bazı sesinin genişliğini gösterme niyetli insaların yaptığı hamledir. şarkının başları gayet sakince söylenir. nakarat da ilk önce usulca, kuyumcu titizliğiyle söylenir. fakat nakaratın tekrar vakti geldiğinde hoyratça oktav alınır. ses zorlanır, yer yer haykırılır. tabi mikrofon da uzaklaştırılır(uzaklaştırılmazsa halimiz nicedir). ve nihayet nakarat bittiğinde ses kırılmamışsa, beklenen alkış alınır. haliyle gururlanılır. böyle bir olaydır bu. gelin görün ki şarkının orjinalinde böyle bir kısım yoktur. ferdi tayfur kibarca söylemiştir.
lisedeki edebiyat hocamıza göre fuzuli nin açık ara kazanacağı müsabaka. hatta fuzuli ye shakespeare in yazdıklarını götürseler fuzuli nin epey dalga geçeceğini iddia etmişti.
yapması gayet zevkli eylemdir. "ulan o kadar parayı bayıldık, bari açık büfenin nimetlerinden sonuna kadar faydalanalım." felsefesiyle hareket edip; her çeşit yemekten nasiplenmek, recep ivedik e dönüşmektir. fakat elbette abartılmaması yeğdir.
otel odasında mangal yapmak, canlı yayında içki sofrası kurmak, atatürk'e ato demek, şarkıları gönlünce deforme etmek gibi örneklerle sunumu yapılabilecek kavram.
bireyin bir kişiye sahip olmadığı bir yetiyi atayıp, onu o şekilde örnek almasıdır. mesela bir çocuk babasını, öyle olmadığı halde, çok başarılı olarak görüp onu bu şekliyle örnek alıyorsa, bu çocuğun sergilediği yansıtmalı özdeşimdir.
içler acısı bir görüntüdür. zira ülkemizde psikoloji bilimi hayli küçümsenmektedir. hatta yer yer psikoloğa giden insanlarla dalga geçilmektedir. halbuki psikolojinin, bir ülkenin kalkınmasında ve çağdaşlaşmasında önemi çok büyüktür.
yazmış olmak için yazılmış, sığ, tekdüze, şekilci şiirlerdir genelde. yine de sırf denedikleri için bile takdir edilmelidir şiir sahibi liseli kızlarımız.