'ansiklopediler pancho villa'dan şu şekilde söz ediyor: pancho villa (1878-1923). meksikalı eşkıya, gerilla lideri ve daha sonraları bir halk kahramanı. 1878 yılında rio grande'de doğdu. esas adı doroteo arango'dur. küçük yaşta öksüz kaldı. çalıştığı çiftliğin sahiplerinden biri kızkardeşine tecavüze edince namusunu temizlemek için adamı öldürdü ve dağlara kaçtı. bunun ardından bir çete kurarak başına geçti. meksika iç savaşı'nda ise diaz'a karşı, kendi oluşturduğu halk ordusu ile başarılı savaşlar yönetti. 1923 yılında parral'da bir suikast sonucu öldürüldü.'
pancho villa hakkında abd'de yayınlanan bir kitabın yazarı frederich katz, ünlü halk ihtilâli kumandanı villa'yı çok yönlü ele alıyor:
pancho villa ününü, 1910 yılında o zamanın diktatör devlet başkanı portfirio (bkz: diaz)'a (1830 - 1915) karşı halk tarafından başlatılan ayaklanmada elde etti. yandaşlarına göre pancho villa, bir robin hood idi. düşmanlarına göreyse o, paragöz bir haydut, kana susamış bir cani, insanların boğazını kesen bir canavardı.
hakkındaki görüşler birbirinden çok farklı. ama onun bir "deha" olduğunu inkâr etmek imkansız. kendisine inananları peşinden kitleler halinde gitmeye ikna etme başarısı bunu gösteriyor. ilk zamanlarında pancho villa askerler ve halk arasında suça asla müsamaha göstermeyen bir komutan ve özel mülke saygılı bir insan olarak tanınırdı. halk onun ordusuna katılabilmek için yarışır, köylüler onun himayesine girebilmeyi isterlerdi. çünkü pancho villa, o dönemin liderleri arasında en fazla sorumluluk sahibi olan kişiydi. kadınlarla ilgili konular söz konusu olduğunda ise aynı şeyi söylemek imkansızdı. villa sahte evlilikler düzenleyerek sayısız kadını ayartmış, onlarla yatmıştı.
pancho villa en parlak günlerine, diaz'ın yerine getirilen liberal başkanın bir darbe sırasında öldürülmesinden sonra ulaştı. ölen başkana bağlı olan villa ordusu ile yeni başkanın üzerine yürüdü ve meksika'yı gericilerin elinden kurtardı. ne var ki villa'nın bu hareketi ülkedeki siyasi reformları da bir hayli yavaşlatacaktı.
villa ile ihtilâlin en önemli ikinci şahsiyeti zapata'yı (1879-1919) kıyaslamaya kalktığımızda arada büyük farklar bulunduğunu görürüz. zapata'nın askerleri köyler içinde yerleşikti. büyük çaplı düşman birliklerine karşı hemen hemen hiçbir zaman savaşmazlardı. ayrıca bulundukları yerden fazla uzaklaştıkları da pek görülmüş şey değildi. oysa pancho villa'nın askerleri hemen her çarpışma için millerce yol teperler ve daima büyük çaplı düşman birliklerine karşı savaşırlardı. bunu yapabilmek için ise villa'nın paraya gereksinimi oluyordu. villa'nın köylülere toprak dağıtımını geciktiren sebeplerden birisi de budur. bütün bunlara bir de abd'nin sık sık bölgeye yaptığı müdahaleleri, villa'nın kendi adamlarından gördüğü ihanetleri ve gerilla liderinin askeri yenilikleri izlemekte sergilediği başarısızlığı da eklemek gerekir.
villa gücünü yitirdikçe elinde kalan gücü, giderek artan bir şiddetle kötü amaçlar için kullanmaya başladı. muhakemesi hiç bir zaman istikrarlı olmamıştı. düşünceleri bir ruletin çarkı gibi sürekli dönüyor, değişiyordu. zamanla paranoyak ve cezalandırıcı bir kişiliğe büründü. yaşamı boyunca ilk defa sivillere karşı kitle katliamları yapmaya başladı. aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu sivilleri gözünü kırpmadan öldürüyordu.
bütün bunların yanında villa'nın bir ideolojisi yoktu. o köye dayanan kökeni ile ceplerini para ile dolduran bir şahsiyet se olmadı . ayrıca birçok kez önüne meksika'nın başına geçmek fırsatı çıkmasına rağmen o bunu istememişti. villa asla sınırsız iktidar peşinde koşan bir insan olmadı.
