türk erkeklerinin kahir ekserisinin erken boşalma yada ereksiyon problemi yaşayıp bunalıma girdikleri uzun süre cinsellikten soğumalarına neden olan travmatik hayat dersi..
mesele 15-20 yılda bir darbe olması ise daha o kadar olmadı akp iktidar olalı. durun hele!"askeri vesayeti" tarihe gömenler akpliler değil "vatan haini paralellerdi" bunu da unutmayın! türkiyenin varlığını son 12 yıla indirgeyenler için olası bir önerme olabilir fakat, bu ülkenin kuruluşunun üzerinden yaklaşık 93 yıl geçtiğini bilenler için zırvadan başka birşey değil. son olarak türkçede ak parti diye kısaltma olmaz o partinin ismi akp'dir.
haftasonu yapılan uygulamalarda tırışkadan nedenlerle hakkında yakalama kararı olanları gözaltına almaları. pazartesi adliye açılana kadar bekletirler seni. nöbetçi hakim-savcı abanta ailecek tatile gitmiştir. sende s.k gibi iki gün nezarette kalırsın. hafta başlar adliyeye gidersin beş dakika ifade verirsin serbest kalırsın. sonra polisine hakimine savcısına içten içe mahsus selama edersin. ama ne fayda! olan senin nezarette geçirdiğin haftasonuna olmuştur. onlar için herşey vaka-ı adiyedendir.
üniversiteden yeni mezun olmuşsundur. babanın verdiği haftalık 100 lira ile geçinerek bir dört yada beş yıl geçirmişsindir. ve bir anda ayda 1450 lira para kazanmaya başlarsın. bu süper değilde nedir?
ordumu bıraktılar. yarısı içerde yarısıda ne zaman içeri atılırım diye bekliyor. kendi kişisel iktidar hırsları için bu ülkenin ordusunu iftiralarla tarumar edip pkk katillerine alan yaratanlar utansın. ki onlar utanmaz, her abdest aldıklarında yüzlerindeki o leş kir gider onların. ve pisliklerini akıtmaya devam ederler.
o köşeye falan sıkışmaz. bizim andaval halkımız adama hala yarı tanrı muamelesi yapıyor. çıktı bugün zart zurt edip atar yaptı ya bizim dangalaklar meftun olup seyrettiler. adam bu milletin cehaletinden ve aptallığından cesaret alıyor. çıksa televizyonda millete ana avrat sövse bizim andavallar onun peşinden ayrılmaz. hiç boşuna kasmayın!!!
en müslüman hükümetin on yıldır yönettiği ülkede pkk en güçlü olduğu dönemi yaşıyor. asıyor kesiyor, vuruyor kırıyor ve gidiyor. müslümanlarda şehitler için allahtan rahmet dileyip elçilerini katil sürüsüne arabulucu olarak gönderiyor. akp yardakçılarıda hala düşmanı başka yerde arıyor. bi dönüp kendinize bakın artık bi düşün artık şu milletin yakasından!!
tayyip babasının parasıyla mı bastırmış o kitapları. biraz yurttaş olduğunuzu öğrenin artık. bu ülke; iktidarı elinde bulunduranların değil, yurttaşların tamamınındır. saltanat yıkılalı çok oldu arkadaşlar. siz tebaa değilsiniz onlarda devletluu!
yüzyılın başındaki ermeni katliamlarında en büyük rolü kürt aşiretler oynamıştır. ermenilerden kalan arazilerin, evlerin ve malların üzerine konarak zenginleşenler çoktur. belki sempati bu yüzdendir. işin şakası bir yana bu tarz entryler kürt ve ermeni düşmanlığını körüklüyor. bu çoğrafyanın acı çekmiş iki halkıdır ermeni ve kürtler. bu coğrafyanın asli unsurlarıdır. kimsenin bu devirde birbirine kimliklerinden dolayı sempatisi veya antipatisi olmamalı.
gün olur devran döner bir bakarız özel yetkili mahkemelerin sanık sandalyesinde otururlar. türkiye böyle bir yer. çok değil on sene önce bugün ergenekoncu diye hapiste çürütülen adamlar ülkenin en muteber kişilikleriydi.
türkiyede de facto namaz sadece cuma gününe müslümanlıkta ramazan ayına indirgenmişken bu kadar camiye ne hacet. ama camilerin ideolojik bir tarafı olduğunu unutuyoruz. çünkü caminin girdiği mahalle yada köye aynı anda dinsellik ve ideolojik olarak islamcılık girer. bu soğuk savaş döneminden beri varolan bir devlet politikasıdır. cami eşittir dincilik eşittir sağcılık eşittir solcu düşmanlığı!!
yıllarca iğrenç iftiralarla karalanan bir zihniyetin her platformda iğnelenmeye devam edilmesi hadisesine bir örnek daha. r.t.e son seçim sürecinde alevi düşmanlığını kaşıyarak oylarını yüzde ellilere taşırken işin bu boyutlara varacağını hiç umursamadı. ama görünen o ki; toplumun bilinçaltında var olan alevi düşmanlığı başbakandan alınan cesaretle hortlamış . her fırsatta kemal kılıçdaroğlu'nun aleviliğinden dem vuran ve bunu bir eleştiri konusu haline getiren akape yöneticileri tehlikenin farkında değiller. son yirmi yıllık kürt meselesinin yarattığı şiddet sarmalı bugün patlamaya hazır bir kürt düşmanlığı fitilini ateşlediyse bu sorumsuz alevi düşmanlıkları da bu meselede de benzer bir ayrışmanın yolunu açıyor. akape döneminde türkiye ulus olma kimliğinden giderek uzaklaşarak insanların alt kimlikleri ile birbirlerini tanımladıkları ve düşmanlıklarını bileyledikleri bir sürecin kapısını aralamıştır. bu işin varacağı nokta en ufak bir kıvılcımla ülkenin yugoslavya yada ırak benzeri örneklere dönmesi ile sonuçlanacaktır. doğru olan başbakanın ve akapeli siyesetçilerin gücün etkisine kapılarak sergiledikleri bu sorumsuzca tutuma en azından sözlükçüler olarak bizim alet olmamamızdır. çelişkilerimizi sergilerken ideolojik tanımlar yapmalı kimlik meselesi üzerinden düşmanlıkları kaşımamalıyız.
bugün internette yaptığım bir zeka testine göre iq'um 200. ya bu test uyduruk yada ben dahiyim. otuz iki yıllık yaşamım ve deneyimlerimden sonra testin uyduruk olma ihtimali daha ağır basıyor. (bkz: çekilin ulan zekamla döverim hepinizi)
akp yönetim takımındaki alevi düşmanlığını bir kez daha ortaya seren son açıklamaları ile gündeme gelmiş siyaset şeysi! amerikan köpeklğini içine sindiremeyen ve onun politikalarına direnen herkesi baasçılıkla şuçlayıp( ki baasçı olmanın neresi şuçtur o da ayrı mevzu) işi en sonunda türkiye nüfusunun % 25-30 una tekabül eden alevilere hakaret etme noktasına vardıran kişi!! bu durumada çok şaşırmamak lazım. r.t. erdoğan son seçim sürecinde alevi düşmanlığını körükleyerek yeniden oylarını arttırarak iktidar olmuştur. onun yaverleride bu altın madenini görmüş olmalılar ki aynı argümanları kullanarak kendi siyasi zaafiyetlerine meşruluk kazandırma çabasında. bu ülkede artık saflar belirginleşmiştir. kürtler, beyaz türkler ve aleviler, son olarak sünni muhafazakarlar. büyük çoğunluğu oluşturan sünni muhafazakarların tahakkümünde bu ülke yönetilmeye devam edecek. ama artık türkiye bölünmüştür. bu işin lamı cimi yok. bunu pkk değil, akp başarmıştır. afferim onlara ve onu destekleyenlere!!!
gerçekten boz bir ada! sararmış kuru otların çevrelediği bir bitki örtüsü, muhteşem koyları ve denizi, sizi kazıklamak için sıraya girmiş esnafı,insanı çileden çıkaran feribot kuyruğu, güzel şarapları, şirin evleri ve türklerden pek hazzetmeyen rum ahalisi ile hem beğeneceğiniz hemde gelmesekte olurmuş diyebileceğiniz bir tatil beldesi. herşeye rağmen gidip görmek hoş bir deneyim olacaktır!
tatilde olduğum için sezon finalini dün akşam itibari ile seyretmiş, mideme yediğim yumruğun etkisi ile sabahtan beri iki büklüm gezmekteyim. bu nasıl bir finaldir, nasıl çarpıcıdır, ne kadar dramatiktir, trajiktir. senaryo yazarları diziyi en başından beri ilmik ilmik örüp son bölümde bir şaheserle noktalamışlar. o son on dakikasını özellikle baştan seyredip duruyorum ve ilk izlemişim gibi etkilenmekten kendimi alıkoyamıyorum.
ama bana öyle gelmektedir ki bu iş burada bitmeyecek. bernanın katili bence şule değil, son sahnelerde bu ima edildi ama şuleden ne böyle bir itiraf geldi ne de bernayı öldürdüğüne dair bir sahne gösterildi. nasıl bağlayacaklar bilmiyorum ama ikinci sezonda şulenin bernanın katili olmadığını öğreneceğiz ve muamma devam edecek aksi takdirde dizinin ana gizem unsuru olan bernanın katili meselesi çözüldüğünden dizi çekiciliğini kaybedecektir. ayrıca dizinin senaristleri ikinci sezonda şule ile behzat'ın ilişkisine yoğunlaşacaklarını söylemişler bir röpörtajda, şule gerçekten katil ise kızı bile olsa aralarında bir ilişki olması mümkün gibi görünmüyor. ama işin diğer tarafıda şulenin katil olmadığını inandırıcı ve düzgün bir kurgu ile veremezlerse bir çuval incir boşa gidecektir, dizi bütün inandırıcılığını yitirecektir.
dini kendi ana dilinden öğrenmenin neyi yanlış anlamış değilim. ezan cemaati namaza davet etmek için söylenen bir ritüelse insanları bildikleri anladıkları dilden davet etmek daha doğru değil mi. hz.muhammed araptı diye o zaman bütün müslümanlar ben arabım desin, camilerde vaazlarda arapça verilsin, millet mal mal imamın yüzüne baksın.
tayyipten zerre hazzetmem ama adamlar günde kırk tane yer geziyorlar zaman mekan mefhumu kalmadı. bütün politikacılar iyice mala bağladı. şu seçimler bitsede bizde onlarda rahatlasak!
doğu perinçek'i sevmeyebilirsiniz ama bu size ona hakaret etme hakkınıda vermez. onun adamlığını sorgulamakta kimseye düşmez. tutarsız bir politik çizgisi olmasına rağmen üç yılı aşkın süredir cezaevinde tutuluyor oluşuda hiçbir hukuk ve vicdan mantığı ile açıklanamaz ve savunulamaz. aleyhine olan delillerin hemen hepsini (ergenekon duruşmalarını takip ediyorsanız görebilirsiniz) çürütmesine rağmen hala tutuklu yargılanıyor oluşu anlaşılır gibi değildir. izmirden bağımsız milletvekili adayıdır ama seçim çalışması yapma şansına bile sahip değildir. yetmiş yaşında bir adam olmasına rağmen son üç aydır da hücrede kalmaktadır. karısı ile görüşmesine dahi izin verilmemektedir. sevmiyorsanız bile insaflı davranın derim, hala birazcık vicdanınız varsa tabi!!
