bilinçaltımda büyük yaralar bırakmış bir feryat bir çaresizlik cümlesidir,ünlemidir... (bkz: 17 ağustos depremi)'nin ardından altı ay süreyle haber bültenlerinde en çok duyulan ve tüyleri diken diken eden namaz kıldırası cümledir..özellikle bu ses görünmeyen bir insan tarafından çok derinlerden geliyorsa insan!! olan kişinin dizlerinin bağını çözer,belki ağlatır.. (bkz: allah bir daha duyurmasın)
entrylerinin silindiğini görmekten beti benzi atmış, folloş olmuş, götü tavana vurmuş yazar cümlesidir. yazmazsan yazma lan dallama diyerek geçiştirilir..
aynı dönemin, aynı yüzyılın paylaşıldığı insan anlamına gelmektedir.. ama yurdumda genellikle yanlış bir şekilde medeni yerine kullanılır.. medeniliğin kendine özgü bütün vasıfları(basiret, yenilikçi olmak, değişmeye yatkın olmak gibi) bu kelimenin üstüne suni bir biçimde yapıştırılır.. oysa sadece dönemdaş anlamına gelmektedir..
aylin aslım'ın ben kalender meşrebimşarkısının klibini çektiği , bunun dışında bir çok diziye son olarak da karagümrük yanıyordizisine ev sahipliği yapan nadide mekan..
anna karenina romanının en hödük karakteri..bir takım zevat bu ayı avcısını vronsky'yle karşılaştırmaya hatta bu denyoyu daha asil bulmaya cüret edebiliyorlar..tek kelimeyle sıradan..
bir de akşam akşam neden sözlüğe böyle bir şey yazmak ihtiyacı hissettiğim hususunda hiçbir fikrim yok..ben böyle bilinçaltının ta amına koyim..çağrışım arıyorum bir saattir..bir sarışın görüyorum..kitty mi lan yoksa?
bu kutsal mücadelenin bıkmaz uslanmaz bir neferi olarak gururla yazıyorum bu cümleleri..
her cuma namazında kendini camiden dışarıya daha önce atmaca isimli yanında haçlı seferleri halt etmiş uhrevi kavgaya gönül vermiş bir insan yavrusuyum ben de..
kızgın bir surat ifadesiyle namaz kılmaya devam eden kişilerin önlerinden geçiyorum futursuzca..acı bir çığlık duyduğumda bir kişiye bastığımı anlıyorum..ama henüz kimseyi öldürmedim..ayakkabılarımı havaya kaldırarak taşıyorum fakat ayakkabılarımı çok kişiye sürtmüşlüğüm vardır..allah affetsin ama davamız büyük..
meselenin püf noktası caminin kapısına yakın bir yerde namaza durmak..bu nedenle ön saflardan birinde bir boşluk açıldığında arka saftaki 20 kişi birbirimize bakıyoruz..hepimiz bu kutsal davanın yılmaz bir bekçisi olduğumuzdan kimse ön safa geçip ilk dakikalarda gol yemek istemiyor..fakat bazen birtakım zıpçıktıların sizi ön safa ittirdiği oluyor..anlamadığım şeylerden biri de bu..neden kendisi geçmiyor da sizi ittiriyor anlayamadım bir türlü..
bir de cami kapısında ayakkabıları havada giyebilmek önemli..yaklaşık 20 cuma namazında alışıyor insan ayakkabılarını havada giymeye..bir de namaz bittikten sonra kalkılacak anı kestirmek önemli ..hem atik olmalı insan hem de zırt diye kalkıp elaleme rezil olmamalı..yaşlı amcalar çok fena bakıyor sonra..
o kalabalığın içindeyken o kalabalıktan dert yanmak da mühim..
çok önemli bir işiniz varmış gibi davranın..hani aslında sünnetleri kılmayı çok istiyorsunuz da ölüm döşeğinde anneniz varmış o bekliyormuş gibi..bu halet-i ruhiyeyi yakalayabilirseniz dilediğinize dilediğiniz kadar sövebilir , insanları tekfir edebilir , bunların topunun münafık olduğundan dem vurabilirsiniz..
sadece o günlük onlardan biriymişsiniz gibi davranın..bu insana namazı allah için kıldığı hissini az da olsa veriyor..başarılar..
