residuel sizofreni
183 (mavi jojoba tanesi)
sekizinci nesil yazar 4 takipçi 58.20 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    kılıçdaroğlu nun yolsuzlukları

    21.
  1. görmek isteyene illaki vardır bir iki bir şey, siyasete bulaşmış bir insan artık insan değil, siyasetçidir.

    herhangi bir siyasetçi için bu adam dürüst, bu adam yapmaz diyen arkadaşa tavsiyem; önce şöyle bir kendilerini yoklasın, ellesin baksın kendisine çalışır vaziyette mi, vücut işlevini gerçekleştiriyor mu diye, sonra yaşını önüne alıp başı ile düşünsün, gidebildiği kadar geçmişe gitsin, sonra günümüze dönsün, hiç yolsuzluk, kıyakçılık, adam kayırma, kadrolaşma, yakını gözetme yapmayan, tek bir tane siyasetçi bulursa bana haber versin yaşıyorsa gidip daşaklarını boynuma atkı yapacağım, öldüyse mezarına gidip güller, sümbüller dikeceğim...
    1 ...
  2. koyun sürüsünden oy bekleyen zihniyet

    4.
  3. meydanlara çıkarak, "ama bizden daha iyi çoban bulamazsınız" demelerini bekliyorum, sonunda bu da olacak.
    1 ...
  4. trabzonspor taraftarı

    483.
  5. trabzonspor taraftarıdır, kentinin takımını tutar, öyle böyle değil gerçekten can-ı gönülden tutar, sahiplenir ve benimser, hiç bir başarı görmese de destekler, bazıları gibi başarılı bir takım seçip onu desteklemeye koyulmazlar,

    doğduğu şehri takımını tutabilen yürekli bir kaç taraftar grubu gibi yapılan haksızlıkların, taraflı yönetimin, para ile satın alınan emeğin, yavşak basın ve kansız medyanın farkındadırlar fakat ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar seslerini duyuramazlar, ne kadar anlatırlarsa anlatsınlar dertlerini izah edemezler, kahbe ve yandaş insanlar önlerini keser ve izah etmelerine mani olur, çığlıklarını yayınlamaz ve görmezden gelirler, tıpkı fenerbahçe taraftarının 2 polis aracı devirerek, polisle çatışarak çıkardığı terör ölaylarında olduğu gibi basın hemen bu durumu örtbas eder, yayınlamaz ve unutturur,
    fenerbahçe kalecisi volkanın istisnasız ve bilinçli olarak, taraftarı germek ve çileden çıkartmak için her maç golden sonra tribünlere yaptığı hareketleri göstermez, bunu da örtbas eder ve taraftarı tahrik edeni suçlamaz,

    durum şundan ibarettir aslında, bir tarafta emeği ile çabalayan bir grup vardır, bir tarafta emeği çalan bir kaç şeref yoksunu vardır, bu şeref yoksunları o kadar güçlenmiştir ki her zaman haklı ve her zaman kazanan taraf olurlar,

    futbol takımlarına koyulan isimlerden anlaşılacağı gibi, futbol takımlarında memleket sevgisi mevcuttur, bir kayserilinin renklerine vuruldum diyerek neden kayseri sporu değil de galatasarayı tuttuğunun, bir ankaralının kolumu kessen sarı laciver akar diyerek neden ankaragücünü değil de fenerbahçeyi tuttuğunu bana izah edebilecek biri varsa beri gelsin,

    kuvvetliden yana olma iç güdüsü ile, istanbul takımları kilometrelerce uzaklıklardan, henüz kadıköyü, şükrü saraçoğlunu, ali sami yen stadını, tt arenayı, kartaltepeyi, inönü stadını göremeyen ve belki de hayatı boyunca hiç bir zaman göremeyecek olan beyinsizler tarafından tutulduğu sürece güçlü her zaman hakıl olacaktır,

    varsın biz her zamanki gibi yine haksız olalım, hanginiz evinize gelen hırsızı çiçeklerle karşılayıp, çay kahve ikram edersiniz?
    4 ...
  6. fotokopi makinesindeki stajyere arkadan sarılmak

