bir zamanların teknoloji harikası gözüyle bakılan, içinde sıradan bir elektrikli motor bulunan cihazlar. sanırım panasonic'in en önemli kozlarından biriydi.
önbilgi: üzerine oturduğum şeyden uydurduğum bi teoridir.
x ülkesinde y insanları yaşasın ve x ülkesi a ülkesinin insanlarına zarar veriyor olsun..
a ülkesinde de b insanları yaşasın.
ortalama bir kültür ve zekaya sahip b insanlarınının beyinlerindeki bilgileri silip y insanlarına eklersek ülkenin durumunda bir değişiklik olmaz. değiştirilmiş kişiler düşüncelerinin doğru olduğuna inanır.
*ülkücü babanın ülkücü çocuğu olur, sosyalistin de sosyalist.
bu da bize toplumlarda insanlarının düşünmesinin önce ebeveynler sonra da toplumsal unsurlar tarafından bi şekilde engellendiği, zararsız olduğunu düşündüğümüz yüzlerce unsurun* farkına varamadan ölüp gittiğimizi gösterir.
gayet sıcakkanlı, hoş kızlardır. türk kızlarının aksine göt irtifası problemleri yoktur. 14-15 yaşlarındaki kızları 17-18 gösterir. hayatlarının büyük bölümlerini diskoda kıç sallayarak tüketirler. zagorka içerler ama siz beck's için, daha güzel...
--(kiev turizm)---
bulgaristan'da çok fazla sayıda genç kızın çalıştığını görebilirsiniz. bu yüzden bulgaristan'da vakit geçirirseniz bunlarla muhattab olacaksınız, size her gülümseyen kızın size iş attığını sanmayın. karılara türk milliyetçiliğine uygun şekilde yanaşalım.. *
--(kiev turizm)---
diskoya gitmeyen kesim ise nispeten daha kültürlüdür ama azdır. az olan değerlidir falan.
belli bir dönem ayırt etmekte zorlandım.. nihayetinde budur gibi kesinlik bildiremeyek bu düşünce: eğer şeklen önem verdiğimiz şey, toplum baskısından kaynaklanmayıp sadece kendimizi iyi hissetmemiz, daha iyi ifade edebilmemiz için yapılıyorsa şekilciliğin dışında tutulabilirdir.
beni bu konuyu irdelemeye iten şey siyah giyinmemdi.. orta okul zamanlarımdan beri koyu renklerde giyinmeyi severim.. ve yakın bi zaman diliminde, çevremdekilerin rock dinlediğim için siyah giyindiğimi zannedenlerden ibaret olmasından mütevellit, küpeyi yadırgıyanların şekilcilik yaptığını, bunu tamamen toplum baskısı olarak nitelendirdiğim bi sohbette, karşı tarafın "siz de şekilcisiniz, sürekli siyahlar içindesiniz" lafının büyük etkisi olmuştur. siyah giymemdeki sebep büyük devletlerin teroristlere sattığı ve satmakta olduğu silahlar sayesinde çocukluğunu ölüm korkusuyla geçiren insanların olduğu, her daim o insanlar ölüyorsa o zaman ben de hem daim yastayım düşüncemdi.. en azından bişey yapıyorum diyerek kendimi uyutmamdı.
a perfect circle'ın judith adlı şarkısında geçen söz.. maynard* abimiz öyle bi içtenlikle sarfeder ki bu cümleyi ilk kez dinleyenler bi şaşırma evresi atlatır.
böcek görüldüğü zaman çılgın atma durumu.. özellikle gece odanızda tek başınıza takılırken o yaratıklardan birini gördüğünüzde titremekten ne yapacağınızı şaşırıp böcek kaçmasın da öldüreyim diye üç buçuk atarsınız.. mesela şerefsiz hamam böcekleri hemen kaçacak bir yer bulur.. ve böcek görünürden kaçarsa anlık paranoyaklaşma durumu başlar, sanki böcek sizi öldürmek için plan yapıyor gibi davranırsınız.. ola ki raid türü bişeye sahipseniz sanki mahlukat dünyadaki herkesi yedi de bi siz kalmışsınız gibi bütün ilacı üzerine boşaltırsınız.. böyle lanet boktan bişey.
audi'nin m3 ü diyebiliriz.. bmw m3'ünde en sağlam rakibidir kendileri.. fakat audinin dsg, quattro gibi özellikleri ve tasarımı beni audi'ye yaklaştırır açıkçası..