regardless
311 (vizyon sahibi)
beşinci nesil yazar 1 takipçi 13.60 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    con tu nombre

    1.
  1. Bu kadar güzel bir Ricky Martin parçası hakkında neden yorum yapılmamış anlamış değilim. Ama sözlerini ve videosunu paylaşalım da hıh mıh.

    Con tu nombre( Senin isminle )

    dejo abierta la ventana por si llega una canción
    y una red de mariposas colgando en el balcón
    por si el viento deja alguna historia ahí enredada
    y notas olvidadas sin rasgos de tu ausencia

    antes, antes de soñar de nuevo
    tengo que olvidarme de tus labios
    antes, tengo que arrancar de mi memoria
    cada verso que empezaba con tu nombre

    quedaran algunas letras en errante melodía
    un puñado de palabras a medio terminar
    cuando el tiempo deje este camino abandonado
    sin llegar a ningún lado y desnudo de tus huellas

    antes, antes de soñar de nuevo
    tengo que olvidarme de tus besos
    antes tengo que arrancar de mi memoria
    cada verso que empezaba con tu nombre

    esta es la última vez
    que canto tu nombre
    tu nombre

    esta es la última vez

    antes, antes de soñar de nuevo
    tengo que olvidarme de tus labios
    antes, antes de cerrar mis ojos
    tengo que olvidarme de tu piel
    antes tengo que arrancar de mi memoria
    cada verso que empezaba con tu nombre

    *http://www.youtube.com/wa...ocked&video=unblocked
    0 ...
  2. tolga gariboğlu ve djokovic benzerliği

    1.
  3. evet efendim kesinlikle bu benzerlik su götürmez bir gerçektir. maçı izlerken bir kez daha karar verdim.

    buyrun:

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/151360/+
    0 ...
  4. fizy nin karışık kısmında sürekli şebo çalması

    1.
  5. evet aynen böyle. ne zaman fizy'de mood kısmını açıp "karışık" mood'u seçsem her iki şarkıdan biri şebnem ferah çıkıyor. kardeşim tamam laf yok kadın iyi de başka şarkıcı mı kalmadı koskoca fizy'nin playlistinde. bir de kesinlikle sigara parçası çıkıyor hem de klibiyle birlikte ve her çıktığında da bunu kendi kendime söylüyorum deli gibi: " ne kadar gençmiş burada ya.. haha saç rengine bak!".

    fizy'e duyurulur: madem harbi teksin bu işte o zaman sürekli yenile kendini.
    0 ...
  6. başka bir yazar olsaydım bu entryme artı verirdim

    1.
  7. (bkz: kız olsaydım kesin kendime verirdim) aldatmasının yazarca denenmesidir. bazen öyle anlar gelirki cidden bütün heyecanınızla yazdığınız yazınıza artı oy basmak istersiniz ama günler geçer o güzelim entrye bir artı oy bile gelmez. işte o zaman böyle bir aldatmaca güzel olabilir.
    1 ...
  8. geek in the pink

    1.
  9. jason mraz ın enfes bir şarkısıdır. playlist e akşam koyun sabah uyanana kadar çalsın.

    bu da sözdür:

    yo, brotha a to z,
    yo, wussup b,
    yo, what time is it?

    ha-ha, it's laundry day!

    (do do do...)

    well let the geek in the pink take a stab at it
    if you like the way i'm thinkin' baby wink at it
    i may be skinny at times but i'm fat fulla rhymes
    pass me the mic and i'm a grab at it
    isn't it delicious crazy way that i'm kissin'
    this baby listen to this don't wanna miss it while it's hittin'
    sometimes you gotta fit in to get in
    but don't ever quit cause soon i'm gonna let you in but see

    i don't care what you might think about me
    you'll get by without me if you want
    well,i could be the one to take you home
    baby we could rock the night alone
    if we never get down it wouldn't be a let down
    but sugar don't forget what you already know
    i could be the one to turn you on
    we could be the talk across the town
    don't judge it by the color, confuse it for another
    you might regret what you let slip away

