ekonomik bir sistem olarak avantajları ve dezavantajları vardır.
liberal bir pazar ekonomisinde fiyatı tamamen arz ve talep belirler. tekellere izin verilmediği ve devletin fiyatlara müdahale etmediği bir pazar ekonomisinde fiyatlar kendiliğinden arz ve talebin kesiştiği fiyat ve miktara yönelir. birbirinin yerini tutabilen ürünlerde bu durum özellikle çok faydalıdır, çünkü aynı faydayı sağlayan fakat üretim olanakları farklı olan iki ürüne talep sağlıklı bir sisteme oturtulmuş olur. bu nedenle liberal bir ekonomide kıtlıklar ve gereksiz bolluklar yaşanmaz. bu liberalizmin en buyuk avantajidir. fiyatların ve üretim miktarının merkezi bir sistem tarafından planlandığı komünist ve sosyalist ülkelerin en büyük dezavantajı da budur. bu ülkelerde gereksiz bolluklar ve kıtlıklar yaşanır.
liberalizmin zayıf yanı, emeğin karşılığını tam olarak vermemesidir. ürün ve hizmetlerin fiyatını verilen emek değil, talep ve arz edilebilirlik belirler. bu nedenle kimi zaman şansın da yardımıyla emek vermeden zengin olabilmek mümkün iken, çok emek verip zenginleşememek de mümkündür. ayrıca işçinin verdiği emeğin bir kısmı kar adı altında sermaye sahipleri tarafından da alınmaktadır. bu sermaye sahipleri de sermayelerini çocuklarına geçirdiği için halkta bir adaletsizlik duygusu yaşanıyor. bu da liberalizmin zayıf noktasıdır. komünizmin ve sosyalizmin de güçlü noktası.
eğer hem fiyatları piyasanın belirlediği, hem de emeğin karşılığının tam olarak ödendiği bir sistem yaratabilirsek, işte mükemmel ekonomik sistem o olacaktır.
çok komik bir ülkede yaşıyoruz ya. bir cemaat liderini eleştirirken bile cehennem korkusunu vurguluyoruz. yahu benim gözümde sen bir müslüman olarak fethullah gülen'den farklı değilsin. sen de muhammed'in tarikatının mensubusun. 1400 yıl öncesinin emirlerini dinliyorsun. fethullah gülen ve müritleri ne ise sen de osun. artık kabul edin şunu.
yüzyıllarca farklı düşüncelere sahip insanları aralarında barındırmadıkları için hep "bu düzen kendiliğinden olabilir mi?", "bu da bir allah'ın hikmeti" gibi basit argümanlar ile inançlarını korumuş insanlardır. internet sayesinde ilk defa ateistler ile tanışmışlar ve büyük bir şok yaşamaktadırlar. artık o eski, geçersiz argümanlarına "haklısın mirim" diyen insanlar yok. artık ezberden konuşmak işe yaramıyor, biraz saksıyı çalıştırmak zorunda kalıyorlar. o yüzden çok sinirliler.
türk insanının safsatalar ile dolu savunmaları ile inandırıcılığını daha da arttıran soykırım. dinozor kemikleri bulunurken insan kemikleri neden bulunamıyormuş. yahu bir kere dinozor ile insan aynı tür mü? ikincisi her dinozor kemiği bulunuyor mu? her kemik kalır mı? bütün kemikler korunsaydı dünya kemik cenneti olurdu o kadar katrilyonlarca yaşamış canlıdan sonra.
ikincisi bazı toplu mezarlar korunmuş olabilir. bu toplu mezarların araştırmasını türkiye'de yapabiliyor muyuz? yapan var mı? böyle kendi kendine mi çıkacak toplu mezarlar?
ermeni soykırımının sayısız belgesi, görgü tanıkları, fotoğrafları vardır. türkiye'de elbette bunlar önünüze sunulmuyor ve biraz araştırmak gerekiyor. elbette vicdanı kalmış olanlara konuşuyorum.
kendi öz kızlarını öldüren, diri diri gömebilen, sivas ve maraş katliamlarını gerçekleştirebilen bir toplumun bunu yapamayacağına inanmak. işte bütün mesele bu.
meclisinde "sana peygamber diyorlar - hayır ben peygamber değilim" tartışmaları yapılan, kız çocuklarının erkekler ile konuşuyor diye diri diri gömüldüğü, hiçbir sosyal yardımlaşma ya da dayanışma için adam toplayamadığınız ama erkeklerin cuma günleri camileri akın akın doldurduğu, en sikindirik gecekondu mahallelerinde bile halktan toplanan paralar ile hayvan gibi camiler yapıldığı, artık insanların açık açık "mini etek giyenler ahlakımızı bozuyor", "televizyondaki diziler ahlakımızı bozuyor yasaklayın" dediği, afganistan'dan tek farkını nüfusun yaklaşık üçte birini oluşturan kemalistlerin yarattığı ülke.
tamamen gereksiz, aptalca bir takıntıdır. bireysel olarak değil sosyal bir şekilde yaratılır. bu namus takıntısı içgüdüsel değildir. doğuştan gelen bir özellik değil. insan namusunu kaybetmekten çok, elalemin "namusunu kaybetti" demesinden korkar.
şimdi bir örnek ile açıklamam gerekirse. abd'deyken yakın bir amerikalı arkadaşım olmuştu ve bazen geceleri içmeye falan onun evine gidiyordum. arada bir kız kardeşi de bize katılıyordu. bir gün bunun evdeyiz. kız kardeşi üzerinde ince bir havlu ile duştan çıktı ve önümüzden geçti. ben kardeşinin çok sinirleneceğini düşünürek "oh i'm sorry" diyerek kafayı çevirdim. kız durdu, eleman da bana şaşkın şaşkın bakıyor. ne oldu diye. sonunda bizimkinin jeton bastı müslüman bir ülkeden geldiğime. bunlar başladı gülmeye. ben de biraz utandım ama benim de zihnim açıldı. ulan gördüysem noldu amk. nedir yani? etrafta kimse "bak orospuya" demediği için eleman da kız da hiçbir rahatsızlık duymuyor.
işte namus böyle salakça bir şeydir. bu ülkede bu salaklık uğruna cinayetler işleniyor, bir kız diri diri gömülüyor. eğer herkes bıraksa şu dedikoduyu, ayıplamayı falan, gül gibi yaşayacağız işte.
türkiye'deki 75 milyon insanın tek tek her birinin suçlu olduğu cinayet kurbanı.
- dinciler suçludur. çünkü bu namus tabusunu koruyan, savunan, güçlendiren kendileridir.
- kemalistler ve milliyetçiler suçludur. çünkü bu ülkede ana dilde eğitime engel olmuş, güneydoğuda eğitim seviyesinin düşük kalmasına yol açmışlardır.
- kürtler suçludur. çünkü hiçbir zaman özeleştiri yapmamışlar, sorumluluk almamışlar, bütün sorunlarının suçunu devlete atmışlardır.
- liberaller suçludur. çünkü hangi emekli paşa ne darbe planı yapmış ile uğraşmaktan, halkın kendi yarattığı sorunlar ile hiç ilgilenmemişlerdir.
- ve apolitikler suçludur. hiçbir partiye, derneğe katılmayan, ülke sorunları ile, doğuda ne olup bittiği ile ilgilenmeyen insanlar.
evet. 75 milyon insana biraz söver gibi oldu, ama düşüncem budur.
efendim surekli evrim soyle, evrim boyle konusuyoruz da. bir de bu evrim karsitlari buna inanirlar. ilk adem ve havva varmis. onlarin cocuklari olmus. tamam buraya kadar iyi de. sonra adem ile havva'nin cocuklari kimden cocuk yapti? birbirlerinden. sonra onlarin cocuklari kuzen. boyle kardesler, kuzenler arasi iliskiler. yani bu mudur yaratiliscilik? bu mudur evrime karsi sundugunuz?
evrim teorisi kanitlanmistir, kuran'daki efsanelerin olamayacagi akil sagligi yerinde insanlar tarafindan bilinmektedir.
sorulmasi gereken sorular su:
1- kac kisi evrim teorisi hakkinda bilimsel makaleler, kitaplar okudu, anlamaya calisti?
2- kac kisi kuran'i anlayabildigi dilde bastan sona okudu?
su ikisini yapan insanin zaten dindar kalmasi mumkun degildir. elbette din sayesinde para kazanmiyorsa.
maalesef aci bir gercek. turkler gercekleri gozlerini yumup ve kulaklarini kapatip degistirebilecegini sanan bir millettir. ornegin evrimi okumazsa, arasitirmazsa evrim yoktur zanneder. ermeni soykirimini inkar etmek icin ulkelere baski yapar. uslerimizi kapatiriz ha falan diyerek. sanki onlar kabul etmeyince soykirim olmamis oldu. boyle siteler sansurlenir. sanki biz gormeyince o siteler, fikirler olmayacak.
türkler kendi zihinleri disinda bir gerceklik oldugunu kabul edemezler.
adem ve havanin cocuklarindan oldugumuz gercegi. fakat adem ve havvanin cocuklari kardes degil mi? onlarin cocuklarinin cocuklari kuzen degil mi? bu nasil bir iliskiler yumagidir? yani bu mudur kokenimiz? evrim zaten maymundan geldigimizi soylemiyor da hani siz oyle saniyorsunuz. maymundan gelmekten daha mi iyi?
dogrudur. kabul ettigimiz aci gercekler vardir. ornegin bana cok aci veren bir gercek itiraf ediyorum olumden sonra yasam olmamasi. olumden sonra ailem ve arkadaslarim ile tekrar bulusmayi cok isterdim. ama ne kadar temenni etsem de olma olasiligi cok dusuk. cunku su beyin, ruh sandigimiz hersey. beyin de yaslaniyor ve oluyor. o yuzden ruh sandigimiz hicbir sey kalmayacak. elbette cok dusuk bir ihtimal belki matrix'teyizdir falan. %10'luk bir agnostikligim de var.
evet aci bir gercek. ama bu aci gercekten kacmak icin adem ile havva, ortadan ikiye ayrilan nehir, helak olan kavimler gibi efsanelere inanmiyorum.
bir aciklama yapma ihtiyaci daha duydugum konu. biliyorsunuz kapasite yok ki bunlarda.
ben evrimin dunyada kabulu evrimi kanitlar demis miyim? yukariya bak bir. demis miyim? bu sonucu gotunden uydurup cikaran sizsiniz. ben yalan soylemeyin diyorum cunku evrim teorisi basligina bak. adamlar diyor ki sadece turkler kabul ediyor, baskasi kimse kabul etmiyor.
ikincisi, bilim adamlarinin evrimi kabul etmedini dusunuyorsaniz okuyun : (bkz: project steve)
sevgili muminler. biliyorum hepiniz evrim teorisinden korkuyorsunuz. kimse kabul etsin istemiyorsunuz. teoriyi anlamaya kapasiteniz de yetmiyor. kapasitenin yetmemesini anliyorum. hani reddetmenizi anliyorum. ama su "butun dunya reddediyor evrimi" hezeyani nedir? bu acikca bir yalan degil midir? neden yalan soyluyorsunuz? neden kanitsiz atip tutuyorsunuz?
bakin burada acik bir sekilde kimin evrimi kabul edip kimin reddettigi ortada.
sozlukte bol miktarda vardir. bunlar karsilarindakini salak ya da kendileri gibi okumamis, arastirmamis sanar. bir de utanmadan karsidakini okumamak, arastirmamak ile suclar. halbuki yazdiklari hicbir sey bilmediklerinin en buyuk kanitidir. buyuk ihtimal cevrelerinde hep kendisi gibi okumayan, arastirmayan insanlar vardir ve onlari kandirabilmektedir. sozlugu de oyle sanar ama burada yemezler.
soyle de diyelim. gecen hafta loto oynandi. numara olarak 3 - 11 - 16 - 34 - 42 - 49 cikti. simdi numaralar ile oynamadan bu hafta da ayni numaralari cikartabilir miyiz? cikartamayiz. demek ki o zaman allah vardir.
islam'in reddetmesine cok memnun oldugum teori. cunku evrim bir gercek. somut kanitlar ile surekli desteklenen, artik reddedilmesi mumkun olmayan bir gercek. bu gercek teknoloji ilerledikce, egitim olanaklari arttikca herkes tarafindan anlasilacak. o zaman evrimi reddeden islam herkes icin bir mitoloji statusune gececek. beni asil korkutan evrimi kabul eden muslumanlar.
kesin olan bir sey var ki 100 binlerce ermeni bu donemde olmustur. bu olayi techir falan diyerek kucumsemek mumkun degildir. yuz binlerce insandan bahsediyoruz. ermeniler 1 milyondan fazla diyor. bu boyle "aman canim abartiyorlar" diye gecistirilebilecek bir olay degil.
ben kabul edelim kurtulalim demiyorum. gercekse kabul etmeliyiz ki bana gore gercek. askerler kimini vurmus, kimini asmis. kurt asiretleri suriye - lubnan'a surulenleri yagmalamis. cogu yolda ac, susuz hayatini kaybetmis. tarihimizde bir kara leke. ama kabul etmeliyiz. almanlarin yaptigi gibi.
su video yu izleyince dusundum de. bir insan bir insana niye bunu yapar? nasil yapar? bu insanlarin cocuklugu, yasami nasil gecmistir de butun bunlari yapabilmektedirler? bak ben ateistim ama ben bile sunu bir musluman yapar diyemiyorum. bunu yapan insan olamaz.
islam'in arap milliyetciligi uzerine kuruldugunu anlayamamis turklerin hala yaptigi davranis. islam'dan once araplar sadece arap yarimadasindaydi. islam ile butun orta dogu'yu, kuzey afrika'yi araplastirdilar. ancak persliler ve turkler gibi guclu uygarliklar ile karsilasinca durdular. maalesef ama islam'a yenildi bu iki milet.
osmanli'da da gordugumuz gibi turkler hic turklerin alanini genisletmek icin ugrasmadilar. anadolu'da turkce unutulmak uzereydi. araplar her yeri araplastirdi. ama turkler islam'a bagli kaldiklari icin milliyetci duygularini kaybettiler, arabin usagi oldular, araplari yonettikleri halde.
