Hafta içi bir akşam uykunuz kaçıp, kanalları dolaşırken, hele de o gün gazete ve televizyondan haberleri takip edebilme şansınız olamadıysa içine düşebileceğiniz durum. efendim kısaca bütün gençler dinamik, heyecanlı ve cıvıl cıvıldır; konuşmacı tüm siyasetçiler ülkesini düşünür ve ilgilidir, sorunların hepsi çözülür, alkışlar gırla gider (bkz: gırla gitmek). Hayat da ne güzeldir, vapurlar felan. Eğer bu programın başında uykunuz yoksa, bitişe doğru horladığınız için sizi uyandırmaya gelirler.
Bir amerikan filminde iki durumda ortaya çıkıp söylenebilir:
1. Hırsız, namussuz, soyguncu vs olarak kabul edilen insanlar tam iş üzerindeyken, polis sireni duyulur ve elemanların en kodamanı sigarasını yere hızla atarak bunu söyler.
2. Bölgenin lokal polis şefi (genelde bıyıklı olur) iştahlı iştahlı ben bu işin üstesinden geleceğim hırsıyla olay yerine gelmiştir, ama bu adam adı üzerinde lokal bir adam olduğundan global düşünemez, işin içinde iş vardır, farkedemez, tam o sırada sivil giyimli zenci polis kimliğini çıkartarak efbiyay der. Polis şefi mecburen işi devretmek zorunda kalır, ama içi buruktur ( o neden efbiyaya mensup değildir?).
Genelde kişinin zamanında aşağıladığı, önemsemediği ve küçümsediği şarkıların an gelip kişiyi olmadık bir anda yakalayıp vurmasıdır. ağlama anlarının yanına denk gelirse, ufaktan bir gülme krizine yol açabilir. genelde arabesk şarkılardır bunlar, bazen sanat müziğiyle de olabilir. "yaa bak görüyor musun ne diyor" benzeri serzenişlerle şarkıya iştirak noktasına da gelinebilir. duygusal anın veya alkolün etkisi geçmeye başlayınca duygusal bünye tekrar statü kaygısıyla küçümser bakışlarını takınır.
(bkz: şarkılarda düşünmek seni bana getirmez ki)
evde gelen kişiyi bekleyen kimse olmadığına dalalettir. bazen eski alışkanlıkla kapı çalınabilir, kısa bir duraksamayı takiben anahtar cepten çıkartılır ve girilir. genelde kapı eşiğindeki ışık yakılır, evde ekmek olmadığı farkedilirse can sıkılır kısa süre, ondan sonra televizyon açılır, bir şeyler atıştırılır, evin iyice kirlendiği farkedilir, bilgisayar açılır.
bu tip durumlarda en büyük handikap yalnızlığı insana farkettiren andır. genelde elektriğin kesilmesini takiben gelişir. hızlı adımlarla yatağa girilir ve uyunur, sabah erkenden yapılacak çok şey vardır, falan denir.
anahtarla girmenin şaşkınlığından kurtulabilmek için sabah evden çıkmadan ışıkları yakabilirsiniz, kendinize güzel bir sofra hazırlayabilirsiniz, bir de mümkünse arkadaş edinirsiniz. (bkz: yalnızlık aletleri)
ilk basamaklardayken bünyeyi kaplayan neşeyi bir anda hüzne dönüştürüverir. Çevrede fazla sayıda bulunan arkadaş çevresinden salak ünvanı alınır, son iki üç basamak kafayı tutarak ve daha yavaş inilir.
1. Dönem 1 - ilk sınav
2. Dönem 3 - Final
3. Dönem 4 - Dahiliye
4. Dönem 5 - Ortopedi
ama dönem 3 finalinin yerini bunlardan hiçbiri tutamaz, notlar insan boyunu aşmamışsa yeterince çalışılmamış olabilir.
(bkz: universite okudugunu zanneden tip ogrencisi)