romantik gomunist
98 (enerjik)
dokuzuncu nesil yazar 2 takipçi 15.39 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

    5387.
  1. Ölemeyecek kadar yaralıyım.Beni mezarıma dik gömün.
    0 ...
  2. insanı sikip bırakan şehirler

    12.
  3. ekimde aşk başkadır

    8.
  4. Aradığınız 'ek' artık kullanılmamaktadır.hayır bir de ne eki? Kimin eki? Mesela benim ilgi ekim olan -ki bambaşkadır.
    0 ...
  5. sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

    4823.
  6. hadis demek kuran yetersiz demektir

    19.
  7. Elbetteki öyledir. Hadisi dine sokmak Kur'an yetersizdir, elimizdeki aklı ve inandığımız Tanrı'nın dediklerini şöyle bir kenara bırakalım da bizden evvelki muktedirler kendi çıkarları adına ne demişlerse onların yolundan bir bidad kuralım dine ilave yapalım, Allah adına haramlar ilan edip şirke depar atalım demektir.
    "...Gelin Hz. Ebu Bekir’den başlayarak sırasıyla dört halifenin, hadis toplamaya ve nakline karşı tavrını hadis merkezli bir islam’ı benimseyenlerin de kabul ettikleri kaynaklardan alıntılar yaparak görelim:

    Ebu Bekir, Peygamberimiz’in vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir: “Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: işte Allah’ın Kitabı aramızda, onun helalini helal kılın, haramını haram görün...”

    Zehebi, TezkiratulHuffaz 1/3; Buhari l.cilt

    http://www.kurandakidin.c...in-hadislere-karsi-tavri/

    Not: Bir hadis olarak: "Şeytan ZART diye osurur." Hadis-i Şerif ( Buhari, Ezan/4 ; Tecrid 360; Müslim, Kitab us-salat 369 )
    1 ...
  8. sözlük yazarlarının tespitleri

    3592.
  9. insan iyi olmaya çalışan bir kötüdür. Hem ahlaken hem duygu durum olarak.
    2 ...
  10. zamansız ereksiyonlar

    35.
  11. öpmemiş gibi yapmak

    7.
  12. Çocuğun dişinde maydanoz kalmıştır, çıkartıp gelir.
    1 ...
  13. hac

    56.
  14. Yılın 4 ayında yapılabilecek bir ibadet iken 4 güne sıkıştırılıp insanların niyazi bir biçimde ölmesine sebebiyet veren, geleneksel islamın akıldan uzak, nüsuk(ritüel) odaklı din paradigması yüzünden amacından saptırılmış, kâr ve sermaye oyunlarının döndüğü bir sahneye dönüştürülmüş, Kur'an'a göre yapılması gerekilen hali aşağıdaki videoda olan ibadettir.
    https://www.youtube.com/w...4gxZjdo&feature=share
    0 ...
  15. sözlük yazarlarının psikolojileri

    10.
  16. Aşağıdaki bağlantıda Salih Ağbi'nin çok güzel biçimde anlattığı durumumdur.
    https://www.youtube.com/watch?v=IJM96tHH3Sw
    1 ...
  17. modern insanın en büyük problemi

    708.
  18. Kendiyle ve yarattıklarıyla olan mücadelesidir.Yalnızca modern insan için değil belki tarihin başlangıcından beri böyledir bu. Parayı buldu kimisinde az kimisinde çok vardı, öldürmeye başladı. Sonsuzluğu sindirebilmek için zamanı-saati keşfetti, doğduğu günden beri bir yerlere yetişmeye çalışıyor katlanılmaz bir herc-ü merc içinde. Daha iyi yaşamak için teknoloji,bilgisayar,siyasal sistemler, ideolojiler, bankacılık vs yarattı, kriz, savaş, açlık, yalnızlık,intihar,anksiyete ve antidepresanlardan burnunun ucunu göremiyor. Cehennem başkaları değil, insanın ta kendisidir.
    2 ...
  19. unutulmayan baba öğütleri

    37.
  20. "ona reddedemeyeceği bir teklif yap."
    0 ...
  21. halkların demokratik partisi

    862.
  22. Sulu sepken liberal sosu yağışlı solculukları ile trajikomik ülkemin trajikomik partisi çünkü; kürt sorununa emperyalizm-kapitalizm karşıtı bir milliyetçilik temelli bakamıyorlar, dilleri feodal düzeni yıkmaya yönelik değil.Günlük burç falı gibi bazen ayrılıkçı, bazen federasyon, bazen özerklik diye zar atıp tuttukları yerden konuşuyorlar arada 40 bin halk çocuğu asker ve sayılamayacak kadar bölge insanı ölüyor(etnisite belirtmedim) ama bu daha eşit, daha yaşanası bir dünya algılarını sarsmıyor.(Kimse çıkıp HDP=PKK değildir demesin aynı geminin iki kaptanı bu adamlar bölgede ABD'nin ikisi üzerinden de çıkarları var)
    ikinci olarak olaya bütün bir yoksul Türkiye halkının, emekçi sınıfının sermaye ile mücadelesi olarak bakamıyorlar. Sınıfsal kaygılardan arındırılmış bir özgürlük ve demokrasi türküsü bağlamada hoş durduğu müddetçe ve sola teşne kitlelerimize başka bir alternatif sunulmadığı sürece de başarılı?! olacağa benziyorlar.
    1 ...
  23. bir erdoğan masalı

    2.
  24. tanrı ya sorulacak tek soru

    1997.
  25. "Niçe nasıl? Bıyıklar duruyor mu?"dur. Hayır duruyorsa kesmesin onları.bronzlaşınca beyaz kalır kötü gözükür.
    1 ...
  26. islamdan zerre hazzetmemek

    4.
  27. islam'dan hazzetmemek hem de zerre hazzetmemek gayet doğal bir duygu; bu yalnızca kişinin kendisini bağlar hayatını yaşamak istediği ilkeleri insan kendisi belirler. Bunu dillendirmek gereksizdir o ayrı. Dillendirmedeki amaç biraz da dikkat çekmek ve 'yaladım yuttum anlam bulamadım' edasıyla cehaleti arşa çıkarmaktır.
    5 ...
  28. charlie hebdo katliamını aklamaya çalışmak

    0.
  29. Tamamen anlamsız ve refleks bir tepkidir.Beyinde nefret ve zeka yoksunluğundan bir sivilce çıkması gibidir. Ayrıca: http://www.youtube.com/watch?v=aUUvI44P44o (Özellikle ihsan Eliaçık'ın yorumları ufuk açıcı nitelikte) (bkz: ihsan eliaçık)
    1 ...
  30. charlie hebdo ya abone oluyoruz kampanyası

    17.
  31. Mazlumu bile (mazlumun burada tanımladığı grup çok su götürür öyle kullandım diyelim mazur görün) putlaştırmak ayıptır, günahtır. Yapmayın şöyle rica ediyorum ya hu. Neden omurilik soğanınızla tepki veriyorsunuz şu meselelerde ? Düzgünce meselenin gerektirdiği gibi bu vahşeti kötüle buna olan tepkini koy insanlığın bu zihniyetten kurtulması için elinden geleni yapmaya, çoluğunu çocuğunu özgür ve aydın bir birey olarak yetiştirmeye çalış. Charlie Hebdo'nun tirajı mı düştü ki? abone olup yardım etmeye çalışıyorsun. Bu altında başka şeyler aratır. Merhamet yahut üzülmek değil bu suçluluk duygusudur. Bu ülkenin -müslüman olsun,olmasın- namuslu insanlarının bu meselede alnı aktır. Şaklabanlığa gerek yok.
    1 ...
  32. osmanlı devleti nin yıkılma nedenleri

    176.
  33. Osmanlı'nın sonunun nasıl geldiğine dair yorumu Kemal Tahir'in:

