türkiye cumhuriyeti'nde adnan menderes ve devamında sürekli ikidara gelen din eksenli partiler sayesinde yaşanan süreçtir.
bu ülke yıllardır din eksenli partilerle, dini sömüren adamlarca yönetilmekte, bu adamların da yanlarında bir sürü dalkavuk, yalaka, yavşak sınıfı peydah olmaktadır. bu sınıfın genel özellikleri, aynen iktidar gibi; dini sömürerek para sahibi olmak ( (bkz: tekbir giyim), (bkz: kanal7), (bkz: fetoş) ve bunlar gibi niceleri), bunu yaparken de çevrelerine bir "mücahit" izlenimi vermektir. sömürü, peşkeş çekme, dini suistimal gibi yollarla elde ettikleri paraların çok küük kısımlarını sık sık basına yansıyacak şekillerde yardım amaçlı dağıtan bu insanlar, "sağ elin yaptığı yardımı sol elin görmesin" sözüne inat çalışmalarına devam etkektedirler. tabi ki bu mücahit(!)ler paralarını yalnızca hayır(!) amaçlı kullanmayıp; aynı zanda kazın geleceği yere tavuğu vermeyi de ihmal etmeyerek; her iktidar döneminde iktidarı elinde bulunduran kişilere para kaynağı sağlamakta, sahip oldukları gücü bu iktidarın emrine vermektedir. tabi ki bu yalakalığın sonucu olarak da, iktidar kendilerine birçok ihaleyi, haksız kazancı, peşkeş çekmeleri, yolsuzlukları, kendilerine özel yasaları hediye olarak vermektedir.
işte bu kısır döngü şeklindeki sürecin sonunda bu mazlum mücahit(!)ler paralarına para katarak saygın(!) müteahhitlere dönüşmektedirler. bunun sonucunda daha fazla reklamla daha çok sömürü yapıp, daha mazlum mücahit imajı çizerek, daha yüksek mal varlıklarıyla daha saygın(!) ve dinibütün kişiler olarak hayatlarına devam etmektedirler.
Ankara'da 11 Aralık günü kapılarını açacak yepyeni bir kültür ve eğlence mekanı. Bilenler bilir; eski ankapol sineması binasında açılıyor. kocatepe'nin yanında, kızılırmak sokak'ta.
işte bu mekan 11 aralık'ta funky balkanos ile kapılarını açıyor. hemen arkasından 12 aralık'ta gorillaz çıkacak sahneye. valla lan, yalan diil çıkacak. hatta biletler biletix'te şu an.
insanların kafasında "laz" diyince default olarak yüklenen uzun burunlu ve sarışın laz temasına aykırı bir laz olmaktır.
şimdiolayı avantaj ve dezavantajlar açısından inceleyelim bir de;
öncelikle; kimseyi memleketinize inandıramazsınız. nerelisin diyene "rizeliyim" dediğiniz anda alacağınız cevap bugüne kadar hiç sekmediği şekilde "aaa!! hiç benzemiyosuuun"dur. töbe töbe.. sanki rizeliler neye benziyosa... arkasından "emin misin rizeli olduğuna(!), bi karışıklık olmasın" gibi garip sorular da gelir. bunlar da yeterince tiksindiğiniz sorular olur.
bir başka dezavantaj da hani böyle bazı bazı yapılan hemşeri toplantılarında olur. ne biliyim "yeni gine'deki lazlar" toplantısına gittiğinizde insanlar sizin ortamdaki başka birinin arkadaşı olduğunuzu düşünür.. yani onlarda bile kendileriyle ilgili bir önyargı olduğunu görürsün. bu da hayli ironiktir yani..
neyse; bunun yanında istediğin ortamda istediğin memleketi kendi memleketin olarak söyleyebilirsin mesela. ne biliyim, bana sorulduğunda diyarbakırlıyım diyince, manisalıyım diyince, adanalıyım diyince, istanbulluyum diyince falan kimse şaşırmıyo mesela. tabi bunun için söylediğiniz ilin kültür yapısını bilip ona göre hareket edebilmeyi becermek gerekir. ne biliyim, mesela izmirliyim diyosan harmandalı oynayabilmen lazım, ya da tekirdağlıyım dedin miydi aman aman bi roman havası çalmayıversin.
esasında tüm artı ve eksiler göz önüne alındığında yararlı bir durum gibi gözüktü şimdi gözüme. evet lan.. esmerim, düzgün bir burnum var ama sapına kadar da rizeliyim..
okan bayülgen'e ayar verme amaçlı yapılan ne bileyim böyle tespit gibi bir şey.
lakin okan bayülgen (her ne kadar haz etmesem de kendisinden pek) en azından "entelektüel" kelimesini doğru kullanabilecek bir bilgi birikimine sahip olduğundan bence;
insansız hava uçaklarından alınabilen verilere göre 26-45 36-42 dolaylarında bir yerlerde olduğu tespit edilen, uganda'nın nakit gazetesinde yazı yazarken küçük bir çocuğa cinsel taciz suçlamasıyla göz altına alınan bir zat-ı muhteremdir.
