evet efendim..
öz türkçe olarak kullanmak istediğimiz kelimeler var. yabancı dillerden alıntı yapmamaya dikkat ediyoruz ama selamun aleyküm ( müslümanlıktan kaynaklı ) dilimize girmiştir. bunun dışında merhaba kelimesi de var oda arapça. akıllarımıza acaba eskiden türklerin kendine özgü selamlaşma kelimesi yok muydu ? diye bir soru getiriyor. bu sorunu türk dil kurumuna havale ediyorum.
gallerli bir rock grubu olan manic streets preachers ın ilk albümü olan generation terrorists in prodüktörlüğünü 10 şubat 1992 de steve brown yapmıştır. blackbarn stüdyolarında geçirilen 23 haftanın sonunda bütün basları ve gitarları grubun vokalisti james dean bradfield yazdı. amerika listelerinin üst sıralarında bulunan aşırı politik şarkılar nedeniyle de democracy coma adlı şarkı albüme eklendi. albümün tamamlanmış hali sansürsüzdü ve heryerde satılmaya başlandı. gerçek ismi nicholas jones olan nicky wire de albümün bütün sözlerini yazdı. albümün politik kimliği dışında grubun üyeleri, ingiltereli gruplardan the clash ve public enemy den de şarkı sözleri aldılar.
not: wikipediden alıntıdır.
not 2 : ingilizceden tarafımca çevirilmiştir. bir kusurumuz var ise affola...
takma adı çekirdek canavarıdır. ve evdeki bütün çekirdekleri bitirebilir bu baba.
tamda canınızın çektiği sırada, aldığım çekirdek nerde ya ? diye kendi içinizden sorarsınız... çekirdeği aramaya koyulursunuz ve nihayet salonda bulduktan sonra sehpanın üzerindeki tabakta çekirdek çöplerini görmenizle birlikte kafanızdan aşağıya kaynar suların dökülmesi bir olur. bakayım pakete belki biraz bırakmıştır diye ümitlenirsiniz. paketin içine bakılır biraz bırakmış ne düşünceli adam dersiniz. odaya gidilir ve pakete el atılır.. (herşey tamamdır mutfaktan çekirdeğin çöpünü atmak için tabak bile getirilmiştir)ama birde ne göreyim ? çekirdek paketinin içerisinde çekirdek çöpleri var.*
Galatasaray ın Brezilyalı golcüsü Jo Silva, Galatasaray Televizyonunda yayınlanan Son Pas programına katıldı.
Son günlerde ortaya çıkan ve gündemi oluşturan konular hakkında neler söylemek istersin?
Öncelikle özür dilemek istiyorum. Ama taraftarlarımız gazetelerde çıkan bütün haberlere inanmasınlar. Çünkü bütün haberler doğru değil. Yanlış bir şey yaptıysam bundan dolayı pişmanlık duyuyorum ve özür diliyorum taraftarlarımızdan. Çünkü Galatasaray Kulübünün ne kadar büyük bir camia olduğunu biliyorum. Ne olursa olsun önce özür dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Bu konuyu biraz açabilir misin? Ayrıntısını senden dinleyelim.
Buraya geliş amacım daha önceki kulüplerimde de olduğu gibi şampiyonluk yaşamak. Özellikle gittiğim zaman Galatasaray camiasından da, taraftarından da iyi ayrılıp, burada iyi bir şekilde hatırlanmak istiyorum. iyi bir izlenim bırakmak istiyorum. Gollerimin ve şampiyonlukların hatırlanmasını istiyorum. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ama az önce de söylediğim gibi yanlış bir şey yapılmışsa mutlaka bundan pişmanlık duyuyorum ve özür diliyorum.
Havaalanında çok kalabalık bir kitle seni karşılamış ve bağrına basmıştı. Aynı grubun bir bölümü pazar akşamı Ali Sami Yen de seni ıslıkladı. O andaki ruh hâlini bizimle paylaşabilir misin? Neler hissettin? Bu tepkiyi bekliyor muydun?
Son maçta gösterilen protestolardan dolayı üzgünüm. Ama bu protestoları kesinlikle kınamıyorum. Taraftar her zaman haklıdır. Sonuçta onlar da bizden başarı bekliyor. O yüzden protestolarla ilgili herhangi bir sıkıntım yok. Benim hakkımda çıkan bazı haberler vardı. Taraftarlar bunun doğru olup olmadığını bilmiyordu. Bunun üzerine böyle bir tepki göstermekte haklılar. Ama şunu da unutmasınlar ki hem ben, hem de diğer arkadaşlarım onları mutlu etmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Demin de söylediğim gibi bir özür borcum vardı. Özür de diledim taraftarlardan. Eğer yanlış yapılmış bir şey varsa bundan dolayı pişmanım ve özür diliyorum. Ama her çıkan habere de inanmasınlar. Son maçtaki tepkiden dolayı tabii ki üzgünüm. Ama taraftar haklıdır diye yorumluyorum.