    like the geek in the pink (do do do...)
    like the geek in the pink, yeah (do do do...)
    the geek in the pink

    well my relationship fodder don't mean to bother nobody
    but cupid's automatic musta fired multiple shots at her
    because she fall in love too often that's what the matter
    at least i'm talkin' about it keep a pattern of flattery and
    she was starin' through the doorframe,and
    eyeing me down like already a bad boyfriend
    well she can get her toys outta the drawer then
    cause i ain't comin' home i don't need that attention, see

    i don't care what she might think about me
    she'll get by without me if she wants
    well, i could be the one to take her home
    baby we could rock the night alone
    if we never get down it wouldn't be a let down
    but sugar don't forgetin' what you already know
    that i could be the one to turn you out
    we could be the talk across the town
    don't judge it by the color, confuse it for another
    you might regret what you let slip away

    hey baby look at me go
    from zero to hero
    you better take it from a geek like me
    well i can save you from unoriginal dum-dums
    who wouldn't care if you com...plete him or not

    so what i've got a short attention span
    a coke in my hand
    because i'd rather have the afternoon, relaxin' understand
    my hip hop and flip-flops well it don't stop with the light rock
    my shot to mock you kinda puts me in the tight spot
    the hype is nothing more than hoo-ha so i'm
    developing a language and i'm callin' it my own
    so take a peek into the speaker and you'll see what i mean
    that on the other side the grass is greener

    i don't care what you might think about me
    you'll get by without me if you want
    i could be the one to take you home
    baby we could rock the night alone
    if we never get down it wouldn't be a let down
    but sugar don't forgetin' what you already know
    i could be the one to turn you out
    we could be the talk across the town
    don't judge it by the color, confuse it for another
    you might regret what you let slip away
    like the geek in the pink (do do do...)
    i'm the geek in the pink ya'll
    geek is the color for fall
    i'm the geek in the pink
    so i'm the geek ya'll
    in the pink ya'll
    geek is the color for fall
    i'm the geek in the pink
    1 ...
  10. yok geçen hanı

    1.
  11. gerçek anlamı: kimselerin geçmediği hanlardır.

    manevi anlamı: kimselerin geçmediği anlardır.
    0 ...
  12. kpss deki usulsüzlük

    1.
  13. 2010 kpss sınavındaki usulsüzlüğün ta kendisidir. onbinlerce insanın canını yakmıştır, yakıyordur, ağlatıyordur.
    nedir bu insanların canı? nedir ki? neden hakları yeniyor, neden bunca emeğin karşılığı verilmiyor? ben kpss ye girmedim ama kız arkadaşım girdi ve onun kadar girmiş oldum tüm sene boyunca. onu çalıştırdım, çalışmadığı zamanlar kızdım, mühendis olarak çözemediğim soruları mühendis arkadaşlarımı toplayarak hep beraber çözmeye çalıştık, sürekli moral vermeye çalıştım ki aramızda km ler var. bunu sürekli skype üzerinden yürüttük. finallerim, vizelerim varken bile zaman ayırdım çünkü bu derslerin yaz okulu vardı ama kpss nin tekrarı yoktu; söylentiler çıkana kadar. sınava götürdüm onca yol kat edip, o sınavda iken sanki soruları ben çözüyormuşum gibi dışarıda heyecanlandım, terledim, sürekli dua ettim. niye? atansında bunca özlem sona ersin diye.. sonra sorular çıkıyor, hesaplıyoruz puanımızı 80-81 puan bekliyoruz en kötü haliyle geçen senenin hesap motorlarına göre fakat geliyor 5-6 puan düşüğü. hayaller, beklentiler herşey yıkılıyor. neden? çünkü en az 100 tane genel kültür-yetenek ve eğitim bilimlerini fullleyen insan var. fakat bu nasıl olabilir ki? özellikle eğitim bilimlerinde ki soruları kpss dershane hocaları çözemez ve tereddüte düşerken bu insanlar nasıl 120 soruda 120 yapabiliyor. bırakın allah ınızı severseniz bu "çalışıp yapmışlardır" yalanını. kaç kişi full yapabilir? taş değil kaya çatlasa 10 kişi. umarım gerekenler yapılır, sınav sonuçları incelenir ve tekrar açıklanır. yada en olmadı sınav tekrarı yapılsın. bu saçmalık bir son bulmalı diyorsanız sizde aşağıdaki linkten destek verebilirsiniz.

