neydi bizi ayıran?
gördüklerimiz mi?
yanındayken
bıkmayıp da
kaçtım senden
bıkmayıp da
kaçtım senden
ben ben ben sıçarım böyle aşkın ta içine
ben ben ben sıçarım böyle aşkın ta içine
ben ben ben sıçarım böyle aşkın ta içine
ben ben ben sıçarım böyle aşkın ta içine
neydi bizi ayıran?
gördüklerimiz mi?
yanındayken
bıkmayıp da
kaçtım senden
bıkmayıp da
kaçtım senden
ben ben ben sıçarım böyle aşkın ta içine
ben ben ben sıçarım böyle aşkın ta içine
ben ben ben sıçarım böyle aşkın ta içine
ben ben ben sıçarım böyle aşkın ta içine
ben ben ben..
sıçarım böyle aşkın taa içine
ben ben ben sıçarım böyle aşkın ta içine
ben ben ben sıçarım böyle aşkın ta içine
ben ben ben sıçarım böyle aşkın taa içine
ben ben ben sıçarım böyle aşkın taa içine.
efendim şili'de bir okul sezonu, mart ile aralık ayları arasında oluyor. ve psu da aralık ayında. yanılmıyorsam, okul sezonu bitimiyle sınav arasında iki haftalık bir boşluk oluyor. falan filan.
tuvalette* aklıma gelen şey. sonra da denedim, nasıl yapıldığını unuttuğum bir şeyin(hayır çiş değil) nasıl yapıldığını hatırlamak için, olmadı ama. tuvalette hatırlama işi spontane gelişen bir şeymiş. bilinçli olmuyormuş. devam edeyim, o zaman türk'ün aklı tuvalette(sıçarken de diyorlar buna) çalışır lafını göz önünde bulundurursak, türk bir adamı ya da türk bir kadını tuvalete kapatıp "al sana tuvalet kağıdı, sen düşün bi, google chrome falan yarat." denilip harika fikirler beklememeliyiz. hatta, tuvaletin kapısını da eğer içeriye tıktığımız kişiden daha hızlı koşabilecek değilsek açmamalıyız. belki kini, kızgınlığı mik-kem-mel bir fikir olarak düşündü yavrucağız.
not: aramaya falan inanmıyorum ya. varsın silinsin. arada kaynarımsdkfjsklf.
aslında bir stooges şarkısı, ilk albümlerinden ama şarkıyı benim için önemli yapan sex pistols. rotten, şarkıyı yarı doğaçlama(sallama yani lan) yarı aslında sadık söyledi bunu, en son. bilmiyorum inanılmaz bir konser. dehşet bir son. burun karıştırımı. her şeyin sonuydu. "lanet, neden devam edeyim ki?". bence çok dokunaklı. çok acayip ya. gitti yani işte bitti. diğerleri çalmaya devam ediyor ama rotten çömelmiş burnunu karıştırıyor, insanları izliyor. 1978. muhteşem. muhteşem derecesinde hüzünlü görüntüler. no fun babe. no fun to be alone. walking by myself. ah rotten. içim burkuluyor.
inanılmaz bir şeydir. o kadar öldürülesi şey var ki, hani o türkiye'yi överken kullandığımız "mozaik" şeyinden de anlaşılabileceği üzere. başta kürtler olmak üzere, işte o klişe ermeni-laz-çerkez-abhaz bilmem ne şeyini buraya ekle. başta kürtler, çünkü ben faşistim, eşitlikçi değilim ki hepsini aynı derecede öldürmek isteyeyim. alabildiğine sağındayım ideolojik "çember"in. cehennemin dibindeyim ve cehennemden çıkan çılgın türk'üm.
faşistseniz, türkiye tam bir cennet. henüz eşcinsellerden bahsetmedim bile. bir nevi super mario'culuk. her tarafta ezilecek böcekler, kas kafamızı -fiili anlamda- kullanarak kazanabileceğimiz paralar.. bok var burda bok.
inanılmaz bir şeydir. muhteşem kızlar ve muhteşem erkeklerle dolu bu topraklarda, kimseyi aseksüel olduğunuza inandıramazsınız. ya da ben bundan garip gelir diye düşünüyorum, güzelliğimizden. oh bebek. eşcinsel erkeklerin eşcinsel "olma"* sebepleri kızların yetmemesi, kızların eşcinsel olma sebepleri erkeklerin yetmemesi olduğundan, aseksüellik, hele ki türkiye'de alabildiğine saçma bir şeydir.