iktidarın demir yumruğu altında ezilen ve paramparça olan türk basınının içinde bulunduğu acı ve bir o kadarda düşündürücü durumdur. bu durumun müsebibi, akp iktidar olduktan sonra sırf muhalif oldukları için işinden edilen gazetecilere sahip çıkmayan ve bu durum karşısında sesini çıkarmayan genel yayın yönetmenleri ile ağa babalarıdır. türkiye'de cezaevinde olan gazetecilerin toplamı çin ve rusya gibi ülkeleri bile geride bırakmış.
zamanında emin çölaşan, bekir coşkun, ertuğrul özkök gibi muhalif isimler işlerinden edilirken, bugün geçmişte iktidarı destekleyen mehmet altan gibi liberal gazeteciler cezalandırılıyor. uludere olayından sonra yazdığı yazılar nedeniyle ece temelkuran habertürk'teki işinden edildi. işin garip tarafı, yaşanan bütün bu tasfiyeler karşısında medyanın içinden bir itirazın yükselmemesidir. ''bana dokunmayan yılan bin yaşasın'' atasözünü kendilerine rehber edenler sıranın birgün kendilerinede geldiğini görecekler.
ankara üniversitesi hukuk fakültesinde insan hakları dersi veren prof. dr. anıl çeçen isimli beyefendinin kürt sorunu ile ilgili naçizane(!) önerileri. profesörümüz diyorki;
- kürtlere doğum kontrolü getirilsin.
- gösterilere füze atılsın.
bugün itibari ile van'ın özalp ilçesi kurucan köyünde gözetleme kulesinde nöbet tutan biri diyarbakı'lı diğeri ağrı'lı iki askerin birbirlerine karşılıklı silahlarıyla ateş etmleri sonucunda meydana gelen ve diyarbakır'lı askerin hayatını kaybettiği, ağrı'lı askerin ise yaralandığı acı bir o kadarda düşündürücü olay.
zaman gazetesi yazarı ve fethullah gülenin sağ kolu olarak bilinen hüseyin gülerce'nin devrim sevimay'a verdiği bir röportajda bizlere ipuçlarını verdiği merak konusudur. röportaj'daki denge ve konjoktür kelimlerine dikkat. çünkü konjoktür ve dengeden kasıt ülkedeki bütün muhalif kurumların ve kişilerin tam teslim olması ve ortamın şakirt başı'na uygun kılınmasıdır. akp fettoş'un önündeki bütün engelleri kaldırmak için var gücü ile çalışıyor.
****
- Beklediği konjonktür nedir?
O konjonktür kendisiyle ilgili değil. Çünkü kendisiyle ilgili olsa, içtihat kabul edilen bir karar var artık ortada; hakkındaki iddialarla ilgili mesele bitmiş; son nokta konmuş; hiçbir sorunu yok. Dolayısıyla Gülen'in baktığı Türkiye'nin konjonktürü. Çünkü şu anda Türkiye'de gerçekten büyük bir gerilim var. Böyle gergin bir ortamda Sayın Gülen geldiğinde yeni bir gündem maddesi olacağını düşünüyor, kendisi üzerinden bu gerginliği arttıran çevrelerin olmasından endişe ediyor ve bu durumun da kendisinin tavsiye ettiği hizmetlere zarar vereceğini düşünüyor. Zaten orada konjonktür kadar önemli bir başka kelime daha kullanıyor; denge. Yani Türkiye'de istikrar, iç barış adına bir iyileşme olduğunda otomatikman Sayın Gülen'in gelebileceğini düşünebiliriz
o helikopterler akp turizminin malları olduğundan doğal karşılanması gereken durumdur. hüseyin çelik denen devşirmeden de ancak böyle bir söz beklenir. batı standartlarında bir demokrasiye sahip bir ülkede böyle bir sözü söyleyen kişiye oturduğu koltuk sokulur. ama biz bize benzediğimiz için olay yine kapanacak.
10 yıllık akp iktidarının türkiye'deki sağ muhafazakar kesimde meydana getirdiği inanılmaz çelişkilerden sadece biri. birinin babası mücahitken müteahit olmuş, diğerinin babası ise aldığı makarna ve kömürle yetinmiştir.
az önce okulumuzdaki ülkücü tim'in yaptığı akıl dışı davranıştır. yaptıkları protestoda aynen şu sloganları atmışlardır:
- tekbirrr! allahu ekber.
- ya allah bismilah allahu ekber.
- her türk asker doğar.
ne zaman bir işi de bilimsel, materyalist yöntemlerle yapacaksınız çok merak ediyorum. en iyi cevabı orda bulunan bir amca verdi:
- si*tirin gidin a*k ben içmeye gidiyorum.
başbakanın son çukurca saldırısından sonra apar topar çağırdığı medya yöneticilerine verdiği ayardır. bu ayardan sonra fettoşçu medya 28 şubat sürecinde kemalistlerin kendilerine karşı kullandığı bütün kara propaganda yöntemlerini kürtlere karşı kullanmaya başladı. fettoşçu medya kürt siyasetçilere karşı yapılan haksız tutuklama furyasını meşru göstermek için bütün çirkin yöntemlere başvuruyor. bu ayardan sonra medya tamamıyla ''illa da kelle isterük'' diye haykıran savaş borazanlarının eline bırakıldı.
sözlükteki çoğu yazarın yaptığı, başlıklara bir haber sitesindeki habere yorum yazıyormuş gibi entry giren, aslında hesap silme yada çaylaklığa düşürme nedeni olan ama moderatörlerin bir türlü kulaklarını çekmediği yazarlardır.
papua yeni gine'nin balta girmemiş ormanlarında, dış dünyayla hiçbir bağlantısı olmadan yaşayan kabilenin ilk kez beyaz adam görünce verdiği ibretlik tepkidir. geçmiş olsun diyorum çünkü beyaz adamı gören azteklere, mayalara, kızılderililere ve diğer uygarlıklara ne olduğu malum.
bugün haberleri izlerken tesadüfen rastladığım saçmalıktır. malum, 13 sayısı hristiyanlarca uğursuz sayılıyor ya batılı bir ülke olarak altta kalırmıyız, hemen uçaklardan 13 numaralı koltuğu kaldırmışız. hey allahım bize ne amk milletin batıl inançlarından.
12 aralık 1996'daki milli güvenlik kurulunda refah partisi hükümetine sunulan, ve 3 ten fazla çocuğu olan kürtlere ceza getiren faşist, akıl dışı belge.
puşi taktığı için 22 aydır tutuklu olan cihan kırmızıgül, hopa olaylarını protesto ederken tutuklanan 28 kişi, kck adı altında demokratik yöntemlerle seçilmiş binlerce kürt siyaset adamının tutuklanması, ergenekon, balyoz v.s davalarındaki hukuksuzluklar, muhalif medya organlarına yapılan şafak baskınları v.s bütün bunlara bakarak vardığımız yargıdır.
bizzat şahit olduğum olaydır.diyalogları aynen aktarıyorum efendim:
-abi burda incil var mı?
-yok (gülerek)
-nietzsche'nin kitapları var mı?
-onunda yok
-peki abi felsefe kitapları var mı ?
-şurda fethullah gülen hoca kitaplığı var.bakabilirsiniz.