arkadaşlar bir saniye; kendisi doğal çirkin de olabilir. belki yaptığı makyajın hiç bir tesiri olmadığı için boşuna kozmetiğe servet harcamıyordur. her makyaj yapmıyorum diyene dm den yürümeyin. *
çok ultra yetenekli, çok özel yazarlardır. ülke olarak sahip çıkmamız lazım. sözlük yönetimi ile ödül törenleri için en kısa zamanda gerekli adımların atılması konusundaki görüşmelerim devam ediyor.
doğru bir tespit. ben de aynı tür duygular besliyorum sözlüğe karşı. çok değil henüz iki üç sene öncesine kadar burası kaliteli bir yerdi. güzel entryler, kaliteli paylaşımlar olurdu. her şeyden önce entryler okunurdu.
son durumda ise emek harcanıp yazılan kaliteli başlıkların sol frameden akıp gittiğine, oylanmadığına, hatta hiç okunmadığına şahit oluyorum. bu durum, komik olduğunu düşünen, yaratıcılıktan, ironiden, kaliteden uzak trollerin çoğalmasıyla ilgili. tabi bunlara pirim verip gaza getiren aynı zihniyettiki guruhu da yabana atmamak lazım.
yönetici kardeş, bu arkadaşlar neden silinmiyor? türkçe imla ve kurallarına uymayan, sözlük kurallarını s*kine takmayan adamlar nasıl hala sözlükte fink atabiliyor?
buna birileri artık dur desin lütfen. abartmıyorum random olarak okuduğum 10 entryden 8' i çöp. bu arkadaşların diğer entrylerine bakıyorum ve hepsinin aynı kalitede olduğunu görüyorum.
diyelim adamı çaylak yaptın, sonra ceza süresi doldu. baktın yine aynı kalitesizliğine devam ediyor sil artık di mi? neyi bekliyorsun daha?
doğru tespit denize dökmedik zira kendi iradeleri ile biraz serinlemek düşüncesi ile denize girdiler. o zamanlar ozon tabakası delik değildi tabi, o yüzden eylülde havalar çok sıca....*
gerçek adı "inertial navigation system" olan hava araçlarında kullanılan bir sistemdir. daha gelişmiş ve bünyesinde lazer gyroskop bulunduran sistemlerin ismi de "irs" yani "inertial reference system" dir ve modern uçaklarda artık bu sistem daha çok yaygındır.
özetle ivmelenme sansörlerinden aldıkları bilgilerin integrali ile hızı tekrar zamana göre integral alarak da mesafeyi bulup bunu "flight computer" çözümlemesi ile seyrüsefer araçlarına ve göstergelerine yansıtırlar.
yalnız merak ettiğim, böyle terimsel bir ifadeyi neden türkçeye çevirme gereği duyuyoruz?
bu kazadan sonra kazanın oluşmasına etki sağlayan bazı terimlerde değişikliğe gidilmiştir. bu değişikliğe göre pilotlar line-up sonrası kalkışa hazır olduklarını ifade etmek için "ready for take-off" yerine "ready for departure" ifadesini kullanmalıdırlar.
"take-off" ifadesini ise sadece kalkış clearance' ına read-back olarak kullanırlar.
günümüzde değişen şekli kullanılmasına rağmen ne hikmettir ki faa ve easa kaynaklarında hala eski tip kullanım görülmektedir.
hemen kızıp sinirlenmemek lazım; uyuyakalmış olabilir, farklı bir boyuttan gelmiş olabilir... ne bileyim yolu karıştırmış olabilir. önce bir dinleyip, derdi nedir ne değildir öğrenmek gerekir.
- lan sen de kimsin? ne işin var lan benim evimde haa!
+ tamam sakin ol birader, ne kızıyon hemen?
- sakin olamam, artizlik mi yapıyon bir de? şşş bak, el kol yapma, indir o hortumu! indir o hortumu bak!
sizin elinize su dökemez; karaktersizin, pisliğin en önde gidenidir. sizden sonrakinin eline de siz su dökemezsiniz. peki bu bir paradoks mudur? evet güzel kardeşim, bu bir paradokstur. çünkü kadınlar eski sevgililerine bok atıp, yenisini yere göre sığdıramazlar.
şimdi şuraya varmak istiyorum; hadi diyelim önceki sevgililerin tam bir pislik çıktı rıza baba ve diyelim ki hırsızın bu konuda hiç günahı yok. peki yaşadığınız o günlerin hiç mi hatırı yok? ayrılırken adamın yüzüne cesaret edemeyip de söyleyemediğin o iki çift lafın pişmanlığını neden bu şekilde sönümlemeye çalışıyorsun? yeni elemanın kafasını neden böyle saçma sapan ayrıntılarla meşgul ediyorsun?
işbu bilumum tutum ve davranışların hayatınızın aşkı olduğunu düşündüğünüz, o yeni premste bir "turn-off" etkisi yarattığını biliyor muydunuz? gadasını aldıklarım o yüzden, bu muhabbetleri açmadan önce iki kere düşünün... ya da düşünmeyin, bananeyse hıameyna.
bir "layf heyk" programının daha sonuna geldik. tekrar görüşmek dileğiyle.
samimilikten uzak, tamamen karşı tarafı etkilemek için söylenen yapmacıklar bütünüdür. özellikle sağdan, soldan kopyalayıp pasta* yapılan klişe cümleler tüm o doğal ortamın amına koyup ilişkiyi masumiyetten, doğallıktan uzaklaştırırma konusunda bir numaradırlar.
"hediye gibi geldin hoş geldin" nedir güzel kardeşim? bunu söylerken hiç utanmadın mı? bir an durup da "ben ne yapıyorum lan?" diyemedin mi? az öznel, az kendin olamadın mı? bu kadar mı vizyonsuzsun? öhm.. tamam sakinim.
değerli arkadaşlarım, sözlerimi bitirirken popüler kültürün bize dayattığı tüm ilkelerin hıamına koymak istiyorum. ayrıca aşk temalı tüm türkçe pop şarkılarının da hıamına.
doğru tespittir. özellikle araba yolculuğu esnasında radyo kanallarını tararken mutlak suretle denk gelir kuran okuyan bir amca. next tuşuna tekrar basınca şeytan tarafından kontrol ediliyormuş hissine kapılırsınız.