böyle zamanlarda çok çaresiz kalıyorum. biraz sakinleşip kendime geldiğimde ya sen kimsin ki senden büyük allah var ne diye bu kadar omuzlanıyorsun bütün derdi, tasayı diyorum. besmele çekip allaha dayıyorum sırtımı ve yalnızca öyle huzurlu hissediyorum. yardım et allahım.
ah o istanbuldur hep bizi mahveden. yıllarca hayalini kurduğun şehir. bilmeden aşık olduğun şehir, şiirlerin şehri istanbul. çok takılmamak gerek sonra olmayınca canınız fena yanar. sırf istanbul olmadı diye yakın diye bursayı yazan biri olarak söylüyorum; şehrinizi sevmeye çalışın. şimdi bursaya ölürüm. istanbul sevdam bitmemiş olsa da.
ateistlerin hepsi kuran-ı kerimi okuyup tefsir yapacak seviyeye gelmiştir. hatta falanca ayetten örneklerle inançsızlıklarını açıklarlar. ateistler her şeyi okur kuran yalnızca bunlardan biridir. biz müslümanlarsa sadece kuran okuruz hatta okumayız duvara asarız di mi?
'islamiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar'
bundan aylar önce de gözlerin masmaviydi, bugün de masmavi. okyanusların rengi sararacak diye korkuyorum. sahi nasıl bu kadar maviler? ev arkadaşının inançsız olmasına anlam veremiyorum her gün görmüyor mu onları? gözlerine bakmak allah'ın varlığına tanık olmak. gözlerine bakmak geçmişte her baktığım göz için pişman olmak. kılcal damarlarıma kadar hissederek yazıyorum. güneşin doğuşu kadar gerçeksin. cennet kuzuları rüyalarından öpsün.