"girişken olsun ama naif de olsun, kadının toplumumuzdaki durumunu bilip saygılı olsun ama o kadar da saygılı olmasın errrrkek olsun bi yandan, sikebilsin ama sikecekmiş gibi davranmasın" falan filan.
kafalarımız çok karışık hanım efendiler biz de üzgünüz ama böyle karşılıklı delirtiyoruz birbirimizi.
üzücü bir durum. sen esmer ve kıllı halinle onca yıl kıçını yırt, paradır başarıdır falan anca bi tane sarışın mavi gözlü tavla, de ki "çocuğum benim çektiklerimi çekmeyecek"... pat diye senin o kıllı genlerin baskın gelsin...
bir kadının göbek deliğinden zeytin yiyen bi insanın vatan ve millet gibi son derece ciddi konulardaki fikirlerine katılabilmektir. büyük geri zekalılık gerektirir tabloda görüldüğü gibi.
ya sanki oy verince demokrasi oluyor da .mını s.ktimin cahili konuşuyor işte. sen 4 sene tek çıtını çıkartama, protestoların anında terör eylemi sayılsın, sonra bir güncük git, oy ver, ohh ülkenin yönetimine katıldım say kendini.
oy dediğin sandık dediğin zaten demokrasi ilüzyonuyken bu gebeşliği namus saymak da ayrı gebeşlikmiş. yazık lan.
kürt ve türk milliyetçilerinden bahsediyorum. o kadar ateşliler ki her an alt dudaklara yapışacak gibiler. ama hep bölüm sonuna denk geliyoruz, bi türlü öpüşemiyorlar amk.
biz orta asya evladıyız. zaten ülkemizde yeterince kara kaşlı var. ve hepsi kürt onların. o doğuluları bi sileceğiz önce memleketten. sonra bu sarışın mavi gözlü yunan piçlerini yollayacağız. bi 150 kişi falan kalırız zaten ooh mis gibi ülke amk.
edit: bu arada kendimizin neye benzediği hakkında en ufak bi fikrimiz yok. ama vatanı en çok seven biziz tamam mı
"oo pantolon güzelmiş, yeni mi? tam oturmuş ama güzel olmuş" gibi bi cümledir. götünü beğenmeniz komliman olarak algılanacak, sempatik bi hava yaratacaktır.
sadece arzuları için yaşayan adamın düştüğü gaflet. niye o kadar arzulu, ne eksiği varmış ki bu kadar kendine düşkün diye düşündürür. kesin travması filan vardır, tatmin olamıyordur bi türlü.
dünyayı kurtaran bir süpermen filansan tabi ki amaç değil araçtır senin için. böyle çok mühim zaferlere filan giderken eeh işte bi öyle takılmacadır. neticede öff ne harika bi hayat yaşıyorsun felsefeyle mi uğraşçan lan.
"taam baba taam. ya taam bağırma yapçam işte" dedi ve yüzüne kapanan telefonu sert fırtlatır gibiymişçesine ama içten içe duyulan üç buçuğun kontrolündeki bi delikanlı kadar artistçe masaya bıraktı. babasının o telefona ödediği taksitler de götüne girebilirdi, biliyordu. "anasını siktiğimin orospu götveren piç evladı anasını siktiğimin" diye kendi kendine hararetlendi bi an. yazıktı. facebook'taki kadın cinayeti paylaşımını gördü. bu entelcikler gene hararetlenmiş, dur lan diye düşündü ve sözlüğü açtı.
yüzündeki yağ tabakasını iyiden iyiye hissediyordu ve elinin tersiyle terini silip başlığı yazdı: "yemek yapamayan kadınların ölmesi gerekliliği"...
kadınlarla ne sorunu vardı bilinmez. ama tahminen oedipus kompleksi duymasına dahi müsaade etmeyen babası onu hep aşağılamış, annesiyle olan ilişkisinde onun önünü kesecek güç gösterilerini harfi harfine uygulamıştı. örneğin ona bi motosiklet almıştı ve troll can motorla gezmenin verdiği rahatlamaya karşılık her akşam lafı edilen benzin muhabbetiyle ezilmeye katlanıyordu. lacoste tişört giyebiliyordu ama 10 lacoste giymiş kadar omuzları düşüyordu babasının karşısında.
annesini bir türlü etkileyemiyordu işte. sevemiyorlardı birbirlerini babanın korkusundan. bu sosyolojik travmanın etkisiyle muhtemelen; yazılmaya koyuldu yağlı suratlı troll can: "çocuk doğurmanın ardından, ikinci yaşam amacı olan yemek yapmayı beceremeyen kadının ölmesi gerekliliğidir." ve ekledi: "gece onu yarrağınızın verdiği zevkten mahrum bırakın."
son cümle vurucuydu evet. şimdi herkes çılgına dönerdi. off ne kadar siklenirdi artık. işte böyle ilgi görmeye çalışıyordu troll can. annesinin ona ilgi göstermeye izni yoktu çünkü. onun annesiyle sağlıklı bir ilişki kurmasına engel dağ gibi bir babası vardı. bilincine alamıyordu bu düşünceleri. korkuyor, sinirleri bozuluyordu. ve güçlü olabilen diğer kadıncıkların bozulan sinirlerini izlemeye koyuldu f5 tusuna basıp durarak.
babasıyla sorunlu diğer troll arkadaşına özelden yazdı: "hacıto olm gel gel çıldırttım gene #245456457 gir şu başlığa sen de sdlfknsdlgkndfglk"
bi süre daha eğlendiler koca gök kubbenin altında. bilgisayarın başında cevizle didişen tatlı birer sincaba benziyorlardı.
azcık duyarlı insan kızdırayım diyen biçare yazar söylemi. kendi kıraş açsın yemiyoruz ve siklemiyoruz aslında pek. oyundan sıkılırsa intihar filan da edebilir.
bu sefer de dönek diyorlar. demek ki insanlar sürekli diyecek bir şey arıyor. sefil hayatlarından kaçmak için oraya buraya saldırıp duruyorlar. bir türlü tatmin olamıyorlar. keşke herkes birbirini kanırta kanırta sikse tam şu dakika. belki gene tatmin olunmaz ama bu tatmin açlığının saçmalığını görürler en azından. tabi bu gerçekleşmeyeceği için amaan kime ne anlatıyorum. he kardeş döneğim, sikin memleketin anasını. türkiye'nin haritada yerini gösteremeyecek olan fransız piçi gelip burada sana hizmet ettirsin. sikin.
şahsımdan bahsedeceğim. 17 yaşında filanım, egenin mis gibi atatürk milliyetçiliğini damardan almışım. bi balkonda eskimiş, yırtılmış bi türk bayrağı gördüm, polisi arayıp o dairenin sahibini bulun, kaldırsın onu yenisini koysun dedim. bu kürtçüler filan hep öcü bana o zamanlar.
sonra emlakçı pezevenkler turistlere çatır çatır ev satıyorlar, birçoğu akp'li bunların, patronum oluyorlar, babamın borcu oluyor bunlara her yerden pırtlamaya başlıyorlar filan. ingilizlere o tatil beldesinin yarısını satmış bu kodumun vatan evlatları o dönem... ben yüzde 99'u ingiliz olan sitenin information ofisinde çalışıyorum. site havuzunun başına bi çardak kuruyoruz, çardak rüzgarda yıkılıyor, amını siktiğimin sürüngen ingiliz'i "that's turkish" deyip kahkaha atıyor. "işte türk" diyor yani. ben koşturup adamın enseye tekmeyi gömsem akp'li patronum o piçten özür dileyecek beni de anında siktir edecek biliyorum. babamın işler kötü, susup çalışıyorum.
teyzeoğlum sağlam milliyetçi, evde türk bayrakları, kuran okumalara gitmeler bilmem neler. adamın birkaç yıl önceki hadiselerini hatırlıyorum, bizim evden rastgele numara çevirmiş, babamın tanıdığı olan bi fotoğrafçı abinin karısına sapıklık yapıp durmuş birkaç ay. en son şikayet etmişler, numara tespit edilmiş, bu götveren kuzen yüzünden benle abim sorgudayız. babam mahkemeye çıkacak, bir sapıklık var ortada ama kim bu amını siktiğim, bilinmiyor. en son ağlayarak itiraf ediyor götveren kuzenim, anlatıyor babam durumu, vazgeçiyorlar şikayetten. şimdilerde akp'li bu pezevenk.
neyse ben içten içe duyduğum türk milliyetçiliğimle üniversiteye geliyorum. bi çocukla tanışıyorum, bana geldiğim bu yeni memleketi anlatıyor, meşhur yemeklerini yiyoruz geziyoruz filan, sonra çocuk solcu olduğunu söylüyor. örgütten filan bahsediyor. ben o klasik tepkiyi veriyorum, "kardeş benim babam arap, annemde kürtlük var dedesinden ama ne mutlu türk'üm diyene, türk'üz işte lan" diyorum. korkuyor ama ayak diretiyor. sinirleniyorum, dövsem döverim. ama hafiften nefret ediyor çocuk benden birkaç gün. e 4 yıl yüz yüze bakacağız. yavaştan giriyorum ortamlarına. evet birçok geri zekalı kürt var.
damar damar şarkıları açıyorlar mesela, ben müzikten sıkılıyorum sıkıldığımı anlayan kürt arkadaşım "müziği değişsek mi" diyor, bu açan kürt, milliyetine laf ettik sanıp "niye değişiyoz yea" diye atarlanıyor. ciddi geri zekalı. ama onun yanında mesela 6 yaşına kadar tek kelime türkçe bilmeyip okulda aşağılanan bi adamla tanışıyorum, adam bana yetişip benle aynı fakülteye girmiş. başarıya baksana lan. ve babası da bu çocuk 4 yaşındayken çocuğu rahatça kürtçe konuşabilsin diye bi şeylerin içine girmiş, almış götürmüşler bi sabah. sonra daha da haber yok.
yurtta kalıyorsun ülkücüler kimlik kontrolü yapıyor, eve çıkıyorsun mhp milletvekili adayı ev sahibin senden 5 lira koparacak diye gözleri elli tur atıyor bi cümle kurarken. partiden arkadaşlarıyla muhabbetlerine denk geliyorsun ofiste, pervaneli şapkalar getirtmelerinden filan bahsediyorlar mal mal eğlenerek, bu heriflerin güdümlediği gençler saçma sapan kavgalarda can veriyor. millet, milliyet bu akpli emlakçılara, bu pervaneli şapka konteynerlarından bahsederek eğlenen ülkücü dayılara, telefon sapığı kuzenime mi kaldı amını sikeyim diyorsun. demek ki diyorsun bu milliyetçilik o kadar da içi dolu bir şey değil.
bu fikri uygulayanlar aha bir bir gözümün önünde amını sikeyim. kuzenim çok iğrenç bi adam ya.
neyse diyorsun ki o zaman aşağılayanlar bu kadar aşağılık adamlarsa aşağılananların bazı çıkışlar yapmaya çok hakkı var. ama o çıkışlar o kadar ekstrem olmasın, o insanlar kendilerini mecliste sözlü olarak ifade edebilsinler ki silahlara gerek kalmasın diyorsun. ve hdp'ye oy vermeye karar veriyorsun...
ama kararım öyle belirsiz ki, hdp'li arkadaşlardan da ısrarla uzak duruyorum. ben goygoyu sevmiyorum. onlar da beni chp'li filan sanıyorlar zaten. hala türk muamelesi görüp bazı masalarda yanında rahat konuşulamayan bi adamım.