sigara tüketiminin fazla olması* ve müessese çalışanlarının yoğunluğundan dolayı küllüklerle ilgilenilememesi akabinde sigara izmaritleriyle ağızına kadar dolup taşan küllüklerdir.
cümle içinde kullanmak gerekirse;
"hamdi şu küllüğü bi dök be hacıcım kerhane küllüğü gibi olmuş, bide çay koy abine hazır mutfağa gitmişken."
- alternatif türbanlı genç (siyah kıyafet, kıçta zincir, ayakta mor converse, kafada barış amblemi* desenli türban)
- gotik türbanlı genç (simsiyah kıyafet omuzları açık üzerinde file, simsiyah türban, gözlerde simsiyah makyaj)
- tiki türbanlı genç (pahalı markalardan alınan kıyafetler, suratta dolmabahçe sarayını 5 kat boyamaya yeticek kadar boya)
gibi örneklerine sokakta sıkça rastladığım genç kızlarımızın ardından memleketin imajı ne kadar bozuluyor bilmem ama çok çok komik duruma düşüldüğü sanırım gün gibi ortada. türbanın üzerine mini etek giyenler, bir kaç ay önce güven park köprüsünde dapdar türbandan tangasının üçgeni belli olan bir ablayı şahsen gördüm ve daha niceleri.
sorun şu ki, gerçekten dinine olan bağlılığından, kendini öyle huzurlu hissettiğinden dolayı kapanan kızlarımız da bu zorunlu ve göstermelik kapanan sözde dindarlar yüzünden komik duruma düşüyorlar. zaten bizim anadolu kültürümüzde olan ninelerimizin taktığı baş örtüsünün yerine bu arap kültüründe olan türbanın son dönemde halkımıza zerk edilmesinin ardından oluşan uyumsuzluktur hep bunlar.
loreena mckennitt'in the visit adlı albümünün 8. şarkısı olmakla beraber son günlerde beni kendine kitleyerek kendimden geçmemi sağlamış aşmış şarkıdır. live in paris and toronto albümündeki halide ayrıca güzeldir efenim.
the thundering waves are calling me home to you
the pounding sea is calling me home to you
on a dark new year's night
on the west coast of clare
i heard your voice singing
your eyes danced the song
your hands played the tune
t'was a vision before me.
we left the music behind and the dance carried on
as we stole away to the seashore
we smelt the brine, felt the wind in our hair
and with sadness you paused.
suddenly i knew that you'd have to go
my world was not yours, your eyes told me so
yet it was there i felt the crossroads of time
and i wondered why.
as we cast our gaze on the tumbling sea
a vision came o'er me
of thundering hooves and beating wings
in clouds above.
as you turned to go i heard you call my name,
you were like a bird in a cage spreading its wings to fly
"the old ways are lost," you sang as you flew
and i wondered why.
bünyesinde 5000 üzerinde template* bulunduran, çok yetenekli tasarımcılarla gerçekten erişilemez noktaya gelmiş internet sitesidir.
her hafta 10 üzerinde template eklenerek sürekli güncel kalmayı başarmıştır. çoğu tasarımcınında ilham almak için girdiği bu siteden birşeyler çalıp çırparak çıktığı gözlemlenmiştir.
turizmin yurdum abazanlarına manevi katkısı oranında yükselen ekonomik katkıdır. ışığı gören geliyor azizim. tabii ki gelmelerine bir itirazımız yok ama turisti her şey dahil tarifesinde getirip, dolmuşçu parayı isteyince "ben her şey dahil geldim" gibi bir kelamda bulundurtulmasın bir zahmet.* adamlar 50 euroya 5 gün krallar gibi tatil yapıyorlar.
bu arada turizmdeki in'in neden ayrı yazıldığıda ayrı bir merak konusu oldu şahsımca.
sadece 96 kb olan the produkkt tarafından üretilen bir fps oyunu. oyunun boyutuna göre inanılmaz bir kalitede oluşu insanı şaşkına çeviriyor.
oyun için gereksinimler;
cpu: 1.5 ghz pentium / athlon
ram: 512 mb
ekran kartı: 128 mb nvidia geforce ti veya ati radeon 8500 (pixel shader 1.3)
ses kartı: herhangi bir ses kartı.
directx: 9.0b