razordeath
436 (süper mario)
yedinci nesil yazar 1 takipçi 38.11 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    yaprak kokusu

    1.
  1. Her çiçeğin olduğu gibi, her yaprağın da farklı bir kokusu olduğuna inanırım. Bahar mevsimi geldiğinde her biri yeşilin farklı tonlarında açarlar, tabii kokusunu almanız için burnunuzu dayamanız gerekir yaprağa. işte öyle birşey.

    Bahar gelsin, bitsin bu yağmurlar artık. Sıkıldık yeminle.
    1 ...
  2. wipeer

    1.
  3. WiPeer (Kablosuz Paylaşım), kablosuz uygulamalar için tasarlanmış ücretsiz bir P2P (peer-to-peer) paketidir. bu zımbırtıyla, laptoplarinizi herhangi bir modem yada switche gerek duymadan birbirine aynı ağa bağlayabilirsiniz kuzucuklar. 1vs1 cs oynamak isteyip, evinde modem olmayan uuserlerimiz için etkili.
    0 ...
  4. ruhuspu

    1.
  5. bi yerlerde gördüm ukte verecektim ama, neyse.

    unutmadan tanım: ruhu orospunun kısaltması.
    1 ...
  6. uzaysal oryantasyon fenomeni

    1.
  7. bir görme bozukluğundan ziyade bir nörolojik vaka sanırsam.

    Gözler gördüğünü düz bir biçimde beyne aktarsa da, beyin verileri ters çeviriyormuş.

    dolayısıyla kişi cisimleri baş aşağı görüyor, ters yazıyor vs. vs.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/536521/+
    2 ...
  8. hey kovboy

    1.
  9. fizy'nin en sağlam moodlarından. Kendinizi bir an redkit zannedebilirsiniz.
    0 ...
  10. graphicriver

    1.
  11. grafikerlerin kendi tasarımlarını sergiledikleri ve satışa sundukları platform.

    http://www.graphicriver.net
    0 ...
  12. jelli türkçe rock

    1.
  13. karnaval serisinden favori sosyal radyom. Çok güzel parçalar çalıyor.
    0 ...
  14. cumartesi mesailerini çekilmez kılan tipler

    1.
  15. akşamüstü saat 4'te iş gönderen müşteridir.
    2 ...
  16. chrome ntp icon

    1.
  17. google chrome'da yeni sekmeye tıkladığınızda görünen market kısayolunun adıymış bu.
    0 ...
  18. türkiye de kullanılan ilk bilgisayar

    1.
  19. Karayolları Genel Müdürlüğünde, 1960 yılında hizmete giren bilgisayardır. Adı IBM-650 Data Processing Machine'dir ve 12 yıl boyunca kullanılmıştır.

    Tarihi sistemin ilginç bazı özellikleri :
    Birinci nesil, lambalı olması,
    Her biri 10 karakter ve 1 işaretten oluşan 2000 sözcüklük Tambur bellek bulunması,
    Dakikada 78000 toplama-çıkartma, 5000 çarpma ve 138.000 mantıksal karar verebilme özelliği,
    Delikli kart ile bilgi girişi yapılması,
    Özel kablolarla bağlanan kontrol paneller ile delikli kart irtibatı,
    Okuma 200, Delme / Yazma 100 kart / Satır dakika hızında olması
    Assembler ve Fortran 'ın özel programlama dilleri kullanımı (SOAP-FORTRANSIT)

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/394176/+

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/394177/+ Bazı hesaplamalar da yapabilen yazma (Accounting Machine) birimi

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/394178/+ Okuma - Delme (Read Punch) Birimi
    *
    1 ...
  20. power ranger olmak

    1.
  21. Sanırım karma puanı 200'ü geçince olunan karmanın adı. içinde bulunduğum durum. iyimiş ya. Mavi jojoba tanesi daha yakışıklıydı ama *
    7 ...
  22. kaçak elektrik kullanana kul hakkı diyen ateist

    1.
  23. özenti ateisttir. Hem ateist, hem kul hakkı. Garip be.
    0 ...
  24. yeni doğan bebeğin boynunu makasla keserek öldürme

    ?.
  25. 27e

    1.
  26. 27E Şirintepe - Kabataş hattı... Her sabah okula giderken otobüs parası verirdi babam. Ben ise yürüyerek giderdim. Ki yarı yoldaki pideciden yarım kır pidesi alayım diye. Büyüdük, evlendik, baba olduk. Hala 27E yerli yerinde...
    0 ...
  27. uludağ sözlük entry sıra numarası sorunsalı

    1.
  28. Ekteki resimle özetlemeye çalı$tığım durum. takip butonuna basıp sol framede herhangi bir entryme tıkladığımda sıralama abuk bir şekilde başlıyor. bu bir bug mudur bilinmez, ama saçma olduğu kesin.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/326929/+
    0 ...
  29. can sıkıntısına çözüm önerileri

    38.
  30. * ‘Canım sıkılıyor’, ‘Canım hiçbir şey yapmak istemiyor’ deriz sık sık… insanın meşgul olacağı bir işinin olmaması, bazen yaptığı işten tatmin olmamak can sıkıntısı yaratabiliyor.

    Mutfakta zaman geçirin
    Pek çoğunuz, “Bunu zaten hep yapıyoruz” diye itiraz edebilir. Sözümüz, mutfak alışkanlığı olmayanlara… Yemek yapmak insana terapi gibi gelebiliyor. Her gün yemek pişirmek için mutfakta olanlara da farklı malzemelerle bugüne dek denemediği tatlılar, kekler yapmak için kolları sıvamalarını öneriyoruz. Bunun için işe kendinize bir yemek kitabı alarak başlayabilirsiniz. Her evde olması gereken yemek kitapları neler mi? Tıklayın...

    Gardırobunuzu düzenleyin, kıyafet kombinasyonu yapın
    Küçük kızların annelerinin giysilerini denemesi gibi zamanınızı kıyafetlerinizden farklı kombinasyonlar yapıp aynada kendinizi izleyerek geçirin. Bugüne dek keşfetmediğiniz kombinasyonlarla tanışmanız an meselesi! Yemek daveti, iş toplantısı, arkadaş buluşması için ayrı ayrı kombinasyonlar hazırlayıp gardırobunuzda hazır hale getirin.

    Giymediğiniz kıyafetler gardırobunuzda öylece duruyorsa, ayıklama işlemi de sizi epey meşgul edecektir. Eskileri ayırın ve ihtiyacı olanlara verin.

    Arkadaş buluşması
    Uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşınızla buluşmanın tam zamanı! Hep aklınızda, ama eliniz bir türlü onu aramak için telefona uzanmıyorsa, cesur olun, karar verin ve telefonu tuşlayın. Evinize davet edin ya da siz ona gidin. Birbirinize anlatacak epey konu biriktirmiş olduğunu görüp, bu buluşmadan pişman olmayacaksınız.

    Fotoğraflarla ilgilenin
    Fotoğraf albümleriniz rafta öylece uykuya dalmış vaziyetteyse, uyanma vakti geldi demektir. Sayfaları çevirin ve biraz anılara dalın. Bugüne dek albüme yerleştirmeye üşendiğiniz fotoğraflar varsa onları da albüme koyun. Bilgisayarınızdaki fotoğraflardan da seçim yapıp bastırın. Belki bazı fotoğrafları albüme değil duvara asmayı tercih edersiniz. Bunun için bir fotoğraf panosu hazırlayın ya da boy boy çerçeveler alın.

    Bu arada sadece eski fotoğraflarla ilgilenmek can sıkıntınızı almazsa, elinize makinenizi alıp kendinizi yollara vurun. Fotoğraf çekmek, can sıkıntısına öyle iyi geliyor ki…

    Makyaj yapın
    Siz de hep aynı pratik makyajla dışarı çıkanlardan mısınız? Bir göz kalemi ve bir allık… Bu defa makyaj malzemeleriniz arasında bir gezintiye çıkın ve kendiniz üzerinde değişik makyaj stilleri deneyin. Belki de bugüne kadar yaptığınız makyaj sizi iyi ifade eden makyaj değildi… Yeni bir tarzı keşfederek can sıkıntınızı gidermeye ne dersiniz?

    Evde doğal bakım yapın
    Evdeki malzemelerle kendiniz için cilt bakım seansı uygulayın.

    Film izleyin
    içinde bulunduğunuz ruh haline uyan film ya da filmlerin DVD’sini alın, kendinize patlamış mısır hazırlayın ve televizyonun karşısına geçin. Bugün, sizin gününüz! En güzel kadın filmleri veya en güzel aşk filmleri arasından seçim yapabilirsiniz.