    8.
  7. sapıklığın dik alasıdır,
    sonra işinin başına geçen bu arkadaş da gelmiş buraya başlık açmıştır.
    0 ...
  8. koyun sürüsünden oy bekleyen zihniyet

    1.
  9. Üç dönemdir iktidar olan bir partinin seçmenlerine yapıştırdığı yafta ile kendisini savunmaya çalışan zihniyetin, her dört yılda bir, dört senedir söylediklerini unutarak aşağılayıp itin bilmem neresine soktuğu seçmenden, bilmem neresini yırta yırta oy istemesidir, düşündürürken güldürür.
    4 ...
  10. bilal in alacağı adaya türkçe isim önerileri

    23.
  11. deniz gezmiş

    1881.
  12. dönem itibari ile kendini bir taraf seçmek zorunda hisseden genç ve atik bir delikanlıdır,
    ilk bakışta sol kesime yakın olduğunu rahatlıkla anlayabiliyoruz, hayatını irdelediğimizde ise beladan uzak duramayan isyankar bir yapısı olduğunu da, bazı kaynaklara göre asılmadan önceki son sözlerinden biri "yaşasın marksizm-leninizm" olduğu vurgusu komünizme yakınlaştığını da gözler önüne seriyor,
    işlediği suçlara bakılırsa, siyasi olarak bir baş belası olduğu açık ve net bir şekilde görülüyor, bu kadar şeffaf, bu kadar gözler önünde ve bu kadar hareketli bir yaşam hikayesi bize çekici geliyor olabilir, yaşadıkları süreci irdeleyerek sonunun bu şekilde olmaması gerektiğini düşünüyor olabiliriz, duygu ve düşüncelerini paylaşıyor ve onu gerçekten bu günlerde dahi anlıyor olabiliriz, onu isyanından dolayı seviyor, ondan nefret ediyor veya ona acıyor olabiliriz, bu duygu ve düşünceler insanların doğasında vardır ve bunları anlayabiliriz,

    şahsen bu güne kadar anlamadığım ve bundan sonra da anlayamayacağım tek bir konu var, komple sol kesimden oluşan bir hükumet tarafından idam cezasına çarptırılıp, sol kesimden bir cumhurbaşkanı tarafından idam ettirilen bu delikanlıyı, tükürdüğünü yalarcasına yine sol kesim tarafından sahip çıkılması, tarihi gerçekleri saptırması, baş üstü edilmesidir, gencecik bir vatan evladını kahraman ilan ederek elinizdeki kanı temizleyemezsiniz, siz kendinizi kandırmaya devam edin ama gerçekler gerçek olamayacak kadar acı, böyle bir iki yüzlülük başlı başına bir tez konusudur.
    3 ...
  13. hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları

    260.
  14. yaz tatillerinde inşaatçi babamın yanında çalışırdım, bir boka yaradığım dan da değil işte çocuklar boş durmasın gibisinden, tahta getir, onu taşı, bunu getir, şunu götür, bir yaz tatili babamın işi yoktu ben de kendi kendime bir şeyler yapayım dedim, bir arkadaşla anlaştık, babadan gelen bir öğretim ile boş durmamak ve iki kuruş harçlık yaparız diye ticarete atıldık, önce biriktirdiğimiz harçlıklarla, hatırlayan olabilir, o zamanlar meşhurdu bir kazı kazan kutusu aldık kutu içinde bir sürü oyuncak, gofret falan var, neyse ilk gün çıktık dolaşıyoruz, siftah bismillah çocuğun biri geldi en güzel oyuncağı bir de bir çıkarttı kutunun bütün ihtişamı gitti tabi, biz de pes etmiyoruz beş, altı derken kutunun üstünde kazınacak yerlerin yarısı duruyor kutuda sadece gofret var, dolaş dolaş ayaklarımız su topladı, kutunun içine bakan sittir çekiyor bize, baktık elimizdeki paraya verdiğimiz parayı toplamışız, ne kar var ne zarar, oturduk bütün gofretleri yedik,
    daha sonra topladığımız para ile simit satmaya karar verdik, arkadaş sonra vazgeçti onun babası müteahhitti kızmış buna ders çalış, paran mı eksik falan diye oda sattı beni,
    ben de tek başıma komşudan ödünç bir sini aldım simit satmak için gittim fırına değişik bir simit vardır bilen bilir, hastası çoktur, sütlü simit böyle kocaman normal simidin iki katı her gün elli tane satıyordum, hep aynı mevkide dolaşıyordum, mahalleden başka bir eleman simit satıyormuş, geldi bana bak dedi merkeze inelim bir saatte satar geri gelir bir daha alırız dedi, tamam dedim bende sabah erkenden aldık simitleri, o gün fazla satarız diye de bütün paramı simite yatırdım indik merkeze, daha on dakika geçmeden zabıta geldi, bu yanımdaki piç bir fırladı yüz metre rekortmeni gibi, zabıta beni tuttu,
    -burada ne yapıyorsunuz,
    *ağabey simit satıyorum, normalde buraya gelmem de bu gün bir sefer geldim, daha gelmem ağabey dedim,
    -yasak burada satamazsın,
    *ağabey dedim bilmiyordum, bir daha gelmem, özür dilerim,
    -nerelisin sen?
    girdi mevzuya baya bir muhabbet ettik ben de anlatıyorum işte orada satıyordum, arkadaş böyle dedi, sini ödünç benim değil, daha gelmem falan, adam meğer beni oyalıyormuş, zabıta arabası geldi adam tepsiyle beraber simitleri attı bagaja hadi şimdi bir daha gel de görelim dedi, ben yalvardım da yalvardım, sadece siniyi ver dedim yinede vermedi,
    başım önde eve ağlaya ağlaya yürürken kaldırım ortasına belediyenin diktiği beton elektrik direğine kafamı çarptım, yere düştüm, sonra bütün acım geçti, göz yaşlarımı sildim, ağlamayı bıraktım, kalktım ve eve gittim, aradan yaklaşık 20 sene geçti ama kafamdaki o şişlik ellediğim zaman hala daha elime geliyor, ve hala o zabıtaya bir sefer dahi ne küfür nede ah etmedim, onun da hesabı gün gelir sorulur.

    şimdi iki işi bir arada yürütüyorum, nede olsa babamdan öğrendim boş durmamayı, hala ticaretten vazgeçmedim yine ticaretle uğraşıyorum ama artık işler değişti...
    5 ...
  15. trabzonspor

    2283.
  16. ligi sallamayıp Avrupa' da güzel işler yapan takımdır.
    ligi zaten lig tv ve federasyon parmağında oynatıyor, hakem hatası diye diye anasını ağlattılar ligin, hem ligi kazansa dahi fenerbahçe kupayı müzeden çalabilir, sıkıntıya girmeye hiç gerek yok durup dururken, ayrıca Avrupa' da mücadele edemeyen takımlar tarafından sevilmez, yunan olunur, ermeni olunur, italyan olunur ama bir sefer türk olunmaz bir sefer trabzonsporlu olunmaz, sebebi de onur ve haysiyet yoksunluğudur, yüz seneyi aşmış kulüp tarafından yapılamayan şeyleri yaptıkça tabi normal olarak sinir katsayıları artıyor bu eziklerin.

    gerçek gs liler fransızca bilmeyen gsli değildir der, ama sen kalkar ligde doğduğun şehrin takımı olmasına rağmen gider gs yi tutarsın, fb bir semt ismi olmasına rağmen ve sen fenerbahçeyi tutarsın, ve buna renklerine tutuldum, çocukluğumdan beri tutuyorum dersin, kayserili kaç adam tanıyorsunuz gs yi tutan, hani renklere tutulmuştun? fb yi tutan kaç tane ankaralı var sizce? ankara gücünü tut onunda renkleri aynı, olmaz mı? olmaz tabi neden mi olmaz, onların müzeleri kupa dolu değil, onlar sürekli maç kazanamıyor, onlar yeterince güçlü değil, onlar federasyon ve yayıncı kuruluş tarafından desteklenmiyor, ama senin tuttuğun takım güçlü, şu hayatta hiç bir boka yaramadığının farkındasın ve sende övünecek bir şeyler arıyorsun, evet buldun bir semt takımını, türkiye' nin en köklü takımlarından birini buldun tut bakalım, senin mantalitene göre kulüpler kurulmuş olsaydı isimleri ahmet spor, mehmet spor olurdu, kulüpler şehirleri, belediyeleri temsil için kuruldu, siz üç semt takımını tutun bakalım gerizekalılar, biz kendi doğduğumuz şehrin takımını sözümüz yettiğince savunmaya devam edeceğiz, nerede olursa olsun gücümüz yettiği kadar destek vereceğiz, biz gerçekten olması gerekeni yapacağız...
    2 ...
  17. 13 yaşındaki çocuğa 100 bin euroluk tekne almak

