yenilen sağlam bir kazığın acısının,kazığı yemiş olduğun organdan vücuttaki kimyasal reaksiyonlarla diğer bir organa aktarılmış halidir.
-belirtileri gözlerde yaşarma,anlamsız bakışlar,malca çevreyi süzmeler v.b.
bu başlığı açabilmen,internet aracılığı ile sesini bu kadar rahat duyura bilmen atatürk ve ona inanan onu seven insanların sayesindedir.
-atatürk ü sıradanlaştırma çabaları ucuz ve basittir ve mümkün olmayacaktır.
-ayrıca atatürk e inanan ve onunla birlikte bu mücadele içinde olan bütün insanları da sıradanlaştırmaya çalışıyorsunuz ve eminim o insanların arasında
senin atalarında vardır ve senden utanıyorlardır..
çok somut ele alınırsa,vücudumuzun salgıladığı feronom maddesidir.aşk vücutta feronom maddesinin salgılanmasıyla başlıyor, beynin ilgili bölümlerini uyarıyor ve aşk doğuyor.
--aşkın yerini sevgiye bırakması da hormonlarla ilgili. zamanla serotoninin azalması, oksitoksinin artmasıyla, aşk yerini zamanla sevgi ve şefkate bırakıyor.
--yani tamamen hormonsal bir durum.
kürt olduğu için değil ama kürt faşizmi yapıyorsa sevmemek mümkündür.
--zira bu mühim mesele için savaş veren türklerde eşitlik için savaştıkları kürtlerden utanmaya başlamıştır.
-yaratılanı sevelim yaradandan ötürü bize uzak bir düşünce değildir.
kızların çok sevdiği fakat sanatı icra eden kişi sayısı bakımından erkeklere oranla çok az olduğu sanat dalı.
--bundan yola çıkarak şu genellemeyi yapabiliriz;
erkekler daha hassas daha duygusal ve daha kırılgandır*~
kızların da erkeklerin de mastürbasyon yaptığı bir gerçekte bu başlık nasıl bir beyin masturbasyonunun sonocudur,orası büyük bir muamma denilebilecek hadise..
ben bu başlığı açan insanın fakülte bitirdiğinden şüpheliyim diyerek tanım yapma gereği duymadım.
--entry de basettiğiniz entellektüel hiç kimse insanları bu kadar aşağılayıcı bir başlık açmaz...
erkeler için 2 çeşit çıkma durumu vardır bu durumlar teklif çeşidini belirler;
1.abazanlığın tavan yaptığı yani beyin fonksiyonlarının üreme organına aktarıldığı ruh hali,
-lan çok kötüyüm kim gelirse...diye başlayarak elde edilmesi en kolay ava yönelme,
-genellikle en çirkin ve asosyal olanlar hedeftir ve avcı avın verdiği cevapla ilgilenmez sadece hedefe odaklanır
hayır yada evet sonuç değil engeldir ki bu durumda hiç bir şey hissedilmez..
2.duygusallığın tavan yaptığı hayatın boş olduğu ve biri tarafından benimsenme isteği yani beyin fonksiyonlarının
kalp organına aktarıldığı ruh hali;
-seviyorum lan,bu kız benim ağzıma s..diye başlayarak elde edilmesi en zor kişiye yönelme,
-genellikle erkeğin türünü reddederek avcı konumundan av konumuna geçmesi ve kendine güvensizliğin hat safhada olduğu an,
kur yapma dönemini tamamlayan erkek(çay içelim mi,takip ettiği kızla tesadüfen karşılaşma numarası,en samimi ortak arkadaşları
araya koyarak toplu faaliyetler (sinema,tiyatro,konser v.b)çeşitli dönemlerin aşılması ve artık ikili diyalog kurulacak
kadar samimiyet oluşmasıyla biter ve açılma teklif aşaması başlar,
bu da kendi içinde teklif etme yöntemlerine ayrılır;
örn;aşırı doz alkol sonrası hedefe açılma cevap hayırsa-hatırlamıyorum ya..
telefonla konuşurken açılma cevap hayırsa-ben öyle demek istemedim yada arkadaşlar aramış cebimden ben değildim..
arkadaşlarının damardan verdiği gazla etkisini yitirmeden açılma cevap hayırsa-saçma felsefi bir kaç cümle..
kendine olan güvenini toplayarak ilk gördüğün yerde açılma cevap hayırsa-arkana bakmadan uzaklaşmak ve eve kapanma dönemi..
v.b.
eğer kızın cevabı evet ise anlamsız bir tebessüm,yüzde anlık bir mallaşma ve aşırı doz kendine güven duygusu,mutluluk.
fakat cevap ne olursa olsun sonuç olarak erkekler hep pişman olacaktır.çünkü gördükleri şey buz dağının su üstünde görünen kısmıdır
'kızların illüzyonu' budur işte...
erkeler için 2 çeşit çıkma durumu vardır bu durumlar teklif çeşidini belirler;
1.abazanlığın tavan yaptığı yani beyin fonksiyonlarının üreme organına aktarıldığı ruh hali,
-lan çok kötüyüm kim gelirse...diye başlayarak elde edilmesi en kolay ava yönelme,
-genellikle en çirkin ve asosyal olanlar hedeftir ve avcı avın verdiği cevapla ilgilenmez sadece hedefe odaklanır
hayır yada evet sonuç değil engeldir ki bu durumda hiç bir şey hissedilmez..
2.duygusallığın tavan yaptığı hayatın boş olduğu ve biri tarafından benimsenme isteği yani beyin fonksiyonlarının
kalp organına aktarıldığı ruh hali;
-seviyorum lan,bu kız benim ağzıma s..diye başlayarak elde edilmesi en zor kişiye yönelme,
-genellikle erkeğin türünü reddederek avcı konumundan av konumuna geçmesi ve kendine güvensizliğin hat safhada olduğu an,
kur yapma dönemini tamamlayan erkek(çay içelim mi,takip ettiği kızla tesadüfen karşılaşma numarası,en samimi ortak arkadaşları
araya koyarak toplu faaliyetler (sinema,tiyatro,konser v.b)çeşitli dönemlerin aşılması ve artık ikili diyalog kurulacak
kadar samimiyet oluşmasıyla biter ve açılma teklif aşaması başlar,
bu da kendi içinde teklif etme yöntemlerine ayrılır;
örn;aşırı doz alkol sonrası hedefe açılma cevap hayırsa-hatırlamıyorum ya..
telefonla konuşurken açılma cevap hayırsa-ben öyle demek istemedim yada arkadaşlar aramış cebimden ben değildim..
arkadaşlarının damardan verdiği gazla etkisini yitirmeden açılma cevap hayırsa-saçma felsefi bir kaç cümle..
kendine olan güvenini toplayarak ilk gördüğün yerde açılma cevap hayırsa-arkana bakmadan uzaklaşmak ve eve kapanma dönemi..
v.b.
eğer kızın cevabı evet ise anlamsız bir tebessüm,yüzde anlık bir mallaşma ve aşırı doz kendine güven duygusu,mutluluk.
Fakat cevap ne olursa olsun sonuç olarak erkekler hep pişman olacaktır.Çünkü gördükleri şey buz dağının su üstünde görünen kısmıdır
'kızların illüzyonu' budur işte...
mevzuyu hadiseden uzun tutma halidir...bu tür hadiselere aşırı dozda maruz kalan dinleyici kişilere de görünen yan etkiler;
-aşırı stres hali,afakan basması,kıl-tüy dökümü,dinliyor gibi görünerek anlatıcıya içinden yaratıcı küfürler etmek,mide bulantısı,hayata karşı bir anlamsızlık v.b.
bu tür durumda yapılması gerekenler;
-o bölgeden acilen uzaklaşma,duyu organlarını yardımcı aletlerle tıkama,beyni kapatma hiç birini yapamıyorsanız,allahım aklıma mukayyet ol diyerek bildiniz bütün duaları okumak ve tanrıya sığınmak...
yenilen sağlam bir kazığın acısının,kazığı yemiş olduğun organdan vücuttaki kimyasal reaksiyonlarla diğer bir organa aktarılmış halidir.
-belirtileri gözlerde yaşarma,anlamsız bakışlar,malca çevreyi süzmeler v.b.
çok çalışan insanların, 'oh be ne rahat iş yan gelip yatıyor hemde para kazanıyor' v.b cümlelerle isyan çıkarıp birazda kıskanarak,insanın kendi hayatını sorgulamaya başlatan insan tipi..
206 modelinin devamı diye düşünülen fakat tasarımı,iç hacmi ve diğer özellikleri açısından farklı yeni bir sürüm olan peugoutun yeni modeli...araba almayı düşünenlere bu modeli incelemelerini tavsiye ederim...
Tarihöncesi uygarlığının gelişme sürecinde, kültürel evrelerin en uzunu ve buzul çağlarının kültürel karşılığı olan; insanlığın ilk ortaya çıkışından, MÖ yaklaşık 10.000 yıl öncesine kadar süren arkeolojik çağ. Bu çağda çaytaşı, çakmaktaşı, hayvan kemikleri ve ağaç gibi doğal maddelerden yapılan ilk aletlerin kullanılmaya başlandığı ve insanların mağara, kaya sığınağı gibi yerlerde "büyük gruplar"/"kalabalık aileler" biçiminde yaşadıkları bilinmektedir. Paleolitik insan, besinini avcılık ve toplayıcılık yoluyla tüketime hazır olarak sağlamakta; kendisi besin üretmemekteydi. Ateş, bu çağda bulunmuş ve çiğ yenemeyen besinleri pişirmeye, ısınmaya, yırtıcı hayvanlardan korunmaya yaramıştır. Mağara ve kaya sığınaklarının duvarlarına çizilen resimler yine bu çağın belirgin özelliklerindendir. Paleolitik Alt, Orta ve Üst olmak üzere üç alt döneme ayrılmaktadır. Epipaleolitik Çağ ise, doğayı denetimi altına almaya başlayan insanın, besi üretimine geçişinin hemen öncesinde yer alan çağdır. Anadolu ve Trakya için ise, bugüne kadar bilinen 212 Paleolitik/Epipaleolitik yerleşme arasında Yarımburgaz (istanbul) ve Karain (Antalya) mağaraları, bu çağı en iyi yansıtan yerleşmelerdir.
Geç Neolitik dönemde yaşanan yangınlardan sonra ileri üretici dönem denen Kalkolitik dönem başlamıştır. Bu dönemin en önemli özelliği taş aletlerin yanısıra bakırın da kullanılmaya başlamasıdır. ikinci belirgin özellik ise özgün bezemeli kaplardır. Kalkolitik Çağın ilk evresi olan Erken Kalkolitik'te nüfus artışıyla birlikte yerleşim yerlerinde de bir artış görülmektedir. Önemli yerleşim yerleri arasında Hacılar, Kuruçay, Can Hasan, Köşkhöyük, Yümüktepe, Tülintepe, Norşuntepe, Korucutepe, Samsat ve Tilkitepe sayılabilir.
Bu dönemin en önemli yerleşim merkezini oluşturan Hacılar, Geç Neolitik'te geçirdiği yangından sonra tekrar kurulmuştur. Oldukça kalın kerpiç duvarlardan oluşan dikdörtgen planlı evler ilk kez kapı ve pencerelere sahiptir. Duvarları bezemeli, nişli, içinde dikili taşlar bulunan ortak kutsal mekanlar tekrar ortaya çıkmıştır. Yerleşme dışı gömülere rağmen ev içi gömülerin son temsilcilerine de yine burada rastlanmaktadır. Tüm cesetler hoker durumunda gömülmüştür. Gerçek anlamdaki mezar hediyelerine de bu gömülerde rastlanmıştır. Hacılar'a ait en karakteristik özellik açık renk zemin üzerine yapılan kahve yada kırmızı renkli geometrik desenlerle bezenmiş kaplardır. Bu keramikler tüm Yakın Doğu ve Ege'nin en özgün sanatının ürünüdür.
Geç Kalkolitik
ikinci evreyi oluşturan geç kalkolitik dönem kabaca M.Ö. 4. bine tarihlenir. Anadolu bu dönemde büyük olasılıkla Boğazlar üzerinden gelen göçlere sahne olmuştur. Buna bağlı olarak nüfus artmış ve yeni yerleşim yerleri ortaya çıkmıştır. Artık Anadolu'nun bütününde homojen bir kültürden söz etmek söz konusu değildir. Göçlerle gelen etkiler sonucu eski ince kap formlarının yanında onlardan tümüyle farklı, siyah zemin üzerine beyaz boya ile yapılmış çizgilerle bezenmiş yeni kap çeşitleri ortaya çıkmıştır. Daha önceki gerçekçi Anatanrıça figürinlerinin aksine son derece soyut, fakat yine Ana tanrıçayı ifade eden, mermerden yapılma idoller yaygınlaşmıştır.
Küçük kutsal alanlardan başka ortak tapınaklar bulunmamaktadır. Genel olarak sadece bebekler ev içlerine gömülmüştür. Yetişkinler ise yerleşim dışına gömülmektedir. Halk tarım ve hayvancılıkla yaşamını sürdürmekte, zaman zaman avcılık ve balıkçılıkta yapmaktadır. Maden kullanımıyla ilgili olarak ticaret oldukça yaygınlaşmıştır.
Yunanca bir kelime olup kadınlardan nefret eden ya da kadın düşmanı anlamına geliyor.
bu tür kişiler hergangi bir sorunda sorunun sizden kaynaklandığını düşünür ve sorumluluk almaktan kaçınırlar..