evet malesef ülkemizde ve diğer ülkelerde insan haklarından çok daha yaygın olan durumdur. evine hırsız girer sen canını savunursun ama hırsıza zarar verdin diye senin başın yanar, biri kalkar sevgilisini vahşice öldürür ölen kızın bir önemi kalmaz suçlunun çocuk suçundan nasıl yargılanacağı nasıl paçayı kurtarabileceği düşünülür, terörist başı yakalanır; ama idam edilmesi bir yana dursun rahatı, konforu için elden ne geliyorsa yapılır, dürüst vatandaş vergisini öder ama ödemeyene bir şey yapılmaz suçu affedilir. adam öldürülür öldüren birkaç cana daha kıysın diye acele acele serbest bırkılır.... bunlar gibi daha pekçok sayamadığım haksızlıktan dolayı suçlu hakları suçsuz haklarından daha çok savunulmuyor mu sizce de?
vergi ödemeyenin cezası affedilir; ama öğrencinin öğrenim kredisi "faiziyle" geri alınır. bu nasıl adalettir varın siz düşünün...
wilma elles'in gençlik yıllarında oynadığı, türkçe'ye kutsal çatışmalar şeklinde çevrilen kısa dizi.
lakin sanatsal olduğu iddia edilse de öyle değildir ve kanımca bir rahibe ile müslüman kadının lezbiyen ilişkisi her iki dine de hakaret niteliğindedir. bir de recm edilen kadın vardı ama neyin nesiydi çözemedim.
farklı kanallarda yeni bağlayan iki dizinin çekişmesidir. muhteşem yüzyıl'ın önde olacağı rekabet gibi geliyor bana. padişah, cariyeler, entrikalar, saray hayatı daha çok dikkat çekebilir. bekleyip görücez bakalım.