Senin ağzından istanbul daki yaşantını dinleyebilir miyiz?
Özel hayatımı abartılı yaşamayı seven bir insan değilim. Burada yaşadığım bazı arkadaşlarım var. Ama bu sadece istanbula özel bir durum değil. Rusya ve ingilterede oynarken de yaşadığım üç arkadaşım var. Bunlardan biri bayan, ikisi erkek. iki erkek arkadaşımın ingilizcesi gayet iyi. Bu yüzden bana çok yardımcı oluyorlar. Banka işlerim olsun, özel hayatımdaki bazı işlerim olsun hep onlar hallediyor. Yanımda çalışan bayan hem temizlik, hem de yemek anlamında bize yardımcı oluyor. Rusya ve ingilteredeyken de beraber yaşadığım insanlar. Ben de 23 yaşındayım sonuçta. Yalnız yaşamaktansa arkadaşlarımla yaşamayı, onlarla konuşmayı, bir şeyler paylaşmayı, dertleşmeyi seviyorum. O yüzden beraber yaşıyoruz ama özel hayatımda abartılacak bir şey yok. Normal yaşayan bir insanım.
Brezilya, Rusya ve ingilterede oynadın. Türkiyedeki insanların biraz daha fazla tepki vermesini daha hassas ve duygusal olmasına mı bağlamak lazım? Bu konuda söylemek istediğin başka bir şey var mı?
Her ülkenin kendine göre farklı kültürel bir yapısı var. Olaylara karşı verilen tepkiler çok farklı. Rusya da da, ingiltere de de farklıydı. Türkiye de de farklı. Her ülkenin kendi yapısı var. Türkiye de biraz daha fazla. Belki de sizin dediğiniz gibi daha duygusallar. Biraz daha fanatik olabilirler. Ben bunu çok iyi anlıyorum. Buna da çok büyük saygı duyuyorum.
Çok başarılı olduğun CSKA Moskova günlerine gidecek olursak, oradaki yaşantın, antrenman sistemi, kalan zamanları değerlendirmenle, Galatasaray daki arasında bazı değişiklikler var mı? Yoksa Jo, ingiltere ve Rusya da da hep böyle miydi?
Rusya, ingiltere ve Türkiye deki yaşantımda, antrenman sistemimde hiçbir değişiklik yok. Rusya da bir çok başarıya imza attım. ingiltere ve burada da golle iyi bir başlangıç yaptım. Her gittiğim yerde öncelikli amacım başarılı olmak. Özellikle Galatasaray gibi büyük bir camiada. Özel hayatımda çok fazla abartılacak şeyler yok. Normal yaşayan bir insanım. Az önce söylediğim arkadaşlarımla beraber yaşıyorum. 23 yaşındayım ve tek yaşamaktansa, arkadaşlarımla yaşamayı tercih ediyorum. Çünkü bana çok yardımcı oluyorlar. Onun haricinde burada da tabii ki başarılı olmak istiyorum. Büyük başarılara imza atmak istiyorum. Çünkü taraftarlara olan saygım sonsuz. Beni ilk geldiğimde nasıl karşıladıkları hala aklımda. Hiç aklımdan çıkmıyor. Kalan maçlarda da sonuna kadar gidip daha önce oynadığım yerlerde yakaladığım başarıları burada da yakalamak istiyorum.
Daha önce yaptığımız pek çok röportajda Galatasaray da çok mutlu olduğunu, buraya çabuk adapte olduğunu, istanbulu, Galatasarayı ve taraftarını çok sevdiğini hep dile getirdin. Bu son tepki sonrasında gitme veya kalma düşüncesinde bir değişiklik olacak mı? Bu tepkiden sonra gelecek yıl planlamanda Galatasaraydan ayrılmayı mı düşüneceksin? Yoksa kalmak için kendini tekrar ispatlayacak mısın?
Kesinlikle düşüncelerimde bir değişiklik olmadı. Nasıl daha önce burada çok mutlu olduğumu; başarılara imza atmak, şampiyonluk yaşamak, seneye de kalmak istediğimi söylüyorsam, Diyarbakırspor maçından sonra da fikrim değişmedi çünkü taraftarın bana olan sevgisini, saygısını biliyorum. Taraftarlar kendi açılarından haklı çünkü çıkan haberlerin doğru olup olmadıklarını bilmiyorlardı. Şimdi biraz aydınlattık sanıyorum, çoğunun yalan olduğunu söyledik. Az önce de söylediğim gibi burada mutluyum, taraftarlarımızın, takım arkadaşlarımın, hocamızın, Sayın Başkanımız Adnan Polat ın, yöneticilerimizin, Haldun Bey in, herkesin yaklaşımı bana karşı çok olumlu. Kesinlikle kalmak istiyorum.
