yönetimin el atması gerektiğini düşündüğüm konu. madem bir kardeşimizin babasının kana ihtiyacı var, bu gelişmeler bölümünden de duyurulsun bence. moderatörlere duyurulurrr!!!!!
kanuni sultan süleyman rolüne uygun olmayan oyuncu. yakışıklı desen değil, heybetli desen değil, karizmatik desen o da yok! bana göre bu aliyi oynamalıydı, erkan petekkaya da kanuniyi. işte o zaman taşlar yerine otururdu. düşünsenize erkan petekkaya hoş adam, boylu poslu iyi kanuni olurdu bence ondan.
bu arada dipnot: halit ergenç'i zaten sevmem ve hiiç beğenmiyorum; ancakk sevenlere saygım sonsuz tabii ki...
asıl muhteşem rezaletler memleketin üzerinde dönüyor da haberiniz yok şeklinde tepki vermek istediğim önerme. doğru ama, sizin gücünüz anca dizi eleştirmeye yeter, yapabileceğiniz yegane şikayet budur.
her şeyden önce doğrucu davuttur. hayatında yalan yer alsın istemez, zorunda kalıp söylerse de genel anlamda çok dürüsttür ve hayatını çıkar ilişkileri üzerine kur(a)maz. size "seni seviyorum" demişse bu onun gerçek duygusudur. insanları üzmek istemeyecek kadar vicdanlı; mantıklı ve kaya gibi görünmesine karşın aşırı duygusal bir insandır. biraz saf, biraz ateşli, tertemiz kalpli, iyi dost ve her daim akıllı olan bu kadınların sabırsızlık ve ukalalık gibi kusurları vardır. asla kin tutamazlar. çok büyük bir yanlış yapmadığınız sürece şefkatiyle sarar sarmalar, affedicidirler. ayrıca neredeyse hepsi çok güzeldir. güzellikten çok ilginç bir çekim alanları vardır, çözemezsiniz... bir şekilde hayatlarından çıksanız bile bumerang misali onlara geri döner, kaybetmeyi göze alamazsınız.*
artık "el insaf" demek istediğim cümle. tamam atatürk'ü sevmeyebilirsiniz -ki ben bunu hiç çözemedim, minnet duymanız gereken yerde...-, tamam bazı şeyleri kendinizce onaylamayadabilirsiniz; ama bir insanı lekelemek için bu kadar çabayı da doğrusu anlayamıyorum ben ya! oturun kendi halinize yanın bi'. en basitinden hadi cumhurbaşkanlığını, vatan kurtarmayı, komutanlığı bir yana koyalım adamın geometri üzerine yazılmış bir kitabı bile var ve bugün kullandığınız nerdeyse tüm terimleri bu yüce insana borçlusunuz. yoksa osmanlıca terimlerin arasında boğulup gidecektiniz. tdk'dan çıkıyor bu kitap fiyatı da çok makul saldıracağınıza araştırın azıcık. sonra size ne adamın dininden? şimdikiler sözde çok dindarlar ne yararları var bize neyimizi onlara borçluyuz allah aşkına? yeter ya artık insanların geri kafalığına, nankörlüğüne, cahilliğine isyan ediyorum ama unutmayın ki:
(bkz: güneş balçıkla sıvanmaz)
erkan petekkaya'nın izlerken ne tepki verdiğini merak ettiğim karakter. bence kendisi bile izlerken küfrediyordur bu yüzünü şeytan göresice, vicdansız adama. en acısı da böyle insanların hatta çok daha kötülerinin gerçek hayatta olması, bir karakter olmakla sınırlı olmamasıdır.
belli ki eski sevgili kalbinde belirli bir yer etmiştir; ancak biten bir şeyin üzerine gitmeye, eski sayfaları karıştırmaya hiç gerek yoktur. hele biraz da olaylı ayrılınmışsa bunun adı gurursuzluk bile olabilir. aman diyim.
simge olmasa dönüp yüzüne bile bakmayacağım dizidir. hele cazibeye sinir oluyorum ya boğasım var yeminle. ki insanlara sinir olmayı hiç sevmememe rağmen...
(bkz: mağdurum da mağdurum)
ileride rahatlıkla iş bulabileceğiniz bölümler yazın. mesela zorda kalmadıkça arkeoloji yazmayın. arkeoloji çok zevkli bir bölüm olabilir ama türkiye şartlarında her yıl 1000 kişinin mezun olduğunu ve sadece 10 kişinin iş bulduğunu göz önünde bulundurun. demem o ki kazandım demek için bölüm okumayın gerekirse bir yıl daha hazırlanın gençlikte bir yıl hiç uzun bir süre yahut kayıp değildir. ileriyi düşünün. nacizane tavsiyem budur.
edit' akbayram: aramızda arkeoloji okuyan arkadaşlarımız varsa lütfen bana darılmasınlar. amacım asla bölümü kötülemek değildir. ancak yazdıklarımı kendileri de biliyor olmalılar, bu yüzden anlayışlarına sığınırım.
ülkemizde adalet kavramının olmadığının bir kez daha kanıtlandığı durum. vatandaşın vergilerine sürekli zam yapacaklarına kendilerinden biraz kıssalar yemin ederim ne borcumuz kalır ne de başkalarına muhtaç oluruz. ayrıca beş kuruşum bile haram zıkkım olsun bunlara.
evet malesef ülkemizde ve diğer ülkelerde insan haklarından çok daha yaygın olan durumdur. evine hırsız girer sen canını savunursun ama hırsıza zarar verdin diye senin başın yanar, biri kalkar sevgilisini vahşice öldürür ölen kızın bir önemi kalmaz suçlunun çocuk suçundan nasıl yargılanacağı nasıl paçayı kurtarabileceği düşünülür, terörist başı yakalanır; ama idam edilmesi bir yana dursun rahatı, konforu için elden ne geliyorsa yapılır, dürüst vatandaş vergisini öder ama ödemeyene bir şey yapılmaz suçu affedilir. adam öldürülür öldüren birkaç cana daha kıysın diye acele acele serbest bırkılır.... bunlar gibi daha pekçok sayamadığım haksızlıktan dolayı suçlu hakları suçsuz haklarından daha çok savunulmuyor mu sizce de?
vergi ödemeyenin cezası affedilir; ama öğrencinin öğrenim kredisi "faiziyle" geri alınır. bu nasıl adalettir varın siz düşünün...
wilma elles'in gençlik yıllarında oynadığı, türkçe'ye kutsal çatışmalar şeklinde çevrilen kısa dizi.
lakin sanatsal olduğu iddia edilse de öyle değildir ve kanımca bir rahibe ile müslüman kadının lezbiyen ilişkisi her iki dine de hakaret niteliğindedir. bir de recm edilen kadın vardı ama neyin nesiydi çözemedim.
çok doğru bir hareket değildir. neden derseniz buraya her tür insan giriyor ve size her mesaj atanın gerçek niyeti bilmeniz mümkün değildir. elbette entryler hakkında tartışılabilir ama duygusal bağlamda sözlükteki mesajlaşmalara ben kendi adıma sıcak bakmıyorum. zararlı etkileri olabilir.
ihmal edilmemesi gerekendir. düzenli fırçalamanın yanı sıra 6 ayda bir de ağız temizliği yapılmalıdır.
bu arada dilinizin üstünü temizlemeyi de ihmal etmeyin. pek çok bakteri burada birikir çünkü.