çocukluk döneminde bir nebze olsun makul görülebilir ama büyümüşse ve hala yapıyorsa kişi, çok fenadır, yazık olucak, kendini feci harcayacaktır. şimdi o türlü güzellik yarışmalarına, programlarına da katılmaya çalışır. ama boyunun ölçüsünü aldığında güzelliğin g'sinden bahsedemeyecek hale gelecektir. *
elinde pespembe 'aşk' kitabını dolaştıran ciddi mizaçlı tarih hocalarının herhalde katılmadığı yargı. keşke katılsalar da; o, fazla, hatta çok fazla pembe olan kitabı, sert ifadeli, gayet ciddi ve otoriter olarak çevresinde ün yapmış tarih hocalarının elinde görmesek. utanmasam gidip, ilkokulda kullanılan defter kaplarından birini takıcam kitabına, öyle okusun.
yaşandığı anlarda insanın gayet hoşuna giden durum. üstelik kişi ruhsal bunalımdaysa ya da depresyona falan girmişse; insanlar tarafından farkedildiğini ve umursandığını düşünerek mutlu olur. depresyon yoksa yine de dünyanın o kadar da iğrenç biryer olmadığı, insanların o kadar da kötü olmadığı, dikkatli bakıldığında iyilikler ve güzelliklerin de olduğu düşüncesi vuku bulabilir. iyidir, hoştur, arada yapılmalıdır.
buna rağmen hep yanlış para üstü veren insanlardır. belki de ben çok iyimser yaklaştım; hesap makinesiyle hesapladı diye onun bize doğru para vereceğini düşünmemizi sağlayarak bizi keklemeye/kazıklamaya çalışıyor da olabilir. **
ikisinin arasında muhteşem bir ilişki ve sağlam bir bağ vardır.
ev sahibi teyze; kendi çocuğunu unutup, misafir çocuğa sarar, hep onu över, ev sahibi çocuğun en sevdiği oyuncaklarını gider misafir çocuğa verir, her dakka sarılır, mıncırır, türlü şirinlikler yapar. misafir çocuğa gel sen bizim çocuğumuz ol tarzında hayli mantıksız tekliflerde bulunur. peki amaç nedir, hala bilinememektedir.
misafir çocuk da; annesini unutup, gider ev sahibi teyzeye sırnaşır, anne sevgisiyle sarılır, her yaptığı pasta-börek-çörek üçlemesine türlü iltifatlar yağdırır, kendi annesinin onun kadar iyi yemek yapamadığını söyler, yerden yere vurur. ev sahibi teyzenin bizim çocuğumuz ol tekliflerine olumlu karşılık verir, yapmacık sevinir falan. onun da amacı nedir, hala bilinememektedir.
peki ev sahibi çocukla, misafir teyzeye ne olur; onlar da bi kenara pısarlar, burulurlar falan. bendeniz de hep o ev sahibi çocuk olmuşumdur ve ileride de o misafir teyze olacağımdır da oradan biliyorumdur.
alındığı günün ertesi, işe/okula geç kalan veya erken giden çok insanın olmasına sebep olan olay. bi tasarruf yapılcak diye kim bilir kaç kişi azar işitiyordur o günler.
sabahın köründe sizi uyandırma cürretinde bulunuyorsa çekilmez olan güneş ışığıdır. ne haddinedir ki koskoca perdenin arasından sızıp gözünüze gözünüze girme gafletinde bulunmuştur. esefle kınıyoruz.