lakin soyadından ve engin bilgi birikiminden anlaşılacağı üzere kendisi kimseyi düzmez, zaten istese de düzemez...
ben niye bu adamı yazıyorum burda? başka yerlere yazsam götümüze girebilir diye, niye olacak...
elin oğlu bir de tazminat davası açar da, neme lazım.
http://www.vebiki.com adresinden ulaşılabilen güzel bir blogdur. genel olarak web2.0 teknolojileri üzerine yazılar bulunduran ve çeşitli site incelemeleri yapılan blog, oldukça sivri diliyle hemen dikkatimi çekti. ilgililer takip ederse memnun olacaklardır diye düşünmüyor da değilim ulan.
lakin elemanların "web" yerine "veb" diye bir isim kullanmaları da dikkat çekici olmuş. ayrıca içeriği güzel olmasına rağmen tasarımları sikime benziyor afedersiniz. bazı sitelerin tasarımını eleştirirken kendi tasarımlarının en basit tabirle "basit" olması ironik olmuş gibi gibi..
uludağ sözlük dahilindeki bir çok bünyede görülebilecek davranış bozukluğu sebebi düşüncedir.
be hey yazar!
tamam, iyi güzel yazar hesabın olmuş, 10 tane entry girebilmişsin, ama bu demek değil ki hemen ilgi manyağı 4-12 yaş grubu çocuklara dönüşmen gereksin. bi otur, bi soluklan, bi saçma başlık açma yahu..
türkiye cumhuriyeti'nin kaderini etkilemiş, birbirlerinden bağımsız 3 kişidir.
1. abdullah öcalan: kurduğu pkk isimli terör örgütünün, bu ülkeye verdiği zarar ölçülememekle birlikte, yalnızca türkiye cumhuriyeti askerleri ve sivillerine 40000 civarı cana mal olmuştur. aynı coğrafyanın 2 halkının arasında ektiği nefret tohumlarının nasıl giderileceği ve 2 halk arasında kesin barışın ne zaman sağlanabileceği ile halen muammadır.
2. abdullah çatlı: efsanevi ülkücü önderi. asala'ya karşı gerçekleştirdiği birkaç eylemin karşılığı olarak devletten aldığı toplam dolarcıkların sayıı bilinmemekte. "devlet için(!)" sıktığı kurşunların izleri hala bir yerlerde durmakta olup, sonradan mafyalaşması iç yüzünü göstermektedir. susurluk kazası'yla ortaya çıkan kirli ilişkileri bile, taraftarlarının gözlerini açmasına yetmemiştir.
asala'ya karşı gerçekleştireceği eylemler uğruna kaçakçılık yaparak yurda soktuğu uyuşturucu stoku halen(!) eritilememiştir. belki birkaç ermeni terörristi bu ülke gençelerinin yarınlarını için öldürdüğünü düşünmüştür; fakat geride esrar bağımlısı bir gençlik(!) bırakmıştır.
3. abdullah gül: ağlayarak, duygu sömürüsü yaparak, rteye itaatten şaşmayarak; yıllarca karşıt söylemlerde bulunduğu cumhuriyet rejiminin en tepesine gelmiştir. oralara gelene kadar sürekli karşı söylemlerde bulunduğu avrupa birliği'ne bir ansa sempati(!)si artmış; evvelden müslüman düşmanı deiği amerika'nın can ciğer kankası olmuştur.
en basitinden sosyal sigortalar yasası çıkarken el kadar oğlunu usulsüz bir şekilde çalışıyor göstererek; başında bulunduğu devlete kazık atabilmesi ile; nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu göstermiştir.
biri mezarda biri içerde; diğeri için de dualarınızı eksik etmeyin...
türü başlıklarla sol frame'e tecavüz eden, sadece onunla kalmayıp sözlüğün ebesini de işin içine katarak grup dalan yazardır. moderasyon tarafından kendisine en azından bir şişme kadın alınmasında, hiç olmadı evine bir uydu ya da porno dergi aboneliği alınmasında hayır vardır.
bu tarz yazarların bir başka ortak özelliği de ilk deneyimlerinden sonra tek eşli bir hayatı seçmeleri ve hayatlarına sağ ya da sol elleri arasında bir seçim yapıp o şekilde devam etmeleridir.
tüm aklı fikri bacaklarının arasındaki "küçük" dünyalarında olan erkeklerdir. çevrelerindeki her boku erojen bölgeleriyle yorumlayıp, ona göre hareket ederler. beyin fonksiyonları sabah ereksiyonu ve alkol aldıktan sonra yaşanan iktidarsızlık süreci arasında gidip gelmekte, bir bocalama yaşamaktadır. hayat amaçları, vajina, vajina sahibi bünyeler, vajina sahibi bünyelerin davranışları ve bu davranışlar hakkında salak tespitler yapmaktır.
ama şaşırmam, kızamam kendisine, böyle bir toplumda yaşadığı için. kızların namusunu bacak aralarında arayan gerzekler, kadını ezmiş, sömürmüş, hor görmüş, baskıyla örtmüş embesiller oldukça haklıdır bu kız. türbanının altına bikinisini giyip güneşlense de haklıdır, türbanla fahişelik yapsa da haklıdır.
böyle bir görüntüyü gizlice çekip, bir de yanına "Türbanlı kızımız herkesin içinde çekinmeden birasını yudumluyor. Afiyet olsun kızımıza... " yazan it herifler oldukça bu ülkede bu kız sonuna kadar haklıdır. sana ne ulan, sana ne. ister türbanla bira içer, ister türbanla sâkilik yapar sana ne.
bu kızımızın "türban"la bira içmesi çok garip gelir de böyle angutlara, bu videoyu gördükten sonra "youporn"a girip "türbanlı" videosu aratacak olan binlerce - ki eminim kendileri de yapıyordur- o.ç.*ları garip gelmez bu toplumda.
iç bacım iç. yarasın.
edit: kötülemeseydin hatrım kalırdı lan. neyse, hadi koş hemen. "namus timsali" görünümüne büründün artık. şimdi git hemen "youporn"a. ne bliyim "türban, türbanlı" bişiler yaz. nasıl olsa millet sadece entryni okuyacak. kim nerden bilsin senin banyoda "türbanlı bacılarını, kankalarını" düşünüp yaptıklarını.
"x bize bir şey anlataya çalışıyor" başlıklarının doğma noktasıdır. teey eski zamanlarda bi lassie vardı. he he it. işte o dizide bu lassie çok zekiydi falan. ne zaman böyle garip garip havlasa milleti bir merak kaplar ve bu cümleyi söylerlerdi. hep de olurdu bir şeyler yani.
edit: imlâ
rize'de yıllarca kadın doğum uzmanlığı yapmış operatör doktor. 3 gün önce 11 yıldır çocuk sahibi olamayan hastasının ilk çocuğu dünyaya gelirken geçirdiği kalp krizi sonucu çalıştığı hastanede yaşamını yitirmiştir. operatör doktor mustafa devrimsel, dün düzenlenen cenaze töreni sonrası toprağa verilmiş ve geride doğumuna vesile olan yüzlerce çocuk bırakarak aramızdan ayrılmıştır. merhuma rahmet, acılı ailesine baş sağlığı dilerim.
rcyavmhkkfsgss'nin çok özel notu: doktor, öss'den sonra ısrarla "fizik" bölümü okumama karşı çıkıp, şimdiki bölümümü seçmem konusunda telkinlerde bulunmuştu. şimdi geriye dönüp bakıyorumda, hayat çok garip mustafa amca be. neyse, sen boşver artık bunlara. nasıl da kızardın sırf soyadı yüzünden mahkemelerde sürünen babana yapılanlara. daha dün gibi yaptığımız "vatan kurtarma" konuşmaları. dedim ya, sen artık boşver bunlara mustafa abi. nasıl olsa köye gelince mezarının başına gelir bir sigara yakarım, gene konuşuruz havadan sudan, ben gene kızarım sana fizik okuyamamak içimde kaldığı için, sen gene "karnın ağrıyınca bana gel ha, erkeklerden de anlarım" diye takılırsın bana. mekanın cennet olsun mustafa abi. cenazene gelememenin burukluğu içimde zaten hala. neyse ya, sen boşver artık bunları. huzur içinde uyu mustafa abi...
an itibariyle karşılaşılan hata. şöyle ki; silik bölümümde duran ve hiç bir şey yazmayan bir adet entryim var efendim. baktım, orda öyle duruyor dedim sileyim. ama yok, sözlük inat etti, sildirmeyecek. hayır içinde birşey yazsa tamam diyeceğim. ama yok. içi de boş yani.
bir türlü içlerine giremediğim yazarlardır efendim. kendileri bazı şeylerin bokunu o kadar güzel çıkarır ve bununla övünür ki kıskanmamak elde değildir. yani bu insanlar kızın birinin webcam açmasıyla ilgili 1312423 adet farklı başlık açabilecek kadar yüksek iq ya sahiptir. fakat işte bir de bizim gibi eblekler var. bokunu çıkarmaktan anlamıyoruz.
ayrıca (bkz: bokunu çıkarmaktan anlamayan yazarlar)
son derece doğru olan bir önermedir. zira pkk lı olan bir çok türk, arap vs. de vardır.
edit: iyi de niye kötülendiki bu şimdi... azbiraz mantık, az biraz gündem takibi, ne olur...