Turk pop' unun yetiştirdiği isimlerden murat dalkılıç' ın (beğenin beğenmeyin kendisini) piyasaya sürülen bir sürü sacmasapan şarkı arasında açık ara önde giden parçası,
yakışmıştır vesselam sesine de...
aLbümün tartışma götürmez en güzel parçasıdır, sözleri de müziği de tam da kıvamında yani sözün kısası;sıla bu yılı da pekiyi ile geçmeyi haketmiştir başarılarının devamını dileriz...
baktılar gördüler olacak gibi değil aşk-ı memnu gibi tutacak gibi değil dediler bu fatmagüLLe kerimi bir an evvel yakınlaştıralım malumunuz severiz millet olarak böyle şeyleri,ilgiyle takip eder sanki gerçekmiş gibi yaşarız.hadi bakalım gözümüz aydın olsun,yeni bir bihter behlül doğuyor,fatmagül ve kerim,coming soon *
kendisine imparator yakıştırması yapıla yapıla kendisini öle zanneden ve herkese herşeyi söyleme cürretine sahip olduğunu düşünen zattır zannımca...
yalnız ayıp sadece onun değil ona fütursuzca imparator diyen bizlerindir, ne acı...
eğer kemanı bu adam çalıyorsa bu konuda faaliyet icra ettiğini iddia eden diğerleri ne yapıyor, izah etmekte güçlük yaşıyorum.
golha'sı ile beni benden alıp götüren bir daha da geri getirmeyen ve mükemmel kelimesini en çok hakeden müzisyenlerden...
gün itibariyle yayın hayatına kanal d'de merhaba demiş dizidir.
yılların iyi kalpli mert yürekli erkan petekkaya'sı kötü baba kötü eş rolüyle çok içimize sinmese de bu tamamen işin duygusal yanı yoksa dizi piyasadaki onca saçmalıklar serisi arasında umut vaad ediyor sanki, izleyeceğiz ve göreceğiz bakalım...
sanki biraz sertap erener'in gölgesinde kalmış da hakettiğini bulamamıştır fakat sertap erener kadar takdir edilesi bir kaliteye sahip müzik adamıdır şüphesiz hayır "ha sertap ha ben, ne farkeder" mantığındaysa saygı duyarım çünkü biz zaten onları ailecek seviyor beğeniyoruz.
murathan mungan'ın dizeleriyle hayat bulan sözler levent yükselle tadından yenmez bir hal almış,
özlenen levent yüksel şarkılarının çook yakında aramızda olacağına karinedir belli ki bu single,
umarım bizi hayal kırıklığına uğratmaz takibinde gelecek albüm..
hiç yoktan yere bünyede kahır etkisi yaratan şarkılardan...
"a ş k nasıl da kırılgan
sus dedim ama olmadı
kalbimden ismin geçti
kimseler duymadı"
kısmı ise beni benden alıp götürmekte...
"kuşlar gibi çırpınıpta geri gelecekmişsin gibi
gözyaşlarımdan biriken suyu içecekmişsin gibi
öpüp öpüp kokluyorum yıkanmamış elbiselerini
bir de masamda hala duran ikimizin resmini..
radyoda yine sezen çalıyor
kalbimi senden daha iyi tanıyor
bir de istanbul'dan bahsediyor
sanki hep bizi anlatıyor
sonra kapıyı hüzün çalıyor
aklıma eski günler geliyor
hasretin çok ağır basıyor
yine sarı güller ağlıyor
unutmak ne mümkün gözümün ucunda hep bir hüzün
çaldım seni şarkılardan belki gelirsin diye.."
gerçekten insanı aptal yerine koyan hatta üstüne üstlük bunun için bir de para kazanan film demeye bile dilimin varmadığı şey(!)
bu kadar yazık olamayız ya...
kahroluyorum.
manga'nın albüm çıkarması için yıllar yılı beklemesini haklı gösteren şarkılardandır kendisi.
"uyandığında onu ilk kim görecek
bıraktığım düşü kim büyütecek"
gibi cevabı olsa da olmayan sorularla insanın içinin en derinine işleyen sözlere de sahiptir aynı zamanda.
manga'ya ciddi bir fanı olmamama rağmen sırf bu şarkıyı icra ettikleri için teşekkürü bir borç bilirim.
Küçük prens ve Martı tadında olduğu iddia edilerek kitleleri peşinde sürüklemiş ve bestseller okumaktan haz etmeyen beni dahi sırf merakımdan ötürü kısa bi süreliğine de olsa tutsak etmeyi başarmıştır.
Nitekim ne kadar başarılı olmuştur tartışılır yalnız ne küçük prens ne de martıyla boy ölçüşmek şöyle dursun yanyana bile duramaz kanaatimce.
Bir kere orjinalitesi tam bir fiyaskodur,ciddi her okuyucu neler olabileceğini tahmin etmekte asla zorluk çekmez çünkü.
Ayrıca oldukça basit bir dille anlatılmakta kendisi,
yazarının Türk olmasına rağmen (emin değilim fakat) yabancı dilde kaleme alınıp sonrasında Türkçe'ye çevrildiğini hissettirmiştir bana.
son olarak ise bitirdiğimde; okusam da olurmuş(çünkü süratle okunabildiğinden kaybedilen zaman az) okumasam da(kattığı çok farklı birşey olmadığından) yorumunu yaptırmış kitaptır.
şu sıralar yeni albüm mü çıkardı,tanıtıma mı ihtiyacı var bu sebeple sözlüğe mi sızdı bilmem ama iki başlıktan birinin şarkı sözlerine adanmış olduğu şahsiyet.
"sen güzeL güldün solmuyordun,
hem çok seviyordun hem beni yormuyordun,
çiçekleeeeer,çiçekler sevildikçe büyür,
gitme diyorum sana gitme çiçeklerim benimle ölür,
buralardan gitme,buralar gitsin sen gitme"
dediğinde gidebilecek birinin varlığına inanmadığım eşine az rastlanır şahsiyet.
müzik kirliliğinde boğulduğumuz şu sıralar sahalara yeniden dönmesi şiddetle arzulanan ve de.
Başlangıçta bütün samimiyetimle gelecek vaad ettiğini düşündüğüm daha doğrusu gelecek vaad ettiğine inanmak istediğim diziydi kendisi fakat su gibi akıp geçmekte olan zaman ve bölümler gösterdi ki;çemberimde gül oya ve hatırla sevgili'yi harmanlayarak onların çakması bir hal almaktan öte gidememiştir.
Hayır biliyorum denecektir;dönem dizisi,farklı bişey nasıl anlatılsın.
Bu noktada vereceğim cevap şudur ki;benim sitemim günün(zamanının)olaylarını anlatış tarzından ziyade dizi oyuncularının özel hayatlarının yansıtılışı.
Yani istemiyorum kardeşim yine çocuğundan habersiz bir baba,evli fakat mutsuz yapmacık ilişkiler,geçmişi anlatan yaşlanmış dizi kahramanı.
Protesto ediyorum taa ki beni şaşırtana dek.
en arkalarda olmadığın sürece duymamak mümkün olmayacağından;akustiği gerekse de tarihi bir hava veren mizanseni sebebiyle hele bir de kürsüdeki kendini dinlettiren bir hocaysa tadından yenilmeyen,işte fakülte budur dedirten yer.
metropol hayatına alışamamış,
nerde o soğuk kış günlerini sıcacık yapmasına rağmen cep yakmayan sobalar ah ah soğuk beton grilerine gömülmüş,zamın ne olduğunu uygulamalı öğreten kombiler mi reva bize diye yakınan çocuk daha doğrusu artık büyüktür.
Sadece unutulmaya yüz tutmuş 'açılım' kelimesine yeniden can vermiştir işte hepsi bu.
Ne acıdır ki uzun zamandır herkesin dilinde kulağında gözünde olan bu meselenin ne olduğu tam olarak kurgulayanlar da dahil bilinmemektedir.
bankada,hastanede ya da herhangi bir devlet kurumunda,otobüs için ya da hepsini geçtim tuvalet için dahi kuyrukta bekleyen ve beklemekten bitap düşüp birbirini yiyen insan,insanlardır.