bir parti eğer seçim sonuçlarını çarpıtıyorsa, kazanmadığı seçimi, kazanmış gibi gösteriyorsa bu resmen vatana ihanettir. halkı keriz yerine koymaktır, arkasından hançerlemektir.
"7 Aralık 1945'te, CHP'den birlikte ihraç edildikleri arkadaşları Celâl Bayar, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan ile Demokrat Parti'yi kurdu. 1947'de yapılması gereken seçimler CHP tarafından bir yıl öne alındı.[4] Bu seçimleri CHP %85 oy oranı ile kazandığını ilan etti ancak seçimlerde "açık oy gizli tasnif" usulü uygulandığı için seçimlerin şaibeli olduğu iddia edildi.[5] 1946 seçimlerinden sonra muhalefet ve iktidarın arasında şiddetli kavgalar görülmeye başladı. DP ve CHP'nin arası günden güne geriliyordu. Ancak cumhurbaşkanı ismet inönü, 12 Temmuz 1947'de yayımladığı 12 Temmuz Beyannamesi ile CHP içindeki sertlik yanlılarını durdurdu. Muhalefete karşı sert bir tutum takınan başbakan Recep Peker istifa etti. Demokrat Parti genel başkanı Celal Bayar da, dönemin "Milli Şef"i ismet inönü'nün demokratik seçimlere izin vermesini sağlamak için "Devr-i Sabık yaratmayacağız" dedi (yani iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların ve yolsuzlukların hesabını sormayacağız).[kaynak belirtilmeli] Bunun üzerine bazı DPliler partilerinden istifa ederek, 19 Temmuz 1948'de Mareşal Fevzi Çakmak önderliğinde, Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi'ni kurdular.
1950 yılında seçimlerden önce Seçim Yasası da değiştirilerek seçimlerde yargı güvencesi ve "gizli oy - açık tasnif" sistemi getirildi.[6] 14 Mayıs 1950'de yapılan seçimlerde DP %52, CHP ise %40 oy aldı."
20 senelik dikta chp hükümeti dönemindeki sosyal gelişime bakarsak, zaten eğitimin orantısız oluşuna chp'nin sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz. o 20 senelik dikta'dan sonraki sosyal gelişimi nasıl etkiledikleri de önemli tabii ki.
haliyle insanların eğitimsizliklerinden kurtulması için bu durum bir tepkinin sonucu olabilir. insan okuyabilmek için kıçını yırtıyor anasını satayım. sen okumuş cuntacıların oy tüccarlığını yapacağına, okumamışların derdine çare bul. ee yapamazsan da haliyle böyle ağlanır, sızlanırsın niye her seçimde hezimete uğruyorum diye.
kısaca durumun böyle olması chp'nin eğitimde, sosyal alanda ne kadar başarısız olduğunu gösterir. bunu iyi bir bokmuş gibi anlatmayın.
ne zaman bu başlığa yolum düşse, elimde olmadan gözüme çarpıyor arkadaş. yani "uzun zamandır sevişmiyorum, çok yalnızım ühühü" tarzı sevimli abazalıklarla, "bu darbeyi unutamam :(" gibi ezikliklerle bir yere varabileceklerini sanıyor bu arkadaşlar. mazluma ilgi gösterilir ya hani... en kısa zamanda bu yanlış yoldan dönmelerini temenni ediyorum.
valla iktidarda olmamalarına rağmen, ülkeye iktidar partisinden daha fazla zarar vermelerini şaşkınlıkla karşılıyorum.
ülke adına yapılan her gelişimi, her yenilik projesini anayasa mahkemesine taşımalarının başka bir açıklaması olamaz. bugün akpartinin elinde sihirli bir proje olsa, ve projeyle işsizlik yüzde yüz çözülebilse. yani ülkede bir tane işsiz kalmayacağını, herkesin mutlu mesut yaşayacağını bilseler, sırf akp seçimi bir kez daha kazanmasın diye mani olmaya çalışır, mahkemeye taşır bunlar. yalan mı?
yalnızca seçim günlerinde pusulaya mühür vurarak politik bilince sahip olunabileceğini zanneden, politik bilinç yoksunlarını da ortaya çıkarmış başlık olmuştur bu. bir de türkçe dersinde kompozisyon yazmaya çalışan ergenler gibi kasım kasım kasılmaları yok mu, ıyyy.
geçen gün çok samimi bir arkadaşımdan, bilgisayar başında sözlükte gezinirken duyduğum tespit. aslında tam manasıyla cümleyi bu şekilde kurmadı ama böyle bir başlığı formata daha uygun bulduğum için, bu şekilde girdim. aslında arkadaşım "amma çoluk çocuk, yeni yetme faşist varmış bu sitede yahu" dedi.
üstüme alınmadım bir şey tabii ki. sonuçta yaşımı başımı almış adamım. hem "nihal atsız" başlığı altına "başbuğum" diye methiyeler düzen ben değilim. herhangi bir karşıt görüşü duyunca ağzımdan salyalar saçarak, yaratıcılık ve bilgelik yoksunu, klişe-popülist zırva entryler giren de ben değilim. bunları bu liseli ulusalcılar yapıyor işte. arkadaşım haklı.
dünyadan, daha da kötüsü türkiyeden bihaber olma durumu. bir insan cumhuriyet halk partisini duyduysa, neye benzediğini de az çok bilir, haliyle de oy vermez. ama chp'ye oy vermek için pusulanın üzerinde "ya şundadır, ya bunda" taktiğiyle oylama yapmak gerekir. tesadüfen anlayacağınız.
kafayı "zamana yolculuk" ile bozmuş adam. derin araştırmaları ve ön kuramları vardır zaman makinesiyle ilgili. en büyük hedefi ölen babasına kavuşabilmekmiş.
her ikisi de globalleşememiş, yurt dışında pek bir ün yapamamıştır. türkiye deyince siyasi lider olarak necmettin erbakan'ı daha çok tanırlar. hatta bir ingiliz şöyle bir şey demişti:
10 sene öncesine kadar yine bir düzeyi, kalitesi vardı. "ateistim" deyince "veaaav ilginç" diye tepki veriyordun. şimdi iyice ele ayağa düştü. gözlemlediğim kadarıyla liseli oranı % 60'lara kadar çıkmış durumda. (abartmıyorum) anlayacağınız yeni trend teizm. ateizm out teizm in.
atatürk'ü türkiye il sınırları dışında bir allah'ın kulu tanımadığı için evrensel düzeyde sınıfta kalacak karşılaşmadır. hz musa vs ajdar gibi bir şey...
- bak kaç gün oldu lan adi herif geçen hafta vereceğim demiştin.
- abi bak valla hede hödö...
- sus lan nihal atsız beyinli
- bir insan bu kadar da aşağılanmaz ama!
sadece uludağ sözlükte değil, bütün sözlüklerde geçerli bir durum bu. rutin şeyler neyse de, artık sıçtığı boka bakıp "en iyi bok rengi" diye başlık açacak kadar aşırıya kaçanlar var.