refem
107 (çalışkan)
altıncı nesil yazar 2 takipçi 7.44 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    edip e yanıtı bilinen sorular

    1.
  1. bir şükrü erbaş şiiri.

    Yıldızların ülkesi var mıdır Edip
    Dicle aktığı toprakları seçer mi?

    Kasrik boğazı'ndan esen kanlı zemheri
    Yalnız Kasrik'te mi üşütür insanı?

    Herkes türküsünü elbet kendi sesiyle söyler
    insanın dili boynuna kement olur mu?

    Öldürmeğe ekinlerden başlayan adamlar
    Eşiklere nasıl bir zulümle gelirler?

    Kimsenin kalmadığı darmadağın köylerde
    'Önce Vatan' yazısı bir hüzün değil midir?
    2 ...
  2. mehmet kemal ışık

    1.
  3. Torî mahlasıyla bilinen 'apê Torî' (tori amca), gerçek ismi Mehmet Kemal ışık, kürt yazar ve araştırmacı.

    Türkçe-Kürtçe bir sözlük de hazırlayan ışık, Tarihselden Güncele Kürt Gerçeği, Kürtlerin ilkçağ, Ortaçağ ve Yeniçağ Tarihi gibi pek çok araştırmaya imza atmıştı.

    Dün sabaha karşı(18.10.2010) tedavi gördüğü istanbul Vatan Hastanesi'nde vefat etti.
    1 ...
  4. müziksiz kalmak

    1.
  5. 1. dinlenilebilecek herhangi bir müziğin olmayışı. *
    2. kişinin kendini hiçbir müzikte bulamaması. hiçbir müziği dinleyememe durumu.*
    2 ...
  6. elif aybaç

    1.
  7. meb'in, hastalığından dolayı işten attığı bir öğretmen, kutsal mesleğin, kutsal çalışanından sadece biri!

    Bir kurumda aynı işi yapanların ve aynı derecedeki görevlilerin farklı şartlara tabii tutulması hukuk açısından suçtur. fakat bunu uygulayan her nasıl oluyorsa devletin kendi kurumuysa bu suç kapsamından çıkıyor, Elif öğretmen bu haksızlıklara uğrayan binlerce sözleşmeli öğretmenden biri!

    Meb'de bir sözleşmeli öğretmen 30 günden fazla rapor alamaz, Elif öğretmen hastalığından dolayı 40 gün rapor alınca işinden oldu!

    Elif Öğretmen ile ilgili haber:

    http://www.milliyet.com.t....2010/1298816/default.htm

    iş Kanunu

    Eşit davranma ilkesi

    MADDE 5. - iş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz.

    işveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz.

    işveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.

    Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz.

    işçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz.

    Fakat belirtmek gerekir ki eşitlik ilkesi sadece cinsiyet ayrımcılığı bakımından ele alınmamış farklı sözleşme tipleriyle çalışan işçilerin sosyal haklarında eşitsizlik yaratılmaması hedeflenmiştir. Fakat bu eşitsizlik "ücret" unsurunu kapsamamaktadır.

    ...
    0 ...
  8. kürt sorununun özü kürtçe

    1.
  9. oral Çalışlar'ın bugünkü köşe yazısının başlığı.
    yazının son bölümü:

    (...)

    Kürtçe eğitimin 'Milli Eğitim' sistemi içinde nasıl yer alacağı konusu, bence, sürecin ikinci aşamasını oluşturan bir konu olarak görülmeli.

    Devlet anadilin öğretilmesini bir hak olarak kabul ederse, bu hakkın nasıl kullanılacağını tartışmak için sağlıklı bir ortam oluşur.

    Milli eğitim sistemi içinde Kürtçeye bir yer verilmesi,
    Türkiye'de birden fazla resmi dil olması anlamına da, 'bölünmenin ilk adımı' anlamına da gelmez. Önemli olan, Kürtçenin eğitim sistemi içinde nasıl yer alacağıdır.

    Başbakanın son açıklamalarının içerdiği ana mesaj eğer 'gitsinler kendileri öğrensinler, biz eğitim sistemi içine asla bunu sokmayız' ise bu,

    sorunun çözümüne katkıda bulunmaktan uzak bir mesajdır.

    Kürtlerin Kürtçenin yaşayan bir dil olmasını sağlamak yönündeki istekleri son derece doğal. Bu hakkın verilmesini engellemek uğruna bir

    25 yıl daha savaşmayı savunmak ise ne akla ne mantığa ne vicdana ne de insanlığın ortak değerlerine sığmayan bir yaklaşımdır.

    Biz nasıl kendi anadilimizi dünyanın her yerinde korumak için çaba sarf ediyor, mücadele ediyorsak, kardeşlerimizin yani Kürtlerin de anadillerini yaşatmaları, geliştirmeleri için elimizden geleni yapmamız, bir insanlık görevidir.

    Kardeş, kardeşin dilini desteklemeli, kardeşliğin harcı sağlam temellere oturmalı...

    yazının tamamı için : :http://www.radikal.com.tr...09.2010&CategoryID=98
    1 ...
  10. yavşak modasına kadir inanır da katıldı

    1.
  11. Kadir inanır 1999'da MGD gecesinde yaşananları Türk Kızılayı dergisine anlattı: "Ahmet Kaya'ya saldırı ben içerideyken olmuş. Benim olduğum yerde arkadaşıma kim yanlış yapabilirdi. 3-5 yavşak-zibidinin haddine mi dostuma çatal atmak!"

    Vay be bu sözlere kim inanır:)

    O gün orada olmasına rağmen ve sonrasında hiçbir şekilde, tepkisine denk gelmediğimiz Kadir, inanır.
    1 ...
  12. kek weyis

    1.
  13. kayıp romanlar

    1.
  14. ''dönüp aynı yere gelmekten de usanmıştı artık; neredense
    neredendi! Deli gibi sevdiği kadından da bıkıyordu insan
    da yenisini arıyordu; olmuyor muydu? ya da eskisine dönüyordu
    yeniden. yaşam buydu. bozulmuş gövdelerle didişmek yetmişti
    artık. iyileştirdiklerin bir gün ölüp gidiyordu sonunda!
    Karamsar bir dünya görüşüne kapılmaktı belki bu; ama öyleydi.
    Niye karamsar olsundu? değişimdi bu; yaşamın da, doğanın da
    temel kuralıydı.

    (...)

    Ne arıyordu ki? yaratıp ortaya yeni, kalıcı bir şey
    koymanın mutluluğunu yaşamıyorsan ne anlamı vardı şu yeryüzünde
    bir uğraş içinde çırpınıp durmanın.''

    kayıp romanlar, vedat türkali, everest, sf. 55
    2 ...
  15. su yorumcuları na

    1.
  16. bir turgut uyar şiiri.

    ll

    biz bir parça acemi bir su yorumcusuyuz
    öteden beriden dayanıklılık taşırız durmadan

    ellerimiz bir türkü gibi öyle, kendiliğinden
    uzun bir gündüzü farkedenlerin en sonuncusuyuz

    ay batar, çünkü rüzgâr bir menekşeye dönüşür, biliriz bunu
    çünkü mavi gözlü ve deli sekiz kardeşin onuncusuyuz

    ah büyük tarla, ah büyük deniz, ah büyük çalgı, bil!
    senin en son alacağın biçimin sabırlı yontucusuyuz

    sezgilerimiz ve ellerimiz sonsuz bir alışkanlık gibi. ilerde
    aşkın ve tüberkülozun ve uranyumun bulucusuyuz

    karalarımız ve aklarımız bir duvarı yıkmaktır, anlatılır
    biz, çılgın bir yürüyüşün en tetik yolcusuyuz

    eririz tükeniriz, toplanır yaratırız. bu bize aşktır
    biz belki de en uzun yaşamalı bir su'yuz

    Su Yorumcuları'na, Büyük saat, Bütün şiirleri, yky, sf.356
    0 ...
  17. küçük burjuvaların partisi

    1.
  18. Ahmet Altan'ın bir tespiti, şöyle diyor:

    ...

    Siyaset bilimciler ne der bilmiyorum ama benim görebildiğim kadarıyla CHP, 'kendisini fazlasıyla önemseyen küçük burjuvaların' partisi.

    ...

    Köylü bir toplumda, Batı'yı görmüş askerlerle memurların kurduğu bu parti, kendini hep halkın üstünde gördü ve fevkalade 'kolonyalist' bir yaklaşımla halkı hep eğitmek istedi.

    Atatürk'e boşuna 'başöğretmen' demediler.

    Atatürk başöğretmen, askerlerle memurlar öğretmen, halk da kulağı çekilecek cahil öğrenciler.

    ...

    Ahmet Altan'ın 15.09.2010 tarihli 'Batı'ya en uzak batı...' adlı yazısından alıntı.
    0 ...
  19. türkiye de kaybedilen fehmi tosun u hatırlayın

    1.
  20. (bkz: u2)'nun 1997 tarihli pop albumunun kapaginda (bkz: Fehmi tosun) için yer alan yazı.
    1 ...
  21. seuthopolis

    1.
  22. Bulgaristan'da sulara gömülen Trakya krallarından 3. Seuthes'in kurduğu antik kent.
    Etrafına duvar örülüp kurtarılması gündemde.

    Allianoi ve Hasankeyf'i sulara altına gömmeden önce bu vahim durumu düşünemeyenlerin, sonradan etrafına örecek duvarları bile olmayan barajseverlerin, binlerce defa daha düşünmesini gerektiren bir örnek.
    0 ...
  23. bakandan tarkan a nasihat

    1.
  24. yani bir nevi sürüden kopmuş bir koyunun, çobana akıl vermesi anlamına gelen açıklama.

    'EROĞLU NE DEMiŞTi?

    Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Bergama'daki antik (bkz: Allianoi)kaplıca merkezinin Yortanlı Barajı sularının altında kalacak olmasına tepki gösteren Tarkan'ı eleştirmişti.

    Eroğlu, önceki gün 'Sanatçı arkadaş sanatıyla uğraşsın. Herkes uzmanı olmadığı işlere burnunu sokmasın' diyerek eleştirdiği Tarkan'a dün de şu mesajı gönderdi:

    'Tarkan bu tür teknik işleri bize bırakırsa memnun oluruz. Ben de baraj yapmayı bırakıp şarkı söylemeye kalkarsam işler çok değişir' demişti.'

    ____________

    Sanatçıların Veysel Eroğlu'na tepkisi şöyle:

    Pelin Batu: Sadece politikacılar, politikayla, ve çevreyle ilgilenseydi, durumumuz içler acısı olurdu.

    Lale Mansur: Bakanın böyle bir açıklama yapması son derece kabaca ve cahilce.

    Zerrin Tekindor: 'Sanatçı olmak ', vatandaş olmayı engellemiyor. Bu ancak takdir edilir.

    Derya Alabora: Herkes kendi işine iyi bir şekilde bakarsa, kimsenin bir şeye bakmasına gerek kalmaz. Ne demek kendi işine bak? Bu tamamen menfaate yönelik yapılmış bir açıklama.

    Aylin Aslım: Çok vahim, talihsiz bir açıklama. Diğer sanatçılar Tarkan'ı örnek almalıdır
    0 ...
  25. türkifikasyon

    1.
  26. ruhun gökkuşağı

    1.
  27. Mehmed Uzun'un bir kitabı
    Ruhun gökkuşağı, anlatı, ithaki yayınları, 2005

    'Geçmiş asla ölü değildir, hatta geçmiş bile değildir'
    diyordu faulkner ama benim yörelerimde geçmiş çok tehlikeliydi ve mutlaka
    unutulması katledilmesi gerekiyordu.

    Niçin?

    bunun nedenlerini izah etmek uzun zaman alır ama çok kısaca, şöyle özetleyebilirim.
    1950'lerin ortalarına kadar o bölgelerde şunlar olmuştu; Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra o hiç yok olmayacakmış gibi davranan mağrur ve zalim Osmanlı imparatorluğu yıkılmış, yerine
    sadece Anadolu ve Trakya'nın küçük bir bölümünü kapsayan yeni bir devlet, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu.
    Cumhuriyeti kuranların bir bölümü, Avrupalılardan, özellikle Almanlardan öğrendikleri çılgın milliyetçi düşünceler uğruna osmanlı imparatorluğu'nu batıran paşaların yaverleriydi.
    O çılgın paşalar şurada burada ölmüş ya da öldürülmüştü ama halefleri aynı minval üzerine yollarına devam etmişti.
    yeni devletin ismi cumhuriyetti ama demokrasiden uzak özgün totaliter bir askeri rejim söz konusuydu. Yeni askeri liderler de, ne yazık ki aynı çılgınlığı, dış dünyaları fethetme sevdasından vazgeçerek, daha küçük ve dar çapta sürdürmeye karar vermişlerdi; ülkenin gerçeklerine uymayan bir türkçülük, ulus-devlet anlayışı, tek dil, tek lider, tek kültür, tek amaç hülyası, zor ve baskıyla oluşturulacak bir (bkz: Türkifikasyon)hedefi.

    Ruhun gökkuşağı kitabından alıntı yapılmıştır. Mehmed uzun, ithaki yayınları, sf 61.
    0 ...
  28. ırkçıların beyni farklı çalışıyor

    1.
  29. italya'da yapılan bir deneye göre ırkçılar, diğer etnik grupların acılarına karşı duyarsız.

    http://www.radikal.com.tr...05.2010&CategoryID=79
    1 ...
  30. edeştiri

    1.
  31. Prof. Dr. Ahmet iNAM'ın Edebiyat eleştirisi için ortaya attığı kavram.

    Kendisi bu kavramı şöyle açıklamaktadır:

    Edebî tat taşıyan eleştiri veya edebiyat tadında olan eleştiriye ''edeştiri'' demeyi öneriyorum. Edebiyatın olan, edebî, edebiyatlanmış eleştirinin "L"sine, edebiyatın "d"sini yerleştirerek oluşturduğum bu sözcük, edebiyatla eleştiri arasındaki karşılıklı "etme"leri, "edebilmeleri" de yansıtıyor olabilir.
    1 ...
  32. bablisok

    1.
  33. doğru yazılışı bablîsok olan kürtçe kelime aynı zamanda babilîsk de denilir.

    Türkçe anlamı : Hortum'dur(Hava veya suyun kendi etrafında hızla dönüp buluttan yeryüzüne uzanan sütun biçiminde oluşan, alanı dar bir fırtına türü.)
    Aynı zamandan kürtçe müzik yapan koma hîvron'un 2. albümünün ismi.

    Bablîsok Albümündeki Eserler :

    1. Şox û Şengê
    Söz:Melayê Cizîrî Müzik: Nisret imir

    2. Bablîsok
    Söz & Müzik: Nisret imir

    3. Zêrîn
    Söz & Müzik: Geleri

    4. Payîz
    Söz & Müzik: Nisret imir

    5. Deryaya Xeyalan
    Söz & Müzik: Nisret imir

    6. Hotvîn
    Söz: Kamûran Elî Bedirxan Müzik: Nisret imir

    7. Hema Bû Tozo
    Söz & Müzik: Geleri

    8. Vê Şevê
    Söz: Şerko Müzik: Nisret imir

    9. Rê Rêwi Ye
    Söz & Müzik: Nisret imir

    10. Hebhinarkê
    Söz: Rênas Jiyan Müzik: Nisret imir

    11. Bajarê Çavên Te
    Söz & Müzik: Nisret imir

    12. Her Şakê
    Söz & Müzik: Geleri
    4 ...
  34. ferzad kemanger

    1.
  35. iran rejimi tarafından idam edilen 4 siyasi mahkumdan biri olan Kürt öğretmen Ferzad Kemanger;

    idama mahkum edildikten sonra hücresinden iran istihbaharat Bakanı Kolaam-Hoseyn Ezhei'ye yazdığı mektupta organlarını bağışladığını belirterek 'Tek istediğim isyankar, kıpır kıpır kalbimin, benden daha isyankarca bir çocuğun göğsünde atmaya devam etmesidir' demişti.

    Kemanger, Karac'daki Racai'i Şahr Hapisanesi'ndeki hücresinden 2009 yılında yazdığı mektupta şunları belirtiyordu:

    Ferzad Kemanger'in mektubu:

    '...Bir gün, onların 'Allahına' karşı savaş yürütmekten dolayı 'kafir' olarak damgalandım.

    Böylece, adaletin ilmiği yaşamımı almak üzere dokundu. Ve bu günden beri istemeyerek idamımı bekliyorum.

    Ancak, bütün sevgili insanlarıma olan sevgimle, eğer yaşamımı kaybedeceksem, bütün organlarımın onları alınca yaşam bulacakla...ra gitmesine izin vermeye karar verdim.

    Ve kalbimin, ondaki bütün sevgi ve tutkuyla birlikte bir çocuğa bağışlanmasına izin verin.

    Nereden olacağı hiç fark etmez; Kaaron banklarında, Sabalaan Dağı yamaçlarında, Doğu Sahara kenarlarında veya Zağros Dağları'ndan güneşin doğuşunu seyreden bir çocuk.

    Tek istediğim isyankar, kıpır kıpır kalbimin, benden daha isyankarca kendi çocukluk arzularını aya ve yıldızlara ifşa edecek ve onlara sonradan bir yetişkin olarak ihanet etmeyeceğine dair onları tanık tutacak bir çocuğun göğsünde atmaya devam etmesidir.

    Tek istediğim, kalbimin yatağa aç giden çocuklar üzerine sabrını kaybeden birinin göğsünde;

    'bu yaşamda en küçük arzum bile gerçekleşmeyecek' diye yazan ve kendisini asan Haamed'in -benim on altı yaşındaki öğrencim- hatırasını kalbimde canlı tutacak birisinde atmaya devam edebilmesidir.

    Hangi dili konuşuyor olursa olsun, kalbimin bir başkasının göğsünde atmasına izin verin.

    Tek istediğim, onun, nasırlı ellerinin kalınlığı eşitsizliklere karşı öfke kıvılcımlarını canlı tutacak bir işçinin çocuğu olmasıdır.

    Kalbimin, çok uzak olmayacak bir gelecekte, çocuklarının onu her sabah güzel gülümsemeleriyle selamlayacağı ve birlikte bütün neşe ve oyunları paylaşacakları bir köy öğretmeni olacak bir çocuğun göğsünde atmasına izin verin.

    O zaman, çocuklar yoksulluk ve açlık gibi kelimelerin anlamını bilmeyecektir; 'hapishane', 'işkence', 'baskı' ve 'eşitsizlik' terimleri, onların dünyasında bütün anlamlarından yoksun olabilecektir.

    Uçsuz bucaksız dünyanızın ufak bir köşesinde kalbimin atmasına izin verin.

    Sadece ona özenli olun, çünkü o, tarihi acı ve eziyet ile dolu ülkesinin insanlarının anlatılmamış hikayeleriyle dolu bir kişinin kalbidir.

    Kalbimin bir çocuğun göğsünde atmasına izin verin ki bir sabah yapabildiğim kadar yüksek sesle ve anadilimde -Kürtçe-, haykırabileyim:

    Bu uçsuz bucaksız dünyanın bütün köşelerine, bütün insanlığı sevme mesajını taşıyan bir rüzgar olmak istiyorum.'
    0 ...
  36. salıhat ı nisvandan saffet hanımefendi ye

    1.
  37. bir turgut uyar şiiri...

    salıhat-ı nisvandan saffet hanımefendi'ye

    hatırlarım bir akşam bir yokuşa durmuştum
    iri atlarımız macardı, dantellerimiz alman

    ne göksu'da bülbül dinlemek ne abdülhak şinasi bey
    ıpılık bir sevgi geçerdi ara sıra içimden o zaman

    siz ne zaman öldünüz allah aşkına yani ne zaman
    kirli karlar bile erimemişti haber yoktu nisandan

    rüştü paşaydı deli rüştüye çıkmıştı adı osmanlı ordusunda
    o zaman hamitti padişah kocaman bıyıkları kocaman

    o günlerde her şey akıp giderdi biz de şaşardık
    hürriyet meşrutiyet otuz bir mart falan filan

    gemiler de öyle boğazdan aşağı boğazan yukarı
    bıyıklarını burardı umursamazdı paşa kocam o zaman

    rüştü paşaydı sakallıydı belki sadece sakallıydı
    ki sakallar geçmişinde her halde bir orman

    bir oğul bir kız iki gelin bir damat isviçre lozan
    nasıl ağladığımı ben bilirim bir yangının ardından

    uykularım bölünüyor artık şu konağı bekliyorum
    söyle ey muhabbet kuşunun tüyü söyle ölüm ne zaman

    hep bir şeylere baktım bir şeyleri korudum kızdım
    kızgındı haremi vardı sakallıydı rüştü paşa o zaman

    hatırlarım bir akşam bir yokuşa durmuştum
    iri atlarımız macardı, dantellerimiz alman

    bahriye nazırı tevfik paşa mütarekeler falan
    dünya nasıl çekilirdi ayaklarımın altından

    annemin sonsuz giysileri bir telaşı bileyen tramvay
    ben ne güzel çocuktum yalnızlıkların ardından

    yeniköyde bir yalı, fatihte evler, ayışıklı bir zaman
    rüştü paşaydı adı, yıldızda ve dömekede kahraman

    herkes ne zaman ölür elbet gülünün solduğu akşam
    aldım anlayamadım öldüm anlayamadım almadığım bir akşam

    daha önce hiç ölmedim temmuzum ve incilerimle
    göksuyu ışıklarla teşrif ettiğimiz akşam

    ne zaman gülüm solar, ne zaman deniz, ne zaman akşam
    ne zaman gemilerdi, ne zamandı paşa kocam

    artık başucum dinlendirir bir şamdanın süsünü
    söyle ey göksu akşamı hafız burhan ölüm ne zaman

    mevlutlar okunur, dalgalar kalır bir geminin ardından
    öldüm ben, saffet hanımefendi, salihat-ı nisvandan
    0 ...
  38. yalınayak şiirdir

    1.
  39. Bir Ece Ayhan şiiridir.

    YALINAYAK ŞiiRDiR

    1. Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim

    Emrazı Zühreviye Hastanesi´ne kapatıldı anamız
    Adıyla çalışan ermiş Sirkeci kadınlarındandır

    Şeker atar hâlâ mazgallardan Cankurtaran´da
    Acı Bacı´nın acı bilmez uçurtma çocuklarına

    Yıl sonu müsamerelerine kimler çıkarılmaz?

    2. Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim

    Babamız dövüldü güllabici odunlarla tımarhanede
    Acaba halk nedir diye düşünür arada işittiği

    Dudullu´dan tâ Salacak´a koşarak alkışlayalım
    Fazla babalarıyla dondurma yiyen çocukları

    Hangi çocukların neye imrenmesi yalınayak şiirdir?

    Ece Ayhan
    1 ...
  40. çeviri şiir

    1.
  41. Aslına bağlı kalarak yazıldığı dilden, Başka bir dile çevrilen şiirdir. Çeviride aslolan kelime çevirmek değil anlamı bir bütün oalrak ifade edebilmektir.

    'bir şiir hiçbir dile çevrilemez, yazılmış olduğu dile bile.'

    jean Cocteau

    Welhasıl uzatmaya gerek yok, bu konu bu sözden sonra kapanmıştır: )
    0 ...
  42. kuşlarım üşüyor

    1.
  43. cebime tıktığım kuşlar çok üşüyor
    ben de üşüyorum desem kim inanır
    bunca yıkıntının altında
    bunca kırık cam batmışken ayaklarıma

    belki yine seviyordur diye bir papatya kopartıyorum
    yapraklarını yoluyorum, çiğniyorum, zıplıyorum üstünde
    nasıldı bu fal, yani nasıl açılırdı bir kapının kilidi
    anahtarı deliğe sokm...adan önce

    tüfek omza deme komutanım, komik oluyorsun
    omuzum olsa başka şeyler yüklerdim üstüne
    bir palyaçonun burnunu örneğin
    dövüşçü horozların kopan tüylerini
    kullanılmış bir mendili koyardım
    sonra sıyırırdım kendimi yeryüzünden
    yok, yeryüzünü sıyırırdım kendimden

    cebime tıktığım kuşlar çok üşüyor
    geriye sayacağım söz veriyorum, vurmayın
    vurmayın kuşlarım ağlıyor, geriye sayacağım

    anne hangi sayıdan başlayacağım?

    Altay Öktem
    2 ...
  44. savaş ve terör arasındaki fark

    1.
  45. bir yerde 'barış' talebi varsa, ortada 'savaş' da vardır.

    meclis başkanı Mehmet Ali Şahin'in ısrarla buna savaş değil terör diyeceksiniz diye başlattığı tartışmadır.

    adını sen koy:

    insanlar ölüyor, öldürülüyor...
    1 ...
  46. müstemleke

    2.
  47. (bkz: Sömürge.) Başka bir devletin idaresi altında bulunan yer.
    2 ...
  48. merdudiyet

    1.
  49. Merdudluk. Kovulmuşluk, geri çevrilmişlik. (bkz: merdud)
    1 ...
  50. merdud

    1.
  51. Reddolunmuş. Kabul edilmemiş. Geri döndürülmüş. Kovulmuş.
    3 ...
  52. gül kokuyorsun

    1.
  53. Bir Edip Cansever Şiiri...

    ama şiir...

    Gül Kokuyorsun / Edip Cansever

    Gül kokuyorsun bir de
    Amansız, acımasız kokuyorsun
    Gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun
    Dayanılmaz bir şey oluyorsun, biliyorsun
    Hırçın hırçın, pembe pembe
    Öfkeli öfkeli gül
    Gül kokuyorsun nefes nefese.

    Gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun
    Ve acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyle
    Sen koktukça düşümde görüyorum onu
    Düşümde, yani her yerde
    Yüzü sararmış, titriyor dudakları
    Şakakları ter içinde
    Tam alnının altında masmavi iki ateş
    iki su
    iki deniz bazen
    Bazen iki damla yaz yağmuru
    Mermerini emerek dağlarının
    Şiirler söylüyor gene
    Ölümünden bu yana yazdığı şiirler
    Kızaraktan birtakım şiirlere
    Büyük sular büyük gemileri sever çünkü
    Ve odur ki büyüklük
    Şiir insanın içinden dopdolu bir hayat gibi geçerse
    O zaman ölünce de şiirler yazar insan
    Ölünce de yazdıklarını okutur elbet
    Ve senin böyle amansız gül koktuğun gibi
    Yaşamanın her bir yerinde.

    Gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun
    Bu koku dünyayı tutacak nerdeyse
    Gül, gül! diye bağıracak çocuklar bütün
    Herkes, hep bir ağızdan: gül!
    Ve her şeyin üstüne bir gül işlenecek
    Saçların, alınların, göğüslerin üstüne
    Yüreklerin üstüne
    Bembeyaz kemiklerin
    Mezarsız ölülerin üstüne
    Kurumuş gözyaşlarının
    Titreyen kirpiklerin üstüne
    Kenetlenmiş çenelerin
    Ağarmış dudakların
    Unutulmuş çığlıkların üstüne
    Kederlerin, yasların, sevinçlerin üstüne
    Ve her şeyin üstüne bir gül islenecek.

    Bir rüzgar, bir fırtına gibi esecek gül
    Yıllarca esecek belki
    Ve ansızın dünyamızı göreceğiz bir sabah
    Göreceğiz ki
    Biz dünyamızı gerçekten görmemişiz daha
    Geceyi, gündüzü, yıldızları
    Görmemişiz hiç
    Tanışmaya komamışlar bizi güzelim dünyamızla.

    Öyleyse dostlar bırakın bu yalnızlıkları
    Bu umutsuzlukları bırakın kardeşler
    Göreceksiniz nasıl
    Güller güller güller dolusu
    Nasıl gül kokacağız birlikte
    Amansız, acımasız kokacağız
    Dayanılmaz kokacağız nefes nefese.
    3 ...
  54. habistan

    1.
  55. Farsça'da ''yatakhane'', ''yatak odası'' anlamına gelir.
    0 ...
  56. naşide

    1.
  57. ( (bkz: Neşide). den) Şiir söyleyen, şiir okuyan, şiir yazan.
    0 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük