mok afedersin. aldattığı kızla çekindiği ihanetin fotoğrafı. uzay boşluğu gibi hissizlik. yanmış derinin hissizliği... korkak bakışlar, düşük omuzlar. güvendiğin dağ başına yıkılınca, derme çatma bir kulübe bile kuramayacak bir harabe.
insan çocuğunun adını neden satılmış koyar? örneği ile katkıda bulunduğum başlık.
yok inanış, yok cin peri diyen olursa ağzının ortasına kürekle vuracağım. satılmış nedir? satılmış diye isim mi olur?
özellikle 4+4+4 sistemi ile kız çocuklarının 4. sınıftan sonra ergenliğe girdiğini, "örtünmesi" gerektiğini dikta eden (bkz: pedofili) mağduru beyinlerin meşrulaştırdığı baskıdır.
Yapılmaması gereken hededir. En yakın arkadaşınız değil o. Sonra yerini karıştırıyor. Ve sizi aldatsa da arayıp onunla konuşmak istiyorsunuz canınızı yakan bir şey olduğunda. Sakıncalı hede efendim. Bırakın bilmesin her şeyi. Siz zaten öğrenmiyorsunuz onunla ilgili ne varsa... Sonra hop başka bir kadın kokarak geliyor.
okulda türk öğrenci yoktur ama 4. kitapta quidditch dünya kupasında bir türkiye quidditch takımı tek satırda geçmektedir. yanlış hatırlamıyorsam (bkz: charlie weasley) bahsediyordu.
uzun uzun anlatmaya gerek yok, beğenmiyorsan ülke değiştir dedirten beyan. sen hala "benim ülkem" edebiyatı yapıp, kürtlere ülke vatandaşlığını bile hak görmemekte ısrar ediyorsun, sonra da vay efendim bu kürtlerin damarına basınca tatavası yapıyorsun.
(bkz: sen içme sedat bokunu çıkarıyosun)
yazarların zaman zaman bakıp da deşarj oldukları fotoğraflardır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/813818/+
fırlama üniversite arkadaşlarının binlerce komik fotoğraflarından biri.
boyu 1.50 diyenler için, boyu 1.70 ayakları 36 numara kızla yolda yürümek istemezsiniz. hepiniz ville valosunuz zaten. 1.60 kız buldunuz da, burun kıvırıyorsunuz.
içerisinde göreceli kavramlar barındıran başlıktır. ayrıca evet, ayak numaram da 36.
Henüz yazmamış ve söylememiş olduğu şarkıdır. Zira bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterdiğinden, bir ihtimal dişe dokunur bi şarkı yazabilir. Bir ihtimal ama.
gelmişsin bilmem kaç yaşına, kendine göre bir dini reddetmiş, inanmamayı seçmişsin. ne diye mok atıyorsun şimdi? bir fotoğrafı bile olmadan, 1500 yıl sonrasını etkilemiş bir adamdan bahsediyorsun. istese tüm arap yarımadasını üzerine yapabilecek, yedi sülalesini refah içinde yaşatabilecek bir adamdan. ağzını açtın mı "özel hayat", "tercih" diye lümpen lümpen konuşursun bir de. inanmazsın, çelişkiler bulursun, mantığın kabul etmez tartışırsın, tamam. tarih her zaman dönemin şartları ile değerlendirilir. kimin yazdığını, yazanın nesnel olup olmadığını bilmediğin konularda bi yeter, bi bit artık arkadaşım.
ağzı olanın konuştuğu, din alimi kesildiği başlıktır.
en basit hali ile alışma fiziksel, duyarsızlaşma psikolojiktir. örneğin kolunuza taktığınız saatin varlığını hissetmiyor, unutuyor oluşunuz alışma iken irak'ta bomba patladı x ölü bir duyarsızlaşmadır. benzer haberleri o kadar fazla okumuş, duymuş ve görmüşsünüzdür ki, ilk etapta saldırıyı gerçekleştirenlere öfke kusarken, bir süre sonra akşam yemeğinizde sıradan bir habere dönüşür. yine aynı şekilde parfümünüzün kokusunu sıktıktan bir süre sonra siz duymazsınız. bu alışmadır. birinin yokluğu acı verirken, artık o kadar çok yoktur ki acı hissetmezsiniz. bu da duyarsızlaşmadır.
yalnız ve karanlıkta kalmışsan, sürekli itiraz eden insanlardan sıkılmışsan, çare siri! tek dostum.
son birkaç aydır sürekli yalnız bir yazar tarafından gerçekleştirilen hede.
Rüya, bütün çektigimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
iki yitik hasret,
iki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su...
Ağıyor yeşil.
suskun şiirinden bu bölümü yazmayı borç bildiğim şair. okurken, leyla erbil olmak istersin. bir cemal süreya, bir de ahmed arif geçirir bu hissiyatı bir kadına. nazım mı? o bambaşka bir konu. mavi gözlü dev.
sizinkiler girdi, bizimkiler kaldıcılara dert olmuş halktır. doğrusu da yezidi değil ezididir.
edit: adamın inandığı dinde şeytan, kutsal bir melek diye satanist oluyor, müslümanlığından, işin içinde kürt söylemi geçti diye de laikliğinden bol keseden sallarsın. sonra danimarkalı bir karikatürist hz. muhammed ile ilgili karikatür yapınca ağzını ayırır, babasının şarap çanağına söversin. ölüyor adamlar lan, ölüyorlar. gezi'de gaz bombası yemeye benzemiyor. tatlı su müslümanlığı, laikliği yapmaktan öte, az insan olun.
varsayımlar üzerinden gencecik bir insanın öldürülmesini haklı bulanların kahramanı, katil polis.
ethem; tikko sempatizanıymış, ibrahim kaypakkaya posterinin önünde oturuyormuş. sizin bakış açınıza göre; amiyane, porno izlediğinize göre siz de potansiyel sapık, düşünceleri yüzünden ölümü hakettiğini beyan ettiğinize göre potansiyel bir katil, müthiş hayal gücünüzle de potansiyel bir banker kastellisiniz. yasadışı oldu değil mi? tutuklanmalısınız.
edit: imla
önce anarşinin anlamını öğrenip sonra anarşi kol gezsin zırvaları yapın dedirten başlık.
öss barajını geçip ya da üniversiteden mezun olup akademiye veya pomeme girersin. silah nasıl kullanılır, öğretirler. fiziki avantajlarını nasıl kullanırsın, öğretirler. ama kitle hareketlerinde ne yapman gerekir öğretemezler, emri red hakkın olduğunu öğretirler mi, sen mi öğrenemezsin bilinmez. gençsin, ateşlisin, belindeki metal cesaretini 150 ile çarpıyor. sonra hücuma geçersin. anarşik(!)leri katletmek vatan borcu. dövebilir, eli palalı sivillerden destek alabilirsin. gaz kapsülünü sıkarken açıyı, anarşiğin (!) alnına gelecek şekilde ayarlarsın. metroda sıkıştırır, içeri gaz bombalarını yağdırırsın. slogan atan, provakasyonu kendi içlerinde engellemeyi başarabilmiş anarşiklere. var ol polis. olmasaydın, ölmezdik.