    Yürüyüş yapın
    Evde tıkılıp kaldığınızı düşünüyorsanız, neden kendinizi yollara atıp kısa bir yürüyüş yapmıyorsunuz? Sevdiğiniz şarkıları dinleyerek tempolu adımlar atmak, sıkıntınızdan eser bırakmayacak…

    Keşfe çıkın
    Belki hep aklınızdaydı ama tembellikten bir türlü cesaret edemediniz. Sokağa çıkın ve kendinizi sokakların akışına bırakın. istanbul’daysanız, Galata’nın dar sokaklarını, yeni açılan kafelerini keşfe çıkın. Beyoğlu’nun ara sokaklarında yeni butikler, sıra dışı giysi dükkanlarıyla tanışın.

    Fal baktırın
    “Ben fala inanmam” da deseniz, falsız kalmamanızı tavsiye ederiz! Hayatınıza küçük bir renk katmak adına, sayıları gün geçtikçe çoğalan fal kafelerden birine uğrayın ve bir köpüklü kahve ısmarlayın. Sonrası falcının hünerine kalmış…

    Müze gezin
    istanbul Belediyesi’nin müzekart’ını satın aldıktan sonra istediğiniz müzeye ve saraya para ödemeden girebiliyorsunuz. Pera Müzesi, Sabancı Müzesi, Rahmi Koç Müzesi, Oyuncak Müzesi, istanbul Modern, Santral istanbul’a gidebilir, sarayları gezebilirsiniz.

    Sürpriz hazırlayın
    illa ki özel gün olması gerekmiyor hediye vermek için. Sevgilinize ya da eşinize kendi ellerinizle bir hediye hazırlamak için vaktiniz var, değil mi? Ona en sevdiği şarkıları bir CD’ye kaydederek, birlikte çektirdiğiniz fotoğraflarınızdan kolaj yaparak, en sevdiği tatlıyı pişirerek, sevdiği müzik grubu için aldığınız konser biletini ilginç bir paketin içinde sunarak sürpriz yapabilirsiniz.

    Yazı yazın
    Ne de olsa söz uçar, yazı kalır! Siz de kendinizden bir şeyler bırakın kağıtlara… Günlük tutmak, kendine mektup yazmak ya da içinden geldiği gibi hayata dair notlar almak rahatlatır insanı.

    iyilik yapın
    Pek sık görmediğiniz yaşlı bir akrabanızı ziyaret edin. Yaşlılar, hatırlanmaktan mutlu olurlar. Bir huzurevine ya da çocuk yuvasına da gidebilirsiniz. Hatta bu ziyaretten önce arkadaşlarınızla organize olup onlar için hediye paketleri de hazırlayarak onları mutlu edebilirsiniz.

    Bir derneğe katılın
    Kadınlar ya da çocuklar için çalışan bir derneğe üye olup zamanınızı onlara bir şeyler kazandırarak geçirebilirsiniz. Kadınlara okuma yazma öğretmek, çocuklar için yardım toplamak kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
    *
    2 ...
  31. fuat başar

    1.
  32. unesco yaşayan insan hazineleri arasında yer alan sanatçımız.
    0 ...
  33. mehmet gürsoy

    ?.
  34. çini sanatıyla unesco yaşayan insan hazineleri arasında yer alan sanatçımız.
    0 ...
  35. uğur derman

    ?.
  36. Klasik Kitap Sanatçısı ünvanıyla unesco yaşayan insan hazineleri arasında yer alan sanatçımız.
    1 ...
  37. bekir tekeli

    1.
  38. Bağlama yapımcısı ünvanıyla Unesco yaşayan insan hazineleri arasında yer alan sanatçımız.
    0 ...
  39. zakir veli aykut

    ?.
  40. (Dertli Divani) (Zakirlik) ünvanlarıyla UNESCO yaşayan insan hazineleri arasında yer alan sanatçımız.
    0 ...
  41. emine karadayı

    ?.
  42. Dokumacılık ve Doğal Boyamacılık Ustası ünvanıyla UNESCO'nun yaşayan insan hazineleri arasında yer alan sanatçımız.
    1 ...
  43. yaşar güç

    ?.
  44. Hortlatma Kaval-Dilli Dilsiz Kaval Yapımcısı ve icracısı ünvanıyla UNESCO Yaşayan insan hazineleri arasında yer alan sanatçımız.
    0 ...
  45. kadın şoför kaza yapmaz yaptırır

    1.
  46. günümüzde su götürmeyen bir gerçektir. motosikletime arkadan vurarak beni yandaki aracın altına atmaları, sol sinyal verip sağa dönerek; vurmamak için motosikleti yatırmam bunlara örnektir.
    2 ...
  47. attalos

    1.
  48. Antalya kentini kuran zât. Bir de şöyle bir yazı ilgimi çekti, onu da paylaşayım belki biriniz tebessüm edersiniz.

    --spoiler--
    Antalya’nın Kalekapısında Attalos muhabbeti

    Antalya’nın merkezinde dolaşıyoruz. Kızım, annesi ve ben.

    Kalekapısına doğru yürüdük. Yine idiş yolda yürürken soru yağmuruna başladı.

    Olur olmaz sorulara olur olmaz yanıtlar veriyoruz. insanlar bir hayli çok. Herkes bir yerlere gidiyor. Bir yerlere yetişmeye çalışıyor. Akşam saatleri. Yani hava kararmış.

    Kaleiçindeki bir türkü bara gidip Türkü dinleyeceğiz.

    Sakin bir ortamda hem türkü dinleyip, hemde sohbet etmeyi planlıyoruz.

    Kalekapısına geldiğimizde idil’in soruları devam ediyordu ve bizde şu veya bu şekilde yanıtlar konduruyoruz.

    idil soruyor

    -Şu nedir baba?

    -Hangisi idiş.

    -Şuradaki adamı soruyorum?

    -Heykel cici kızım.

    -Niye oraya koymuşlar o heykeli.

    -O heykel idiş Attalos’un heykeli. Antalya’ya adını veren adam.

    -Antalya’nın adını bu adammı koymuş yani?

    -Evet.

    -Onun adı neymiş baba?

    -Attalos.

    -Sen tanıyormusun onu baba?

    -Yok idiş nereden tanıyayım. Çok eskiden yaşamış.

    -Atatürk’ün yaşadığı zamandamı yaşamış?

    -Yok idiş daha önce yaşamış.

    -Daha eski zamanlardamı yaşamış?

    -Evet idiş, çok çok eski zamanlarda yaşamış.

    -Peki neden şimdi onun heykelini koymuşlar oraya?

    -Antalya’nın adını koyduğu için.

    -Antalya’nın adını koyduğu içinmi o adamı oraya koymuşlar.

    -Evet idiş.

    -O adamın adı neydi baba?

    -Attalos.

    -O adamda Antalya’lımıymışda Antalya’nın adını koymuş.

    -Yok idiş O adam Antalya’lı değilmiş. Makedonya’lıymış.

    -Peki o adam Mateponya’lıysa niye Antalya’ya gelmiş?

    -Mateponya değil idiş, Makedonya.

    -Aptalos niye Antalya’ya gelmiş?

    -Aptalos değil idiş Attalos.

    -Aptalos dedim ya baba.

    -Aptalos değil idiş, Attalos.

    -E bende öyle diyorum ya baba anlamıyormusun. Aptalos işte.

    -Sen Attalos demiyorsun, Aptalos diyorsun.

    -Sen Aptalos demiyormusun baba.

    -Hayır idiş Attalos. Hecele bakalım. At-ta-los.

    -At-ta-los.

    -Evet. Neymiş?

    -At-ta-los.

    -Evet. Aferin.

    -Aptalos ne iş yaparmış baba?

    -idiş Aptalos değil doğru kullanırmısın adamın ismini.

    -Doğru kullanıyorum ya baba.

    -Tamam tamam istediğin gibi söyle.

    -Aptalos nerede çalışıyormuş baba.

    -Nerden çıktı idiş şimdi. Attalos çok çok eski zamanlarda yaşamış. Bir gün buralardan geçerken kamp kurmuşlar. Komutanları varmış Büyük iskender diye birisi. Büyük iskenderle konuşurken ona demişki buraların adı Antalya olsun. Ondan sonrada buranın adı Antalya kalmış. Okula gittiğinde anlatırsın olurmu. Antalya’nın adını kimin koyduğunu.

    -Anlatırım.

    -Ama Aptalos deme. Attalos onun adı.

    -Bende zaten öyle diyorum. Aptalos.

    -iyi öyle olsun.

    -Aptalos nereliymiş baba?

    -Attalos Makedonya’lıymış.

    -Mateponya nerede?

    -Mateponya değil, Makedonya.

    -Mateponya.

    -Makedonya idiş.

    -Mateponya.

    -Yarın evde çalışırız buna.

    -Yanlışmı söylüyorumda.

    -Evet.

    -Aptalos çok eski zamanlardamı yaşamış baba?

    -Evet.

    -Ne kadar eski zamanlarda yaşamış?

    -idil şimdi öyle bir soru sordunki, nasıl tarif edeyim. işte çok eski zamanlarda yaşamış.

    -Atatürk’tendemi eski zamanlarda yaşamış?

    -Evet idil Atatürk daha dünyaya gelmeden önce çok çok eski zamanlarda yaşamış.

    -Mateponya nerede baba?

    -Ya idil bu sorunun yanıtını anlayabilmen için yazma okuluna gitmen lazım.

    -Mateponya’nın nerede olduğunu bilemezmiyim?

    -Bu gibi şeyleri tam olarak öğrenebilmen için biraz daha büyümen gerekiyor.

    -Yazma okuluna gidecek kadarmı büyümem lazım?

    -Evet.

    -Sizde habıre büyümen lazım diyorsunuz. Ben büyüdüm diyorum anlamıyormusunuz?

    -Senin demenle olurmu?

    -Ben büyüdüm ama.

    -Dahada büyümen lazımın.

    -Ağlarım şimdi.

    -O zaman herkes sana bakar.

    -Bakarsa baksın.

    -Ama ben sana olması gerekeni söylüyorum. Neden kızıyorsunki. Biraz daha büyümen lazım. Hadi bir öpücük ver bakalım barışalım.

    -Öpücük möpücük yok. Siz hep bana küçüksün diyorsunuz. Küstüm size.

    -E ne yapalım idil. Büyüdünmü diyelim.

    -Ben nezaman büyüyeceğim.

    -Acele etme.

    -Bana ne.

    -Neyse idiş uzatma.

    -Bana ne uzatırım işte. Sizde bana küçüksün demeyin.

    -Tamam demeyiz.

    -Demeyin. Ağlarım sonra.

    -Tamam demeyiz dedim ya. Hadi bir öpücük verde barışalım.

    -Öpücük möpücük yok.

    -iyi öyle olsun.

    -Baba.

    -Efendim.

    -Çikolata istiyorum. Yemeğimide yedim.

    -Tamam birazdan alırım.

    -Daha gelmedikmi müzik yerine?

    -Daha gelmedik.

    -Beni kucağına al yoruldum.

    -Olmaz. Kucak mucak yok.

    -Ya baba yoruldum ama.

    -Tenbellik yapma.

    -Tenbellik yapmıyorum. Ayaklarımın altı acıyor.

    -Yaramazlık yapmaya gelince ayaklarının altı acımıyor ama küçük hanım.

    -Ya baba. Ne olursun kucağına al.

    -Olmaz . Geldik zaten.

    -Bende ağlarım ama.

    -Ağlarsan ağla.

    -Anne ya babama bir şey de.

    Annesi

    -Baban haklı idil. Kucak yok.

    -ikinize sinir oluyorum.

    -Hani sen büyümüştün idil hanım

    -Kızarım şimdi ikinize.

    -Tabi işine gelmeyince çamura yatıyorsun.

    -Çamur mamurmu var. Hani nerde çamur baba. Hani göstersene.

    -Hadi idiş çamura yatma.

    -Ya anne babama baksana bana çamura yatma diyor. Çamur mamurmu var yerde.

    Annesi

    -Mecazen söylüyor idil.

    -Mecazen nedir anne?

    -Yani mızıkçılık yapma demek istiyor baban.

    -Of anne ya. Küstüm ben size. Konuşmuyorum artık sizinle.

    -Tamam konuşma……
    --spoiler--
    1 ...
  49. depdeli

    1.
  50. sevgili sözlük, bugün yepyeni, depdeli bir yazar daha gelmiş. Kendisine günlüğümden hoşgeldin dileklerimi iletiyorum. Duyamasa da. Neyse, bugünlük de bu kadar sözlük. Kendine iyi bak.

    Edit: tüh ulan yanlış yere yazmışım *
    3 ...
  51. çay iç bir şey iç

    1.
  52. hangi köy kahvesine girerseniz girin, dudağının sol kenarında yarısı bitmiş külü düşmek üzere olan bir uzun samsun, gözlükler burnunun ucunda konken oynayan bir dayı mutlaka bekliyordur sizi. Bir müşkülünüz vardır ki oturursunuz yanına, müşkülünüzü halledip tam gitmeye yeltenirsiniz ki, tam o esnada o cümle gelir dayımızdan; "Çay iç bişey iç". Günde en az 3 defa duyuyorum bu hedeyi, ilk başlarda çok garipsiyordum, şimdi alıştım artık.
    1 ...
  53. başarısız reklamlar

    1.
  54. başarılı reklamlar başlığından esinlendim. Gelelim tanıma.

    Tanım: bi bok anlatmayan, aşılamayan reklamlardır. Örneğin dido reklamları, tutku reklamları. Boş lan bu reklamlar. Acıyorum bu reklamları düşünüp tv'yi kirletenlere.
    0 ...
  55. motorculara farklı bir bakış

    1.
  56. markette kasa kuyruğunda sana yaklaştığımda çantana sarıldığını gördüm. fakat sen benim geçen pazar günü bağış tabağına fazladan 10 dolar bıraktığımı görmedin.

    kaldırımda yanımdan geçerken çocuğunu kendine doğru çektiğini gördüm. fakat sen benim aynı mahalledeki alişveriş merkezinde noel baba kılığında olduğumu görmedin.

    restoranın önünde motosikletimi park edilmis gördüğünde içeri girmekten vazgeçtiğini gördüm. fakat sen benim kasırga mağdurları yardımı için daha çok para toplamak adına bir toplantıya katıldığımı görmedin.

    yanından motorla geçtiğimde camını kapatıp kafa salladığını gördüm. fakat sen sigara izmaritini arabanın camından dısarı atarken arkanda seyrettiğimi görmedin.

    çocuklarına gülümsediğimde bana kaşlarını çattığını gördüm. fakat sen beni evsiz çocuklara oyuncak dağıtmak için işten izin aldigimda görmedin.

    uzun saçıma gözünü diktiğini gördüm. fakat sen benim ve arkadaşlarımın çocuk esirgeme kurumu icin saçlarımızı 25cm boyunda kestiğimizi görmedin.

    deri ceket ve eldivenlerimizi görünce gözlerini dondurduğunu gördüm. fakat sen benim ve kardeşlerimin eskilerini muhtaçlara bağışladığımızı görmedin

    dövmelerime dehset içinde baktığını gördüm. fakat sen beni çocuklarım doğduğunda ya da kalbime onların isimleri yazıldığında ağlarken görmedin.

    bir yere yetişmeye calışırken şerit değiştirdiğini gordum. fakat sen beni ailemle olmak icin eve giderken görmedin.

    seni motosikletlerin ne kadar yüksek sesli ve gürültülü olabildiğinden şikayet ederken gördüm. fakat sen cd değiştirip şeridime sürüklenirken beni görmedin.

    seni arabanda çocuklarina bağırırken gördüm. fakat sen beni, kızımın arkamda güvende oldugunu bilerek onun elini okşarken görmedin.

    arabayı kullanırken gazete ya da haritayı okuduğunu gördüm. fakat sen bana bir sonraki dönemeçten dönmem gerektiğini söyleyen karımın bacağını sıktığımı görmedin.

    yağmurda hızlı gittigini gördüm. fakat sen oğlum randevusuna arabayla gidebilsin diye benim tenime kadar sırılsıklam ıslandığımı görmedin.

    sadece birkac dakika kazanmak icin sarı ışıkta geçmek icin acele ettigini gordum. fakat sen beni sağa dönmeye calışırken görmedin.

    senin olman gereken şeritte benim olduğum icin önümü kestiğini gördüm. fakat sen benim yoldan çıktığımı görmedin....

    arkadaşlarımın geçmesini sabırsızlıkla beklediğini gördüm. fakat sen beni görmedin. orada değildim.

    seni eve, ailene giderken gördüm. fakat sen beni görmedin. çünkü ben önümü kestiğin gün öldüm...

    ben sadece bir motorsiklet sürücüsüydüm, arkadasları ve ailesi olan biri. fakat sen beni görmedin.

    bizden hoşlanmasanız bile kullandığımız aracı seçme hakkımıza saygı duyun ve yolunuzda olmadığımıza emin olmak için fazladan birkaç saniye ayırın.*

    yazarı kim bilinmiyor.
    0 ...
  57. sdn teknosa magazin

    ?.
  58. teknosa'nın shiftdelete.net ekibine hazırlattığı teknoloji mecmuası. http://www.teknosa.com/sdnteknosamagazin/ adresinden takip edilebilir.
    0 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük