ilk çocukta her ne kadar okuyup araştırmış da olsa tecrübesiz olan anne son çocukta anneliğinin zirvesinde olacağından diğer kardeşlere göre yetiştirilme açısından en şanslı çocuk olmaktır.
ilk başta hikayesini bilmeden dinlersiniz bu şarkıyı. "farklı birşey var." dersiniz. "belki de yaşanmışlık var yoksa bu kadar etkilemez insanı bu sözler." dersiniz "hem altı üstü bir şarkı.". sonra birgün bir yerlerden öğrenirsiniz ki gerçekten bi yaşanmışlık vardır o şarkıda. işte o zaman o etkilendiğiniz sözler canınızı acıtmaya başlar.
düzensiz mimarisi vardır ama her yolunun sahile çıkması bu kusurunu affettirir. yazın çok sıcak olur ama kışın da yağmurları başladı mı durmak bilmez kısacası içinde barındırdığı herkesin gönülünü almayı bilen şehirdir.
"bana bir maltepe al" diyen teyzedir. gönlünüzü hoş tutmak için; "para üstüyle de kendine bir şey al." der ama o para üstüne sadece sakız alınır. siz yinede bir ümit sorarsınız; "bakkal amca bu paraya ne olur?".
werther'in, düşsel dostu wilhelm'e yazdığı mektuplar şeklindedir. kitabın en etkileyici yanı werther'in intihar edeceği silahları lotte'nin temizlemiş olmasını intiharı için onay olarak görmesidir.
birçok genç kızın aşık olduğu kitap karakterlerinden biridir. bir yandan rahip olma isteği bir yandan napolyon'a duyduğu hayranlık kendi tabiriyle ikiyüzlülüğüdür.