vardır böyle insanlar. yeminle var, ben gördüm. çıkarlar, gezerler tozarlar herşey iyi herşey güzel, sevgilisinden değerlisi yok o an onun için. ayrıldığı an sövmeye başlar karşısındaki insana. sanki karşısındaki insan iki gün önce seni seviyorum dediği insan değil de can düşmanı. bir de savunurlar bu davranışlarını haketti o diye. sorarlar insana madem küfrü hakedecek adamdı neden çıktın onca zaman salak mısın sen diye?
çok zor bir durumdur. hergün onlarca hasta insanın bindiği otobüslere binmek zorundasınızdır. ama bu durumu zorlaştıran o insanların hasta olması vs. değildir, o otobüste 10-12 yaşında, büyük ihtimalle kansere yakalanmış, gördüğü tedavi nedeniyle saçları dökülmeye başlamış çocuğun annesinin kucağında yaptığı yolculuğa şahit olmaktır. annenin acı dolu bakışlarını görmektir zor olan.
dünya'nın adaletine söver, hayatın gerçekleriyle yüzleşirsiniz. ve bu manzaraya o kadar sık şahit olursunuz ki ya artık önemsememeye başlar, bir terslik yokmuş gibi davranırsınız; ya da hergün içiniz sızlayarak derse, sınava gitmek zorunda kalırsınız.
malum facebooku bilmeyen yok. 45 yaşındaki amcam bile facebook açmış kendine. arada birbirimizi dürtüp hasret gideriyoruz.
facebook denen meret mübarek televoleden, pazar keyfinden daha hızlı çalışan magazin sitesi gibi. olaylar anında piyasaya düşüyor. yok merve sevgilisinden ayrıldı, yok mahmut yeni sevgili yaptı, yok kemal'in karışık bi ilişkisi var falan. bu karışık ilişki muhabbetini de anlamadım zaten. bi ilişki ya vardır ya yoktur. bir ilişki nasıl karışık olabilir ki. şimdi kemal bi yandan ayşin'e çakarken bi yandan gidip necmettin'e mi vurduruyo?
normal şartlar altında kalkıp da medeni halimi sosyal durumumu millete açıklayacak bi insan değilim. ama kızların sevgililerini "bu benim malım yan gözle bakanı yakarım" anlamında işaretlemeyi ne kadar sevdiklerini biliriz. sakin bi yerde oturursunuz utanıyorum der geri çeker kendini. allem eder kallem eder öptürmez bile. ama yolda yürürken karşıdan 2-3 tane taş hatun geldiğini görsün direk kondurur öpücüğü, utanma falan yalan olur yani. aynı olayı facebookta da yaparlar. tripten tribe girerler ille de koydururlar o in a relationship yazısını profile.
velhasılı kelam, gün gelir sevgiliden ayrılırsınız. facebooku her açtığınızda o in a relationship yazısı gözünüze batmaya başlar. kaldırmak gerekir, kaldırırsınız da*. profilinizde ve arkadaş, eski sevgililer, yeni sevgili adayları vs. hepsinin haberler kısmında quafin is now single yazısı belirir. heh işte konunun asıl acı kısmı bundan sonra başlar. bu sefer de o single yazısı insana yalnızlığını hatırlatmaya başlar bi de insanın gözüne sokarcasına bi kırık kalp koyarlar yanında. tamam ulan biliyoruz yalnızız da insanın gözüne sokmak da neyin nesi. yine dellenir bunu da silersiniz haberlerden. bu sefer de arkadaşlar başlar dürtmeye. noldu lan neden ayrıldınızlar, ahh canım benim kıyamam sana lar, sen beni bu kız için terk etmiştin di mi ohh olsun lar havada uçuşur. iyice çıldırtır adamı. cinnet geçirtir, hesabını sildirir kimi zaman. o derece de pis bi duygudur. neyse ne demiştik..
ben ciddi ciddi böyle bir istihbarat timinin olduğunu, hatta bu timin dünyadaki bir çok istihbarat timinden daha iyi çalıştığını düşünmeye başladım.
önce tam bu cemaate ve cemaatin desteğindeki akp iktidarına yönelik ağır eleştiriler yapıldığı sırada, komutanların ses kayıtlarının ortaya çıkması, akabinde aktütün sınır karakoluna yapılan saldırıyla alakalı çok gizli, dikkatinizi çekerim çok gizli, ibareli raporların ilk olarak bu cemaate yakınlığıyla bilinen yayın organlarında belirmeye başlaması ciddi biçimde beni işkillendirmiştir.
bu cemaati az çok takip edenler emniyete nasıl sızdıklarını ve orduya da nasıl sızmak istediklerini bilir. emniyetin büyük ölçüde cemaatin eline geçtiğini biliniyordu. ancak ordu içinde henüz çok ciddi bir yapılanmaya gidemedikleri düşünülüyordu. bu son olaylar gösterdi ki ordu içerisinde de çok gizli ibareli raporları elde edebilecek kadar yükselmişlerdir.
ab yi zkim, ülkeme bi şey olmasın. kapanır kapanmaz o ayrı konu; ancak bunca söylemden, yapılanlardan sonra bu davanın açılmaması saçmalık olurdu. söylenen sözler akp nin laiklik hakkındaki görüşlerinde şüphe oluşturmuştur. bırakın yasalar çerçevesinde hukuk karar versin, ve yapılanlar laikliğe aykırımıdır değilmidir netleşsin.
varlığı kesin olarak kanıtlanamayan, ancak var olduklarına dahil kanıtlar bulunan örgüt ya da örgütümsülerdir. örnek verelim daha iyi anlaşılsın;
seoviö: ben buna seri eksi oy veren ipneler örgütü diyorum. eksi oy vermede 10 sn kuralı olmasına rağmen 2-3 saniye içinde 8-10 adet eksi oy verebilme yeteneğine sahip olan bu örgüt, çok koordineli çalışmaktadır. önceden seçilmiş olan hedefe aynı anda saldırı başlatarak yazarı şok edebilecek yeteneğe sahiptirler.
shkö: açılımı sözlük halk kurtuluş örgütü olan, kendini devrimci düşünceye adayan komünist düşünceli yazarlardan oluşan bu örgüt sözlüğün ücra köşelerini kendilerine mesken edinerek uçurulma pahasına gerilla mücadelesi vermektedir. komünizm ya da devrim kelimelerinin geçtiği başlıklara anında misilleme yapabilme yeteneğine sahiptirler. kendilerini sol frame kilitleme, entry yakma, yazar kaçırma gibi eylemlerini merakla bekliyoruz.
työ: tespitçi yazarlar örgütü an itibariyle benim de dahil olduğum örgüttür. çevrede ya da sözlük içinde elde ettikleri tespitleri anında entry olarak girebilme yetisine sahip yazarlardan oluşur. diğer örgütlere nazaran daha az zararlı bir örgüttür.
edit: bu entry den sonra varlıklarına iyiden iyiye inanmaya başladım. özellikle seoviö ye.