    "...Batılı dediğimiz kravatlı yamyam, insan eti yemekten başını aldığı bir sıra, her nasılsa nasıl, Hıristiyan kilisesinin nas'larını rafa kaldırmış ve onun yerine akıl bayrağını göndere çekmiştir. Burjuva marifeti olan bu iş, kısa bir zamanda Batı'ya bir üstünlük sağladı. Hıristiyanlığa dayanan altrüist ahlâk yerine, aklın piçi olan egoist ahlâk geldi oturdu. Osmanlı devlet adamları bu olup biteni görüyorlardı. iflas etmek üzere olan namuslu mahalle bakkalına: 'iflastan kurtulmak istiyorsan, kerhane aç!' diyen namussuz gibiydi Batı, Osmanlı'nın karşısında!.. Onurlu Osmanlı, insan eti yiyen yamyam olmayı onuruna yediremediği için, benimseyemedi 'egoist ahlâk' düzenini. Ve sonunda Osmanlı, bu amansız açmazda başına gelenin sebebini düşündükçe, 'Allah'a karşı bir kusuru olduğu' inancına vardı!..."
    "...Biliyorsunuz, okuyanlarınız görmüştür, Kur'an'da, birçok yerlerde, bazı toplumların Allah buyruklarına karşı geldikleri için cezalandırıldıkları yazılıdır. Osmanlı için Batılı'ya benzemek, cezanın en büyüğü idi! Kendisine zina önerilen namuslu bir kadının kendini kaldırıp uçuruma atması gibi, Osmanlı da kendisini tespihe, ibadete verdi ve Tanrı'nın günahlarını bağışlayıp canını 'Batılı' rezilinden kurtarmasını beyhude bekledi. Yani, bizim anlayacağımız, bir kristalle bir taş çarpışmış, taş kristali kırmış! Taş mı değerli, kristal mi, diyorum size... Hadi, cevap isterim!.." ( ismet Bozdağ, Kemal Tahir'in Sohbetleri; S. 59 vd. Emre Yayınları; istanbul, 2006)
    0 ...
  34. sultan galiyev

    57.
  35. bana bir şimşek çak
    ortalık fena karanlık
    yüreğim örtülüyor
    ağır bir dalgınlığa genişliyorum
    durmadan değişen o mevsimde
    dağlarda kalın
    omuz omuza bulutlar
    çok fena kalabalık
    ellerim çıplak
    bana bir şimşek çak
    kötü bir tuzaktayım
    bilmem ne yapsak
    aklımda fikrimde onlar
    yaşlı ve genç
    erkek ve kadın
    korkularıma tutsak

    bana bir şimşek çak
    içim içime sığmıyor artık
    vahim bir çağrışımdan
    daha vahimine atlamaktayım
    bana bir şimşek çak
    belki fena halde
    yanılmaktayım
    o ince kız çocuğu
    gün doğmadan her sabah
    bir hapisaneden bir nezarethaneye
    kelepçeli götürülüyor
    dudakları titrek
    gözlerinde buğu
    bilmem ki nasıl anlatayım
    bağışlanmaz suçu dünyayı sevmek
    bir de o
    adını bile bilmediği
    kıvırcık saçlı'devrimci'öğrenciyi
    fakülte kapısında vurulmuş
    yağmurun altında
    çıplak
    bana bir şimşek çak
    çok yanlış anlaşılmaktayım
    hesabım yanlış bir mahkemede görülüyor
    içimdeki zemberek
    boşandı boşanacak
    yaşamak mı gerek
    yoksa unutmak mı
    şaşırmaktayım
    galiyef yoldaş ne olacak
    galiyef yoldaş sibirya sürgünü
    sanki yalın bir bıçak
    kayarak
    bir kırlangıç hızıyla
    bulutların arasından
    karanlığın böğrüne saplanacak

    galiyef yoldaş ne olacak
    galiyef yoldaş sibirya sürgünü
    elinde bir mektup eski yazıyla
    artık yüzünü bile unuttuğu
    karısından
    burnunda sadece kokusu var
    ilkbahar kadar müşfik
    sonbahar kadar yumuşak
    galiyef yoldaş ne olacak
    avrasyada hala mazlumların uğultusu
    kısa bozkır atlarının nallarından
    gizli kıvılcımlar ki etrafa saçılıyor
    azadlık mermileridir
    çekirdekleri çelik
    cehennem gibi sıcak

    bana bir şimşek çak
    sala veriliyor görünmez minarelerden
    izmir de istibdat'ı yaşamaktayım
    bir yangın soluğu sokak içlerinden
    kordonboyunda muzaffer atlılar
    fahrettin paşanın süvarisi
    bana bir şimşek çak
    yolumu aydınlatacak
    gazi'nin gözlerinden
    mavi bir şimşek
    kuva-yı milliye mavisi
    aynı emaneti taşımaktayım
    'hürriyet ve istiklal benim karakterimdir'
    çünkü hain sinsi ve korkak
    aynı düşmana karşı
    savaşmaktayım

    Attila ilhan
    2 ...
  36. müslümanların ortak özellikleri

    2.
  37. Her ayete bir açıklaması olmadan inananlar olmasa sokakta gayri müslim görünce saldıracak bir güruha da sahip olmayacak olan insanların ortak özellikleridir.
    Not : "Akledin", "düşünün" diyen bir dine inanan insanların inançlarını sorgularken ve her gün yeniden inşa ederken her ayete bir açıklama getirmesi gerekir.
    0 ...
  38. türkiye nin asıl sorunu

    3.
  39. Hırsızı kovma sorunudur efendim bu hırsız bir şahıs, parti yahut bir kurum kuruluş değil bizzat !emperyalizmin! kendisidir.
    Nazım Hikmet'ten ,71 yıl evvelden, bugünün şartlarına birebir uyan cümlelerle gelsin o zaman: http://www.youtube.com/watch?v=Znk7BAN9Woc
    1 ...
  40. sırrı süreyya önder

    1831.
  41. insanın ve siyasetin derinlerine vakıf oldukça şu dünyada utandırmayacak bir sosyalizmin kurulacağına inancımı yitirdim. Yirmi-yirmi beş yıldır Araflarda dolaşıyorum o yüzden. Bir ara anarşizme yaklaştım, sonra liberallikte karar kıldım. Gelin görün ki, yüz kızartmayacak bir liberallik de hayal.

    Tek tük dürüst liberallere rastlıyorum, ama büyük çoğunluğunun halleri sosyalistlerden de beter. Sosyalistler hiç değilse az buçuk düzene ve iktidara karşı duruyorlar. Liberaller, yani bizim gibiler için kapitalizm dışına çıkmak ütopya, yani böyle bir derdimiz yok. Oraya kadar sorun bulunmuyor, sorun bunun ötesinde başlıyor. Özgürlük ve demokrasiden taviz vermemek, insan hakkından taviz vermemek gerekli değil mi tutarlı bir liberal için?

    Amerika’daki, Avrupa’daki örneklere baktığımda kendine liberal diyenlerin birçoğu Bush’un, Blair’in şeytan uçurtması oldular, şimdi Obama’nın, Cameron’ın arkasında sürünüyorlar. Büyük devletlerin iktidarları geri ülkelere hiç demokrasi, hiç insan hakkı götürmüyor değiller, objektif bakalım, böyle bir faydaları var. Ama demokrasi, insan hakları en önce insan hayatından başlıyorsa, zararları daha fazla. O zaman tutarlı bir liberalin bunlara karşı kıyameti koparması lazım, ama nerdeee?

    Türkiye’dekiler de aynı. Alın Orhan Pamuk’u, alın -Araf’tan aklıma geldi- Elif Şafak’ı. Bazı eserlerini beğenerek okudum, şaheser değiller ama iyiydiler, ama bu kadar körü körüne iktidar yalakalığı, AKP yandaşlığı, Amerikan yalapşaplığı olmaz ki! Bu tavır liberalliği bir gusto dahilinde savunmayı imkansız kılıyor.

    Türkiye’de medyayı ara sıra izlediğimde “Liberalizm de olmadı, başka bir akım mı bulsam?” demekten kendimi alamıyorum. O ne düşük entelektüel bakış, o ne alçak seviyeli etik duruş öyle. Yandaşları değil, liberalleri kast ediyorum. Öbürleri rahatsız etmiyor, normaller. Bildiğimiz en alt düzey insan işte.

    Ya kendini akıl-fikir-Avrupa kültürü-edebiyat sülfürü ile bezemiş gösterenler. En radikali, en solcusu Sırrı Süreyya, Selahattin Demirtaş kültünden. En danteli Ece Temelkuran, Nuray Mert kertesinden. Kürtlere haklarının sonuna dek verilmesi taraftarıyım, onların bu yönleri kaşındırmıyor beni. Kürtleri bir katil sürüsünden kurtarmaya çalışırken başka bir katil sürüsü için çalıştıklarının farkında bulunmalarına karşın farkında değilmiş gibi masumane ağız bükmeleri, çocukçasına yalan düzmeleri ifrit ediyor. Bir faşist idareye hep birlikte karşı olalım da, hadi Kürtler kurtuldu, daha kötüsünden başka bir faşist idareye neden bu kadar körlük numarası?

    Bence Türkiye’deki liberallerin yüzde doksan dokuzu liberal değil, sosyalistlerin yüzde doksanı sosyalist değil. Yazar-gazeteci tayfasında bu oranlar iyice düşüyor. Biri güzel güzel şive yapıp, espri patlatıp kendi cinayetlerini gizliyor, başkası uluslar arası solcu dilber endamında dost zulmü kapatıyor. Elleri solda, akılları oynaşta.

    Niye böyle? Entelektüel çıkar. Piyasada görünmek. O kadar! Başka? işte bunu düşünürken dalgın dalgın kütüphaneme bakıyordum ki, Freud imgesiyle karşı karşıya geldim. Nedenlerden biri mi, yoksa asıl nedenin sonuçlarından sadece teki mi?

    Freud. Görüntünün Ortasındaki Karanlık

    Louis Breger’in bu harika kitabını orijinalinden okumuştum yıllar önce. Kitabın Türkçesiyle göz göze gelince hızla karıştırdım. Birçok sayfadaki birçok bilgimi yeniden tazeledim.

    Louis Breger, Freud düşüncesini halen takip eden, psikanaliz ekolünü terk etmemiş, ama konuya sorgulayıcı yaklaşabilen değerli bir yazar.

    Dünyada ve Türkiye’de sol ve liberal entelektüel alemde bugün bile Freud bir kral. Bu nasıl olabilmiş, olageliyor, kitabı okuyan anlar. Kalın bir kitap ama herkese tavsiye ederim, okuduktan sonra bir daha nasıl bakarsınız herife (biraz önyargılıyımdır), onu da bilemem. Ama ben kendi fikrimi özetleyeyim:

    Bir kere şu açık: Freud psikanaliz cemiyetini tam bir dinsel tarikat yapısı olarak örgütlüyor. Teoride ve pratikte bu böyle. Hatta ötesine geçiyor, genel psikanaliz örgütlenmesi içinde Leninist tarzda gizli komite kuruyor. Komite dünya psikanaliz camiasında astığı astık kestiği kestik bir yönetim uyguluyor, (neler çektirdiler!) , istedikleri adamları belli yerlere getiriyor, işlerine gelmeyenleri cezalandırıyor, gerekirse ihraç ediyor. Daha ötesine, Stalin yordamına yükseliyor, tarikat içi muhaliflerine karşı baskı-sindirme yöntemleri uygulanıyor, yazılı itirafnameler alınıyor.

    Bu da fayda etmemişse bu şahısların kişiliklerine saldırılıyor, hasta-nevrotik- psikotik ilan ediliyorlar, hatta zorunlu analizler sırasında itiraf ettikleri şeyler kamuoyuna açıklanıyor. Bu arada tabii yayınlarında sansür peynir ekmek yer gibi meşruluk kazanıyor.

    Zaten, bilirdim, öğrencilerine hasta gibi davranma tekniği tam bir falsoydu. Bu şekilde köle ruhlu oğullar ya da küstah kuklalar yarattı. Etrafındaki bütün semptomatik eylemlerle dalga geçti. Bu şekilde kendi nevrozunu da asla aşamadı.

    Öğretisi, kitapta ayrıntılı açıklandığı gibi, hiçbir bilimsel kanıta dayanmıyordu. Olgu sunumlarını sürekli çarpıttı, devamlı abarttı, yalan söyledi. Teorisini kanıtlamak için kaba mantık hataları yaptı. Cinsel tacize uğramış küçücük bir çocuğun acısını daha erken çocukluk cinselliği ile açıkladı, geçirdiği travmadan hiç söz etmeyip, hiç utanmadı. Bir dostunun hatalı ameliyatı sonrasında kanaması durdurulamayan bir kadının kanamasına histeri teşhisi koydu, yok deve demeyin, haza deveydi, aynı kadının yüzünde onu kurtarmak için bir delik açıldığında bundan söz etmedi, konuyu çocukluk cinselliğiyle ilişkilendirdi. Öyle Hurensohn bir şarlatandı.

    Freud’un beni de kendine uzun yıllar bağlayan en önemli başarısı insan aklının irrasyonel çalıştığını herkese kabul ettirmekti. Ama bu irrasyonel aklı öyle irrasyonel şekilde açıkladı ki, irrasyonel akla cuk oturdu. Böylece insanın bilinç kavrayışını bir parça açtı, açtığı kadarıyla mühürleyip kapattı ve yarım asır bütün bir psikoloji gelişmesini durdurdu.

    Teorisi için “Teorik Emperyalizm” diyor Breger. Gayet sınırlı fikirle son derece geniş olgular yelpazesini açıklamak…

    Freud’un bir diğer başarısı cinselliğin insan ruhundaki büyük önemini göstermesiydi. Ama öyle bilimdışı teoriler icat etti ki bunu açıklamak için, aslında insanlığın cinsel psikolojiyle ilgili kavrayışının hat in die Fotze gesetzt. Bu kadar çok yayılmasının sebebi bizatihi konunun cinsellik olmasıydı, psikolojik pervert pornografiydi eserleri, bundan çok istifade etti.

    Tedavilerine gelince. Onu büyük bir karizmatik otorite olarak kabul eden kimi insanlarda, eğer hastalıkları ciddi değilse başarılı sonuçlar elde etti. Ünü bu şekilde de yayıldı. Ama gerek kendi tedavi pratiği, gerekse tedavi yöntemleri bu otorite konusunda kuşkulu olan veya gerçekten ciddi vakalarda tam bir fiyaskoydu.

    Hatta hastalarına öyle wie Ochsen yaklaşıyordu ki birçoğunun durumu daha da kötüleşti. Freud savaşın büyük trajedisine de hastalar bazında züppece yaklaştı. Savaşta korkunç olaylar yaşamış askerlerin zavallı durumlarını o travmalarla değil, tam bir faşist gibi çocukluklarından kaynaklanan zayıflıklarla izah etmeye kalktı.

    Siyasetle ilgilenmeyen, ilgilendiğinde muhafazakar, kralcı, kadın düşmanı, cinsellik düşmanı görüşler ileri süren bu şahsın bir de sol entelektüeller nezdinde (benim gibiler içinse rahatça atıp tutarlar böyleleri) kaç yüzyıldır ilerici bir kişilikmiş gibi tanınması ise insan aklı açısından tam bir facia. Freud 1. Dünya Savaşı’nın ilk aylarında açıkça savaş yanlısıydı. Yine tam bir faşist gibi savaş yanlısı sözde bilimsel-psikolojik fikirler yumurtladı. Savaşın “arınma” yaratacağını, asker ölümlerinin “hayatın ilginçliğini yeniden kazandıracağını, tam içeriğine kavuşturacağını” ileri sürdü. Savaş nevrozlarına karşı acımasız tutumu ise bunun devamıydı. Oysa bir kez bile şehirden çıkmamıştı savaş sırasında, askerlerin tedavilerini de üstlenmemişti, pratik olarak hiçbir şey bilmiyordu bu konuda.

    Freud’dan ilerici kişilik, devrimci düşünce imal eden entelektüel alem Obama’dan, Demirtaş’tan, Sırrı Süreyya Önder’den neler çıkarmaz.

    Prof. Dr. Koral.G.Yunuk(Mahlas)
    Bizim Liberallerin Ufku Sırrı Süreyya Önder Kadar yazısından (insanbu.com'dan alıntılanmıştır)
    1 ...
  42. yaşamak öldürür

    13.
  43. "insan meyvanın çekirdeğini kendi içinde taşıması gibi taşır kendi içinde ölümü" R.Rilke
    1 ...
  44. tek bir heceye kıpırdayamayacak derecede hapsolmak

    2.
  45. "kum"
    Üç beş veledin yaptığı kumdan bir kaleydim
    Her gece dalga olup yıktın surlarımı
    Ben yalnız sana açtım güzelim
    Kendim bile bilmediğim en kuytu sırlarımı
    Gözbebeklerinin renginde bir geceyim
    Geri ver istiyorum yıldızlarımı
    Bilmiyorum ayça olsan güzelim
    Seni mi seçerdim gökteki yıldızları mı?
    1 ...
  46. erkek olmanın zorlukları

    140.
  47. Yalnız erkeğin derdi yalnız olmaktır yalnız olmayanların ise kadınlar tarafından her kıyafetleriyle uyan bir çanta muamelesi görmek durumunda kalmaları, belli bir yaştan sonra sevebildikleri her kadının onları bir eşya gibi sahiplenmesi, boğması ve "ne zaman evleneceğeeez?" sorularıyla kapatmaya çalışmalarıdır misâlen.
    0 ...
  48. delilik

    90.
  49. Yürüyorum.Yürüyorsun toprağı delen ayakların üzerinde çalımsız. Uzaklara gidiyor bulutların yanmış mavilikleri ve boğazına kadar göğe boğuluyorsun. Yırtsan şu şehrin biçimsiz silüetini !? bucaksız karanlık mıdır ardı? Her resim ilk beyaz değil midir her çocuk kadar? Ormanlar sonsuzdur(mu?).Bir ağaç kesersem orman eksi bir ağaç mı eder? Seni sevsem ama ağlatsam-herkes sevdiğini ağlatır- bir defa; sevgi eksi bir defalık gözyaşı (mı?) olur elde kalan.Bizi tımarhaneye sokan büyük bunalımlar değil gündelik şeylerdir demişti bir yazar.Ayakkabı bağının kopması mesela.Bu ısıtılmış manyaklar cennetinde ne yapmalıyım tımarhaneye girmemek için peki? Büyük şeyler o zaman...Birilerini öldürsem?Yok.Bugüne dek içeri girmiş katil görmedim.Rahatlıkla deli raporu bulup icabıma bakarlar.Bir baksana etrafına potansiyel katilleriz hepimiz.Her gün birbirimizin içindeki insanlığı sırtından bıçaklıyoruz.Tecavüz?Onu da toplu yapanı bile salıverdiklerini gördüm ,tek başıma yaparsam çay bile söylerler pişkin ızgara suratlarıyla emniyette ifade verirken.Mevzu yine akli dengemin yerinde olmamasına bağlanır hoop.. sınırsız beyaz odalar.En çok neden korkar muktedirler? Devleti devirmek için darbe planı yapsam? Ha orman artı bir ağaç ha orman işte manyak mısınız? Tamam kabul ediyorum ve teslim oluyorum her gece rüyalarıma arz-ı endam eden süt beyaz gömlekli, hayali kardeşlerim. Buyurun sıra sizindir! Zira delilik: akıl sağlığı bozuk bu dünyaya ayak uydurmak için yapılmış akılcı bir hamledir.
    0 ...
  50. aşksız ilişkiler

    5.
  51. Ayrıntı Yayıncılık'tan çıkmış Beckett kitabı. Absürt ve yıkıcı üslubu ve bir o kadar vurucu olay olmayan olay öyküsü ile sinir hücrelerimizi birbirine kırdırmayı ve yeni kıvılcımlar yaratmayı başarmış kitaptır.
    1 ...
  52. romantik gomunist

    7.
  53. üstteki yazara akrostiş şiir yazmak

    216.
  54. Halinden anlardım bu seferde meysiz
    Aklında sevgili bir nefes bir neysiz
    Yılların yarattığı bu dargın yorgunluk
    Yadına düşerdi bir derin durgunluk
    Allah ile bozdu ser-i, ser-i bir hoş oldu
    Murayi olmaktansa fanide, iki gözü yaş oldu
    Işığın kürre-i arza hükmünden bahseyledi
    "Nasıl cennette Tanrı benimle rakseyledi"
    Rahatsız etti kulakları Ne farkın kaldı benden
    Uyuttuğun gözlerimle günah işledimse ben
    Bak ellerim senin onlarda şarap tutar
    Aşk yalnız sendedir "Ene'l Hakk" tok tutar
    işittiğin bu söz Rast makamı değildir
    Sanma ki içtiğin mey Hak kelamı değildir
    ille seveceksin bir şeyi gece bitmez değildir
    0 ...
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük