi olan kim? Allah. o halde neden bizden iyilik yapmamızı istiyor olabilir? esas soru bu. öyle ya, mademki gerçek iyilik sahibi olan yüce Allah kendi dururken bunu neden bizden istiyor? cevabı şu: biz aslında iyilik ederken bir başkasına değil esas kendimize iyilik etmiş oluyoruz. bu da bizim üzerimize yüce Allah'ın iyiliğini çekiyor. ama imtihan gereği bu zor bir durum. fedakarlık istiyor, bedel istiyor, hatta bazen ve belkide çoğu zaman yapılan iyiliğe karşı nankörce bir tutum sergilenmesine dahi katlanmayı gerektiriyor. belki sırf bu yüzden pek çok kişi, insanların yerine hayvanlara iyilik etmeyi tercih ediyor. haklılar da. hatta bazıları hiç tanımadığı, arasında herhangi maddi manevi duygusal bağ bulunmayan insanları tercih ediyor. onlar da haklı. çünkü taş uzaktan gelmez. yakın dairende birine iyilik ettiysen ve o kişi buna nankörlük ederek cevap verdiyse bil ki iyiliğin kabul edilmiş demektir. zaten yok eğer bir menfaat temin etmek, sevgi saygı Hüsnü kabul görmek için yaptıysan o iyilik değildir. o çıkar ilişkisidir. gerçek iyilik karşılık beklemeden olandır.
insanız ya, haliyle hatamız günahımız çok. peki bizi ne ayakta tutar? vakti zamanında yaptığımız iyilikler. bunu yaşamayan bilmez. yaşadık. dibine kadar hemde. bugün burda bu satırları yazabiliyorsam eğer hala ki hamdolsun, bu iyilik mevzusu sayesinde olmuştur kesinlikle. sadece şu kadarını söylüyeyim, iyilikten vaz geçmeyin. eğer iyilik bulmak istiyorsanız muhakkak iyilik edin, şuna tüm kalbinizle inanın, yüce Allah'ın temiz adına yemin ederim ki vallahi de billahi de tillahi de iyilik eden ancak iyilik bulacak. hiç ummadığınız anda karşınıza çıkacak, sizi ipten alacak, beladan çekip çıkartacak Allah. evet..
çalışan gayret eden herkes para kazanabilir. ama herkes para biriktiremez, bu cidden zor bir iştir. birikimin azı çoğu olmaz. gelir gider dengesine göre değişir. önemli olan yapılan gereksiz yersiz masrafları kısmaktır. halbuki mevcut tüm sistem bizim para harcamamız üzerine kurulmuştur. adeta gece gündüz yatıp kalkıp cebimizdeki parayı ne yapıp edip nasıl ele geçirebileceklerini hesap etmektedirler. türlü reklamlar yeni yeni ürünler.. fakat geçim için tasarruf etmek şarttır. tıpkı gol atmaktan ziyade asıl gol yememenin fulbolda esas olması gibi. savunma hattı sağlam olmadan maç kazanılmaz. o yüzden ne kazandığımız önemli değil, ne kadarını tutabildigimiz önemlidir. hayat hep güllük gülistanlık olmaz. zor günlerde en lazım olduğu yerde herkes bir bir kaybolup etrafında kimse kalmayınca iyi bir destek, kullanabileceğin iyi bir araçtır para. nakit biriktirin.
asgari ücretten de para birikir mi? birikir neden olmasın. paranızı biriktirin derim. bu en iyi yatırım tavsiyesidir. zira önümüzdeki zaman diliminde buna çok ihtiyacınız olacak. gerçekten de olacak. evet..
işçi ister yer ister yemez başka yerde kullanır. eğer buna, yemek teşvik ücreti kartlarındaki meblağın üzerinden SGK primi keserek engel olunmaya çalışılıyorsa o halde burda amaç işçiye yemek yedirmek değil restaurantları ve lokantaları beslemektir. bu uygulamadan bu amaç çıkar..
Türkler zeki fakat tembel bir millet. ama mesele akıl olursa o biraz göreceli. zira bu milletin cahil kalması için yıllardır uğraşan bir batı medeniyeti var ortada. halka ilim namına verilen birşey olmayınca ortada bilgi de olmaz ahlak da. bu çok normal. tabi burda iktidarların payı da es geçilemez. zaten bu yüzden bu fazla kurnaz halk, iş yapacak adamların yerine menfaati olan adamları iktidara getirirler her dönem. zira akıl olmayınca zeka ile hareket edip kısa vadede menfaat peşinde koşmak tam bizim millete göredir. mesele salt öğretim ve ıq meselesi olsaydı eğer bu ikisine de fazlasıyla sahip olan batı bugün insanlık namına en büyük zulmü en büyük vahşeti en büyük hainliği gerçekleştirip Ortadoğu'da ve dünyanın her yerinde kan döküp can almazdı. halbuki bunu en çok gerçekleştiren sözüm ona tırnak içerisinde celal hocanın öve öve bitiremediği bu batı medeniyetidir. biz kalkıp japonyaya atom bombası atmadık öyle değil mi Celal hoca? sen batının götünü yalamayı bir kenara bırak da "demokrasi, hukuk, insan hakları ve özgürlük" naraları atan vahşi kapitalist batının nasıl Siyonizmin kulu kölesi olduğunu anlat millete. terörü ve terör örgütlerini nasıl kurup kullanıp finanse edip dünyayı kaosa sürüklediğini anlat. geç, hikaye anlatma bize. bu masallara karnımız tok hoca..
var böyle bir durum. Türkiyede yavşaktan bol bişey yok zaten. ben rahmetliyi severdim. çok da dinlerdim. herkes herkesi sevmez. bu gayet normal. evet..
biz öyle kolay kolay terketmeyiz de gemi batarsa şayet fırsatçı zall ım ismayilciğim ulu sözlüğün ölüsü bile para eder mantığıyla bunu da nakte çevirir, buna şüphem yok, hiç merak etmeyin yapar. evet..
yıldızlar da kayar durmaz yerinde..haklıymışsın baba ferdi. adamdın adam gibi yaşadın adam gibi göçtün gittin bu alemden. son hastalığında anladım gideceğini dua ettim rabbim çok çile çektirmesin dedim. demekki iyi bir insan imişsin ki kabul oldu. rabbim mübarek gece yüzü suyu hürmetine tüm taksiratını affetsin. rahmetiyle muammele eylesin. ailesine sevenlerine sabır selametlik versin. tüm sevenlerinin ve Türkiye'nin başı sağolsun..
üç aylar, Recep ayının ilk cuma (Perşembeyi cumaya bağlayan gece) gecesi regaip gecesidir. duaların kabul olacağı bir gece. dua edin bol bol. herkese dua edin. kandiliniz mübarek olsun. evet..
bu lafların hepsi yem. adam kekleme. ne yani bir erkek çıkıp dese ki şöyledir böyledir, bunu bunu isterim bunları bunları istemem. laf mı dinlicen sen? o zaman da kalkar dersinki sen benim giyimime çalışmama sanatıma karışıyorsun, özgürlüğümü kısıtlıyorSun. canımın istediğini giyemiyorum. istediğim yere gidemiyorum. gönlümce istediğimi yapamıyorum. boğuluyorum. nefes alamıyorum. sen geri kafalısın. yobazsın. maçosun. kırosun. öküzsün. kıskançsın. beni taşıyamıyorsun. ben kendi ayakları üzerinde duran güçlü bir kadınım. param var meşhurum falan da filanda. nasılsa memlekette hikaye bol. bilmem ne. ya kızım geç bu ayakları. sen kendine maymun arıyorsun. çok kullanışlı bir aparat, şamar oğlanı, susan boyun eğen arıza çıkartmayan laf dinleyen uslu hiçbir şeyine karışmayan kukla sünepe. süs köpeği. buna da erkek diyorsun sen. pek çok diğerlerin yaptığı ve istediği gibi senin de tarifsiz Türkiye erkek modelin yaklaşık bu işte. yersen. evet..
ne kadan da fesatsınız ya kıskanç şeyler. koskoca diyanet işleri reisi bu. imam imam. kalkıp halkın arabası külüstür bir vosvosa binecek değil ya. pireztiji var onun bi kerem. aaauuuvvvdddiii cennetlik araba. evet..
belediyelerin vakti mi var, işleri başlarından aşkın, arsa rantı taksimatından zamanları mı kalıyor ki böyle rant sağlamayan bedava işlere zaman ayırsınlar, it lerle uğraşsınlar. demi. yani. evet..