filmi alt yazısız izlediğim halde, gürcü kadın karakterlerinin diyaloglarını ve lazca konuşan yöre halkının diyaloglarını dillerini bilmememe rağmen rahatlıkla anladım. zaten bu filmin ne kadar başarılı olduğunu bu cümle anlatmaya yeter. film harika bir karadeniz belgeseli olmuş. müzik ve görüntüler uyum içinde. ancak tüm bu olumlu eleştirilerin yanında bu başarılı filmin eksikleri yok denemez, senaryo yavan kalmış, görüntüler, bakışmalar maalesef bu eksikliği dengeleyici boyutda değil. tamam filmde çok fazla diyalog ve hareket yok bu bir surunda değil ama konunun daha iyi anlatılması gerekirdi biraz yüzeysel olmuş.
insanın doğumu ve ölümü arasındaki yıllarda zoraki yaptırımlarla gerçekleştirilen olgudur.
Olgun olmak zorundasın çünkü hayat önce sınav yapıp sonra ders veriyor. olgun olmak zorundasın çünkü hayat olgun insanları yaşatıyor içinde. olgun olmak zorundasın çünkü iş hayatına atılmak, para kazanmak zorundasın. olgun olmak zorundasın çocukların, eşin senden bunu bekler. olgun olmak zorundasın istesende çocuk kalamazsın etrafındakiler seni olgunlaştırır.
sorumlulukları taşımak için olgun olmak zarundasın.
insan sevdiğini hiç üzer mi?
sebepsizce hiç ona küser mi?
eğlenerek oynamak varken, dediği anda
gözlerini şirin şirin açıp kapamasına hayran kalınası sesi güzel çizgi film kahramanıdır.
aşırı yüzeysel, insanın verdiği paranın nasıl boş bir yere gittiğini düşünüp kendini enayi gibi hissetmesine sebep olan basıt bir kitaptır. kaldıki sol sayfaları boş çocuk kandırır gibi kalın kitap okuyorum hissi uyandırmaya çalışılmıştır.
kanım dondu deyimini can dündar madımak belgeselinde resmen yaşatmıştır. ihlas haber ajansına helal olsun gerçekten değerli bir ajans olduğunu madımak görüntüleriyle ortaya koymuştur. bana kalırsa tek taraflı bir olay değildir ama elbette baskın bir tarafda yok değildir. yaşanmış, bitmiş, izleri kalmış bir katliamdır. yapılması gereken, ders almak ve seçimlerimizi bu doğrultuda yapmaktır.
insanın ateşlerde yansın, başına balyozla defalarca vurulsun, ölsün yani, bitsin, tükensin ama ensest, tecavüz, taciz ve buna benzer durumlar yaşamazsın yaşamaya mahkum edilmesin.
star tvde ilk yaptığı ramazan programlarını hatırlıyorum; Peygamber efendimiz (s.a.s) in hayatından kesitleri anlatırdı, sabahlara kadar ağlatırdı. O ilk çıktığı sene büyük sempati kazanmıştı ama bir dizi nasıl kanal değiştirince tadı bozulursa bu programında tadı bozuldu, haşa nihat hatipoğlu hala baş tacıdır ama değişen formatların kurbanı olmuştur inşallah seneye daha güzel formatla çıkar karşımıza çünkü kendisi gerçekten bilgili bir din adamıdır, bildiklerini insanlara aktarması gerekir.
korkudan titretmek. Ne büyük çaresizlik. Bugün başbakan şehit evine taziyeye gidiyor, o ailenin 2.30 saat yüzüne bakıyor, çıkıyor ve çılgın kalabalık "türkiye seninle gurur duyuyor diye bağırıyor. Türkiye başbakanıyla gurur duysun ama başbakanın oğlu amerikada yan gelip yatarken, mehmetcik askerde basbakanımızın da söylediği gibi yan gelip yatmıyor.
