menemen'in asarlık beldesinde 2011'den bu yana var olan kampta, askeri-ideolojik egitim verilen sözde cihatçı özde fitneci örgüt hedesi. bu arada girilen entry'lerde güzel teoriler var el nusra hakkında, hatta bir tanesi esad'ın bunları desteklediği üzerineydi. bunları düşünene kadar neden tc hükümetinin desteğin alasını bunlara sunduğu görülmez hiç anlamam.
esasen yoksullukla mücadele için dayanışma derneğidir, ilk olarak da kürtlerin birbiri ile dayanışması için kurulmuş dernektir. dolayısıyla kürt olmayanların yardımda bulunması da gerekli değildir. şahsi duygu ve düşüncem, zamanla derneğin türkiyelileşmesi, her bölgeye özgün olarak yapılanmaya geçmesidir. bu ise zannederim ülkenin duygu ve düşünceler anlamında bütünlüğü ile alakalı olup, siyasi bütünlükten daha önemli ve anlamlı birşey olsa gerektir.
ağır bir suçludur. ancak türk adalet sistemi bu tür suçları tutuksuz yargılamayı tercih etmektedir. bu kişi, ırkçıların kürt nefretini ortalığa dökmüştür aynı zamanda. bunu nereden çıkartıyoruz? yorumlara bakın. yargının acınası hali hakkında tek bir yorum yok. varsa yoksa kürt siyasetini aşağılama var.
Nefretin bol fikrin ise az olduğu yorumlara bir şey demiyorum. Zira fikir olmadıkça birşeyleri savunmanın anlamı yoktur. Fakat "atanmış" derken? (bkz: #19201102) BDP'de atanmış yoktur, seçilmiş vardır, parti tüzüğü için (bkz: http://bdp.org.tr/devam/16-bdp-tuzuk.aspx)
iç savaşın sinsi kışkırtıcılığı ile meşguldür. faşizmin basamaklarını erdoğan gibi değil ama sol kulvardan tırmanmaktadır. gezi direnişine alttan alttan saldırılarını sürdürmektedir. "başbakan apo'yla gidip el sıkışıyor, sonra yurttaşlara 'terörist' diye gaz sıktırıyor," diyerek direnişçileri, en azından bir kısmını, kürtlere karşı kışkırtmaya çalıştı. ergenekonun profesyonel ajanlarından olduğu için davalarda yargılanmaması, bu açıdan anlaşılırdır. chp'nin ilerideki muhtemel genel başkanı da odur ama bu yapısı ile bugünün türkiye'sinde iktidar olması ancak bir hayal, ya da masaldır. taksim'deki, ankara'daki, adana'daki ve diyarbakır'daki güzel insanlar recep'e vermedikleri gibi buna da izin vermezler. (bkz: adolf eichmann) (bkz: birgül ayman güler)
deliliğin açık bir ispatı dahadır. olayların devamında insanlarla, gençlerle omuz omuza gazını yemiş hastanelik de olmuştur. (istanbul'da) ondan başka kimsenin yapamayacağı ancak yorum yapabileceği bir olaydır. buna inanmayanlar ise kemal kılıçdaroğlu'nun ya da devlet bahçeli'nin, kepçenin önüne atladığını hayal etsin. bu gözü karalık, idealizm ve inancı onlarda hayal ediyor ve inanabiliyor musunuz? adıyaman'da da baraj yapılıyor, aynını yapsın diyenler varmış efendim. hatırlatalım, ss önder (en azından şu an için) bir istanbul 2. bölge milletvekilidir. insan doğduğu değil, doyduğu yerde demişler ama bir nebze haklısınız.
şu ana dek ss önder'den başka herhangi bir siyasinin sahip çıkmadığı yıkıma karşı halkın direndiği park. istanbullu olmayan veya araştırmayanlar için: ss önder istanbul 2. bölgeden seçilmiş bir milletvekilidir.
van halkı dışında seveni olmayan belediye başkanıdır, hakkında da cadı avı başlatılmış bir belediye başkanıdır, ve tek taraflı okuyan sansürcü bir ülkenin bir defa daha ispatı vücut bulmuştur şahsında. tam bir kurban mıdır, masum mudur, savunuyor muyum? hayır. ama bu dediklerime gayet inanmaktayım.
yerel adıyaman tabiri ile 'aboş' yani türkmen ahalisi mensubudur. ve evet, çoğunlukla aboşlar yalnız kürt şivesi ile türkçe konuşmaz, kürtçe konuşmayı da bilirler efendim.
Kaçakçılık değil, sınır ticareti. Siz Uludere'de dünyaya gelmiş olsaydınız, geçim için bu işi yapardınız sevgili sözlük yazarları. Bir şey daha eklemek gerek: Kürtler bu ülkenin en yoksulları olduğu artık ülkede herkese aşikardır, inkar etmek isteyen edebilir. Ama yoksulluğun onursuzluk sayıldığı bir düşüncenin, sanırım Türklerin zihnindeki Kürt sorununun sosyo-ekonomik boyutu olduğu da ortaya çıkmakta.