(bkz: #38804787) bazı pişmanlıklar yaşadığı bu günlerde gözlerden kaçmayan arkadaşın (bkz: tülay geri dön nolur) konseptli üstü kapalı mesaj verme çabasıdır.
yem veya benzeri bir şeyle değil baya ağ atarak kandırıyoruz.
güzel güzel yoluna bakıp, işine gücüne gidip gelen balıkları, yollarının üstüne kurduğumuz ve görmedikleri tuzaklar ile yakalıyoruz. sonrası ilk entrynin ilgili kısmıyla aynı devam ediyor. Tavaydı, fırındı kişinin zevkine göre değişir.
Buradan da bilinçsiz avlanmaya karşı çıkalım. Bırakın o yavrucaklar denizlerde büyüsünler ve afiyetle hüpletilecek kıvama kadar gelsinler. Sonra yine avlanırsınız. Yoksa denizler kurumak üzere.
O güzelim şehrin içine ederken hiç acımamışlar bile. Güzelliğin, modernleşme ve kentleşme adı altında nasıl altının oyulduğunun ve içinin boşaltıldığının en güzel örneklerinden birisidir bursa. Geri kalan 80 ilde de durum farklı değil gerçi ama olsun.
Kız sevgilisini nereden bulmuş diye merak ettirendir. Eğer onu da bir arkadaşlık sitesinden bulduysa o çocuğu da önceki sevgilisine mi dövdürtmüştür? dayak yiyen çocuk ile şu anki durum nedir?
akıllara bir sürü soru getiren duruma sahip klas bir hanımefendi.
Maalesef bu ülkenin son 20 yılının özeti budur. Herhangi bir konunun uzmanı olmayan insanların bağıra bağıra, salyalar akıta akıta konuştuğu, bilen insanların ise aşağılandığı bir ülke olduk.
"dostlar alışverişte görsün" anlayışından başka bir şey değildir. Zira yapmaya çalıştıkları her işte yarardan çok gösterişe bakan iktidarın pandemi döneminde yaptığı benzer şeylerden sadece birisidir.
Pandemi başında insanlar maske için birbirini keserken biz yine tutup ingilitere'ye tıbbi malzeme ve maske falan gönderiyorduk. Bu işlerin akıl ile yapılmadığı çok belli. Hadi maske işini bir şekilde idare edersin ama burada söz konusu aşı ise sen milletinin hakkını tutup başkasına veremezsin.
neden acaba bu ülkede ya da dünyada sizin görüşünüzün haricinizde düşünceleri olan insanların olabileceğini ve bunları gayet özgürce yaşayabileceklerini kabul etmiyorsunuz.
yani neden benim düşünceme göre herkes yaşasın istiyorsunuz. size ne arkadaşım. siz istediğinizi yaşayın. geri kalanlar da istediğini yaşasın. neyi kabul etmek istemiyorsunuz.
Bi ekşidekiler bi de hamilton dünden beri ağlıyor amk.
Ekşidekiler asfalt yeni döküldü diye ağlıyor. Hamilton yol tutuş yok diye.
Kasım'ın 14'ü olduğunu ve hava sıcaklığının 10 derece olduğunu hatırlatırım amk. Dünyanın hangi pistinde olursa olsunlar bu sıcaklıkta lastikler çalışmaz ve yere basma gücü kolay üretilemez.
Koca fia boş yere mi her ülkede şort giyilecek zamanda yarış düzenliyor zannediyorsunuz.