Müslümanlığın ne demek olduğundan bi haber cahil insan söylemi... Oysa ki Allah yüce kitabında şöyle buyurmuştur :
MAiDE 32.
işte bu yüzdendir ki israiloğullarına şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.
bu yasa bence gerçek hedef kitleye ulaşmaktan çok uzakta bu nedenle de gereksiz bir o kadar da abartılmış bir yasadır. şimdi efendim bu yasanın çıkmasındaki en büyük etken 28 şubat dönemi ıdır bıdır denilerek bir takım insanların mühendislik eğitimini almalarının engellenmesiymiş ve bu insanlar mühendislik tamamlama ile mühendis olacaklarmış. hepsine eyvallah desek bile birisi bana şunu açıklasın lütfen şuan teknik eğitim fakültesinde okuyor olup bu programdan yararlanacak olanlar veya o çok tartışılan katsayı uygulamasının kaldırılmasından sonra o fakültelere girip teknik öğretmen ünvanı için okuyan insanların nasıl bir hakkı oluyor ? ortada bir katsayı adaletsizliği var mı ? yok ! isteyen istediği bölüme gidebiliyor mu ? evet ! o halde neden tüm mezunlar hatta mezun olacaklar bundan yararlanıyor ? ben hiçbir zaman bunların zekası şöyledir böyledir demem... o da kendi mesleğini yapsın. adı üstünde öğretmen gitsin öğretmenlik yapsın. ha devlet kadro vermiyor bunun için hakkımı arayacam diyorsan sonuna kadar haklısın kardeşim ara hakkını ancak öğretmenken gelip de hakkın olmadığı halde başkasının mesleğini yapma...
bir de bazı arkadaşlar mühendislere öğretmenlik hakkı verildi bize de mühendislik hakkı verilsin diye veryansın etmekteler. Evet zamanında çok büyük bir hata yapıldı ve ziraat mühendislerinden vs niteliksiz öğretmenler yetişti. çünkü onun mesleği öğretmenlik değildi mühendislikti. Büyük bir yanlış yapıldı ve sancıları hala sürmekte. ancak şunu da unutmamak gerekir ki yanlış yanlışla kapatılmaz. o zaman yapılan uygulama ne kadar yanlışsa şimdi uygulanması planlanan yasa da yukarda belirttiğim sınırlar dışında * o derece yanlıştır.
hala bu pkklı orospu çocuklarını desteyleyenlerin olduğunu ve utanmadan sıkılmadan savunabildiklerini gösteren, şerefsizce, kendilerine yakışır bir şekilde kalleşce, namuzsuzca yapılmış saldırı.
samsungun dokunmatik ekranı insan teninde bulunan elektrik ile çalışır başka bir cisim ile çalıştıramazsınız. nokia ise dokunmatikten ziyade basmatiktir. *
zamanında rapidshare'i ücretsiz kullananlara kedili köpekli uygulamalar yaptırmış, aklına estiğinde indirmelerine izin verip diğer zamanlarda kapatmış sitenin en azından türkiye ayağının yavaş yavaş popülerliğini kaybetmesidir ki açık kanıtı upload sitelerini en çok kullanan adult forumlarda * artık rapid linkine rastlamak bir hayli zordur. isminden dolayı olsa gerek hotfile'da bi yükseliş var. *
(bkz: çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı)
maddi durumu iyi olmayan öğrenciler için kötü olacak durum. tek tip kıyafet olduğunda çocuklar arasındaki en büyük fark olsa olsa kumaş farkı oluyordu ki o da çok etkin bir rol üstlenmiyordu birbirine özenmek için . şimdi ise bir tarafta ben 10 kıyafeti, saati ile donanmış çocuk diğer tarafta normal kıyafet giyen çocuk olacak. durumu iyi olan her gün kıyafet değiştirirken, diğerinin böyle bir imkanı olmadığı için ister istemez sıkılacak kendini kötü hissedecektir. kıyafetle uğraşacağımıza önce eğitim seviyemizi geliştirmek için uğraşsak daha faydalı olacaktır...
zaman öldürmekten başka bir boka yaramayan zamazingo. arkadaşları bulmak, onlarla irtibata geçmek yalandır efendim. sadece ilk başlarda mesajlaşılır sonrasında en fazla resimler altına yorum yazılır ki bunlar da çoğunlukla birbirini çekemediğini gösteren kıskançlık yazılarıdır. son zamanlarda iyice video paylaşım sitesine dönmüş durumda. işin en kötü tarafı ise tüm bunları bilmemize ve sövmemize karşın facebook karşısında mal mal oturup her iki dakikada bir yenileme tuşuna basmamız, vaktimizi acımasızca öldürmemiz...
kendini geliştirmek isteyenler için biçilmiş kaftan. site içinde bulunan kelime testi ile kendinizi test edebilir ve bu esnada kelime dağırcığınızı genişletirsiniz.
bildiğin zenginlik göstergesidir. siz pazardan aldığınız kuru kalemleri çakı ile açmaya çalışırken, o arkadaş yenilesi güzellikte olan boyaları ile çoktan resmini tamamlamıştır bile. bir de bunların orta okulda pringles yiyen versiyonları vardır.
zorunlu olarak yapılması gereken işi anlatmak icin kullanılır. must ile aralarındaki en büyük fark must bir kurala bağlı olmadan yapılması gereken durumlar için iken, have to belirli bir kural çerçevesinde yapılması gereken durumları belirler.
deneyimlerden bahsedilirken bu zaman kalibi kullanılır. olayın gerçekleştiği zaman tam belli değildir ve ayrıntıya yer yoktur. Diyalogda ayrıntıya girildiği an konuşmanın akışı pasta kayar.
