ilk evrelerde ağlarsın sızlarsın, daha sonraları ise the misfits - die die my darling şarkısının metallica yorumunu bol bol dinler, bağıra bağıra eşlik edersin. kendine gelirsin.
neyi düşündüğünüz gerçekten şu anlık umrumda değil, ama fikirlerinizi adam gibi savunun, dayakla değil. size neden faşist dendiğinin de farkına varın artık. onunuz bir kişiye sadece farklı düşündüğü için linç ediyorsunuz. madem fikirlerinize gerçekten güveniyorsunuz, çıkın adam gibi tartışın.
istanbul'lu çok s*kişken death/thrash cover grubudur. 2009'da kurulmuştur. e ben bunları nereden mi biliyorum? vefa fest. konserlerinde pogo yaparken ayağımı incittim de ordan*
fotoğrafa resim diyen herkesi hep kınamış ve yanlışını düzeltmiş biri olarak bilgisayarımda fotoğrafların bulunduğu dosyanın adının resimler olduğunu farkedince çöküş yaşadım.
sevdiğiniz kız, sizinle aynı ortamda olan başka bir erkekle muhabbet edip samimileşmeye başlıyorsa ve önceleri size gösterdiği o azıcık ilgiyi o an hiç göstermiyorsa. işte tam o an kendinizi öyle değersiz hissedersiniz ki o ortamda daha fazla durmaya tahammül edemezsiniz.
manowar'ın warriors of the world albümünden bir parçadır.
bir gün moraliniz bozuk, sevgilinizle, arkadaşlarınızla ya da ailevi sorunlarınız var bu sizi çok mu üzüyor? arkadaşlarınız sizi ezip durduğundan kendinizi güçsüz ve ezik mi hissediyorsunuz, hand of doom'u açın son ses, kaldırın havaya yumruğunuzu, siz en güçlü insansınız ve onlar ellerinizde geberecekler!
islam burjuvasının ta kendisidir.
bir müslümanın da zengin olabileceğini savunurlar. ona sözüm yok fakat bir müslüman nasıl olur da komşusu açken tok dolaşabilir? ulan geçtim tok dolaşmayı, nasıl gereksiz lüks içerisinde yaşayabilir ki? hz. muhammed değil miydi eski püskü bir battaniyenin üstünde yatan hayatı boyunca?
her izleyişimde aynı etkiyi yaratan tek film. ayrıca daha fazla ağlayıp içinizi döküp rahatlamak istiyorsanız; film bittikten sonra pink floyd'un comfortably numb parçasını dinlemenizi tavsiye ederim. **
her muhabbet edişiniz, her davranışı size umut verir. size karşı arkadaşça tavırları bile sizi aşırı mutlu etmektedir. çünkü içinizde hep bir umut vardır, ileride onun da sizi seveceğine dair. onun size karşı arkadaşça tavrı size hep öylesine sıcak gelmektedir ki, bağımlı olursunuz. bir gün bile görmeyince özlersiniz, hem de ne biçim. bütün bunların dışında onu sevgilisiyle görünce ya da ne bileyim size karşı bazen soğuk davrandığını hissedince, size karşı sıcaklığını diğer karşı cinsten arkadaşlarına da gösterdiğini görünce daha önce hiç hissetmediğiniz aşırı kıskançlığı hissedersiniz. o an kendinizi o kadar ezik ve çaresiz hissedersiniz ki, o ortamdan çekip kendinizi eve atmak istersiniz.
yine maiden konseri gibi sabahın 5'inde konser alanına gidenler olur diye düşündüğüm ve arkaşa gece 1'de gidip orada uyumayı önerdiğim, arkadaşımın da kabul ettiği konserdir. ne var ki uyuyakalmışız ve sabah 5.30 gibi konser alanında olduk. tabii konser alanında kimsecikler yoktu. hatta öğlen 9-10'a kadar bile çok az insan vardı. ne olursa olsun en önden izlemek için yaptıklarımıza değdiğini rob halford'u görünce anladım.
Metal: A Headbanger's Journey adlı belgeselin son kısmıdır. ergenlik çağının başlarından beri hem akrabalar hem arkadaşların sık sık sorduğu o sıkıcı soruya gerekli cevabı verir.
alt tarafı sınava girme hakkını kullanmak için bile gömlek, kravat giymek; sakallarını kesmek zorunda olan zavallı öğrencidir.
ayıptır ulan sınava girecek öğrenciye yapmadığınız işgence kalmadı .mna koyim.