çok iğrenç ve çok hastalıklı bi söylem. "insan"a değer vermek diye bi şey vardır. bi zarla evlenilmez bi insanla evlenirsiniz. aşkı, sevgiyi ve her şeyden önemlisi insan onurunu ayaklar altına alan bi yaklaşımdır. ne kadar sevgisiz bi toplum olduğumuzun göstergesidir ve tabi kadına verilen(ya da verilmeyen mi demeliyim) değerin göstergesi.
ahmet ümitin okuduğum tek kitabı. çok da başarılı bulmadım. ahmet ümitin abartıldığı kadar iyi olmadığını bana düşündürtmüştür. çünkü teknik açıdan pek gelişkin değildir ve edebi bi zevk, doyumdan yoksundur. sadece heyecanlı ve sürükleyicidir.
zaman geçirmek için güzel bir alternatif.
almanca eğitimi çok iyi olan, diğer alanlarda da iyi hocaları barındıran şirin okulum. bi de botanik bahçesi vardır tarihi binanın ortasında. baharda orda oturmanın tadını başka yerde alamadım ben.
öyle hocaları vardır ki size kitapta yazanların ötesinde bi şeyler öğretirler ve ufkunuzu açarlar.
güzel anılarla ayrıldığım ve özlediğim lisem.
sık rastlanan bi durumdur. sebepleri de,
-toplum baskısı
-kızlarımıza tek başlarına hayatta var olmayı öğretmememiz
-hayatta ruhsal olarak kendilerini doyuracak meşgale ve amaç yokluğu
-baskıcı anne babadan kaçma arzusu
-birinin karısı olmak bi sevgi yansıması değil de bi statü olarak algılanması
-cinselliği özgürce yaşama isteğidir.
not:şimdilik aklıma bunlar geldi.başka sebepler de gelirse paylaşırım.
aynı zamanda insanın kendi ülkesinde folklör oynamasının da ezik sayıldığı ülkedir.
kendine, fikirlerine, tarihine güvenmemesi öğretilen bi neslin sonucudur.
odtünün hemen karşısında cepayla yanyana konumlanmış büyük alışveriş merkezidir. en alt katında ilginç, güzel ve biraz pahalı restoranlar bulunmaktadır.
cepanın sıcaklığı yoktur ama fazla büyüktür.
insanların sahip olmadıkları araziler üzerine ev kurarak bedel ödemeksizin kendilerine ait olmayan bi araziyi sahiplenmelerinden doğan durumdur. üzücüdür.