Benim de bu sene yapmaya karar verdiğim olaydır. Ortalama bir üniversitenin endüstri mühendisliğine 2015 yılında yerleştim. 40.000 gibi bir sıralamam vardı. 1 sene okudum. I ıh dedim bu böyle olmayacak. Keşke babamın "bir sene daha hazırlanmak ister misin?" sorusuna hiç düşünmeden hayır demeseydim diyorum ama olan oldu. Bi şekilde bu duruma geldik ve zararın neresinden dönersen kardır. içimde hep ukte kalan tm öğrencisi olmak ve Boğaziçi üniversitesinin psikoloji bölümünde okumak hayalini gerçekleştirebilecek bir durumda olmak beni heyecanlandırıyor açıkçası. Kendimden 2 yaş küçük arkadaşlarımla sınava gireceğim. Bu beni rahatsız ediyordu biraz ama bu konuyu tartışırken arkadaşım şu argumanla karşıma çıktı; sen şuanda elindeki sigarayla zaten hayatının 5-10 yılını (en iyimser sayıyla) çöpe atıyorsun. Hem de bir hiç için. 2 senesini hayalini gerçekleştirmek için harcamışsın, çok mu? Ayrıca hayatının geri kalanın 30-35 yıl boyunca sabah 8 akşam 5 arası sevmediğin bir işte çalışacağına otur 1 sene sabah 8 akşam 5 çalış zaten istediğin yere gidersin" dedi. Haklı. Ben umutluyum ve çevremdeki insanlar destek veriyor. Önümüzdeki sene bu zamanlarda bu entryi editleyeceğim. Geleceğe bir not olsun. Artık cesaret etme zamanı.
Lys sonuclari sonrasi edit: hic lys denemesi cozmemenin vermis oldugu (tabi benim salakligim) hamlik ve bilgisizlikle 17bininci oldum. Bogazici universitesi turizm isletmeciligi okuyacagim. Gecen seneye donup baktigimda bu isi yaptigim icin oldukca memnunum. Bakalim onumuzdeki sene de benzer duygular icerisinde olacak miyim. Herhangi bir sorusu veya onerisi olan mesaj atabilir. iyi gunler.
Halihazırda Uludağ Üniversitesi endüstri mühendisliği bölümünde okurken ygs ye tekrar sokan, aklımı kurcalayan, gsü felsefe ile bir arada bir derede kalmış hissettiren bölümdür. Hakkında bilgi sahibi olan arkadaşlar lütfen bana ulaşsın
2 yıl önce emekli oldum. 3 defa altın dildo ödüllerinde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü alma şerefine eriştim. Yaşımın getirdiği sebeplerden emekli olma kararı aldım. Bu sektoru çok özleyeceğim...
Sesi itici olan birini dinleyen şahsın ped kullanması gerektiğini iddia eden yazarın beyaanı. O sesle söylediği cumlelerin anlamına da dikkat et hocam.
Ne güzeldir. Oh mis gibidir. Hayat planlıdır. Bu insanlar olacaklara hazırlıklıdır. Bugün sana paran yok denilirse ona göre hareket eder. Sana alıcı gözle bakan yok denirse sineye çeker, olana kadar edebiyle bekler. Rahat rahat yaşar kısacası.
Benim de vize haftam geldi çattı fakat durun ben bu duruma bir çözüm buldum, toplaşın.
Çalışmıyoruz. Kimse çalışmayınca rekabet ortadan kalkıyor, elde avuçta ne varsa onu alıp paşa paşa kabulleniyoruz.Bu şekilde örgütlenirsek tüm devlet kadrolarını doldurabiliriz.sanırım oraya girmek için tek gerek ve yeter şart bu zaten.
Gece yatmadan önce çoraplarımı çıkartıp leğen şeklindeki lambanın içine atmaya çalışıyorum. Çoraplar oradan çıktıkça annem çıldırıyor ama olsun. Yıkanmasa da olur bi daha giyilir heralde. Bakayım hımf hımf...giyilir yaa.