A: Have you ever been to izmir ?
B: Yes, I have.
B : Where did you go there ? *
A : I went to karşıyaka.
bu kelimenin kökü diziler yayınlanırken televizyonda yayınlanan reklamlardan gelmektedir. aslında ince bi nüans da var burda, bizdeki suya süt katmışlar gibi *. televizyonda o kadar çok sabun reklamı yapılıyormuş ki diziler ancak bu reklamların arasında izleniriyormuş. bu nedenden dolayı da soap opera yani sabun reklamı arası dizi gibi birşey uydurmuşlar kelime de böyle kalmış.
görsel şölen. görüntü o kadar gerçektir ki o na'vi ırkının gerçekten var olabileceği kanısına kapılabilirsiniz. herkesin söylediği gibi bazı klişeler vardır ama bunlar filmin yanında o kadar küçük kalıyor ki insanın gözü görmüyor. tekrar tekrar izlenilesi film. ayrıca esas oğlanımız toruc'u yakaladıktan sonra bir sahne vardır ki insana kurtlar vadisindeki bir anı hatırlatır yarar yerlere yatırır...
her yıl milyonlarca türk libyaya giderken ne zorluklar çekiyordu çok iyi oldu mantığından sıyrılıp, her yıl orayla iş yapan binlerce iş adamımız için, oraya giden mühendislerimiz için ekstra kolaylık oldu diye düşünülmesi gereken, bir amerika, bir ingiltere kadar tatmin edici olmasa da sevindirici olay.
banka kartını göndermede diğer bankalarla kıyaslandığında çuvallamış bankadır. kart gelim süresinin maksimum 15 gün olmasına, size kartınız basıldı mailini atmalarına rağmen gittiğinizde - kartınız hala gelmemiş görünüyor bla bla bla.... diye cevap veren bankamsı. hayır kartın geleceğini söyledikleri tarihte gelmiyor bari arayın hiç olmadı mesaj atın x bey kartınız gelmiştir alın diye...
bu sorunu müşteri temsilcisine , amire, memura söylediğinizde size pişkin pişkin günde 100 tane kart geliyor hangisini arayalım derler. diğer bankalarda kart geldiği zaman müşteri aranır;
- " x bey kartınız gelmiştir. şubemizden alabilirsiniz " denir ama ne yazık ki garantide yoktur böyle birşey.
mesaj atmayı geçtim şu çok övündükleri internet bankacılığı sistemciklerinden, e-mail adresinize gönderdikleri kart reklamı bombardımandan farklı olarak bir mail atmayı dahi düşünemezler kartınız geldi gelin alın diye... müşreri acaba geldimi, ha geldi gelecek deyip gittiğinde gelmemiştir. dur biraz bekleyip müşterilerinin parasını kullanmakta, onlardan kart kullanım ücreti almasına, nerdeyse her işlemde alabileceği maksimum parayı almalarına rağmen karşılığında o emeğin karşılığını veremeyen bankamsı...
ortam butonunda olan zamazingoları yazar olmayanlar görmesinler efendim. hani bi b*k yaptıgım yok şahsen ama velev ki bi zirveye girdim yazılarımı begenmeyen eleman gördü benim katılacağımı hoop sonra benimle akraba oldu felan... ** ayrıca kaldı ki onun da bir özelliği, karizması olmalı her isteyen girememeli böyle merak uyandırmalı. mesela ekşide sırf oraya girebilmek için yazar olanlar var hayır kendimden biliyorum * ... bi el atıverin şunlara...
freeday'in değişmiş halidir. eskiden tatiller bu zamanda * yapılırmış ve insanlar da buna freeday yani boş beleş gün * derlermiş. zamanla söyleye söyleye freeday, friday oluvermiş.
son yaptığı şaka ile işin dozunu kaçıran, ekran başında olanları kendisi ile akraba yapan şaka programı. iyidir hoştur ama işin dozu kaçtığı vakit o zaman işler değişir. şakadan dahi olsa kimsenin kimseye o korku dolu anları yaşatmaya hakkı yoktur. şaka diye yutturulan nane, düzeni bozulan bu dünyada görmeye alışık olduğumuz serseri tiplerden insanların içine yayılan korkudur.. ayıptır... yazıktır... günahtır...
eskiden insanların doğru kavramına * yükledikleri anlam. şöyle ki eski kitaplarda * kitabın son sayfasında yanlış- doğru çizelgesi adı altında bir çizelge vardır. ve o çizelgede yazım yanlışından kaynaklanan durumlarda aslında yazılmak istenen yazılır. bir nevi edit. işte o çizelgede yanlış kelimesinin karşısında doğru yerine ilginç bir şekilde sevap kelimesi bulunmaktadır.
içindeki sahneler düşünülüp , direk ingilizceden düz mantık çeviri yapıldığında doğru olan önermedir. içinde o kadar çok aşk* var ki grup olanı bile vardır ... *
ön yargılı olmaktır. insan her ne kadar ben böyle yapmıyorum benim için varsa yoksa insanlık kardeşim , dış güzellik de neymiş iç güzelliğin yanında dese de üzülerek söylemek gerekir ki dış güzelliğini merak etmediğimiz, ilgimizi çekmeyen insanların iç güzellikleriyle de pek ilgilenmiyoruz. onlara ** ön yargı ile yaklaşıp e.t muamelesi yapıyoruz.