çocukken başlar bu hastalık birçok şeyin çocukken başladığı gibi..
ve dikkat edilmezse yapışır kalır kişinin üzerine..tehlikelidir..
hala koskoca adamlarla en siktiriboktan iş için bile kura çekiyoruz biz.enfeksiyonu kaptık bir kere zamanında..en adi , en aşağılık bir iş için bile..enayilik zannediyoruz kuraya uymayı evet gerçekten öyle..hastayız biz..
ilk başta bir tane piç mahvediyor ortalığı , bakın şunun gibi ;
(kura olarak hooooooooooooop gümmmmm tercih edilmiştir..)
part 1
p:yok baba sen geç yaptın saymam ben baştan yapıcaz..
part 2
x:ben bunu saymam
p:niye lan şerefsiz bal gibi sen çıktın işte!!
x:olum demin de sen saymadın bir daha çekeceğiz..
y:olum bak tamam ama allah'ın hakkı üçtür ama..bunu saymayanın annesinden bahsederiz tamam mı?
x:eyvallah baba tamam!!
part 3
p:olum x demin neden saymamıştın sen?
x:başta sen saymadın diye
p:peki o zaman sen benimkini saymadıysan ben de bunu saymam!!
y:hayy allah belanızı versin yaa tamam ben yaparım..(ya da ben giderim..)
loreena mckennitt 'in the book of secrets albümünde bulunan doğu müziği ritimli şarkısı..sözsüz..aslında sözlü..
na na na na na na diyor loreena yetiyor..iki harfle ne kadar çok şey söylüyor..
ismi asyayı keşfeden marco polo'dan geliyor..kendisinin de bu şarkıyla asyayı keşfettiğini anlatıyor loreena..
genellikle çocuklara , çocuğun fiziksel özelliğiyle daha doğrusu fiziksel bozukluğu varsa şayet fiziksel bozukluğuyla hitap eden ilginç şahsiyetlerdir..
mahalle delikanlısı tanımına birebir uyarlar..
'sarıııııııı ortaya geç , lannnnn şişşşşkooo olum çıkma kaleden gelirsem zayıflatırım seni..bak bak bak gözlükkkkkkkkkk uzuna versene olum topu..uzuuuun çalım yapma çalım yapmaaa paslaşarak oynaaa..bak kime diyorum lan arap adama yardıma git sen de..ullann delirttiniz beni lann..'
gibi monologların altındaki imza da bu heriflere aittir..kişiyi rencide etmekten zerre kadar çekinmezler..
en ezik gsm kod numarasıdır..belki ezikliği bir ara gazetelerin gelene geçene bu kod numaralı hatlar dağıtmasından belki de bas bas 'ben kontörlü hattım' diye bağırmasından kaynaklanmaktadır bilemeyeceğim..*
bu berbat olayı anlatmadan önce sözlüğün esra ceyhan 'larına birkaç satır yazmayı bir borç bilirim..
kin tutmak çok kaka bir şey evet..kin tutamadığım için kendimi şanslı da saymalıyım hatta..herkes birbirini sevmeli , her şeyi affetmeli değil mi?
değil kardeşim değil..biz kabul etmesek de bu dünya üzerinde yürüyen , nefes alan , oy pusulası atan , gülen , eğlenen lağuklar var..
ve bi siktir git ya diyemediği için mizacına , fıtratına , ferasetine , cinsine , cibileyetine sövüp sayan , kendi kendini yiyip bitiren başta kendim olmak üzere çok insan tanırım..vardır böyle bir şey..
her şey bir annesi arada nikah yokken farklı kişilerle para karşılığında cima eden bir lağuğun yaptığı büyük bir edepsizlikle başlar..
'tamam lan!! ' dersin..'o annesi arada nikah yokken farklı kişilerle para karşılığında cima eden herif gelsin bakalım bir daha yanıma..çok ağır ithamlarla göğsümde yumuşatıp , hayatımdan şutlamıyor muyum onu!! ' ..
öyle sanır insan..bu sefer yapabileceğini sanır ..belki bu sefer çok ağırdır çünkü..çok ağırdır..sol taraf katlanamamaktadır..hatta plan proje yapanlar bile vardır..
derken görülür o lağuk ;
-oooo rasko naber yaa??
-(şu şerefsize bak hiçbir şey olmamış gibi nasıl da naber diyor..şu surata bak yüzsüz seni , insan üzülmüyorsa bile biraz rol yapar , bak bir de sırıtıyor ulan ben şimdi seni diye düşünürken her şey birden unutulur) iyidir ya senden naber ?
45 karakter sınırlandırması nedeniyle az karakterle çok işler başarmaya çalışan bir başlık..
ben biraz açayım;
herhangi bir sebepden ötürü dayak yedikten sonra belli bir süre koşup , düşmanının onu yakalayamayacağı uzaklığa eriştiğine kani olduğunda dayak yediği kişiye büyük bir basiretsizlikle tekrar küfreden çocuktur..
tekrar küfreden diyorum çünkü bu veletin dayak yemesindeki faktör genellikle küfretmesidir o değilse bile dayak yediği süre zarfında ağlaya ağlaya muhakak bir ;
halbuki ne büyük gaflet ..seni döven şahsın bacakları en az senin bacaklarının iki katı be hey çocuk..asabi olacak yaşta da olduğunu düşünmüyorum daha mazeretin de yok yani..herif yakalayacak tekrar dövecek seni ve sen yine küfredersen ikiniz beraber bir kısır döngünün içine gireceksiniz..
ne kalacak geriye?
