Bugün Ortodoks Hristiyanlık dinine mensup, Çuvaşistan'da yaşayan ve Bulgarca'ya en yakın dil olarak nitelendirilen Çuvaşça dilini konuşan yaklaşık 2 milyon Çuvaş Türkü, Birinci Bulgar imparatorluğu'nun tek varisleri sayılmaktadır. Bazı tarihçiler Moldova'ya bağlı özerk bir Türk Cumhuriyeti olan Gagavuzya'da yaşayan Ortodoks Gagavuzların da Bulgar kökeninden olabileceğini düşünmektedirler.
Birinci Bulgar imparatorluğu, 9. yüzyılda Kağan I. Boris zamanında Hristiyanlığı benimsemiş, bu zamandan sonra da Kağanlık unvanını kaldırıp Knezlik unvanını almıştır. I. Boris'in dönemi Birinci Bulgar imparatorluğu'nun bir Türk devleti olma vasfını yavaş yavaş kaybetmeye başladığı zamandır. Bu dönemde çok yoğun bir Slav etkisi yaşanmıştır. Tengricilik lağvedilerek toplu halde Hristiyanlığa geçilmiş, devlet istanbul Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlanmış, Slav dili resmi dil kabul edilerek Kiril alfabesine geçilmiştir. Bulgarların Slav kültüründe eriyip Türklüklerini yitirmeye başladığı bu geçiş dönemi günümüz Slav Bulgaristan milletinin temelinin atıldığı dönemdir.
Bugn tarih derslerinde çoçuklara sürekli söylediğimiz Bulgarlar Hristiyan oldu ve asimie oldu Slavlaştı dediğimiz Bulgarlardır kendileri.
Türklerin kurduğu Bulgar imparatorluğu'nun bir Türk devleti olma vasfını yitirmesine ve bugünkü modern Bulgaristan'ın bir Slav devleti olmasındaki en büyük neden; bir milleti millet yapan unsurların başında gelen dilin baskın kültür altında eriyerek asimile olması, yani 9. yüzyılda Türkçenin alt kolu olan Bulgarcanın yerine Slav dilinin ve harflerinin benimsenmesi olmuştur.
Her ne kadar bugünkü Bulgaristan bir Türk ülkesi olmasa da, Bulgar ülkesi anlamına gelen Bulgaristan kelimesi Bulgarlara Türk atalarından kalan tek mirastır.
Dünya'nın yerçekimiyle yüzeyde tutulan her şey, onunla birlikte hareket eder. Buna insanlar, okyanuslar hatta atmosfer de dâhil!.. işte bizim de Dünya'nın üzerinde, onunla birlikte aynı hızda hareket ediyor olmamız ve Dünya'nın dönüş hızının hemen hemen hiç değişmemesi bu dönüşü hissetmemizi engeller.
Dediğinin aksine dışardan okumakla tarih bilimcisi tarihçi olunmaz Tarih bir bilimidr ve teknikleri vardır
Bunlar bilinmeden yapılan tarihe tarih denmez rivayet denir. Sonra Fesli olur çıkarsınız.