hoşlandığım kıza attığım son vatsap mesajı. mesajı yollayalı 4 gün oldu hala cevap GElMEdi ama hissediyorum, er ya da geç mutlaka istediğim cevabı yazacaktır. neticede belli bir düşünme süresi çok normal.
dünyadaki fakirliğin kaynağını nüfus sanan mal önermesi.
yahu dünyada fakirlik var çünkü dünyada kendini üstün ırk sanan yüzde 0,1 lik bir kesim var ve üretilen toplam ürününün %90'ına bu şanslı, evil kesim sahip. dolaysıyla fakirliğin sebebi aslında açgözlülük, bencillik, kısaca orospu çocukluğudur, başka da bir şey değildir.
ilk üyelerinden olduğum grup. biz 11. nesiller olarak topluca burada takılmaya karar verdik, çünkü kendimizi en iyi bu grupta ifade edebiliyoruz.
not: başkan olsam iyiydi ama yardımcısı olabilirsem o da olumlu.
iktidar ortağı olmak yerine görüşlerinden ödün vermeden, doğru bildiğini söylemiş ve de uygulamış türk siyasetçi. dürüstlük abidesi. konjonktürel fırıldaklar kendisini anlayamaz.
türk gencinin kendini siktirmek için çok meraklı olması.
benim aklıma ilk bu geliyor. yoksa bir insanın bir erkekle sevişmek için üste para vermesi.. ne bileyim, başka ne olabilir ki? üstelik ortalık gül gibi karı kaynarken.
cehennemde cayır cayır yanacaktır, ve evet, biz inananlar ise bunlara bakıp "bu kişiler sözlükte dini değerlerimizle dalga geçmişlerdi, oh olsunlar, acırsak siksinler" diyeceğiz. ne sandınız ki? siz koskoca din kurumu ile dalga geçecek ve her şey yanınıza kar kalacaktı öyle mi..
içkinin de, içki satışı yapılan yerlerin de kötülük kaynağı olduğu, üstüne bir de bu kötülüğü yaydığı, bir nevi şer odağı olduğu düşünülürse gayet de yerinde bir uygulama olacaktır. içip içip sapıtan kitleler elbette ki rahatsız olacaktı, ne sandınız ki. neyse ki bu konularda hükümetimiz üzerine düşeni yerine getirme konusunda oldukça iyi.
darısı diğer kötü "aura"ların başına. tek sıkıntısı sadece camilerin değil diğer dinlerin mabetlerinin de 100 metre çevresinde yasaklanmaması, zira içki bilinen hemen her dinde kötülüklerin başıdır.
neyse, tebrikler gerçekten. bu günler için vermedik mi zaten malum partiye oylarımızı. hakkını veriyorlar.
işlerinden olmamak içindir. yoksa pek çoğu hdp'yi çok sevmez, hatta nefret eder ama özgürlük masallarına kendilerini fazla kaptırdıkları için hdp'ye oy vererek akp'yi ve akp'nin sanat gibi boş işlere karşı uygulayacağı haklı politikaları dengelemeye çalışırlar.
ismini acilen ultimate loser olarak değiştirmesi gereken parti. o kadar loser ki, kendisine inanan güzelim insanları da peşinden sürükleyip loser yapıyor. resmen insanlarımızı, gençlerimizi öğütüyor. allah belasını versindir.
fakirlerin ısrarla kullanmaya devam ettikleri, hatta bu barzoları ihya ettikleri yok olası firmalardır. bunun yerine 1 tl farkla rahatça, konforlu ve hızlı bir biçimde uçmak istemez miydiniz? istemezdiniz. neden? çünkü siz de barzosunuz.
hdp'lileri doğal vahşi ortamlarından şehir hayatına salınmadan önce yapılması gereken şey. böylece hareketleri bilimsel yöntemlerle izlenerek insanlık ve bilim adına şeyler ortaya çıkartılabilir, önceden yapacakları tahmin edilerek olası istenmeyen durumların önüne geçilebilir. bence güzel bir yöntem, başarılı. evet.
az önce başıma gelmiş enteresan durum. keşke o da bana aşık olsaydı, eminim solcu olduğu için verirdi de. eğer benimle çıkmayı kabul etseydi hdp'ye bile oy verebilirdim oysa.
çok zeki bir ideolojinin ürünü olan gaste. sağolsunlar o kadar zekidirler, o kadar beyinlidirler ki, bizim yerimize de düşünüyorlar, eksik olmasınlar.
yoksa biz beyinsizler ne yapardık, öyle değil mi emin başgan?
doğru işleri yapacağından şüphe duymadığım bir genel başkana ve ideolojiye sahip parti. özellikle genç ve liberal, eğitimli insanlardan oy alabilir, iktidara bile yürüyebilirdi, eğer bir ortadoğu ülkesi olmasaydı.
buralarda işler "biraz" farklı yürüyor çünkü.
edit: yine de yolu açık olsun. belki başka bir bahara.
buralara kadar hep oy çalarak gelmiş bir partinin son icraatıdır. şaşırdık mı? elbette hayır.
doğudaki insanlardan dinlerseniz zaten benzer hikayeleri canlı canlı duyabilirsiniz. bir elinde ak-47 ile siyaset yapmaya çalışan kürt ırkçıları bunları hep yapıyor, neden bu kadar şaşırıyorsunuz ki?