    bir yaşam istiyoruz herşeyin doğru olduğu.

    http://abbasguclu.com.tr/apps/campaign/Default.aspx

    not: usulsüzlük ayrıntısı linki:

    http://personelmeb.net/ha...arastirilmali-haberi.html
    11 ...
  14. hayır veya evet cevabının yetmediği durumlar

    1.
  15. genelde -miyor musun? -mıyor musun? ekli soru kalıplarına evet yada hayır cevabı verildiğinde bu durum meydana gelir. misal;

    - ders çalışmıyor musun?
    + evet
    - niye çalışmıyorsun?

    - ders çalışmıyor musun?
    + hayır
    - iyi çalışma, aferin.

    gibi. anlatılmak istenenler bazen yetersiz kalıyor tembel olup kısa cevaplar verince.
    0 ...
  16. seks ile mastürbasyon arasındaki farklar

    1.
  17. 1) seks hoş kokar, mastürbasyon boş kokar.
    2) seks tek gecelik olabilir, mastürbasyonda tek, çift fark etmez.
    3) sekste erotik sözler söylenir, mastürbasyonda abaza sözler.
    4) seks 2 yada 2+ kişiyle oynanır, mastürbasyon 1+0=1 .
    5) seksten alınan zevk mastürbasyondan alınan zevkin 50 katıdır.
    6) seks zengindir, mastürbasyon fakir.
    7) seks iyi gün, mastürbasyon kötü gün dostudur.
    8) seks kondisyondur, mastürbasyon kol kası.
    9) seks değişik değişik odalardır, mastürbasyon sarı odalar.
    10) sekste 70 e yakın pozisyon vardır, mastürbasyonda 1 bilemedin 2.
    3 ...
  18. anlaşılamayan kpss atama sistemi

    1.
  19. şöyleki; bu sene herkesin puanı beklediğinin 5-6 puan düşüğü geldi. şimdi 75-76 yapan bir öğrenci geçen seneye göre 81 puan yapıyor. mesela benim kız arkadaşımı ele alalım. kendisi geçen seneye göre 81 puan ama bu seneye göre 76 puan yaptı. şimdi biz tercih yaparken neye göre tercih yapacaz arkadaşım? rehberlikçiler diyor ki ingilizce öğretmenliği 70 hatta 69 puana kadar düşer. ee iyi güzel ama sorduğum zaman batıya atanabilir mi diye biraz zor diyorsun. fakat 2006 atamalarında 71 puana kadar düşmüş ingilizce öğretmenliği ve batıda minimum puanlar 71 ile 80 arası değişiyor. örneğin o sene BURSA/GEMLiK/Gemlik Tic.ve San. Oda.Gazi ilköğretim Okulu 72,486 puan ile açmış. fakat şimdi buraya 1 kişi atandığına göre ve ingilizce öğretmen sayısını göz önüne aldığımızda bizim buraya 76 puanla atanma olasılığımız kaç? bu tercihleri neye göre yapmalıyız bu konuya hala OSYM belli bir açıklık getirmiş değil. bunca insan bu kadar saçmalığın içinde yüzerken bizlerin başında olan bu gereksiz kişiler nasıl bu kadar rahat davranabiliyor ve bu denli haklı durumdaymış gibi göğsünü gere gere "o zaman sözleşmeli yazmasaydınız" diyebiliyor bizlere anlayamıyorum.

    gerçi kpss birincisi olan adamın atanamamasını göze alırsak; kime konuşuyorum ben?
    0 ...
  20. otostop ironileri

    1.
  21. otostop zaten başlı başına bir ironidir arkadaş. otostop çekmekteki amaç en kısa sürede ulaşmak istediğimiz yere gitmektir. fakat bu otostop çekilen arabayı beğenmeme durumu neden oluşur insanlarda? mesela çıktık bekliyoruz otostop çekiyoruz. boktan bir araba geçiyor "yok lan buna çekmiym şimdi siker miker beni". kardeşim sen evlenmek için mi araba durdurcan yoksa bir yere gitmek için mi? yada en çok tav olduğum şeydir ki bende yaparım genelde:

    Araba gözükür uzaktan, dersin bu sefer alcaklar beni. bakarsın arabada sağlam tam sana layık*, hafif gülümseyerek uzatırsın baş parmağını fakat o araba almaz seni. işte o an o arabayla ve içindekilerle ilgili tüm iyi düşüncelerin yerini nefret kaplar. "ulan orospu çocuğu yanında boş, alsaydın ne olurdu?" yada "tabi yanında kız varya göt herif! at havanı bakalım!".

    insan ironiye mahkum bir canlıdır.
    2 ...
  22. ölümün ağzından hayat

    ?.
  23. bilmem kaç milyon senelik geçmişi olan insanoğlunun çare bulamadığı tek şeyim. niye bilinmez beni hiç sevmiyor insanlar. ama bilmiyorlar ki bu işe zorla getirildim. günlerce ağladım bunu üstlenemem, bunu taşıyamam diye ama yine de bu görevi bana verdi. fakat zamanla bu işe alıştım ve alıştıkça bilmediğim bir güç beni sardı. karşı koyamadığım bir güç. beni uyarmıştı, söylemişti, "kontrolsüzlük etrafını sararsa sonun iyi olmaz" diye.

    zamanla beni sevenler de oldu. kimilerini öldürdüm diye benim varlığıma tapanlar, benim gücümün karşı konulmaz olduğuna inananlar. yeri geldi yahudileri sevindirdim yeri geldi amerikalıları yeri geldi türkleri.

    çoğu zamanda benden öyle nefret ettiler ki. ne ocakları söndürdüm, ne yürekler dağladım, ne öksüzler bıraktım. ama dilim yoktu hiçbirşeyim olmadığı gibi gücümden başka. kendimi çok yalnız hissetmeye başladım bir zaman sonra. kızdım, ağladım ve bunun sonu olmadığını anladım. anladığım an yanında aldım soluğu. "çok yalnızım ve üstümde çok büyük bir yük var. ya yalnızlığımı dindir ya da yükümü azalt!". düşündü ve dedi "sana üç tane arkadaş veriyorum. hem yalnızlığını dindirecek hem de omuzlarında ki yük hafifleyecek".

    evet o gün üç tane yeni arkadaşım olmuştu. biri çok pis görünümlü, kendine hiç bakmayan "intihar" , biri de süslü ve bir o kadarda kibirli "idam". diğerine alışamadım bir türlü. hep kendi kendine takılıyor, nerede, ne zaman, ne yapacağını bilmiyor ve beni rezil ediyordu. pardon tanıştırmayı unuttum. onun ismi biraz uzun aynı kendi gibi "doğal felaket".

    şimdi hepimiz görevdeydik ama kafamda beni sürekli kurcalayan bir şey vardı; biliyordum ki yine suçlu hep ben olacağım.
    1 ...
  24. sevilmeyi özlemek

    1.
  25. boşluktan çıkmayı istemektir aynı zamanda. birilerinin gözlerinde size baktığı zaman "seni seviyorum" ışığını görmeyi özlemektir. birilerinin kalp atışlarını dinlemek ve sizin için atan, o pır pır eden kalbini duymayı özlemektir. birilerinin elini tutmayı özlemektir. öpmeyi özlemektir. sevişmeyi özlemektir. birileriyle bir yerlerde kahkalarla gülmek, birileriyle bir yerde hüngür hüngür ağlamak, herhangi bir yerde olur olmaz çılgınlık yapmak özlemidir.

    büyük bir özlemdir.
    7 ...
  26. takımına yakışmayan oyuncular

    1.
  27. hedo - toronto raptors
    amare stoudemire - phoenix suns
    servet - galatasaray.
    1 ...
  28. misafirlikte bulaşıkları yerleştirmek

