tanım:*** asla diyerek yaşayip, asla yapmam denen şeyleri yapma durumu. bi çeşit kendine güven veya saçmalama durumu aslında bu. ya aşırı kendine güvenden kaynaklanır bu ya da düşünmeden konuşmanın sonucu olur. allahın sopası yok ya böyle verir insana dersini.
not: bakınızı vererek başlık açmama vesile olan verte'ye teşekkürü bir borç bilirim.
fenerbahçe ve galatasaray arasında oynanan büyük maçlardan sonra galatasarayın kazandığı zamanlarda fenerbahçeli olup fair play ruhu taşıayan arkadaşların yaptığı eylemdir.
biz çocuklarına sırf kızgınlığını ya da bezginliğini ifade etmek isterken kendisini anlamsız cümle kurarken yakalar bazen annelerimiz. bu da onlardan sadece biri.
arabayı yıkattıktan sonra yağmur yağması başlığıyla karıştırılmaması gerekir. diğeri eylemi başkasına yaptırmaktır. ya ni para vererek yıkatmak. ama bu öyle mi! kendi çebenla emeğinle miss gibi yıkamışsındır arabanı ve o an etrafta oyun oynayan mahalle çocuklarını bile ötelere kovarken birden yağmurun yağması ve emeğinin heba olmasıdır. adamı üzer.
bazı ailelerde çocukların el yıkama alışkanlığı edinmesi için çocuğa yemekten önce ve sonra verilen görevdir. ödev zihniyeti daha o yaşlarda başlamış olur.
yıllardır üniversitelerde başka sorun olmadığını düşünen ösym nin bu sorunu çözmeye odaklanması nedeniyle arada bir yaptığı ataklardan bir yenisi. ortalık karışıp gündem değişince mutlaka bir deneme yapıyorlar. durun bakalım. ne zaman anayasa mahkemesine başvurulacak, ne zaman iptal edilecek?
düğün salonlarında gelin ve damadın ikamet ettiği dar ve darmadağınık oda. neden gelinin adıyla anılır bilinmez ama sıkıcı bir yer olduğu kesin. özellikle takı töreni sonrası çoluk çocuk doluşur odaya. bir keşmekeş alır götürür ortalığı.
islem dinine inanan ve cemaat anlayışı içinde yaşayan bir kişinin kendisiyle çeliştiği durumdur. yahu islemiyetin düşmanı değil mi bu ülke? madem islam düşmanlığı yapan bir ülkeyse bu senin liderin neden orada? hiç mi soramıyorsun bu soruları kendine? bu kadar mı ot oldu beynin, ruhun, bedenin? bir çıkar ortaklığı seziliyor. yoksa durduk yere kimseye kucak açmaz bu abd.
edit:
zaman mekan değildir kastedilen fikir fikriyattır. ideolojidir. Demem o ki bu adam kendi yaşayışına karşıt olan bir ülkede yaşıyorsa bunda bir bit yeniği vardır.
şimdilerde devlet memurları arasında epey meşhur olan akımdır. yönetime yalakalık yapmak ve siyasi bağlantılar üzerinden tayinini istediği yere çıkarttırmak veya çalıştığı yerde müdürü ile arası iyi olsun diye yaparlar bu salaklığı. bu işi abartıp imzasını zaman diye atan müdürler dahi vardır.
bir caminin tuvaletinde okuduğum yazı. cami öylesinde bir kenar mahalledeydi ki tahminimce normal günlerde* yaşlı amcalardan başkası gitmiyor bu camiye. sırf bunu farkeden bir zat-ı muhterem bu yazıyı yazmış ve o amcaları, dayıları tariketlardan soğutmaya çalışmıştır. ama o kadar anlamlı bir cümlenin tuvalet duvarına yazılması da bir başka paradoks bir başka çıkmaz bence.
şu koşullarda* hiç bir suretle gündeme gelmeyecek olan önermedir. önermeyi açacak olursak; siyasi görüşü ve birilerine yandaş olduğunu belli etmek için badem bıyık bırakarak ortada dolaşanların kısırlaştırılmasını anlatır.