Selma lagerlöf'ün romanından uyarlanmış çizgi film. Nils, Bir tomte tarafından büyülenir ve bir parmak çocuk olur. Bundan sonra macera başlar ve evcil bir kaz olan morton'un sırtında dünyayı dolaşır.
son zamanlarda ulu sözlükte sıkça rastladığımız hedelerdir. hayır bu memlekette başka konu kalmadı da allah var mı yok mu? peygambere canım feda diyen cahiller, yok falan, yok filan. ulan sana mı kaldı din işleri hödük? s.ktirin gidin ya sıkmaya başladınız artık.
editto: ne kadar dinsiz varmış la bu sözlükte, ehehe iyi oldu bu başlığı açtığım. *
Bu duygusal roman, annesinin genç yaştaki kaybını kabullenemeyen bir çocuğun yaşadıklarını anlatıyor. Ailenin annesinin ani kaybının ardından Sam, ablası ve babası hayatlarına devam ederler. Herkes Sam'in olayın bilincine varamadığını düşünür. Oysa Sam annesini kaybettiğinin farkındadır, onun tek sorunu annesiyle haberleşememektir. Annesinin dolabında cep telefonunu bulan Sam, onun el yazısıyla yazdığı bir numaraya mesaj atarak, annesine ulaşmaya çalışır. Sam'in sürükleyici macerasını okurken zaman zaman gözyaşlarınızı tutamayacaksınız.
iş Kültür Yayınları'nın Gençlik Serisi'nde yer alan Annemin Ardından Sam'in hikâyesinde aslında sevdiklerini kaybeden herkesi anlatıyor. Yazar, Carl Jung'ın psikoloji teorilerinden hareketle böyle büyük bir kayıpta neler yaşanacağını ve sağlıklı bir sona hangi yollardan varılabileceğini araştırıyor.
--spoiler--
zaranın hazine adlı albümünde yer alan muhteşem şarkı.
--spoiler--
Hangi birini desem yaptıklarının
içine siner miydi sana olsaydı
Hangi birini desem yaptıklarının
içine siner miydi sana olsaydı
Bir şefkat bir canım deseydin
Bir bakış bir gülüş verseydin
Şimdi bu halde olmazdık
Bir yerde bir gönül kalmış
Bensiz çok yanmış
Kırık kalbini kimler onarmış
Dersin elbet bir gün
Bir yerde bir gönül kalmış
Bensiz çok yanmış
Kırık kalbini kimler onarmış
Dersin elbet bir gün
Hangi birini desem yaptıklarının
içine siner miydi sana olsaydı
Hangi birini desem yaptıklarının
içine siner miydi sana olsaydı
Bir şefkat bir canım deseydin
Bir bakış bir gülüş verseydin
Şimdi bu halde olmazdık
Bir yerde bir gönül kalmış
Bensiz çok yanmış
Kırık kalbini kimler onarmış
Dersin elbet bir gün
Bir yerde bir gönül kalmış
Bensiz çok yanmış
Kırık kalbini kimler onarmış
Dersin elbet bir gün
Bir yerde bir gönül kalmış
Bensiz çok yanmış
Kırık kalbini kimler onarmış
Dersin elbet bir gün
Bir yerde bir gönül kalmış
Bensiz çok yanmış
Kırık kalbini kimler onarmış
Dersin elbet bir gün
Bir yerde bir gönül kalmış
Bensiz çok yanmış
Kırık kalbini kimler onarmış
Dersin elbet bir gün
Bir yerde bir gönül kalmış
Bensiz çok yanmış
Kırık kalbini kimler onarmış
Dersin elbet bir gün
--spoiler--
çoğu zaman ''ocakta yemeğim var ben gideyim komşu '' bahanesinden 3 saat önce gelen komşu teyzeye tam bahanesini sarfettiği an anne tarafından söylenen cümledir. ya oturma bu değilse nasıl oluyor ki, 3 saat az zaman mı anne, daha ne oturması? *
genellikle tartışılan bir konuda kesinlikle karşısındakini dinlemeyen ve dediğim dedik tipler için kullanılan cümledir.
edit: niye eksilendi anlmadım? aslında umurumda da değil; ama bu yöresel bir söylemdir, kimin zoruna gitti acaba!!!
dizide geçen yaran diyaloglardır.
ali ihsan bey'in ablası dilek telefonda görüştüğü kişiye iffet hakkında bilgi toplamasını söyler.
+ alo ahmet bu iffet denen kız hakkında bilgi toplamanı istiyorum.
kim bu kız, annesi kim, babası kim?
buraya dikkat!! '' kimden hamile kalmış, kimin bebeğini düşürmüş ''
ya salak mısınız siz nasıl oluyor bu şimdi? insan başkasından hamile kalıp, bir başkasından aynı anda bebek düşürebiliyor mu yani?
yıldız kenter, şükran güngör ve tevfik gelenbe gibi ünlü tiyatro sanatçılarının rol aldığı zamanın en popüler dizisidir.
şimdilerde ne böyle bir dizi var ne de olacak.
ilk okunduğunda doğal olarak bir köpeğin kuzu doğurduğunu sandığınız haber başlığı.
haberi görünce detayını okumak istedim, sanırım haberi yazan da şoka girmiş olacak ki haberi yanlış yayınlamış.
inandırıcı değil tabi ama işte link bu. http://www.medyarazzi.com/haber/20110326/323372/0/kopek-kuzu-dogurdu.html
sözlüğün yağdanlığı olarak aktif rol almış yazar kişisi.
bakmayın sadece yazar dediğime; onu bilmeyen, tanımayan kaldıysa eğer kendisi copy - paste yazarıdır.
salçanın bizi ulu sözlüğü temsilen gittiği sıfır noktası programı'nın yapıldığı kanala götürmesi için yapılan teklif.
biraz da biz konuşalım bakalım sen pek bi kastın salça, koltukla bütün vaziyette oturuyorsun.
dizi film seyretmek kötü bir şey mi hayır, insana bir şey katar mı belki evet belki hayır. ama dizi seyrediyor diye birine gerzek diyen biri ne seyrederek bu kültür seviyesine ulaşmıştır tartışılır.
rica etmenin bir nezaket kuralı olduğunu bilmeyen ve genellikle emir cümlesi kurarak kendini kabul ettirmeye çalışan insandır.
ne yazık ki akademik eğitim almış olsa bile bazı insanlar rica etmek yerine emir vermeyi tercih ediyor, bu kişilerin sayısı gün geçtikçe de artıyor maalesef.
bulunduğu topluluğun değer yargılarını hiçe saymak bu olsa gerek.
ne diyelim ''okumak cahilliği alır münasibetsizlik * baki kalır.''
sözlüğe okul kütüphanesi, sahaf, TDK sözlükleri, atlas, atasözleri sözlüğü, vs... muamelesi yapan kişilere tarafımdan verilen isimdir. bence bu kişiler sözlükte aktif rol almalıdırlar.
yani şöyle izah edeyim; şimdi kitap aralığı o kitabı okuyan için neyse sözlüğün ecesi de odur.
bir gün önce sözlükte paylaşılan alfabetik sıralamada a harfinden sıkıştıran uykunuz nedeni ile ancak g harfine gelebildiğiniz için kaldığınız yerden takip edesiniz ya da mevzu değişmiş mi diye sorasınız diye görev yapacak olan kişilerdir.
tıpkı gammazlık gibi bir buton eklenir sözlüğe. butonun adı da ececi olabilir, bence hiç fena bir fikir değil.*