Hey! Beni unuttunuz. ben de burdayım. Israrla bu sözlükte yazan, götünü kaldırmak için ısrarla uğraşan bir insan prototipi. Nerde bulunur peki bu insanlar? Burada, bu sözlükte. Başka yerde arama zahmetinde bulunma. Kafanı da yorma devam et sen.
Akp döneminde muazzam bir şekilde zenginleşen insanlara bakın altından çıkan insanların hep tanıdık simalar olduğunu görmekteyiz. Bu sendrom insanların Akp'ye ve cemaatlere kaymasına neden olmaktadır anlamadığım bir biçimde. Yeşil sermayeyi dimdik ayakta tutan bu parti hızla zenginleşmeye gitmekte ve halkı da üç kuruşa talim bir duruma getirmektedir.
Durmak yok! Sömürmeye devam.
Gece yarısı aklıma kimin söylediğini hatırlamadığım bir filozof'un bu sözü geldi. Mutlak Tanrı inancını koruyup onun söylediği lafızlara inanmamak ya da önemsiz bulmak ne kadar manidar bilemiyorum. Belki de tanrının söylemleri diye bir şeyin olmaddığını ya da yaratıcının bu kadar gaddar olduğunu düşünmemektedir. Neden bu mucize eserlerini cehennem ile korkutsun ki diye de düşünmüş olabilir. Ama yok bence din kavramı bu zamana kadar hep egemenlerin elinde bir sömürü aracı olarak kullanıldığı için bu sözü ancak bu argümanımla destekleyebilirim belki de.
Yeni moda anlayışı artık bu. Bir de bu ülkede bu duruş çok takdir görür. Şunu unutuyoruz, yaşadığın coğrafya seni şekillendiriyor. Sen istesen de istemesen de seni o kulvara sokuyor. Ha ben üç maymunu oynuyorum diyorsan orası ayrı.
Ne diyelim hayırlı uğurlu olsun.
Evet aynen böyle. Etrafıma baktığımda ne kadar da yaşamayı hak etmeyen insan güruhu mevcut. Haksızlığa sessiz kalan, düzene ayak uyduran, sünepe sünepe yaşayan, parazit gibi yaşayan, üç maymunu oynayan, önce din diyen pis bıyıklılar, her haliyle insan olmayı hariç her şey olmayı becerebilen bu tipleri gördükçe çıldırıyorum. Öldüresim geliyor.
Baktığımızda tarihte Hitler ne kadar işe yaramayn insan varsa hepsini öldürmüştür. Kendi ırkından olan insanları da öldürmüştür.
Eğer insanlar yaşanan o kadar haksızlığa göz yumup, ketum kesiliyor ise bu bireyin yaşamaya o kadar da hakkı yoktur. Ve tüm bunlar suç sayılıyor. Bu tür örgütler terörist olarak lanse ediliyor. Bunun neresi adilane, neresi doğru bunun?
Suç toplumsal bozukluklara karşı yapılan bir protestodur.
Son model saçma ürün entry de denir aslında bunlara.
1. Ne açsam6. Hitlerin ölüm listesinde bulunan işe yaramaz, sakat(beyinsel olarakta) düzene ayak uyduran boş küme bir insan güruhudur. da değer görülür bu sözlükte kaygısıyla hareket eden irade dışı düşünceler ürünüdür bunlar.
2. Kendi iradesi değil de başkalarının iradesine güdümlüdür.
3. Saçma enrty sıçmada üzerin yoktur.
4. Trend onun için ekmek ve su gibidir. Bunun dışına çıkamaz.
5. Zaman geçirmek için sözlük onun için bulunmaz bir nimettir.
AKP 8 Haziran'da Kadın Bakanlığı'nın yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını kurdu.
Peki ne anlama geliyor? Anlamı aslında çok basittir. iktidar'da olduğu süre boyunca tüm kurum ve kuruluşları istediği modele sokan, kendileştiren, üzerinde oynayıp hizmetine sokan AKP zihniyeti bu kurumu da kendi istediği kadın motifine sokup hizmeti altına almıştır.
Kadın kavramını Aile'ye hapsetmeye çalışmaktadırlar. Blmiyorum siz ne anlıyorsunuz bundan?
Zamanında bu lafı Kaddafi kullanmıştı. Baktığımızda Demokrasi kavramı demokrasinin olmadığı yerlerde çok fazla telafüz edilir. Türkiye gibi 3. dünya ülkeleri özellikle bu kelimeyi ağzından düşürmezler. Baktığımızda bir ülkede halk eğer ekonomik bakımdan refah bir seviyede ise orada demokrasi kavramı pek önemli görülmez. Daha doğrusu o kadar takipçisi olmaz. Libya ülkesinde Kaddafi'nin halkına sunduğu bir sürü zenginlik mevcut. Halkın durmu gayet iyi. Eğer çıkıp şu an halkı Kaddafi'yi protesto ediyorsa nankördürler. Kaddafi ekonomik olarak muaazzam bir zenginliğe sahip olabilir. Bu zenginliği halkıyla fazlasıyla paylaşmayabilir de ama; bu tek faktör onu diktatör yapmaz. Despotçu etiketi yemesi için doyurucu bir neden olmaz.
Demokrasinin beşiği kabul edilen ülkelere baktığımızda bu ülkelerde fakirliğin oranı çok yüksek durumda. Burjuva demokrasisi azınlığın demokrasisine hitap ettiği için o kadar da dğerli değildir.
Bu ülkede seçim barajından dolayı milyonlarca oy çöpe gidiyor. Peki nerde demokrasi?
Sol'un kelime anlamına baktığınızda ezilenin yanında olan, daha geniş açıdn baktığımızda enternasyonel sol'u şiar edinen bir düşünce biçimidir. Şimdi CHP'nin geçmişine baktığımızda neler yok ki.. Kendinden başka fikirleri darağacın asan, halkları katliamlardan geçiren, bu ülkede azınlık halklara etmediğini bırakmayan bir parti konumunda olduğunu görürsünüz. Şimdi ki CHP partisi kedini bu ülkede sol'un temsilcisi olarak görmektedir. Adaylarına baktınız mı? Hep sağ parti kökeni olan insanlar bu partinin çatısı altında buunmaktadırlar. işin vahim tarafı insanların özellikle sosyalist olanların bu partiye bel bağlamaları ve kurtarıcı olarak görmeleridir. Tüzüğünde kapitalist ekonomi modeli olan bir partiyi nasıl sol parti olarak adlandırırsınız?
CHP gibi partiler dünya ülkelerinde çoktur. Ve bu tür partiler yüzünden insanlar düzen'in tanrılarına daha çok itaat etmektedirler.
Lain Amerika'da sağ'ın bir kalesi olan Peru'da düştü. Başkanlık seçimlerini sol eğilimli biri kazadı. iktidara gelişleri ve aralarıdaki farklılıklar bir yana Venezuella, Arjantin, Paraguay, Uruguay El Salvador, Ekvador, Brezilya, Bolivya ve Şili’de “sol” ve yerli iktidarların kurulması, Latin Amerika’nın siyasi haritasını büyük ölçüde değiştirdi. Büyük bir eksen kayması var. Dünya'ya umut ve kaptalizme alternatif olarak sosyalist fikir yayılmak üzere.
Dünya üzerinde komünizm'in hayaleti dolaşmaktadır.
Dün açtığım başlıkta belirtmiştim yaşananları. Bu gün ise AKP yaşananların peşini bırakmayacağını göstermektedir. Anayasal hak olan protestoların terör kapsamına alınıp yargılanmaları ve cezalandırılmaları artık işin hiş bir şekilde bir elle tutulur bir yanının olmadığını göstermektedir. Dün apar topar gözaltına alnınanların Erzurum'a götürülüp özel savcı tarafından yargılandıklarını söylemiştim. Bu gün gözaltına alınanlardan 31 kişinin 16'sı terör kapsamında savcılığa sevk edilmiş durumdadır. Bilmiyorum Hopa'da olanlardan haberiniz var mı? Peki neden herkes suskun. En basit ifadesi ile protestonun terör kapsamına alınıp yargılamalar ne kadar adilane?
Türban özgürlüğünden başak bir özgürlüğü savunmayan zihniyet'in takkesi düşmedi mi sizce? Daha ne kadar bunların müminliğine inanacaksınız söyler misiniz bana?
Kars'ta insanlık anıtı'nın kaldırılmasının ardından yerine AKP'li Belediye Başkanı yeni bir sanat harikası sözünü verdi. Kars'a bal ve kaşar heykeli yapılacağını duyurdu. Al sana AKP zihniyetinin sanata bakışı. Bu kadar kaşarlık olamaz.
Artvin Hopa'da çıkan olayların öcü alınmaya başlanıyor. Sürek avı başlamış durumda. Gözaltı furyası, işkence durumları, gözaltına alınanların sabah saat 3'de özel yetkili savcılığın bulunduğu Erzurum'a götürülmeleri açıkça bir intikam olarak karşımızda durmaktadır devlet tarafından. Olağanüstü hal ilan edilen Hopa'da gözaltı sayıları 40'a ulaşmış durumda.
Bilmiyorum! Hopa'da olanlardan haberiniz var mı?
Çok tuhaf bir durum. Sıçarken aklımıza o gün yaşadığımız her şey gelmektedir. O rahatlamanın verdiği büyük zevk ve tuvalette oluşan ekzantirik koku beyni çalıştırmaktaır. Çözülemeyn konular hemen çözüme kavuşturulmaktadır. Fevri karar yerine hani tek tek sıçar gibi daha temkinli adımlar atılarak sorun çözülmeye çalışılmaktadır. Sıçmanın verdiği haz yaşamımıza hakikaten zevk vermaktedir. Çok boktan bir konu ama olsun.
Her krizi, sorunu, olayları seçimle çözmeyi adet haline getiren zihniyet ülkeyi seçim ülkesi haline getirmiştir. Bu durum bile halkımızın nasıl kandırıldığını, lokmalarının nasıl sayıldığını, oyalanmaya çalışıldığını, halkın gözünün içine bakarak yalanların dizildiğini göstermektedir. Bu ülke bilinçsiz seçmen peydahlıyor.
Tarihi pranga izleri ile dolu olan Türkiye henüz bağımsızlığına kavuşmuş değil. Türkiye bağımsızlığın kavuşturulmadığı müddetçe daha çok AKP gibi partiler türeyecektir bu ülkede. Sap saman daha çok karışacaktır. Peki nasıl bağımsızlığına kavuşturulacaktır? Biliyorum ama söylemiyorum. Yazık olacak yazdıklarım. Çürüyüp gidecek bu sözlükte.
Tayyip Diyarbakır'da eyleminde halka sesleniyor. izleyin nasıl atıyor görün. Din argümanı ağzında düşmeyen Tayyip amed halkını kandırmaya çalışıyor. Bu ülkede bilinçli seçmen olursa bu ülkede izin okunmaz. Can Yücel'in dediği gibi, imam osurursa cemaat sıçar. Bu ülke şu an bu durumda.
Çocukça bir durumdan ibarettir. Ver bir dondurma çocuğa onu öyle hep kandır. işte Galatasaray taraftarları bu duruma benzer. Yazık.... Çıldırın çıldırın dondurma için çıldırın.
Daha geçenlerde böyle bir haber çıktı. Güzelce Cevdet Zebure ilköğretim Okulu Müdürü Yılmaz Kurt'un 15 yaşındaki bir kıza okul tuvaletinde gebelik testi yaptırdığı söylenmektedir. Şimdi bu Müdürü hangi sıfatla anarsınız sorarım size? Toplum'un ahlak mühensidisi mi? Sosyal sapık mı? Mümin bir insan mı? Etik bir fahişe mi?
Gerici Türkiye toplumu'nun sözcüsü mü?
Miting meydanlarında Demirel'i eleştiren Erdoğna bilmez ki varolma nedeninin Demirel olduğunu. Sıralayalım.
1. Bu ülkede imam Hatip Lisesi en çok Demirel döneminde açılmıştır.
2. ''Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz'' veciz sözü ile o zaman ki gerici, faşist sağcıyı aklamıştır.
3. Gülen tarikatının büyümesinde Demirel'in muaazzam desteğini gözardı edemezler. Gülen okulları için övücü sözleri, 90'lı yıllarda Gürcistan devlet başkanına yazdığı mektup ile gülen tarikatının önünü açması bunu teyit ettirmektedir.
4. 1977-1980 arası dönemde o zamnki AP'den 23 din adamı kökenli milletvekili ve senatör TBMM'de bulunmaktaydı. Süleymancıların lideri Kemal Kaçar, Ali Ak ve Hüsnü Yılmaz da AP'den milletvekiliydiler.
5. 12 Eylül cuntasına desteği herkesçe biliniyor Demirelin. Darbeden sonra Gülen Tarikatının önünü açıp türkiye'ye bu gerici sağcı düşünceyi empozew ettirmiştir.
Denizlerin idamının oylaması meclise getirlidiğinde oylamada eliyle 3 işareti yapıp Menderes döneminde asılanların intikamının alınmak istenmesini ise anlatmıyorum.
Dün bilgisayarı açtıktan sonra her zaman yaptığım şey olan sol.org haber sitesine bir gireyim dedim. ilk girişimlerim sonuç vermiyordu. Normal karşılayıp girişimlerime devam ettim. Ama hiç bir sonuç vermiyordu. O gün gece girebildim siteye. Sonradann bir haber kanalında israil'in siber savaş başalattığın duydum. Siyonist faşist güçler siber savaşına başlamış durumdalar. Önceleri bunu küçük çaplı yürüten siyonizm daha geniş kapsamlı bir çalışmaya yaymış durumda.
Bilgisayar çağında yaşıyoruz. Bilgiyi kontrol eden yapı, istediği bilgiyi insanlara servis yapmaktadır. Kendisine fikirsel bir saldırıyı teknolojik veriler ile kolayca savuşturabilmektedir. Fakat unuttukları şöyle bir şey var. Baskı tepki doğurur. Belki bunun da farkındadır. Nefreti silah olarak kullanamaktadırlar. Savunma nedenleri kendilerinin tehlikede olduklarınıın imajını yaratıp istedikleri politikaları yapabilmelerine zemin hazırlamaktadırlar. Ters tepki bu olsa gerek. Bunları deşifre etmek görevimiz olamlıdır.
Geçenlerde böyle bir karar alan siyonistler tehlikeleri etraflıca savurma derdine düşümüş. Kendisine oluşam nefret politikalarından dolayı böyle bir savaşa girişmiş durumdadır. Dünya halklarının nefretini ve öfkesini alan mossad-siyonist ide harekete internet üzerinde başalayacağı kesindir. Zaten bunu önceleri de yapmaktaydı. Şimdi ise daha kapsamlı bir çalışmaya başlayacaklardır. Bu devletin kesinlikle ortadan kalkması lazım.
Bugün ondokuz mayıs
Mayısın ondokuzu
Sen ey türk istiklalinin koruyucusu
Sen ey ülkemizin geleceği
Ulusumuzun gözbebeği
Sen ey demir parmaklıklarında barfiks yapan
Ranzalarda perende atan
sportmen ve kahraman türk gençliği
Önünde bütün kilitbahirler açık
Ama her zaman samsun'a çıkılmaz a
Bu sabah da avluda volta atmaya çık.
Sivri akıllıların başvurduğu bir yöntemdir. Ki burada da az önce gördüm böyle bir başlığı. Tesadüfen aynısını başka bir sözlükte gördüm. Neyse isim verip arkadaşlar arasında rencide etmeyelim.
Yarın 19 Mayıs. Atatürk'ün Samsun' a çıkışı. Çoğumuz resmi tarihin bie papağan misali tarih kitaplarında ezberlettiği bilgiler dahilinde bu çıkış biliyoruz. Peki aslı nedir? Aşağıda bilmediğimiz tarihi bir olay var yazdığım. Bir bakalım.
Bilindiği üzere osmanlı devleti son demlerini yaşarken ülke yabancı devletlerin işgali altındaydı. Aynı zamanda padişahta yabancı devletlerin baskısı altındaydı. Özellikle ingilizlerin sömürgesi altındaydı her tarafıyla osmanlı. Osmanlı halkı bu durumdan çok rahatsızlık duymakta ve artık isyan eder duruma gelmiştir. Bu durum emperyalist devletleri ve tabi ki ingilizleri rahatsız etmiştir. Derhal bir emirle osmanlı devletinden bu kıvılcımın büyümemesi istenmektedir. Osmanlı devleti her tarafıyla kuşatma altında. Umarsız bir şekilde çareler düşünmektedir. O dönemde Trablusgarpta ve çanakkale de sivrilen Atatürk Osmanlı devleti tarafından Samsun'a olayları bastırmak için gönderilmiştir. Resmi tarih bize böyle söylemektedir. Halbuki Osmanlı etrafını saran bu yabancı devletlerin sömürgesinde kurtulmak için Atatürk'ü bilakis Samsun'a ayaklanmanın çıkması için bir kurtarıcı olarak göndermiştir. Baktığımızda ingiltere neden Atatürk'ün Samsun'a gönderilmesine karşı çıkmıştır? Üç kıtaya hükmeden Osmanlı devleti neden atalarının toğrağını satıla çıkartsın ki. Ben böyle bir olasılığın çok düşük olduğunu düşünüyorum. Resmi tarih böyle bir sürü yanlışlıklarla dolu.
Resmi tarihin kendisini koruma adına bu tür uydurma tarihi olaylara fazlasıyla ihtiyacı vardır. Yoksa miadı sona erer. Ben şahsen bu uydurma haberleri yazmaya devam edeceğim.