sebebi en son peygamber en yozlaşmış, en yoldan sapmış, en salak ırka gelmiş olmasıdır inanca göre.
yüce değil, eziklerdir.
eliyle pilav yiyenler entry girmesin.
Herkes kaynaşma amacı güderken, köşede bucakta hep tek takılan, tanışma ortamlarından hızlıca kaçan, hatta tanışma dersine son dakika girip hocalara selam çakıp çıkan kişidir.
Evet, benim.
Doğru olan önerme olduğunu açık saçık söylüyorum. Neden mi?
Başarılı bir savaş sonrasında, bi süre sonra çıkan soyadı kanunu ile önerilen veya isteği ile aldığı Atatürk soyismi kesinlikle bunu gösterir.
Bir insan nasıl olur da kendini türklerin atası olarak görür.
Üstüne üstlük selanik'te sabetaist şemsi efendiden ders alan biri.
Ben de artık gerçek bilgileri paylaşmak istiyorum aziz dostlarım.
Yıllar boyu Moğol diye iteledikleri cengiz Han aslında kürttür.
Peki buna nereden vardık? Nasıl bir kaynak var.
Mehmet Türkmen isimli yazarın cengiz Han gerçekleri isimli kitabında bütün detaylar var. Okumak isteyen varsa buyursun okusun tabii.
Özetle anlatılacak bazı şeylerden birisi şudur : cengiz Han bilirsiniz insanlara farklı işkenceleri ile meşhurdur. Örneğin bacaklarından ve kollarından bir insanı dört kişinin çekmesi ile parçalanarak ölmesi gibi.
Aslında bu bir kürt ayinidir. ÇERBOŞA isimli Kürtlerin ölüm tanrısına kurban vermenin tek yolu budur. Savaşta esir edindiğiniz kişilerin yedide birine bunu yapmazsanız, rakibin gün gelip intikam alacağına inanılır.
Bu yüzden sürekli yapılan bir ayindir.
Şu anda esir olarak alınan askerlere de bu işkence yapılmaktadır.
Sözler:
Eylül sonu ekim dedi mi
Sonbahar geldi gene tuttu elimi
Uzun bir sessizlik sesi filmi
Kara düzen bağlama bozlak mevsimi
Üşümüş dilimi sıcak çay ısıtmış
Rüzgar şarkı söylüyor adı ıslıkmış
Ne güzel di mi hafif ve salınık
Dertlerime yol verdim yok onlar artık
Şimdi saat sekizi azcık geçiyor
Kimi sevap kimi de haram içiyor
Ben romeo değilim juliet arıyan
Sen neye inanmak istersen ona inan
Kısık göz kısık ses pazar günü
Kerem ve meriç kardeşimle geçirdim dünü
Bu yazımın günlüğü tüm kışlara
Selam olsun kurşuni kanatlı kuşlara
NAKARAT
Kumbarada biriken bozukluklar gibi
Darmadağın yalnızken insan
iki cümle kursam sonbaharda
Sen sansan ki geldi NiSAN
Yatalak geçirdiğim 1 seneye
Ekleyiver yazdığım tüm şarkıları
Kalplerimiz ya kırık ya yaralı
Ben anladım olayı yalnızlığa sarılıp
Bir yerden tanıdık gelebilir sana
Gölgen bile yok ışıklar kapandığında
Konuşacak bir şey de kalmadı da sanki
Her satırda özlem ve hasret saki
Dolduruyor gırtlağıma kadar yine beni
Düşünmüyom desem de düşünüyom seni
Açtım gene bir paket tütünü yeni
içiyom ciğerime ciğerime seni
Neyse ben hiç darılmadım ki sana
Harbiden de kavuşmadım ki sana
Kader nasip böyleymiş be güzelim
Tek bastonumla da ben güzelim
Üçüncü dünya savaşının yolda olduğunu ve dördüncüsünün de olacağına kemikleşmiş bir inancı olan indigo Jonathan Livingston'un 4.dünya savaşı isimli şarkısında geçen nakarat kısmından bir bölüm.
Tamam üye oldun anladık. Yazar olmak için aşırı sabırsızsın ona da tamam. Lan ne diye sapık gibi takip ediyorsunuz. Hayır bir şey de yapamıyorsunuz. Heyecan yaşamıyorsunuz.
Zall şu özelliği onlardan all.