1923 yılında pancho villa arabasıyla gezerken bir suikastçinin silahından çıkan kurşunlarla can verdi. ölümü bir tür "su testisi su yolunda kırılır" anlayışıyla karşılandı. aslında onun öldüğü dönemde ihtilâl günleri artık gerilerde kalmıştı. meksika geleceğe daha umutla bakan bir ülkeydi. ancak bu safhada bile pancho villa bazıları için potansiyel bir tehdit oluşturmaya devam ediyordu. ancak suikastin asıl sebebi bugün bile anlaşılabilmiş değil.
yarattığı efsane üzerinde bugün bile tartışıldığına bakılırsa o, hâlâ potansiyel tehdit özelliğini koruyan bir şahsiyet olmayı sürdürüyor.
the new york times review'dan
çeviren: levent göktem
tarifini de verelim tam olsun.
(bkz: malzemeler)
250 gr un ( 8 çorba kasığı )
1.5 su bardağı (bkz: su)50 gr. (bkz: margarin)
4 adet (bkz: yumurta)1 çay kasığı (bkz: kabartma tozu)
(bkz: serbet) için (tüm malzeme üzerine su konularak 10 dakika kaynatılacak)
750 gr. (bkz: seker)
(bkz: limon)
(bkz: vanilya)
(bkz: yapılısı)serbet hazırlanarak soğumaya bırakılır. bir tencereye 1.5 bardak su ile 50 gr margarin
koyulup kaynatılır. içine 250 gr un ilave edilip karıstırılır. hamurun kıvamı sert içinde su
kalmayana kadar un koyulur ve ocaktan alınır. hamuru baska bir kaba alıp ele alınacak kadar
soğuyunca, yumurtalar tek tek yedirilerek yoğrulur (2 adet yumurta akı ve 2 adet yumurta tam
alarak). büyük bir tencereye bol yağ konulur. avuç içinde yuvarlak sekil verip ortasına parmak
bastırılıp soğuk yağa atılır. tencerenin dibi kadar hamur yuvarlatılır. ocağa konularak kızarması
sağlanır. üzerine soğuk serbet atılarak bir müddet sonra alınarak servis tabağında servise
sunulur.
kurum bir (bkz: tahakküm) aracıdır. kurulur ve her sabah yeni bir günle, tekrar tekrar kurulur. kurulur ki, insanlara düşünme ve sorgulama payı kalmasın, herkes aynı çatı altında, kurumun kurguladıklarını öğrensin, benimsesin ve çatlak ses çıkmasın. kurum bazen bir bina, bazen bir fikir olduğu gibi bazen de özel bir gün ya da normalleştirdiğimiz herhangi bir duygudur. normalleştiririz her sabah yeniden kurduğumuz ve kurulduğumuz kurumla. tahakküm dilde, sanatta, gündelik hayatta, siyasette, alışverişte hükmettiği insanlarına bir ibadet gibi tekrarlatır, hatırlatır kurumlarını ya da tam tersi; ya da aynı şeydir. kuran, kurulan, tahakküm altında olan, ve hükmeden aslında hep bizizdir. kendi şizofrenik ve paranoid kişiliğimizdir. yabancılaştığımız kendimiz, dünyamızdır. hiç kapanmayan, sürekli izleyen gözüzdür, sonra da her an izlendiğini bilen hastalıklı kişiliklerimizden diğeriyizdir. kurar, kurulur, kurgular, kurgulanırız.. sürer gider..
well the satellite comes and goes
we give each other all we know
in silence we still talk
by the light of the stereo waltz
and will you rain down
in your cinematic love truck
i want to hold you like
nothing's gonna stop us
she come to take me away...
it's all that i needed
i don't breathe another lover
flicker on a tv screen
everything's more than it seems
the mighty backward fall
stare at the lights on the wall
i swear to this
she felt like velvet
second blond child she meant it
she come to take me away
it's all that i needed
i don't breathe another lover
i'm an alien
you're an alien
it's a beautiful rain
beautiful rain
beautiful rain
(bkz: özlük) (bkz: hakkı) namlı zat tarafından çıkarılmış bir (bkz: cetvel). hak bu mu adalet bu mu özlük hakkı diye feveran etmeden önce ;
(bkz: murphy kanunları) *
oldukça yetenekli bir oyuncudur, sergen yalçın tipi göbeği ile dikkat çeker. tekniği ile birlikte mücadele gücü de olan bir futbolcu olmasına rağmen fazla antrenman sevdiği söylenemez. bu sezonki (bkz: kayserispor) yükselişinin en büyük nedenidir.