Terör; bayram üstü insanların ocaklarına ateş düşürebilen ,allahın belasını vermesi, kökünün kuruması gereken, bir olgudur.
türk asıllı alman oyuncudur. fatih akının cannes ödüllü yaşamın kıyısında adlı filmde ve bizim büyük çaresizliğimiz adlı seyfi teoman filminde oynamıştır. bu iki film dışında almanya'da dizilerde ve tiyatrolarda rol almıştır. türklerin yurt dışında başarı elde etmesi insanı gururlandırıyor, devam etsin biz burdan destekliyoruz kendisini.
yani bir insan filmi neden izlediğini bilmez mi? ya da film sıktıysa kapatır. yok arkadaş bu film bir başka! o yılan, çocuğun sütçü olması, ördek yavrusu, ışık... çok başka birşey, filmi izlerken sıkıntıdan öldüm ama o kadarda sevdim bu bir başarımıdır bilemem ama yumurta ve bal sütden daha iyiydi.
süt yumurta ve bal bir semih kaplanoğlu üçlemesi. bal filmini kesinlikle hıncal uluç izlettirdi;
-anlamam çok ağır demeyin en azından yeşilliği seyredin. dedi
izledim yeşillik bir yana konusuda gayet ilgi çekiciydi. son dönemin popüler filmleri olan düzmece aşk hikayelerindense yumurtayı balı yeğlerim.
yumurta bulmaca gibiydi köpekli sahnede aşırı geriliyor insan, kuyu sahnesi, sileceklerin kırılması, olayın değil durumların anlatılması, adak, gerçekten başarılı siyad doğru bir seçim yapmış.
helal olsun semih kaplan'a bunca eleştiriye rağmen şevkini kırmadan devam ediyor başarıyor birşeyleri kesinlikle devam etmeli.
genelde türkiyede çocuklara okutulan ilk romandır ve bu romanı okuyan kısım kitap okumayı sever okumayan kısım sevmez. reşat nuri'nin narin feridesini trt1 de aydan şener harika oynamıştır ki yıl 2011 hala izleniyor. bu tarz eserler eskimiyor yıl alıyor ve şarap misali değerleniyor.
bir zamanlar rahat batması bölümünde uyuyan ev halkını gecenin bir saatinde ayağa diktiğim radyo programıydı. zkcnin popüler olmasıyla, tvye geçiş yapmasıyla, sky türk ve star tvdeki programları izledikden sonra soğuduğum radyo programıdır. matrax farklılıkdı şimdi popüler oldu...
aslında filmin konusu çok farklı bu konu çok daha başka şekilde işlenebilirdi. sahneler çok klişe olmuş dizi izler gibi, biliyorsun olayların nasıl akacağını filmin metini ilgi çekici değildi. duygu karakterini canlandıran oyuncu hiç olmamış yavan kalmış ama sezai çok başarılıydı.
leman'ın en genç çizeridir. liseden müdürü dövdüğü için atılmıştır. harakiri adlı +18lik derginin 17 lik çizeriydi, fakat dergi evlilik dışı ilişkiye özendirdiği için kapandı. m.k.perker'in izinden gittiğini söylüyor ve bunun için yurt dışına açılması gerektiğine inanıyor. yolu açık olsun ama eğitimini tamamlamadan olmasın.
veda adlı eseri insan kalbine büyük etkiler bırakır. aşkın cesaretini ortaya koyar. yazdığı kitapların hepsi akıcıdır. canan tan ile kıyaslar çoğu kişi ama ayşe kulin'in tarzıyla canan tan'ın tarzı çok farklı canan tan çok boş bilgiler bırakır ama ayşe kulin dolu eserler çıkarır. ayşe kulin'in yaşam tarzı, çevresi, yetişme şekli her insanı imrendirecek değer ve kalitededir. son yazdığı hayat ve hüzünde babasına düşkünlüğünü çok kıskandım.
dejavu adlı grup üyesi, son derece sempatik, şıkır şıkır, fıkır fıkır, bira, karikatür, müzik seven renkli kişilik. annesi karnında mozart dinletmiş ama oğlu rakçı olmuş iyi mi?