boku çıkmış serilerdendir. önüne gelen vine meraklısı ve fikir fukarası garibanların bıkmadan usanmadan çektiği, izlerken tebessüm bile edemediğimiz video zırvalıklarıdır. tez zamanda sonu gele!
çevredeki insanlar tarafından "oh ayı gibi yedin hıçkır tabi şimdi" şeklinde yorumlanabilen, "tut tut nefesini tut" veya "al şu suyu iç" temennileriyle geçirilmeye çalışılan acayip bir durum. inatçı olması ve dakikalarca geçmemesi durumunda kişiyi hayattan bezdirir.
soru eki olan -mi yi, "on üç yıl türkçe eğitimi gördün hala öğrenemedin" anlamındaki "de/da" yı ayrı yazamayan insanlara sorulması gerek temel sorudur.
bütün sosyal ağlarda üyeliği olmasına rağmen arkadaşlarıyla twitterda konuşarak ana sayfanızı mahalle kıraathanesine döndüren insandır. tanı koyulmasında her cümlenin sonundaki ":D, * , :P" smileyleri oldukça etkilidir. unfollowlayınız böylesini.
diğer yazarların entrylerinden çok nickleriyle ilgilenen sözlük yazarlarının edindiği adettir. nicke bakarak meslek, memleket, yaş gibi tahminler yapmayı pek severler. bir nevi meşgaledir.
genelde kendi sarhoşluğunu örtbas etmek amacıyla at ağızlı bir arkadaşınızın bulunduğu iddiadır.
-abi partide ne sarhoştun dün haaa ahuahuahuahu*
+..? partiye dair ne hatırlıyorsun?
-...hatırlamıyorum pek bişey. ama ne sarhoştun haa ahuahuahua....
en büyük yanılgılardan bir tanesidir. insan sarrafının temel ozelliği değerlendirdiği kişi hakkındaki fikirleri kendisine saklayıp onunla ilgili gerekli şekilde hareket etmesidir. ancak bu dengesizler "birader sen şöylesin böylesin" diye ileri geri konuşmayı adet edinmiş tiplerdir. zaman kaybına neden olan kişilerdir. siklenmemeli bile böylesi.
mahalle maçalarının vazgeçilmez kurallarındandır. penaltı noktası kaleye çok yakın olduğunda kullanılan bir penaltı yöntemidir ve genellikle 3 kornerden sonra verilir.
çocuklar tarafından iki plastik bardağı iple bağlayıp iyice gerdirerek yapılan icattır. normal ses tonlarıyla konuşsalar birbirlerini duyabilecek mesafedeyken bu cihazlarını kullanarak konuşmak onlara büyük zevk verir.
muhteşem bir tür giyecektir. ani bastıran yağmurlarda "ahmak ıslatan" durumuna düşmekten kurtarır sizi. bu kahramanlığına rağmen "assassin's creed" cilik oynamaya çalışan ergenlerin gazabına uğramaktan kurtulamamıştır.
muhteşem ikilidir. özellikle gecenin bu saatinde acıkmış ama çok da fazla abartı olmadan bir şeyler yemek isteyen kişier için hem lezzetli hem de... lezzetli bir kombodur. çiziviçin tuzlu-peynirli tadıyla böğürtlenli çayın o müthiş kokusunun birleştiği an yok mudur hele... anlatılmaz yaşanır.
bimin yeni ürünlerinden (ya da ben yeni gördüm, bilmüyorum). frambuazlı olanı her ne kadar frambuazlı cheesecake in yandan yemişi tadında olsa da gideri olan üründür. deneyiniz.
oral hijyen eğitimiyle alakası olmamış insandır. dişlerini öyle bir fırçalar ki muayene sırasında dişinde istanbul kara yolu haritasına benzer çizilmeler görülür. çok sert bir doku diye çizilmez-aşınmaz sanmayın, iyi bakın dişlerinize. tek yönlü (yukarıdan aşağı) ve dişin her bir yüzeyini fırçalayın. macun kullanmak çok da şart değil, mekanik temizlik yeterlidir. fırçalarken diş etine de sürtmeye özen gösterin ki fırça masaj yapmış olsun. günde en az bir defa mutlaka diş ipi kullanın. iki dakikanızı yer ama düzenli uygularsanız ne diş ağrısıyla uğraşırsınız ne de ellinize geldiğinizde dişsiz kalırsınız.
şefkatte son noktadır. çocuğunun 2 metre ötesindeki yazıyı okuyamaması öyle üzer ki dayanamaz harf sorulduğunda kendisi söyleyiverir. cennet gerçekten de annelerin ayaklarının altında olsa gerek.
tipik bir türk teyzesidir. elinde örgüsü, yanında portakal tabağıyla televizyonun başında vakit geçmekten haz anlan insanlardır. ayrıca reklam aralarında diğer kanallardaki dizileri takip edebilmeleriyle ünlüdürler.
enstruman çaldığınızdan bir şekilde haberdar olmuş ve bu beklentisini dile getirmesiyle kendisine ferhat göçer tadında şarkılar çalınacağını zanneden insandır. ölü taklidi yapın, gider mutlaka başınızdan.
(bkz: müzikle terapi) (bkz: müzikle yaşamak) gibi durumların aksine evinize misafir gelen kişinin babanızla beraber avazı çıktığı kadar "karlar düşer", "elem acı ve keder", "kim ne derse desin" gibi şarkıları, ilkokul döneminizde aldığınız gitarı çalmaya çalışarak söylemesi durumudur.
bütün insanların ilk defa çizgifilmlerde gördüğü diz kapağının altına vurulmasıyla karakteri tavana yapıştıran olgu. hemen akabinde boşta olan abi* oturtulur refleks denenir. başarılı olamayınca* "bozuk bu" diyip itina ile diz tekmelenir.
(bkz: çocukluk güzel şey)
yüzyılın şerefsizidir. atıverir poşeti önünüze acıyan gözlerle poşeti açmak için çırpınmanızı izler. yetmediği gibi bir de "şuraya alayım sizi beyefendi, sıra birikiyor" diyip kenara çeker ya... yatacak yeriniz yok lan sizin.
yiyen kişi için hiç de olumlu bir ilişki değildir. özellikle acı biberin temas ettiği bölgelere sıcak yemeğin gelmesiyle hissedilen acı, gözlerin yaşarması, kulağın çınlaması tam bir işkencedir. ama insan bu acı karşısında yılmaz, gözyaşları içinde biberden ısırıp yemeğine tutkuyla devam eder.
köpeklerin av esnasında kuyruklarını sallayarak yaralamalarını önlemek amacıyla kesilmesi işlemidir. ancak sırf cins diye ava gitmeyen köpeklere de uygulanmaktadır** ki tam anlamıyla vahşettir.