edit: ha bu arada . birçok kamuoyu araştırmacısı izmirden milletvekil seçilme olasılığının bir hayli yüksek olduğunu söylüyor!
hopa bugün özgürlük ve dayanışma partisinde ve halkevlerinde vücut bulan devrimci yol geleneğinin tarihsel olarak en güçlü olduğu merkezdir. türk devrimci hareketine hizmet etmiş birçok devrimci militan ve önder çıkarmıştır. ödp'nin ysk tarafında seçimlerden men edilmesi ve kapatılma riski ile karşı karşıya kalması nedeniyle r.t.e'nin mitingi öncesi protesto gösterisi yapmak isteyen gruplara çok sert bir biçimde müdahale eden polis birde bu çevreden bir şahsın ölümüne sebep olunca iş çığrından çıkmıştır.
işin geçeği böyle iken hala soğuk savaşın faşist ağzı ile solculuk ve ateistlik bir küfürmüş gibi olayı değerlendirmeye çalışmak hangi akla hizmettir? insanların seksen öncesinde kalmış olumsuz anılarından ve unutulmaya yüz tutmuş düşmanlıklarından oy devşirme kolaycılığına ve sorumsuzluğuna meyletmiş bir başbakanın yandaşlarından da bu beklenirdi. tayyip erdoğan iki tane oy devşirecem diye ülkeyi bir iç savaşa sürükleyecek kimsenin haberi yok! onun şakşakçılarıda yarın daha vahim olaylar olduğunda böyle ucuz demogojilerle bakalım durumu kurtarabilecekler mi?
eskiden kalmış bir alışkanlık. doğalgaz henüz yaygınlaşmamış ve şofbenle suyun ısıtıldığı dönemlerde, tüpten zehirlenme vakaları vakayı adiyeden sayılırken banyoya girmek olası bir ölüm sebebi haline gelmişti.bu nedenle banyoya giren kişi ev ahalisine arada kontrol etmeleri için girdiğini söylerdi. zamanla bu durum bende bir alışkanlığa dönüştü. şofben zehirlenmesi riski olmamasına rağmen halen farkında olmadan banyoya girerken evde birileri varsa söylerim.
bu sözde sorunsalı başlık haline getirenler aslında bal gibi kılıçdaroğlunun alevi olduğunu ve alevilerinde namaz kılmadığını bildiği halde belden aşşağı vurmak için bunu yapıyor.
başbakanlarından gördükleri gibi açıktan alevi düşmanlığı yapamayanlar insanların bilinçaltına yerleşmiş alevilere ilişkin önyargıları kurcalayıp oradan kendilerine akıllarınca oy devşirmeye çalışyorlar. ki ben sözlükteki aymazlara birşey demiyorum. ne demişler; "imam osurursa cemaat sıçar".
her gün meydanlarda üç beş oy devşiricem iktidarımı sağlama alıcam diye açık açık alevi düşmanlığını körükleyen ve nefret suçu işleyen bir başbakan var bu ülkede.
iktidar uğruna bu ülkedeki unutulmaya yüz tutmuş tarihsel düşmanlıkları kanırtmaya ve dinsel tercihler üzerinden siyasi kamplaşma yaratmaya çalışan bir siyasetçinin sorumsuz politik yönelimleri umarım bu ülkeye pahalıya patlamaz. sözlükte bile açıkça alevi düşmanlığı yapılmaya başlanmışsa tayyip erdoğanın bu ülkeye verdiği zararların daha net anlaşılacağı bir döneme girmiş olduğumuz sonucu çıkarılabilir. birileri için bu r.t.e. büyük bir lider olabilir ama tarihin kara kaplı defterinde, veremeyecek bir çok hesabı olan iktidar hırsına kapılmış bir egosantrik olarak anılacak.