    26.
  18. görmemişliğin görgüsüzlüğünü yapan aile tarafından yapılabilecek eylem, motorun suya bıraktırdığı köpüğün büyüsünü siz anlayamazsınız.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/586579/+
    1 ...
  19. kaan kavrayış

    2.
  20. sözlük erkeklerinin şu an dinlediği şarkılar

    2478.
  21. bacak kıllarını alan kız seksiliği

    7.
  22. yerli arama motoruna isim onerileri

    30.
  23. vvv.arabul.com
    alfabemizde çift v (bkz: w) olmadığından tek v ler kullanılarak Türk malı olduğunu ilk bakışta anlayabiliriz, bu bir devrim.
    0 ...
  24. sevgilisine tek taş alamayan ezik canlı

    13.
  25. eşit olduğunu her fırsatta götünü yırtarcasına haykıran dişi varlık tarafından karşı cinse saldırma sebebidir.

    geçen haberlerde gördüm dedemle nenem gelmiş 90 yaşına spiker adama bir şey sormuyor, direk neneme mikrofon uzatıyor,
    - eşinizden ne istiyorsunuz sevgililer gününde?
    * tek taş
    yok ebesinin a.. ali sami, sende mi nene, sen ne vereceksin dedeme? ya onu geçtim ne yapacaksın tek taşı? lan haydi onu da geçtim neden hep erkek bir şey alıyor bu boktan günde?

    sanki kadın erkeğin sevgilisi de, erkek kadının kölesi anasını satayım, sevgililer gününde bir sefer de sen bana çiçek al, madem sevgililerin günü, madem çoğul madem eşitiz, ben sana ne kadar değer verdiğimi aldığım boktan bir para tuzağı olan sağa sola çarpıp bir sene sonra haşatını çıkartacağın, aldığım günün ertesi günü götürüp bozdurmaya çalışsam yediğim kazığı çıkartmaya leylek arayacağım hediye ile göstereceksem sen de bana karşılığını ver.

    aptal aptal şeyler yazıp insanın asabını bozmayın arkadaş, sen bana regal raptor daytona al bende sana tek taş alayım, ben şahsen alırım da senin büzük yerse artık haydi hodri meydan...
    1 ...
  26. kanal d nin kabataş görüntülerini yayınlaması

    67.
  27. ilk duyduğumdan bu yana kadının fantezisi olduğunu düşündüğüm durumdur, haklı da çıktım, üstleri çıplak deri eldivenli (bak bak bak) şapkalı (gizem vuhuuu çılgınsın) gündüz vakti üzerine de işiyorlar, tam bir hardcore, 80-100 kişi (yok anasının a.. ali sami) müsamereye mi gidiyor bu adamlar hepsi tek tip, her fırsatta çıkıp bunu dile getiren sayın başbakanımızdan konu ile ilgili açıklama bekliyoruz, ne olduğunu anlamadan gündem bir anda değişmezse tabi.
    3 ...
  28. türkler aya çıkınca olası gazete başlıkları

    21.
  29. aya ilk ayak basan Türk astronot, ayağının tozu ile yaptığı ilk basın açıklamasında Türk olmadığını büyük babaannesinin ve anneannesinin kürt olduğunu kendisinin de kürt olduğunu açıklayarak,
    "devlet bize imkan vermiyor, hep ezildik, hep aşağılandık, hor görüldük, bütün haklarımız elimizden alındı"
    diyerek Türkiye' deki sosyal eşitsizliğe parmak bastıktan sonra özel uçağına binerek Türkiye' den ayrıldı.
    2 ...
  30. sevgililer gününde hediye almayan erkek

    7.
  31. bir gün sonra eve elinde çiçekle gelerek, kapitalist rejimi yendiğinizi size müjdeleyebilir.
    2 ...
  32. lahmacunu elle yiyen bir kızla sevgili olmak

    22.
  33. lahmacun başka nasıl yenilebilinir sorusunu aklıma getiren durumdur, kesilen bir lahmacun artık lahmacun değildir, tüm büyüsü gitmiştir, çatal batırılan bir lahmacun acı çeker tadını ve anlamını yitirir.
    şahsen tanımadığım bir yerde lahmacun yemeye karar verdiysem, ustayı sıkı sıkı tembihler ve yerime geçerim, sonrada servis elemanına ayran sipariş ederken lahmacunları kesmemesini tekrardan hatırlatırım.
    1 ...
  34. can aksoy

    167.
  35. bir kediyi cani hislerle öldüren şeref yoksunu yaratık, insanlığın onurunu ayaklar altına alan beyinsiz varlık.

    ülkemizde yaşanan bu üzücü olaydan sonra aklı karışan beyinsizlere konuyu biraz açmak istedim, insanların neden bu kadar tepki verdiğini anlamanızı sağlayabilirsem ne mutlu bana.

    örnek 1; geçtiğimiz günlerde haberlerde duymuşsunuzdur, yedi veya sekiz yaşlarında bir çocuk babasının av tüfeği ile oynarken ablasını vurup öldürmüştü, ortada bir cinayet var, evet fakat masum bir çocuk sadece oyun oynarken masum bir çocuğu, belkide ilerde en iyi dert ortağı olacak ablasını öldürmüştür bu olay bir kazadır ve çocuk bunu isteyerek yapmadı, bu çocuğun üzerine neden gitmedik, katil katil diye neden yargılamadık, neden hapse atmadık, tüm bunların cevabı beyin ve vicdan süzgecimizden geçerek, ölen çocuktan ziyade cinayeti işleyen çocuğa üzüldük ve geri kalan hayatını nasıl etkileyeceğini düşündük, bu örnekte bir masumun bir yanlışlıkla bir masumun canına kıyması olayı var.

    örnek 2; yine hatırlarsınız haberlerde görmüşsünüzdür, adana da kavgaya tutuşan aileler birbirlerine silahlarla saldırmışlardı, 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan bu olaya kimse tepki vermedi, bu olayda yine beyin ve vicdan süzgecimizden geçerek, olayın bu kadar büyütülmemesi gerektiğini ve karşılıklı güç eşitliği ile yapılan bir kavgada ölen kişilere rahmet okuduk, bu örnekte iki güçlü tarafın birbirlerine diş geçirme olayı var.

    örnek 3; son günlerde gündemden düşmeyen kadın cinayetlerine hemen hemen hepimiz tepkiliyiz ve bunun bir son bulmasını bekliyoruz, eşini öldüren adam haberleri gerçek anlamda can sıkmaya devam ediyor, böyle bir olay olduğunda ise biz cinayeti işleyen tarafa beyin ve vicdan süzgecimiz yardımı ile lanet yağdırıyoruz, bunun sebebi ise cinayeti işleyenin karşı taraftaki insandan fiziki olarak üstün olması, normal bir kadının bir erkekten daha zayıf, güçsüz, dirençsiz ve savunmaya muhtaç olduğu düşüncesi vicdanımızı sızlatmaktadır, ölen insanı tanımıyor olmamız tepkimizin sebebinin, ölen insandan ziyade olayın tek yönlü vuku bulması, bir zalimin bir mazlumun canına kıyması olarak yorumlanabilir.

    şimdi sevgili arkadaşlar yukarıda üç örnekle sizlerin zihinlerini canlandırmaya çalıştım, dikkat ederseniz üç olay da ölümle sonuçlanıyor ve olayların kahramanları hep insan, bizim asıl konumuz üçüncü örnekle alakalı olup bir cani tarafından katledilen bir mazlum olayıdır, burada öldürülen kedi değil de başka bir canlı da olabilirdi, mazlum, savunmasız ve size muhtaç bir canlıya sırf kendi problemlerinizden dolayı eziyet etmeniz, öldürmeniz insancıl değildir, insan fıtratına aykırıdır ve bu olayda kesinlikle konu kedi değildir, burada asıl konu masumiyettir, burada konu insanlıktır.

    ek olarak da bu vahşi olaydan sonra en çok yapılan kıyaslamalardan, kurban bayramında kestiğimiz hayvanlarla alakalı olarak söyleyebileceğim tek şey, inandığım din o hayvanı keserken dahi ne kadar dikkat edeceğimi bana tembihlerken, bilgisiz ve bilinçsizce saldırıların ancak cehaletini ortaya çıkartır.
    6 ...
  36. böcek ölünce üzülmeyen kedi kesilince üzülen insan

    9.
  37. olası durumdur, kedi, köpek, papağan gibi canlılar, evcilleşmeye en yakındırlar ve insanlar ile dostluk kurabilirler, duyguları, hisleri, akılları vardır ve insana gerçek anlamda ayak uydurabilirler, kıyaslanmak istenen diğer canlılar ise sinek, hamam böceği, sivri sinek, osuruk böceği v.b. canlılar böcek familyasından olup evcil hayvan olarak kullanılmayan, evcilleşmeye elverişli olmayan canlılardır,evcilleştirilmiş örnekleri var mıdır evet olabilir fakat genel anlamda bünyelerinde insanları hasta edebilecek mikroplar mikro organizmalar barındırdıklarından dolayı böcek türlerinden uzak durulur, ayrıca evde beslediğiniz evcil bir hamam böceğini her an yanlışlıkla ezebilirsiniz,

    başlık sahibi yazar arkadaşımın evinin içerisinde pis su giderinden tırmanarak gelmiş bir böceği bağrınıza basacağını hiç zannetmiyorum, böceklerle alakalı durumu söyle özetleyebiliriz, evinizde sağlığınızı tehdit eden bir böcek öldürdüğünüzde vicdanınız sızlamaz çünkü kendiniz ve aileniz için doğru olanı yapmışsınızdır, fakat sokak ortasında gördüğünüz bir böceği veyahut kaldırımda bulduğunuz bir karınca yuvasındaki karıncaları öldürmeye çalışırsanız bu yanlış olandır ve az önce evinde bir böceği öldürüp çöp kutusuna atan insanlardan misli ile tepkiyi karşınızda görürsünüz, çünkü o insan evine tecavüz eden bir böceği öldürmüştür, fakat siz böceklerin evine tecavüz etmektesinizdir.
    0 ...
  38. tayyip erdoğan ın namaz kılarken ameliyat olması

    5.
  39. namazı kabul olmamıştır tabi ki, çünkü kan abdesti bozar, ne ameliyatı olduğunu da yazsaymış arkadaş çok daha büyük feyizler alacağımız kesindir, narkoz hangi bünyelerde etki göstermez benim anlatmama gerek yok sanırım.
    3 ...
  40. çocuğunun cenazesini sırtında taşıyan baba

    13.
  41. Vanın gür pınar ilçesinde rahatsızlanarak ölen üç yaşındaki çocuğunu, öldükten sonra bir çuvala koyup sırtında taşıyarak hastahaneye götüren babadır, gerçek anlamda insanı derinden yaralayan, kahreden, insanlığından utandıran bu hadisenin dahi siyaset malzemesi yapılması da ayrıca sinir bozucudur.

    istanbulun göbeğinde trafik kazasında araca sıkışıp kırk dakika bilinci yerinde ambulans bekledikten sonra hastane yolunda veya hastanede can veren insanları da unutmamak lazım.

    be şerefsizler, be haysiyetsizler ölünüzü dahi mağdur edebiyatına malzeme yapıyorsunuz, kanınız o kadar çürümüş ve o kadar leş kokuyor ki artık burnunuz bu kokuyu almaz olmuş...
    2 ...
  42. isviçre deki le temps gazetesi ne verilen ilan

    2.
  43. Türkiye' deki adaletsizliğin ne boyutlara vardığının göstergesidir.

    not: taraftarlığını bir kenara bırakabiliyor ve objektif olabiliyorsan oku.

    çevremdeki fenerbahçe taraftarı arkadaşlarım, kendilerinden gelecek olan tepkiden korkulduğunu ve kulübe bu nedenle ceza verilemediğini dile getirmektedirler, sürekli anlatmaya çalışıyorum fakat sesim yeterince gür çıkmıyor, arkadaşlar bu durum sadece tepki durumu değildir, bu olay içerisinde aklınızın, hayalinizin ve hatta ayakkabı kutunuzun dahi alamayacağı büyüklükte rant var, bu işten servet kazanan insanlar var ve bunu takibi kaybetmek istemiyorlar, evet bu işin içerisinde ne taraf olmak nede taraftar olmak var bu işin içerisinde koltuk sevdası, para hırsı ve aç gözlülük yatıyor.

    şimdi arkadaşlar oturup hep birlikte küçük bir hesap yapalım, hemen hemen her maçını 30 bin ve üzeri biletli seyirciye oynayan, her sezon yüz binlerce forma satan bir kulüpten bahsediyoruz, büyük bir kulüp bir asrı devirip Türkiye içerisindeki başarılarının dışında büyük bir başarısı olmayan, hep çıkar için kullanılmış koskocaman bir kulüp, bu kulübü bu gün küme düşürebilirsin, evet çok basit sadece bir karar alırsın ve küme düşürürsün, sonrası mı sonrası şu, taraftar biraz sinirlenir, biraz üzülür, biraz kederlenir, sonra kabullenir, üç beş gösteri sonrası unutur ve taraftar takımına destek için toparlanır, artık taraftar açısından bir sıkıntı kalmaz, taraftar deplasman dahil 1 sene boyunca tüm maçlara gider, bir forma alacaksa iki forma satın alır, takımına destek olur, kulüp de asıl yerine geri döner, bu da fenerbahçe için kaybedilmiş 1 yıl demektir, çok önemli koskocaman 1 yıl, küme düşürülme cezası ile avrupaya 1 yıl gidemez, fakat ertesi yıl kaldığı yerden devam eder.

    peki ya şimdi ne oldu, evet arkadaşlar şimdi fenerbahçe tam 3 yıl kaybetti, avrupa kupalarına gidilemeyen koskoca bir 3 yıl, normal şartlarda aklı yerinde insanların yönetimindeki federasyonun alacağı karar ile kaybedeceği 1 yıl yerine, tam 3 yıl kaybetmiş oldu,

    sadece fenerbahçe kaybetmedi, fenerbahçe ile birlikte türk futbolu tüm itibarını kaybetti, büyüklüğünü kaybetti, inandırıcılığını kaybetti, tarafsızlığını kaybetti, coşkusunu kaybetti, sevdasını, hüznünü, kederini, sevincini, sinirini, kardeşliğini, rekabetini ve geri kalan futbola dair her ne varsa tamamını kaybetti,

    kaybeden sadece fenerbahçe ve Türk futbolumu oldu, hayır! bu keşmekeşin içerisinde Türkiye' nin en neşeli insanlarının, en milliyetçi insanlarının, en çalışkan insanlarının, en cefakar insanlarının bulunduğu şehir Türkiye' ye ve adalete olan inancını kaybetti, uçurum kenarına diktiği iki kara yemiş fidanının birine arçil birine şota ismini takan yakup dayı hevesini ve umudunu kaybetti...

    Türk futbolunu yöneten, ve büyük kulüplerin başına tebelleş olmuş kan emicilerden kurtulamadık maalesef, kazananlarsa fenerbahçeyi de bu şekilde koruduklarını sanan, bu kulüpten nemalanan, bu kulübe hiç bir şey vermeden milyon dolarlar kaldıran büyük bir kitle mevcut, ikili ilişkiler ile dayadıkları futbolculardan milyon dolar komisyon alan hokkabazlar var, bunlardan öte bu işe para yatırmış ve parasının karşılığını almaya çalışan bir yayıncı kuruluş var, yayıncı kuruluşa sözler vermiş bir federasyon var, bu federasyonu yöneten akıl sağlığı yerinde olmayan insanlar var, ve bunların hepsi kazanmaya devam ediyorlar...
    2 ...
  44. başkanı şikeden ceza alan takımın yüzsüz taraftarı

    10.
  45. her dönem dünya üzerinde var olmuş ve var olmaya devam edecek olan yüzsüz insan kitlesidir, önce her suçlu gibi kabul etmez ve namus davası olduğunu iddia ederler, böyle bir şeyin varlığı kanıtlanır ise diye başlayıp sonu hiç de iyi bitmeyen cümleler kurarlar, günler geçtikçe ve olaylar ciddiye bindikçe o cümleler unutulur ve bir savunma ve yandaş arama şekli olarak "biz yaptık da tek başımıza mı yaptık" diyerek kendilerini savunmaya çalışırlar, daha sonra da bize komplo kurdular, bizi bitirmeye çalışıyorlar diyerek son noktayı koyarak işin bokunu çıkartırlar.

    futbolun içine etmişlerdir ve hala daha kendi ülkesinden dışarıya çıkamayan başarıları ile övüne övüne bir hal olurlar, sağda solda kitleden ve maddiyat korkusundan dolayı takıma ceza verilmemesini de göğsünü gere gere anlatırlar.

    her şey ortadadır fakat akıllarda şu soru kalır, cinayeti işleyen mi yoksa azmettiren mi daha fazla suçludur, bir ülkede adaletin gücü hak dağıtmaya yetmiyorsa, o ülkede güçlünün adaleti hüküm sürmektedir.
    1 ...
  46. ezan sesinden rahatsız olmak

    40.
  47. mümkün ve normal bir durumdur, ezan sesinden rahatsız olan insan hasta olabilir, kulaklarından rahatsız olabilir, sese aşırı duyarlı olabilir, beyin ile ilgili sorun mevcut olabilir, bunlar insana fiziki olarak rahatsızlık veren durumlardır hoşgörülü olarak sabretmek gerekmektedir, öte yandan da ülkemizde genel olarak hemen hemen her mahalle bir cami olduğunu düşünürsek camilerdeki hoparlörlerin ses düzeyini mümkün mertebe insanların kulaklarını tırmalamayacak şekilde ayarlanarak ezan okunduğunu insanların kafasına vurarak değil de hoş bir seda ile fark etmelerini sağlamak böyle durumlar için mantıklıdır.

    burada kast edilen durum ezanın okunmasından rahatsız olan insan ise o insan islam düşmanıdır konu bu kadar açıktır ve tartışılması dahi gereksizdir.

    diğer bir yandan ya sev ya terk et zihniyetine sahip insanların da bir an önce silkelenerek kendine gelmeleri gerekmektedir, dünya sadece sen yaşayasın diye yaratılmadı, herkes bir sınav içerisinde ise sınavı kolaylaştırmak da bizim elimizde.
    2 ...
  48. fethullah gülen in türkiye haritalı halısı

    16777214.
  49. geleneklerimize göre özellikle anadolu' da yaygın olan üzerine basılmak için değil, duvara asılmak için yapılmış halıdır.
    (bkz: duvar halısı)
    günümüzde her haltın olduğu gibi bunun da yere serilmiş olması ve zamanlaması manidardır.
    1 ...
  50. kötü kokan şeyler

    21.
  51. kürt böreği

    226.
  52. üst üste dizilmiş yufkalardan oluşur, bir halta benzemediğinden de üstüne pudra şekeri dökülür, biraz tatlı biraz tuzlu bir hal alır, aman yarabbi...
    0 ...
  53. sevişmek için sevmek gerekli mi

    24.
  54. sevişmek anlam bakımından sevmek ile aynı familyaya sahip olup ayrılamaz bir bütündür, eskiden birbirlerini seviyorlar anlamında kullanılan sevişmek kelimesine eski türk filmlerinde sıkça rastlamak mümkündür, sevişmek karşılıklı aşkın diğer şekilde dile getirilişidir.

    (bkz: sevişerek evlendiler)

    buradaki sevişmek kelimesi yatak odalarına evlendirme memuru çağırdık orada sevişirken evliliği de aradan çıkarttılar anlamına gelmez, bu başlıkta sevişmek kelimesinin kullanım amacına gelirsek, aslında sevişmek sevmekten gelir değerli gönül dostları, diğer duygusuz ve sadece amaca yönelik olana ise çiftleşme, pompa, tokmak, v.s. gibi argo kelimeler ile ifade edebiliriz, çok haklıyım kendim evet.
    0 ...
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük