herkes kendini tanımaya, başkasına anlatmaya çalışmıştır ya da daha herhangi bir kimliğe tam olarak bürünmeden kendini şekilden şekile sokmaya çalışmıştır. Bu şekilde toplumda belli bir saygı kazanmaya çalışmıştır. Bazıları tarafından beğenilmiştir, bazıları tarafından hor görülmüştür. Ama bir şekilde insanlar kendi sahip olduğu (kazanarak ya da taklit edilerek) kimlikle hayatını devam ettirmiştir. Ama acaba o kimlik sahiden biz miyiz? o zaman kim kimdir?
ya biz şansız doğmuşuz ya da biz doğru bir şey dilemiyoruz. insan çok sevdiği bir şey kafasından geçirir ama bir bakmışsın ki düşündüğün konuda hiç istemediğin sonuçlar meydana geliyor. acaba nedir bunun aslı astarı? niye bizim istediğimiz değil de istemediğimiz şekillerle karşımıza çıkıyor.
atılan her adım farklı olsa bile karşılaşılan şey aynıdır: sıkıntı. sürekli karşımıza farklı şekillere bürünerek çıkan ve insanı damarından vuran tatsız sevimsiz olayların toplamı olsa gerek hayat.
üniversite öğrencileri arasında parasız ve alkolik olanların en sık yaptığı işlerden biri olan sabah kalkar kalkmaz dünden kalan bira şişelerinin dibini görme aşkıdır. her ne kadar sıcak ve bira tadından uzaklaşmış olsa bile hala müthiş tat vermesi ve o saatte parasız ve alkolik öğrencilerin bulabileceği eşsiz nimetlerdendir.
her sabah çay yerine bira içmek isteyenlerin şerefine.
her insan hayatını sürdürmek için bir yandan da fizyolojik ihtiyaç olan sevgi ihtiyacını karşılamak için yıllardır arayıp durmuştur hayalindeki eşini. kimileri son saniyede kaybetmiştir, kimileri hiç beklemediği bir zamanda karşısına çıkmıştır. kimileri ince eleyip sık dokumuştur, kimileri her önüne geleni denemiştir. her bir arayış ya sonuçsuz kalmıştır yada belli bir süreliğine veyahut yaşamının sonuna kadar da olsa olumlu sonuçlanmıştır. peki nasıl bir şey arıyoruz? kendimizden ne kadar eminiz ki ne aradığımızdan eminiz. çağımızdaki en büyük sorunlardan biri olan bu sıkıntının aslında bizden kaynaklandığını itiraf etmek zorundayız.
sınıf öğretmenlerini ilk önce bu sözle oyalayıp birazcık olsa da nefes aldıran bakan bey'in son hamlesi norm fazlası arkadaşlarımı dar bir alanda eli kolu bağlı bırakmasıdır.