    1.
  29. kesinlikle uzak durulması gerekendir. nitekim yerleştirdiğiniz ne varsa ; tava, tencere, bardak, çatal-bıçak, tabak vs. hiçbirinin yerini bilmiyorsunuzdur ama bir o kadar da içeride oturup daha sonra laf yememek isteyenler arasında olmakta istiyorsunuzdur. bu iki durum arasında kalan bünyenin zaten beyni içerdekilere odaklanıp "ulan pezevenklere bak, nasıl da yardım etmiyolar lan!" diye size sürekli uyarı gönderir. bir yandan da vücudunuz envai çeşit malzemeyi dolaplara tıkıştırmak ve bir an önce içeride izlenen maçın başına** gitmek için sizi uyarır. işte bu noktadan itibaren mutfaktaki arkadaşınızla ki genelde ev sahibi olur ilişkiniz pekişir ya da kötüye gitmeye başlar.

    alternatifler:
    a) maçı sallarsınız, önemli olan arkadaşlıktır. maçın ya da dizinin özeti nasıl daha sonra olsa izlenir.
    b) mutfağı sallarsınız, önemli olan maçtır ya da dizidir. ne de olsa daha sonra bir iki espriyle kalbini alırsınız. mutfaktan çıkarken genelde "abi ben dayanamıyorum ya, yerim bulaşıkları!" cümlesi kurulup asıl aksiyon odasına koşulur.
    0 ...
  30. cd çalışsın diye dua etmek

    ?.
  31. küçükken en sevdiğim oyun olan tekken i playstation a taktığım zaman ve ekranda hiç bir belirtiği görmediğim zaman yaptığımdır. tabi bu olaydan önce cd yi kolonya ile silmek çok önemli bir iştir. eğer silinmezse dua kabul edilmeyecektir ve bunun bilincindedir küçük bünye. ilk önce güzelce cd arkasını siler, sonra oynatıcıya yerleştirir ve dua etmeye başlar. o anı tuale döksek eminim enteresan bir tablo çıkar.*

    -allah'ım nütfen cd çalışsın. bak bugün hiç annemi hiç üzmedim allah'ım;
    cümleleri genelde yan odadan duyulur.
    4 ...
  32. aile bireyleriyle müzik zevki uyuşmaması

    ?.
  33. çok kötü bir durumdur gerçekten. tamam her zaman herkesin dinlediği şeye saygı gösteririm ama dinledikleri şeylerde çekilecek gibi değildir. örneğin benim burada ray charles dinlerken annemle komşumuzun içerde kahvelerini yudumlarken yıldız tilbe dinlemesi. kulaklık çözümde getirmiyor, öyle bir dinliyor ki müziği. ama ben sesini açınca hemen odaya gelip "sesini kıs biraz yavrum"* deniliyor.

    bazen ortak müzik dinlenilen yere gidip kendi dinlediğim tarzlarda müzik koyuyorum, hemen beğeniliyor, ne güzel parçaymış falan deniliyor. ama gel görki yalnız başına bırakma! ordan kaç hemen.

    deep not: tabii ki dinledikleri müzikten nefret ettiğimi hiç bir zaman yüzlerine söylemem, bu daha önemli.
    1 ...
  34. undisclosed desires

    1.
  35. The resistance albümünün en güzellerindendir hatta bana kalırsa uprisingden sonra en güzel parçadır. sözleri harikadır. alt yapıyı dinlediğiniz zaman muse olduğunu anlamazsınız ama matt öyle güzel söylemişki anam babam. özellikle nakarat kısmında giren slap basslar şarkıya çok ayrı bir hava katmış. kesinlikle dinlenmesi gereken bir şarkıdır.

    sözleri de şöyledir:

    I know you've suffered,
    But I don't want you to hide,
    It's cold and loveless,
    I won't let you be denied

    Soothing,
    I'll make you feel pure,
    Trust me,
    You can be sure

    I want to reconcile the violence in your heart
    I want to recognize your beauty's not just a mask,
    I want to exorcise the demons from your past,
    I want to satisfy the undisclosed desires in your heart

    You trick your lovers,
    That you're wicked and divine,
    You may be a sinner,
    But your innocence is mine

    Please me,
    Show me how it's done,
    Tease me,
    You are the one

    I want to reconcile the violence in your heart,
    I want to recognize your beauty's not just a mask,
    I want to exorcise the demons from your past,
    I want to satisfy the undisclosed desires in your heart

    Please me,
    Show me how it's done,
    Trust me,
    You are the one

    I want to reconcile the violence in your heart,
    I want to recognize your beauty's not just a mask,
    I want to exorcise the demons from your past,
    I want to satisfy the undisclosed desires in your heart
    4 ...
  36. shaq vs phelps

    1.
  37. geçen hafta düzenlenen yarıştır. dünyalar tatlısı shaq ve seaman phelps'in havuzda kapışmasıdır. tabii ki phelps shaq'e avantaj verir. örneğin son yarışta shaq bir boyu 25 mt olan havuzda 2 kere gidip gelirken phelps 3 kere gidip gelmektedir. ilk yarışı shaq kazanır daha sonra phelps affetmez ve tiebreak e kalan yarışı phelps kazanır. shaq yine muzurluklarını yapar, son yarışta slip mayosuyla yarışır.

    çok zevk aldığım bir yarıştı. böyle sporcuları izlemek insanın damağında hoş bir lezzet bırakıyor.

    yarış için:

    part 1:



    part 2:
    http://www.youtube.com/watch?v=YlLYPbCAlow
    0 ...
  38. ladybayor

    ?.
  39. ingiliz holiganların adebayor'un bacakları çok güzel olduğu için ona taktığı lakaptır. beni her defasında kırıp geçirmektedir.*

    bir başka lakap için (bkz: Arsehole)*.
    0 ...
  40. fall again

    1.
  41. harika michael jackson slowlarından biridir. sözleriyse şöyledir sözlük :

    Feels like a fire that burns in my heart
    Every single moment that we spend apart
    I need you around for every day to start
    I haven’t left you alone
    There’s something about you, I stare in your eyes
    And everything I’m looking for I seem to find
    All this time away is killing me inside
    I need your love in my life

    I wanna spend time till it ends
    I wanna fall in you again
    Like we did when we first met
    I wanna fall with you again

    We fought in a battle, nobody won
    And now we face a mountain to be overcome
    You can’t turn away, the past is said and done
    I need us to carry on

    I wanna spend time till it ends
    I wanna fall with you again
    Like we did when we first met
    I wanna fall with you again

    You’ll try everything you never thought would work before
    When you live, when you love, and you give them your all
    You can always give up some more
    Baby nothing means anything unless you’re here to share with me
    I can breathe, I can bleed, I can die in my sleep
    Cause you’re always there in my dreams

    I wanna spend time till it ends
    I wanna fall with you again
    Like we did when we first met
    I wanna fall with you again

    I wanna spend time till it ends
    I wanna fall with you again
    Like we did when we first met
    I wanna fall with you again
    1 ...
  42. eline nikon alan herkesin fotoğrafçı olması

    1.
  43. özellikle son 1.5 senedir moda olmuş fotoğrafçılık mesleğinin yerlerde sürünmesine yol açan olaydır. nedendir bilmiyorum herkeste bir fotoğrafçı olma hevesidir tutturulmuş gidiyor. bunu eline her fırça alanın resim yapmak istemesine benzetiyorum. fotoğrafçılık öyle uzaktan görüldüğü gibi bas tuşa çek kareyi mantığıyla olmuyor, aynı resim yaparken fırçayı palete sürüp tuale rastgele çizgiler atmak gibidir. her işin öğrenilmesi gereken tekniği ve püf noktaları vardır. kursa gitmeden, araştırıp öğrenmeden, bu iş hakkında bilgi edinmeden yapılması doğru değildir. çünkü üstadlar bu yerlere böyle gelmemiştir. ayrıca fotoğrafçılık sadece fotoğraf çekmekle bitmiyor. birde bunun photoshop tezgahı var.

    sanata saygı.
    26 ...
  44. şanssızlık

    17.
  45. hadi diyelim beni kandırdın

    1.
  46. hayatımda duyduğum en büyük klişe laflardan biridir. çocukluğumuzun büyük bir kısmı bunu duyarak geçmiştir. özellikle ders çalışmadığımız zaman ebeveynlerimiz karşımıza geçip "oğlum,hadi diyelim beni kandırdın. ama bu dünyada kendini kandıramazsın asla." diyerek vicdanımızı cızır cızır cızlatmaya yeltenirlerdi fakat pekte başarılı olamazlardı. bir de bunun öğretmene sıçramış hali vardır ki ondan kesinlikle kaçılmalıdır.

    aslında en büyüğü şudur:
    hırsızla evle karşılaştın. bu lafı söylediğin an adam senden o an bile felsefe yapabildiğin için korkar ve camdan uçuzlar; (bkz: hadi diyelim bu evi soydun).*
    1 ...
  47. davuldan intikam alan adamlar

    ?.
  48. ecnebi diye michael jackson dinlemeyen insan

    1.
  49. kesinlikle salaktır. onca sene müziğiyle tüm dünyayı sarsan bir insanı dinlememek kesinlikle insanlık dışıdır.
    1 ...
  50. hediye verilen tişörtün insan üzerindeki etkisi

    ?.
  51. aslında asıl başlık şudur: hediye verilen tişörtün kişinin çevresinde ki insanlardan gelen beğenisini merak etme*'dir.

    şöyle ki efenim: herkesin hediye seçerken zorlanma durumları meşhurdur. yok şunu alayım, yok bu çok kırmızı bunu beğenmez, bu çok maceracı bir şey* derken hediye neticesinde seçilir. o an gelir hediye verilir, sürpriz yapılır yada yapılmaz,önceden "sana bir tişört aldım" diyipte tüm heyecanın içine edebilebilir, bu sizin insaniyetinize kalmış. fakat çoğu insanda gözlemlediğim bu olay işte buradan sonra yani tişörtü teslim ettikten sonra ki ilk görüşmede başlıyor:

    -nasıl giydin mi aldığım tişörtü?
    +evet giydim,çok güzel oldu.
    -arkadaşların beğendi mi?

    bak şimdi. sanane kardeşim beğendimi beğenmedi mi? sen tişörtü almışsın, vermişsin. daha ne gerisine karışıyorsun? onlara mı aldın tişörtü. yok annen beğendi mi yok üniversitede ki arkadaşların ne dedi..sananedir. bu büyük ihtimalle şu demek oluyor bana göre " hediye aldım sana sen beğendin ama seni geçtim dünyadakiler ne dedi? ". enteresan bir durumdur. tişörtü giyen içinde zordur. gerçekten alınan tişört işe yaramaz ve boktansa ve daha da kötüsü kimse bu tişörtü fark etmeyip hayatına devam etse ne diyeceksin hediye alana? sonra insanlar niye yalan söylüyor.yalanların çok büyük bir kısmı karşı tarafı memnun etmek içindir efenim. yaşanılmaması gereken durumlardandır, o yüzden hediye aldığınızda bir daha ki sefere böyle bir soru sormayın dünyalılar.
    0 ...
  52. hediye verilen tişörtün insan üzerinde ki etkisi

    ?.
  53. matallica yı ölümsüz yapan şarkıları

    1.
  54. -abi matallica diye yeni bir oluşum varmış duydun mu?
    +sikimde değil.*

    edit: metallica candır benim için.eksilemeyin lan!*
    1 ...
  55. avucun kaşınması

    3.
  56. yıllardır anlamadığım türk halkı deyimi. ne alakadır hala çözebilmiş değilim. fizik, biyoloji, kimya dallarının hiçbiriyle alakası olmayan bir söz gelimi. ne şimdi * kaşınması olsa uzaklardan bir yerden seksi bir hatun mu gelecek.** türk aklı nelere kadirdir lafının örneklerinden sadece biridir.
    0 ...
  57. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük