Herkesin birbirine savurup söylediği ama yine de yalnızlığa gelememesidir. Duyguları yenemeyip mantıkla hareket etmemiz gerekirken duygularımızı ön planda tutmamızdır. Ne diyor Tyler Durden: '' Biz bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden boklarıyız.''. Aynen öyle kendimizi tartışmalara itip sürekli bir adım geriye gitmeye çalışıyoruz, farkına varmıyoruz duygularımızı ezdirmiyoruz. Düşünmek yerine hissediyor neler kazanabileceğimizi değil neler kaybettiğimizi hiç aklımızdan çıkarmıyor kendimizi pek gereksiz duyguların içinde boğup sigara dumanındaki alkolik olup çıkıyoruz. Neyin iyi veya kötü olduğunu başkalarından öğrenip neyin doğru neyin yanlış olmasıyla karıştırıyor, doğru veya yanlış olduğunu bilip sorgulamadan kendi fikirlerimizin önüne başka kişilerin fikirlerinin geçmesine izin veriyoruz. Yararlı bilgiler bize sıkıcı geliyo fakat geyik sohbetinde üzerimize yok çünkü anı yaşıyoruz yarına nasıl daha iyi, daha adaletli, daha bilgili bir topluluk bırakırım diye hiç düşünmüyoruz. ''Bana ne'' ve ''sonra yaparım'' cümlelerinin yanlış olduğunun farkında değiliz. Kendimizi kendimize göre değil başka insanların isteklerine göre şekillendiriyor, genişletiyor ve bilgilendiriyoruz fakat o insanlarla ilişkimiz koptuğunda bilgilerin gereksiz olduğunu düşünüp unutuyoruz. En önemlisi ise sağcı-solcu, güçlü-zayıf, zengin-fakir, Amerikalı-Afrikalı diye birbirimize isimler takıp insanlıktan çıkmış insan taklidi yapıyoruz. Değersiz olduğumuz kadar düşüncesiz bireyleriz