fazla hüzünlü, fazla melankolik, fazla yanliz kadinlardan olusan sehirler ve o sehirleriyle bütünlesip kitabin atmosferini daha da duygusal yapan kadinlar...
murathan mungan'in en iyi kitabi degil belki ama, düsününce hem okuyucu hem de yazar gercekten de kadinlarin dünyasindan bakabiliyor sehirlerin hikayelerine ve öyle ustaca baglaniyor ki sonunda tüm hepsinin hayati, hakkini vermek gerekiyor ortadaki emegin, okuyarak.
tandogan ve caglayan mitinglerinden sonra "cumhuriyete sahip cik" sloganiyla, avrupali türklerin katilimiyla 5 mayis cumartesi günü duisburg burgplatz'ta gerceklestirilecek olan miting.
hadi hep beraber ilkokul boyunca ögrendigimiz atatürk'ü inceleyelim.
- 1881'de selanik'ta dogdu.
- annesi zübeyde hanim, babasi ali riza efendi idi.
- yazlari köyünde kardesiyle beraber kargalari kovalardi.
- en sevdigi ve basarili oldugu ders matematikti. matematik ögretmenin adi da mustafa idi, bir gün atatürk'ü yanina cagirip;" oglum senin adin da mustafa, benim adim da. bu böyle olmaz. aramizda bir fark olmali, bundan sonra senin adin mustafa kemal olsun." dedi.
- 19 mayis 1919'da padisahtan gizli olarak, bandirma vapuruna kacak olarak binip samsun'a cikti.
- erzurum'da, sivas'ta toplantilar yapti.
- izmir'den düsmani denize döktü. ülkemizi kurtardi.
...
yillar boyunca bunlarla avutulan cocuklar, atatürk'ü tanidiklarini, anladiklarini, sevdiklerini zannettiler. ögretmenler de onu en güzel sekliyle anlatabildiklerini.
gecenlerde bir kopmlo teorisi üretilmisti, "atatürk öldürüldü mü?" diye. yukarida birazcik aciklamaya calistigimiz atatürk bilgisine/sevgisine bakarak bu teoriyi biraz daha gelistirmek mümkündür sanki.
evet öldürüldü...onu biz öldürdük... yillar boyunca yaz tatillerinde karga kovaladigini ögrene ögrene. lise ye baslayip, sira fikirleni de ögrenmeye gelince , her zaman icin bir "mükemmel insan" vardi karsimizda bu sefer de. hata yapmayan, savunduklari fikirleri tek dogru olan. fikirlerini irdelemek, tartismaya acmak yada günümüz kosullarina uyarlamak yasakti. bu tür bir egitim de insalari zamala sikmaya ve örnek alacaklari önderden sogutmaya yeter de artar bile zaten.
argo yönünden oldukca gelismis olan türkcedeki hemen hemen tüm küfürlerin kadin anatemali olmasinin yarattigi bir basliktir. birine illa küfür etmek gerekiyorsa, neden kisinin sahsina degil de, onun nezinde anasina yada avradina sövülür, neden olusan olaylarla uzaktan yakindan hic bir alakasi olmayan bu kadinlar cinsel fantazilere alet edilir gibi sorularin yogunlasmasi sonucu ortaya cikan bir durumdur.
zamanin degismesiyle, basrollerdeki aktörlerini degistiren ama ayni olayi isitip isitip önümüze koyan tek bir sorudan "insanlari neden sürgüne yollamak zorundayiz" ve pek cok cevaptan olusan büyük bir problemmis gibi görünen ama aslinda incir cekirdegini bile dolduramayan sorunsallardan birisidir...
önce komünistler moskovaya denildi, sonra basörtülüler arabistana, simdi de herkes ermeniler ermenistana gitsin diyor. illa birilerini, bir yerlere sürgüne mi göndermek gerekiyor acaba ortaligin süt liman olabilmesi icin, yoksa birazcik ugrasilsa, karsimizdakini dinlesek, anlayabilsek, en önemlisi fikirlerine saygi duysak kendiliginden cözülecek bir konu aslinda, hemde kimsenin yardimina ihtiyac duymaksizin...
yurt disinda adet olan ama biz de genel telefon acma hitaplarinin yaninda pek fazla ragbet görmeyen bir uygulamadir. kisisel fikrimce cok da mantiklidir, en azindan yanlis numara cevrilmisse telefonda üc saat yanlis numara geyigi yapilmadan is kisa yoldan cözülmüs olur.