Tanrı, ruh vb. Hakkında düşünürken vardığım sonuç. Kimseyle tanrının varlığı veya yokluğu hakkında tartışacak değilim ama olmadığını(bize öğretilen anlamıyla yani her şeyi bilen gözetleyen,cennet-cehenneme yollayacak olan) varsayan birisi olarak dünyada yaptığımız, sebep olduğumuz her aksiyonun(action) sadece ve sadece kendimizi tatmin etmek olması ve simülasyondan farkı olmayan birikimsel ve zincirleme olayların ufak özneleri olmamız beni çok rahatsız ediliyor. Tüm evrenin merkezine konan insanlık aslında pek de gelişmemiş ve elektrik verilen et parçalarından başka Bi şey değildir benim nezdimde. Kendimizi kandırarak yaşamaya devam ettiğimiz bu "gerçeklikte" mühim olan kendimizi tatmin edip üremektir arkadaşlar. Siyasetmiş kavgaymış dövüşmüş bunlar boş şeyler. Geri kalan her şey gibi. O yüzden bence tekstil işine girip bi doblo alarak hayatı çözebiliriz. Saat 8 de hanım diziyi açar, elma soyar, pıçakla uzatır, çocuklara bağırır yatağa yatırırsın, saat 11 de uyursun sabah kalkar işe gidersin. Tüm algının kaosundan kaçar hayatını monotonlukla özümsersin mutlu olursun. Bilinmeyenden korkmak evrimin gereksinimidir. O nedenle belli bi raddeden sonra çok da şeyapmamak lazım bence...
Üremenin, çocuk sahibi olmanın ve ona bakmanın meşakkatli bir iş olması sebebiyle evrim tarafından verilmiş bir hediyedir seksten zevk almak. Doğum kontrolünün bulunması ve kullanılması sadece zevk yönünün on planda kalmasını sağlamıştır. Ayıp olmuştur.
Bursa Filarmoni orkestrasına konuk olarak gelen polonyalı bir piyanistin chopin'in eserlerini çaldığı bir konserdi. Tam gözleri kapamışım o dünyaya dalmışım... Yanımda benimle yaşıt( o zaman lise 2. Sınıftım) bir eleman kulaklığı son ses açmış afedersiniz yarak kurek şarkılar dinliyor. Yanında da iki tane kız muhabbet ediyorlar. Elim ayağım titreyerek yanına gittim kısık sesle ikaz ettim fakat nafile. Kendisi harbiden .mına kodumun liselisiydi. Uyarımı umursamayınca gorevlilere itirazımı ilettim ve gerizekalıları dışarı attılar. Başlıkla ne kadar alakalı oldu bilemem ama yıllardır içimde kalmıştı iyi oldu.
Edit: Eksileyen arkadaş o kişi sensen sana buradan selamlar.
Önceden sadece teğet geçip geçemediğini anlıyorduk. Şuanda ise tam olarak açıyı söyleyebiliyoruz. Şuphesizki bu bizim ülkeler arası ilişkimizin ne kadar geliştiğinin göstergesidir.
6-7 yıldır yastığıma aynı muameleyi yaptığım için beni hiç sevmez. Mesela uyandığımda yataktan atlayıp yerde uyumuş olduğunu görüyorum. Sonra kıyamayıp seviyorum. Çok inişli çıkışlı bir ilişkimiz var. Tanım:yanlızlık
Biri sizin isminizi kağıda yazarken(okulda kurslarda vs.) ikinci isminizi soyadınız sanıp sizi dinlemeyi bırakmasıdır. Hele bir de benim gibi saçma sapan bir soyada sahipseniz işler 2 kat zor olur.
Suriyeliler de kendi evlerinde olmaktansa burada olmaya bayılmıyorlardır herhalde. Boktan şartlarda çalıştırılan çocuk işçiler de kendi köylerinde saklambaç oynamak istiyordur eminim. Lütfen belirli insanlara bakarak onların mensubu olduğu dine veya milliyete on yargılı yaklaşmayın. Nefret ortamı yaratmayın. Kotu günlerde yapabileceğimiz budur. Elden de başka Bi şey gelmez.