Seyircilerimizden Utku Kutoğlu, "Bu eleştiriler Jo yu negatif etkilemesin, büyük takımlarda kötü günlerde eleştrilecek iyi günlerde alkışlanacaktır. Galatasaray da bu bir ritüeldir" demiş. Bu konuda bir şey söylemek ister misin?
Kesinlikle bu tip tepkiler oluyor. Bu dünyanın her yerinde var, taraftarlar sizin her zaman başarılı olmanızı istiyor ama futbolda iniş çıkışlar olabiliyor. Tabii önemli olan her zaman kendinizi hazır tutmak; hem performans hem de mental açıdan. Bu çok normal. Futbol dünyasında başarılı olduğunuz zaman alkışlanıyorsunuz, başarısız olunca da mutlaka tepki gösteriliyor. Ama kimse unutmasın ki biz futbolcular elimizden geleni yapıyoruz. Taraftarlarımızı mutlu etmek adına, kulübü iyi yerlere taşımak adına başarısız olduğumuz zaman en az taraftarlarımız kadar üzülüyoruz ve elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
Yine seyircilerimizden biri Mehmet Celal Önder, statta maçı izleyen taraftarlardan biri olduğunu ve Galatasaray da kalmasını isteyen taraftarların çok daha fazla olduğunu belirtmemizi istemiş. O anda verilen tepkinin tamamen Jo yu ilerideki maçlar için motive etme amaçlı olduğu görüşündeler.
Kesinlikle saygı duyuyorum; sadece o maçta verilen bir tepkiydi. Beni de, bütün arkadaşlarımı da motive etti. Bundan sonra 5 maç kaldı, bence şimdi taraftarlarımızın yapması gereken hâlâ şansımız devam ederken daha önce ve her zaman olduğu gibi bizim yanımızda olmak ve bize destek vermek. Ama gösterdikleri tepkiyi de anlayabiliyorum.
Artık ligimizi çok iyi biliyorsun. Senin ve arkadaşlarının şampiyonluk inancı nasıl, son 5 haftaya girilmişken? Sence Galatasaray bu virajı nasıl dönecek?
Kesinlikle arkadaşlarımla bu konuyu aramızda konuşuyoruz; mutlaka kolay olmayacak çünkü 4 takımın da şampiyonluk şansı var ve son maça kadar bu devam edecektir. Biz de son dakikaya kadar bu mücadeleyi vereceğiz. Kolay olmayacaktır ama mutlaka şansımız var.
Peki bireysel performansınla ilgili neler söylemek istersin? CSKA Moskova da zirvede bıraktığımız Jo'ya şu anda ne kadar yakınsın? Son 5 maçta nasıl bir Jo izleyeceğiz? Yine gelen bir soru; "Burada tek santrfor oynarken zorluklar yaşıyor musun veya forvet arkası oynamayı mı tercih edersin?" Bu konularda neler söylersin?
Her ligin kendine göre zorlukları var. Galatasaray daki performansım için konuşursak belki kısa bir dönem gibi görünüyor ama bu kısa dönemde çok iyi uyum sağladığımı düşünüyorum. Çift veya tek forvet konusu ise teknik direktörün karar vereceği bir konu. Benim bu konuda bir problemim yok. Son 5 maçta elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum.
Simdi Milan Baros un da iyileşmesiyle sizi zaman zaman yan yana görebiliriz. Bu konuda bir şey söylemek ister misin?
Milan Baros un tekrar aramıza katılmasından dolayı çok mutluyum. Sonuçta çok kaliteli bir futbolcu. Farklı alternatiflerin olması bir takım için çok iyidir.
Alican Yılmaz adında bir seyircimiz demiş ki, "Jo sahada işini yaptıktan sonra özel hayatı kendisini ilgilendirir, ona başarılar diliyorum, umarım bundan sonraki haftalarda gollerini izleriz." istanbul ve Galatasaray ı nasıl bulduğunu da sormuş.
Geldiğim zaman nasıl bir ortamla karşılaşacağımı biliyordum. Sonuçta işinizi iyi yaptıktan sonra özel hayatında da biraz daha rahat edebiliyorsunuz. Galatasaray'ın çok büyük bir camia olduğunu biliyorum, şampiyonluklar yaşamak, seneye Şampiyonlar Ligi nde oynamak istiyoruz. istanbul a gelince; burada gayet mutluyum, kendimi çok rahat hissediyorum. Aynı Brezilya ya benziyor, hiçbir sıkıntım yok.
Yasin Yeşil, "Kısa sürede farklı bir ülkede adaptasyon süreci zordur. Bence Jo nun da zamana ihtiyacı var" demiş. "Seneye de burada kalırsa Jo; Dos Santos ve Elano ile birlikte Galatasaray ı kimse tutamaz" diye de ekliyor. Ne söylemek istersin?
Yeni bir ülkeye, yeni bir takıma geldiğiniz zaman adaptasyon dönemi geçiriyorsunuz ama Galatasaray da bu süreci ben daha hızlı geçtim diye düşünüyorum çünkü başta Elano, yabancı ve Türk futbolcuların hepsi çok yardımcı oldu. Seneye burada kalırsam mutlaka daha çok kendimi gösterme fırsatım olacak, daha uzun bir periyot olacak çünkü.
Son olarak bu program vasıtasıyla demeçlerin hem yazılı hem görsel medyada yarın fazlasıyla yer bulacak ve gündem uyandıracak. Bu konuda son bir mesaj alalım taraftara...
Programın başında da söylediğim gibi bir daha özür dilemek istiyorum taraftarlarımızdan çünkü onlara karşı olan saygım ve sevgim sonsuz. Onlara hak veriyorum; çıkan haberler vardı ve onlar da yanlış olup olmadığını bilmiyorlardı. Tekrar yanlış bir şey yaptıysam bunun pişmanlığını duyuyorum ve özür diliyorum ama kimsenin şüphesi olmasın ki ben Jo Alves olarak Galatasaray gibi büyük bir camiyaya başarılar, şampiyonluklar yaşamak için geldim. Önümüzdeki maçlarda da elimden geleni yapacağım ve umarım seneye kalıp daha güzel şeylere imza atarım.
topluma açık bir yerdir büyük ihtimalle.. örneğin; halk otobüsü..
otobüste yaşanan bir hadise:
a-yine mi dişlerini fırçalamadın sen ? birde bu yaşta sigara içiyorsun...
(herkesin gözü size yönelir ve kızarırsınız)
b-of anne ya...*
malumunuz efendim sözlüğümüzün isminin uludağ sözlük olmasından kaynaklanan bir olaydır. uludağ sözlüğe her girişte akla buz gibi erikli suyunun gelmesi ve mutfağa gidip bir bardak su içerek kurtulabileceğimiz hadisedir.
yalancı olduğunu kabul eden ve bunun bir hastalık derecesine ulaştığını farkedebilmiş,psikolojik bozuklukları olan insan söylemidir. bu dediği lafı kabul ederken aslında yalan söylemediği ne malumdur. değil mi ?
(bkz: mitomani)
zaman gelir, aslında bütün bu olanlar bana yapılan bir şaka olmalı dersin. etrafındaki insanların bu şakanın bir parçası olduğunu düşünürsün...
anlatılan her şeyin bir yalan olduğu aslında anne ve babanızın başkaları tarafından seçildiği, arkadaşlarınızında bu oyuna dahil olduğunu, insanların sizin acı çekmenizi zevkle izlediği bir oyun olarak görürsünüz. sonra ben kafayı mı yiyorum? dersiniz içinizden...
para kazanmak için iş bulmaya çalışmıştır. babasına bilet parası için yalvarmıştır bu insan, ağlamıştır...
sonuç olarak çaresizdir.
sevdiği müzik gruplarının konserine gitmek için yapamıyacağı şey yoktur. arkadaşları giderken kendisinin gidememesi, ruhsal yönden o kişiyi çöküntüye uğratmıştır...
kişinin çocukluk arkadaşına aşık olması ve bunu bir türlü anlatamaması sonucunda içi içini yemesi ve beyinle sikin yer değiştirilmesi sonucunda sarf edilebilecek cümledir.
üç arkadaş son paramıza kadar şaraba verip bakırköy sahilinde içtikten sonra, bir arkadaşın kör kütük sarhoş olması ve onu evine bırakmaya çalışırken daha yolun yarısına gelmeden polisin bizi üç defa çevirmesi olayıdır.ardından bir dolmuşa oto stop çekerek eve gitmemizle efsanevi gece sonuçlanmıştır.
sizi tanımayıpta ekleyen kızların % 70 i fake hesaptır.yani gerçek değildir.bu diğer % 30 luk dilimde olan kızların muhtemelen canları sıkılmıştır facebooktan erkekleri ekleyeyimde dalga geçeyim edalarındadırlar.bu olay benim başıma geldi kız mersinli beni eklemiiş fotoğraflarına baktım fake değil.herneyse baya bir konuştuk en sonunda bir gün boyunca süren bir konuşmanın ardından daha fazla muhabbet etmek istemediğini söyledi bende eyvallah dedim.
bu kızların amacı can sıkıntılarını gidermektir o yüzden kaale almayınız.a beni facebooktan kız ekledi diyipte havayada girmenin bir amacı yoktur...