çocukla çocuk olan , tüm karizması dağılmış bir mahalle delikanlısı ve şamaroğlanına dönmüş , bir araba dayak yemiş bir velet..yapmayın böyle şeyler..ama biliyorum yine yapacaksınız..
meselenin özünü idrak edememek gibi kötü sonuçlar doğuran büyük bir yanılgı..polis müzmin kavgaların her zaman sağ kutbunda bulunmuştur..gerek aldıkları eğitim , gerek yüksek kademelere alınan memurların aile yapısı gerek polis kolejlerinde bulunan beyin yıkama üniteleri hep bu yönde işlemektedir..
istanbul üniversitesi hergele meydanı'ndaki sivil polisleri tanıyan öğrenciler iyi bilmektedir ki ne vakit bir kavgada solcular dayak yese meşhur itfaiyemiz gibi olay mahalline geç ulaşan malum şahıslar kardeşleri dayak yiyorken birden türeyiverirler..bazı siviller ülkücü reislerinin kaldığı evlerde nöbet beklerken ülkücülere asla yalnız gezmemelerini salık verirler..
istanbul hukuk'un bundan yıllar önce orada okumuş efsanevi bir ülkücü reisinden bahsedilir hep..2 metre boyunda iri kıyım bir adam..bir gün bir kavgada malum şahıslardan birine 'kalabalığız gidin siz' dediğinden mesela..
yok yok cocuk olarak değil , yetişkin olarak anlatayım bunu..
özellikle çocukların kendi aralarında ayarlaştıkları zamanlarda görülen birbirlerine sarfettikleri komik kelimeleri küfür sanmaları durumudur..
özellikle bir veletten şahsımıza karşı duyduğumuzda bizi çok güldüren eğlendiren aynı zamanda veledi çileden çıkartan , 'ibneye küfür ediyom o gülüyor , yüzüne tükürsem yarabbi şükür diyecek şerefsiz ' diye iç geçirmesine sebebiyet veren harika olay..
saflık timsali..
küçükken abuk subuk inatlaşmalarda sarfedilen denklemimtrak..
bir şeyin (olgu , his ,hakaret , top sektirme sayısı , anneyi babayı sevme katsayısı gibi) niceliksel olarak ne kadar yüksek değerlikli olduğunu ispat etmek için kullanırdık..
ayrıca bu laf 'sonsuz' diyen karşı taraftan sonra cevap hakkı kendisine geçen tarafca kullanılır..hala rastlıyorum..
hüznü uçlarından dolanıp
yalın sıçrayışlarıyla piyonlar arasından
ürkek ama cesur ama sevimli
açsa duyargalarını o tarihsel şiire iyi bir oyuncu en çok atları sever
sen ey atını kaybeden oyuncu
bir ilkyazdan koca bir güzyontan adam
bırak oyunu
artık
öyle bir ıssızlık düşle ki içinde
yeryüzünü kişnesin
bizim atlar
sozluk formatının açıklarından istifade etmenin bir türü daha..
hayır anlamadığım başlıkla pek ilgilenmeyen o malum entry siyah değil de mavi karakterlerle yazıldığında ne değişiyor??
haziran-temmuz-ağustos aylarının herhangi birinde güzergahı bilinmeyen elin otobüsünde yaşanan trajedidir..
güneşin vuracağı tarafı kestirmek uzmanlık , bilgi , zeka ve tecrübe isteyen çok ciddi bir ilim-dalıdır esasında..
öncelikle 'aa pınar bak güneş bu tarafa vuruyor biz de diğer tarafa oturalım hayat da bayram olsun' dememek gerekir..macellan'ın gemisi değildir otobüs..hep aynı yöne gitmez..hele ki istanbul'da..çarpık kentleşmenin allah'ının ikamet ettiği bu metropolde mevzubahis bile olamaz..
diyelim ki o hattaki otobüse ilk defa bineceksiniz ve güneşin ne tarafa vuracağını kestiremiyorsunuz haliyle..o zaman yapacağınız ilk şey otobüsün müdavimlerinden gibi görünen tiplerin hangi tarafa oturduğuna bakmak olmalıdır..bu müdavimleri nasıl tanırız diyorsanız şayet futursuzca gazete okuyan , 'abi berec'den geçer mi ' diye sormayan , yola bakmayan , havadan sudan sohbet konuları açmaya çalışan , uyuyan , kucağında birini uyutan kendinden emin tiplerdir bunlar..fazla uğraştırmadan kendilerini ele verirler..
hayır merak ettiğim o hatunları nereden buluyorlar , reklamın senaryosunu kim yazıyor , mekan-ışık-ses nasıl seçiliyor ??..ben o sanat yönetmenine kurban olayım..kim olduğunu falan bilsek bari de diğer çalışmalarını da izleyebilsek..
özellikle bundan 3-4 sene önce yayınlanan bir tanesi vardı..kızımız magnum'u çıtttt diye ısırırken aynı zamanda bir erkeğin kemerini falan çıkarıyordu..nedense artık yayınlamıyorlar onu..rtük mü problem çıkardı acaba?
mp3 cdleri , download siteleri , paylaşım programları ve bunun gibi hayatımızı kolaylaştıran gereçler yaygın değilken hatta ne yaygınlığı bunların hiçbirisi yokken yapılan eylem..muhakkak hala yapanlar vardır onlara saygı duyuyoruz..
işin kötüsü bazen zıpçıktı bir şarkıcı bozuntusunun kırkta yılda bir tutturduğu bir şarkısı olurdu..ağlaya ağlaya alırdım o zıpçıktının albümünü..bir şarkı için bir kaset almak..güzeldi lan o günler..
entrylerimin zerre kadar gelişmemesine sebep olmuş eğlenceli durum..ne vakit kötülenmiş bir entrymi görsem seri eksi oy veren ibne is basında filmini hatırlayıp 'ibne seniiii' diye iç çekiyorum..aynı entry'm iki eksi oy mu almış? o zaman da iki farklı hesap aldığına iman ediyorum ibnenin..3 ise 3 , 4 ise 4...
normal şartlar altında hiçbir entrymin eksi almayacağını bildiğimden epeyce kötülenmiş entrylerimi gördükçe ibnelerin mitoz çoğaldıklarını düşünüyorum..ve buna gülüyorum..
tabiki kafamda bu mit yerleştiğinden beri başta da yazdığım gibi zerre kadar geliştiremiyorum entylerimi..ibnenin kötüledikleri hariç hiçbir entry'm kötülenmiyor çünkü..bütün entrylerimin beğenildiğini düşünüyorum..
günümüzün aydın!! hastalığı olarak nitelendirilebilecek fakat ne yazık ki son zamanlarda hemen herkese sıçramaya başlamış tehlikeli bir virüs..
üstüne basa basa söylüyorum meseleye farklı bir açıdan bakmak , madalyonun diğer yüzünü çevirmek ya da bir de onların penceresinden bakmak değil kastettiğim..sorun her konuda kişisel egoları tatmin etmek , farklı olmak ihtiyacını doyurmak , gayet anlamsızca karşıt bir kutup oluşturmak ve bu şekilde prim toplamaya çalışmak amacıyla farklı düşünmeye çalışmaktır..
en acısı farklı olmaya çalışmanın yaptırdıklarından biri olarak telakki edilebilecek bu beyin ishali çeşidinin bazen yeryüzünün zulüm gören halklarıyla ilgili düşüncelerde de görülmesidir..
farz-ı mahal israil'in filistin'i işgalinde * israil'in yaptılarını haklı gösterebilecek etkenler aramak , aramak ve aramak..bu gayr-ı insani aramaların doğal bir sonucu olarak bu işgali yapan vahşileri , insan müsveddelerini eleştirecek zaman bulamamak..
neden böyle??
çünkü bu insan farklı..siz avamsınız..sizin düşüncelerinizi camilerde hocalar , evde ebeveynler , marksist platformlarda saçı sakalı karışmış pis bir dava adamı ve basın-yayın kuruluşları belirliyor bu akl-ı evvel insana göre..fakat o meselenin özünü araştırmış , filistin örneğinden devam edersek ortadoğu'nun demografik , siyasi , etnik , kültürel , coğrafi , tarihi , ekonomik ve kökensel bilgisine vakıf..
hayır değil..
bu farklı düşünme ve bu farklı düşünmelerin sonucunu inim inim inleyen bir halkın çığlıklarını duymadan , tıkınmaktan yağlanmış elleriyle yazdığı sözlükte dile getirmek doğru bilgiye ulaşmak ya da bir de o tarafdan bakmak meselesi değil..farklı olmaya çalışmak meselesidir..havas'ı yanlış algılamanın sonucudur..
eyvallah saw'ı izledin beğenmedin..hızlı tren projesine karşısın..pink floyd'dan nefret edersin..anlarız bu düşünceleri..bunlardan kimse ölmez..fakat elektrik santralleri , su tesisatları , ulaşım yolları en önemlisi çocukları havaya uçurulan bir halkım dramını farklı yorumlayıp bu vahşeti yapanlara düşünsel altyapı oluşturmaya çalışmak..buradan kazanılacak prim bir halktan daha kıymetli değil..